Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/123 E. 2022/408 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/123
KARAR NO :2022/408

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:22/04/2011
KARAR TARİHİ:30/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yanca davacı aleyhine 10 adet çeke dayalı olarak kambiyo takibi yapıldığını ve davacının haciz baskısı altında icra dosyasına 40.000.- TL ödediğini ancak takibe dayanak yapılan çeklerdeki ciranta imzasının davacıya ait olmadığını ileri sürerek, 40.000.- TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan istirdadına ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacının borçlusu, keşidecisi ve muhatabı olmadığını iddia ettiği çekler nedeniyle icra ve haciz baskısı altında davalıya ödemek zorunda kalınan 40.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen 26/06/2013 tarihli karar ile, iddia, savunma, toplanan deliller,alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu çekler üzerindeki ciranta imzalarının davacının eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, davacının icra dosyasına yapmış olduğu bütün itirazlarına rağmen takibe devam edildiği ve davacının icra tehdidi altında dava konusu 40.000 TL’yi ödemek zorunda kaldığı gerekçesiyle davalının kötüniyetli olduğu kanaatine varılmış, davanın kabulü ile davacının ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile dosyaya yapmış olduğu 40.000 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı aleyhinde asıl alacağın %40’ı oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2014/20036 esas, 2015/9435 karar sayılı, 25/06/2015 tarihli ilamı ile, davacının imza inkarı üzerine her ne kadar Adli Tıp Kurumu aracılığıyla bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmış ise de imza incelemesinde mukayese imza olarak alınan imza örneklerinin fotokopi belge olduğu, Yerleşik içtihatlara göre fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yapılmasının mümkün olmadığı, bu durumda dava konusu çeklerin keşide tarihinden önceki ihtilafsız döneme ait davacıya ait imza örnekleri getirilerek bu örneklerin asılları üzerinde yeniden bilirkişi raporu alınarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; yaptırılan imza incelemesiyle davaya konu çeklerdeki ciranta imzasının davacıya ait olmadığının tespit edildiği, davalı yanca, davacı tarafından dava dışı Kazım Ayyıldız ve Harun Seyri’ye verilen vekaletnamelerde, adı geçenlere davacı adına çek keşide etme yetkisi verildiğinden bahisle bu şahısları isticvabı talep edilmiş ise de, davacı tarafça bu talebe muvafakat edilmemesi ve bu hususta yapılacak incelemenin bozma ilamı kapsamında sonuca etkili olmayacak olması sebebiyle anılan talebin reddine karar verildiği, ayrıca söz konusu çeklerin dava dışı Harun Seyri tarafından düzenlenen ve davacı adına atfen sahte imzalarla işbu davanın davalısına ciro edilmiş olduğu, icra takip dosyasında davacının ısrarla söz konusu çeklerdeki ismine atfen atılan imzaların Harun Seyri tarafından sahte olarak atılmış olduğuna dair itirazları ve haciz tutanağındaki beyanlarıyla ödeme belgesindeki ısrarlı taleplerine rağmen takibe devam edilip alacağın tahsili cihetine gidilmiş olması nedeniyle davalının söz konusu icra takibinde iyi niyetli olmadığı, kötü niyetle hareket ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının icra takibine konu edilen çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile, yapılan takip kapsamında ödenen 40.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına ve asıl alacağın % 40’ı oranında 16.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafında temyizi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2020/6954 esas, 2021/6852 karar sayılı, 06/12/2021 tarihli ilamı ile; mahkemece yasal dayanağı olmadığı halde davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi doğru görülmediğinden hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Yeniden yapılan yargılamada; davacı vekili, kararın esas yönünden kesinleştiğini, kötü niyet tazminatı yönünden bozma ilamına karşı direnilmesini, davalı vekili ise, kötü niyet tazminatı yönünden bozma ilamına uyulmasını ve neticeten davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı Yargıtay bozma ilamı ile birlikte değerlendirildiğinde; mahkememiz kararının 2004 sayılı İcra İflâs Kanunu’nun 72/7. maddesiyle, takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalmış şahsın ödediği tarihten itibaren bir sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebileceği hususu düzenlendiği, haciz baskısı altında ödenen paranın istirdadına ilişkin bu tür davalarda menfi tespit davalarında olduğu gibi alacaklının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilebileceğine dair bir yasal düzenleme bulunmadığı belirtilerek yanlızca kötü niyet tazminatı yönünden bozulduğu, davalı vekilinin bunun dışında kalan sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığının değerlendirildiği anlaşılmakla mahkememiz 20/01/2020 tarihli kararında belirtildiği üzere; yaptırılan imza incelemesiyle davaya konu çeklerdeki ciranta imzasının davacıya ait olmadığı tespit edilmiş olup, her ne kadar davalı yanca, davacı tarafından dava dışı Kazım Ayyıldız ve Harun Seyri’ye verilen vekaletnamelerde, adı geçenlere davacı adına çek keşide etme yetkisi verildiğinden bahisle bu şahısları isticvabı talep edilmiş ise de, davacı tarafça bu talebe muvafakat edilmemesi ve bu hususta yapılacak incelemenin bozma ilamı kapsamında sonuca etkili olmayacak olması sebebiyle anılan talebin reddine karar verilmekle davanın kabulü ile, davacının ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında 10 adet çek karşılığı ödediği 40.000 TL’ye ilişkin olarak borçlu olmadığının tespitine, ödenen 40.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren davanın konusuna ve tarafların sıfatına göre ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davacının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 10 Adet çek karşılığı ödediği 40.000,00 TL’ye ilişkin olarak borçlu olmadığının tespitine, ödenen 40.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren davanın konusuna ve tarafların sıfatına göre ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.732,40 TL nispi karar harcından peşin alınan 594,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.138,40 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, (Mahkememizin 2016/439 esas, 2020/47 karar, 11/06/2020 tarihli ve 2020/165 harç nolu harç tahsil müzekkeresi ile 2.138,40 TL bakiye karar harcı tahsil edilmiş ise, tahsilde mükerrer olmamak şartı ile)
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 6.000,00 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Bozma öncesi davacı tarafından yapılan 699,40 TL yargılama gideri, bozma sonrası yapılan 214,30 TL olmak üzere toplam 913,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile Yargıtay TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza