Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/114 E. 2022/732 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/114 Esas
KARAR NO : 2022/732
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davalı …’nin Almanya’da … … AG şirketinin (anonim şirket) ortağı ve kurucusu olduğunu, davalının, şirkete yatırım yapmak isteyenlere, şirketin amacının ve hedefinin yenilenen enerjiye ve solar enerjisine yatırım yapmak olduğunu ifade ettiğini, davalının, enerji alanında yatırım yapması gereken şirket için aralarında davacının da bulunduğu çok sayıda kişiden 45 milyon Euro’ya yakın para topladığını, ancak şirkete ait olan bu paralar davalı tarafından sanat eserleri alımı gibi göstermelik işlemlerle davalının nezdinde şirket hesabından yok edildiğini, adı geçen şirkete amacı doğrultusunda yatırım yapan davacı ve daha birçok kişi davalı tarafından dolandırıldığını, davalının bu eylemleri nedeni ile … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09.04.2013 tarihli ve … sayılı kararı ile borçlu … aleyhine dolandırıcılık suçundan 5 yıllık mahkumiyet kararı verildiğini, davalının şirkete yatırılan paraları amaç dışı kullandığı ve yatırımcıları bu şekilde dolandırdığının ceza mahkumiyeti kararı ile sabit olduğunu, şirkete para yatıranlar arasında davacının da bulunduğunu, davalı … hakkında … Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.07.2008 tarihli kararı ile 15.7.2008 tarihinde saat 12.40’ta tüketici iflasının açıldığını, akabinde aralarında davacının bulunduğu alacaklıların bahsi geçen alacaklarını kasten işlenmiş haksız fiilden doğan alacak sebebi ile iflas masasına yazdırdıklarını, davacının da kasten işlenmiş haksız fiilden doğan iflas alacağını zamanında 22.09.2008 Tarihinde iflas masasına yazdırdığını, müflis ve iflas idaresinin söz konusu alacağa itiraz etmişse de müflisin itirazının 02.09.2010 tarihinde … Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı ile kaldırıldığını, İflas İdaresinin itirazının da 04.02.2010 tarihinde bertaraf edildiğinin mahkemenin 02.09.2010 tarihli kararı ile tespit edildiğini, buna göre davacının davalıdan 255.106,25-Euro alacağı bulunduğunu beyanla, öncelikle ihtiyati veya ihtiyati haciz kararı verilmesine, davanın kabulü ile davalının 255.106,25-Euro’nun iflas kayıt tarihi olan 22.09.2008 tarihinden itibaren 3095 sayı1ı Kanunun 4/a maddesi uyarınca faizı ile birlikte davacıya ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Türkiye’de hukuken hiçbir değeri olmayan iflas tablosuna dayanarak işbu davayı açtığını, davacının, davalı ile ilgisi bulunmayan … Asliye hukuk Mahkemesi kararını ve temyiz ile bozulmuş … Asliye Ceza Mahkemesi kararlarını delil olarak göstermekte olduğunu, ancak bu kararların kesinleşmiş şerhlerini sunmadığını, davanın haksız fiil sorumluluğu ile çözülmesinin hukuken mümkün olmadığını, konu ile ilgili olarak bir kısım Asliye Ticaret Mahkemelerinde dosyalarında davanın reddi kararı verildiğini, Alman Hukukunda İflas Mahkemelerinin iflas cetveline kayıt talepleri hakkında yargılama yapılmadığını, iflas cetveli ile alacağının varlığının tartışmasız bir şekilde karara bağlanmadığı, yapılan alacak kaydının da Alman Hukukuna göre adli yada resmi makamlarca onaylanmış ve varlığı kesinleşmiş bir alacağın varlığını ortaya koyamadığını, bu nedenle iflas tablosunun İİK 68 mad anlamında bir belge olarak kabul edilemeyeceğini, dava konusu uyuşmazlıkların İflas Hukukunu ilgilendirdiğini ve davanın İflas Hukuk hükümleri gereğince çözümlenmesi gerektiğini, bunun için de iflas kararının tanınması ve tenfiz edilmesi gerektiğini, işbu davaya bakma görevinin …/Almanya Mahkemeleri olduğundan mahkememizin görevsiz olduğunu, davalının kişisel iflası ve mal varlığı ile sorumluluk iddiasının Türk Hukuk Sisteminde yeri bulunmadığını ve davalının mutad meskeninin Türkiye’de bulunmadığını, davaya konu iddia edilen alacağın zaman aşımına uğradığını, ayrıca davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, ayrıca başka hukuki başvuru hakkı varken Türkiye’de yeniden dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, işbu davanın tanıma ve tenfiz kararı olmadan hukuken devam edemeyeceğini, … ATMnin 2021/… esas sayılı dosyası ile davacıya tanıma davası açmak için süre verdiğini, davacı tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/v esas sayılı dosyası ile tanıma davası açıldığını, ayrıca davacının dava konusu belgenin İİK 68 bağlamında belge olduğunu iddia etmiş ise de, taraflar arası devam edip sonuçlanan … İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/… esas 2018/… karar sayılı mahkeme kararında davaya konu belgenin İİK 68 mad bağlamında bir belge olmadığının sabit olduğunu, davacının dava dışı şirkete yatırdığını iddia ettiği bedeli gerçekten de yatırdığını ispat edecek belge sunamadığını, davaya konu iflas tablosunun ülkemizde ve Milletlerarası hukuk kurallarında hiçbir geçerliliği bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, … Sulh Hukuk Mahkemesi İflas tablosu, sıra cetveline kayıt kararı, apostille şerhli ve onaylı tercümesi, … Asliye Ceza Mahkemesinin 620 KLs 1/11mahkeme kararı, iflas tasfiyesinin bitirilmesi kararı, iflas tasfiyesinin kapatılması kararı, bakiye borçtan kurtulma kararı, tapu kaydı, emsal ihtiyati haciz kararları, İstinaf ilamları, mahkeme kararları, İstanbul 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/… esas 2021/… karar sayılı yetki itirazının reddi kararı, uzman görüşü, ….Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/… esas sayılı dosyası sureti, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… esas sayılı dosyası sureti, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/… esas sayılı dosyası sureti celp olunmuştur.
Dava, yöneticinin sorumluluğu ve haksız fiile dayalı tazminat davasıdır.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalının Almanya’da yöneticisi olduğu … Şirketinin yöneticisi olması sebebiyle bu şirketi aracı kılmak suretiyle davacının da aralarında bulunduğu bir kısım şahıslara dolandırılması sebebiyle … Asliye Ceza Mahkemesi tarafından mahkum olması ayrıca söz konusu şirketin iflas etmesi sebebiyle davacı yöneticinin sorumluluğu ve haksız fiiline dayalı tazminat istemi noktasında toplandığı, davacı tarafın delil olarak temelde v Sulh Hukuk Mahkemesinin iflas mahkemesi sıfatıyla verdiği iflas tablosu/sıra cetveline ve … Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasına dayandığı tespit edilmiştir. … Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve … sayılı kararı ile borçlu … aleyhine dolandırıcılık suçundan 5 yıllık mahkumiyet kararı verildiği, kararın hangi müştekinin ne kadar zarara uğrayarak suçun mağduru olduğunun belli olmadığı gerekçesiyle kanun yolu aşamasında bozulduğu görülmüştür. Alman Asliye Ceza Mahkemesinin ibraz edilen kararının kesinleşmemiş olduğu için esas alınacak bir delil niteliğinde olması mümkün değildir. Davacı tarafından bir delil olarak da, … Sulh Hukuk Mahkemesinin iflas mahkemesi sıfatıyla verdiği iflas tablosu/sıra cetveli kalmakta olup, söz konusu belgenin ilam niteliğinde bir belge olmayıp ancak olsa olsa İİK 68.madde kapsamında belge sayılıp sayılmayacağının tartışılması gerektiği, davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde ibraz ettiği hukuki görüşe göre iflas tablosunun İİK 68.maddesi kapsamında belge olduğunun kabulü halinde bile bu belgenin icra mahkemesinde itirazın İİKnun 68.maddesi gereğince kesin kaldırılması için kullanılabileceği, ancak davamızın genel mahkeme sıfatıyla bakılan tazminat davası olup, zarar, zarar miktarı ve sorumluluğun ispatı gerektiği, buna göre bu belgenin alacağın varlığını ispatlamaya yeterli olmadığı, … Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve … sayılı kararının kesinleşmesi halinde delil niteliği taşıyabileceği, mahkememizdeki davanın da ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenmeden açıldığı anlaşıldığından, davacının davasının erken açılan dava niteliğinde bulunduğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davası erken açılan dava niteliğinde bulunduğundan davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70TL karar harcının peşin olarak alınan 67.314,35TLden mahsubu ile fazla alınan 67.233,65TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

İşbu evrak, 5070 sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır.