Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/815 E. 2021/1026 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/815 Esas
KARAR NO:2021/1026

DAVA:İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/12/2019
KARAR TARİHİ:30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının … Mah. … ada,… parsel,… bağımsız bölüm, … cilt, … sayfada konut niteliğindeki taşınmazın 03.04.2019 tarihli gayrimenkul satış anlaşması ile sattığını, sözleşmenin 4. Maddesi ile satış bedeli peşin para ile ödenmek üzere tarafların anlaştığını, davalı satış bedelinin bakiye 130.000 TL ‘lik kısmını ileri tarihli çeklerle ödenmesini istediğini, çeklerin ödeme gününde kur farkının çıkması halinde bu zararı karşılamayı taahhüt ettiğini ve aralarında 29.04.2019 tarihli ek sözleşme imzalandığını, çeklerin zamanında ödendiğini, ancak oluşan kur farkının ödenmediğini, davacının zarara uğradığını, kur farkından doğan zararın tahsili için … 29. İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından çeklerde vade olmadığını, verildiği günün ödeme günü olarak kabul edileceğini, kur farkı talep edilemeyeceğinden takibe itiraz edildiğini, davalının borcunu gereği gibi ifa etmediğini, taraflar arasındaki niza davalının sözleşmeye aykırı davranmasından doğduğunu, bu nedenlerle takibin devamına ve itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, gayrimenkulün satış bedelinin 03.04.2019 tarihli Gayrimenkul Satış Anlaşmasının 4. maddesi gereği “peşin para” ile ödeneceğinin kararlaştırıldığına dair bir anlaşmanın yapılmadığını, sözleşmenin 4. Maddesine göre “satış bedelinin ödemesi şekli tapu devir işlemleri sırasında sözleşmeye göre ‘nakit, eft, havale veya bloke çek’ olarak mülk sahibine ödenecektir” şeklinde taraflar anlaşmaya vardığını, satış bedelinden kalan bakiye 130.000 TL olmadığını, davalının satış bedelinin 400.000 TL sini çek ile ödemek istediğini, sözleşmeye göre taşınmazın satış bedelinin belli olduğunu, sözleşmenin satış bedelini müvekkilim tarafından ödendiğini, davalının sözleşme bedelinin ödediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, 07.05.2019 tarihinde davacı tarafından tapu devri yapılmış olmasına rağmen, davacı tarafından gayrimenkul üzerinde bulunan ipoteğin 22.05.2019 tarihi itibari ile kaldırılacağı taahhüt edilmişse de kadar gayrimenkul üzerindeki ipoteğin kaldırılmadığını, icra takibine Borçlar Kanunu hükmüne göre itiraz edildiğini, verilen çekler Türk Lirası olduğunu, kur farkı alacağı istenemeyeceğini, çeklerin gününde ödendiğini, mağdur olan ve zarara uğrayanın davalı olduğunu, borca itirazın haksız olmadığını, davacının huzurda açmış olduğu davasında hukuki bir menfaati bulunmadığını ve açılan davanın ve İcra-İnkâr tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
….Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/… esas 2020/… karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize gönderilerek mahkememizin 2021/95 esas sırasına kaydı yapılmış, mahkememizin 2021/95 esas sayılı dosyasından yapılan yargılamada 2021/95 esas 2021/478 karar sayılı 15/06/2021 tarihli kararı ile davanın arabuluculuk şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, mahkememiz kararına karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul BAM 46.Hukku Dairesinin 2021/2784 esas 2021/2381 karar 09/12/2021 tarihli ilamı ile;
” Davaya dayanak çeklerin yapılan incelemesinde; çekin ön yüzüne tarafların imzaları ile teyitli şekilde “çeklerin davaya konu taşınmaz satışının bakiye bedeli karşılığı verildiği, son ödeme tarihi referans alınarak bakiye bedelin çek tahsil tarihi günlü merkez bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak kur farkının davacıya ayrıca ödeneceğinin” kararlaştırıldığı, bu haliyle çekin sebebe bağlı hale getirilip, takibin kambiyo vasfına özgü yolla başlatılmadığı, çek bedelinin ödendiği, talebin çek bedelinin değil kur farkının tahsilinden ibaret olduğu, bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın kambiyo senedine değil kur farkının ayrıca ödeneceği şeklinde sözleşmeye dayalı olup, uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin genel görevli AHM’leri olduğu değerlendirilmiştir.
O halde; … 10 ATM since görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerekir iken, aksi kanaat ile görevli mahkemece gözetilmesi gereken ara buluculuk dava şartı yokluğundan reddi kararı isabetli değildir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Bu itibarla; kamu düzenine ilişkin olan ve yargılamanın her aşamasında resen gözetilecek görev yönünden davacının sair istinaf istemleri incelenmeksizin HMK 353-1-a-3 ilk derece mahkemesi kararın ve …. AHM sinin 2019/825 E. 2020/558 K. kaldırılarak dosyanın talep halinde görevli …. AHM sine gönderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” şeklinde kesin karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememizin 2021/815 esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Dava, taraflar arasında yapılan taşınmaz satımına ilişkin bedelin peşin ödeneceği anlaşmasına karşın bakiye bedelin çek ile ödenmesi sebebiyle bu kısım yönünden satım tarihi ile ödeme tarihi arasındaki kur farkının ayrıca ödeneceği anlaşmasına karşın sözleşmeye uyulmaması sebebiyle kur farkından doğan zararın tahsili istemine yöneliktir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Bu kapsamda, davaya bakmakla görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, dolayısıyla mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı, İstanbul BAM 46.Hukuk Dairesinin 2021/2784 esas 2021/2381 karar 09/12/2021 tarihli ilamı doğrultusunda davaya bakma görevinin ….Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğu anlaşıldığından, dava dosyasının görevli ….Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
GD: Nedenleri gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davaya bakma görevinin İstanbul BAM 46.Hukuk Dairesinin 2021/2784 esas 2021/2381 karar 09/12/2021 tarihli ilamı doğrultusunda ….Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
2-Dava dosyasının görevli ….Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
Dosya üzerinde inceleme sonucu, kesin olmak üzere karar verildi. 30/12/2021

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI