Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/811
KARAR NO : 2023/343
DAVA : Alacak (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, bu ilişkiye istinaden müvekkili şirketin davalıya danışmanlık hizmeti
verdiğini, söz konusu danışmanlık hizmetin karşılığı olarak 41.300,00 TL faturanın düzenlendiğini, davalı
tarafın ödemesi gereken bu bedeli ödemediğini, tahsil edilemeyen 41.300,00 TL alacağın …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası ile
icra takibine konu edildiğini ancak davalının itirazı ile takibin durduğunu, İcra Dairesi tarafından düzenlenen ödeme emrinin 07.09.2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, ödeme
emrinin davalıya tebliğ edildiği tarihten başlamak üzere huzurdaki davanın açılış tarihine kadar işlemiş
faizin 1.895,27 TL olduğunu, bu nedenle 43.195,27 TL alacaklı olduklarını, davacının davalıdan hizmet bedeli alacağı olduğunun dava dilekçesi ekinde sunulan mail yazışmaları ile
sabit olduğunu, davalı tarafın ticari ilişki sonucunda fatura bilgilerini de ileterek taraflar arasında ticari
ilişki olduğunu ve aldıkları hizmeti ikrar ettiklerini beyanla; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 41.300,00 TL asıl alacak, 1.895,27 TL işlemiş faiz olmak
üzere toplam 43.195,27 TL’nin işleyecek %16,75 Reeskont Avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama
gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki uyuşmazlıkta İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olmadığını, davalı şirketin Sakarya’da faaliyet gösterdiğini, huzurdaki davanın esas yönünden de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıya herhangi bir borcun
bulunmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu, edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini ve söz konusu alacak iddialarını ispat edemediğini, her ne kadar fatura tanzim edildiği ileri sürülse de davacının üzerine
düşe görevi bu şekilde yerine getirmiş olamayacağının da açık olduğunu, fatura tanzim edilmiş olmasının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini, sözleşmenin türü, şekli ve geçerlik
şartlarını, davacının edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini ve davalıdan alacaklı olduğunu göstermeyeceğini, davacı tarafından danışmanlık hizmeti verildiği ileri sürülmekteyse de, bu hususta iddia edilen hizmetin
somutlaştırılmadığı gibi, nasıl ve ne yönde danışmanlık hizmeti verildiğinin somutlaştırılmadığını, yine
davacı tarafça düzenlendiği belirtilen söz konusu faturada aracılık danışmanlık hizmet bedeli açıklamasına yer verildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafça sunulan bir takım yazışma
şeklinde bir ofisten ve bir aylık kira bedelinden bahsedildiğinin anlaşıldığını, davacı tarafından ileri sürülen talep ve alacağın taşınmaz kiralamasına ilişkin ise gerek
tarafların tacir olmaları gerekse TBK 520. maddesinin 3. fıkrasının “Taşınmazlar konusundaki simsarlık
sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.” şeklindeki hükmü uyarınca, taşınmazlar
konusundaki simsarlık sözleşmesinin yazılı geçerlik şartına tabi tutulduğu göz önüne alındığında,
davacının hukuken geçerli bir talebinin bulunmadığını ve aksi yönde talebinin de hukuki dayanaktan
yoksun olduğunun kabulünün gerektiğini, bu bağlamda kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafından bir takım yazışma ve mesajlaşma
içeriklerine delil olarak dayanılmışsa da, söz konusu yazışma içeriklerinde somut olarak herhangi bir
husus bulunmadığı gibi nasıl elde edildiği ve kimler arasında geçtiği dahi anlaşılmayan, bu kapsamda
hukuka da aykırı olan söz konusu kayıtların delil mahiyetinde olmadığının da açık olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; fatura,, … Vergi Daireleri BA/BS formları, hastane kayıtları, ….İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası sureti, ticari defterler, bilirkişi ve her türlü yasal delil mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, Mali Müşavir … ‘ye tevdi edilen dosyada tanzim olunan 12/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının dava konusu faturayı 20.01.2021 tarihinde 58. Madde ile yevmiye defterinde kayıt alına aldığını, kapanış maddesinde bu alacağın bir sonraki hesap dönemine devrettiğinin tespit edildiğini, davacının kayıtlarında davalıdan fatura bedeli olan 41.300,00 TL alacaklı olduğunun görüldüğünü, … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda davalı firmanın 25.02.2021 tarihinde verdiği beyanın (BA FORMU) 6. sırasında davacıdan 1 adet fatura karşılığı 35.000,00 TL tutarlı mal alımı yaptığını beyan ettiğini, davalı defter ve kayıtları ibraz edilmemesine karşılık, Vergi Dairesine yapılan beyanlar çerçevesinde dava konusu faturanın her iki taraf ticari defterlerinde kayıt altına alındığının anlaşıldığını, Sonuç olarak; Mahkeme’nin tayin ettiği inceleme gününde tarafların hazır bulunmadığını, bir belge sunulmadığını ancak davacı tarafın yerinde inceleme talebinde bulunduğundan sadece davacı tarafın defterlerine dayalı inceleme ve değerlendirme yapıldığını, dava konusu faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıt altına alındığı Vergi Dairelerinden celp edilen BA/BS formlarından anlaşıldığını, davacının delil niteliği taşıyan defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibarı ile 41.300,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davalının talep ettiği avans faiz oranları üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacının davalıdan 16.12.2021 dava tarihi itibarı ile toplam alacağının talebe istinaden 43.195,27 TL olduğunu, taraflar arasında yapılan SMS görüşmeleri ve davalının beyanında belirtilen yazılı sözleşme yapılması gereği hususunda herhangi bir inceleme yapılmadığını, davacının davalıdan dava tarihi olan 16.11.2021 tarihi itibarı ile toplam alacağının talebe istinaden 43.195,27 TL olduğunu, asıl alacak tutarı olan 41.300,00 TL ye dava tarihinden tahsil tarihine kadar TCMB tarafından ilan edilen değişken oranlarda ticari avans oranında temerrüt faizi talep edilebileceğini, davalının delillerin değerlendirilmesi ve nihai takdiri ile hukuki tavsif 6100 sayılı HMK’nın 266/c.2 hükmü gereğinin tamamen mahkemenin takdirinde olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
6098 sayılı yasanın 520. maddesi uyarınca; Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Simsarlık sözleşmesi simsar ile sözleşme yapan arasında kurulur. Simsarlık sözleşmesi yapılabilmesi için simsar ile gayrimenkul sahibi arasında sözleşme bulunmasına, gayrimenkul malikinin rıza ve simsara yetki vermesine gerek yoktur.
TBK’nın 520/3. maddesinde “Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.” hükmü yer almaktadır. Taşınmaz simsarlık sözleşmesine ilişkin öngörülen bu şekil şartı bir geçerlilik şeklidir. Dolayısı ile yazılı şekilde yapılmayan taşınmaz hakkındaki simsarlık sözleşmeleri geçerli değildir. Mahkememizin 19/01/2023 tarihli duruşmasında davacı vekiline müvekkilinin davalıyla yapmış olduğu sözleşmeyi dosyaya sunmak üzere süre verilmiş, verilen sürede sözleşme sunulmamış, bir sonraki 18/05/2023 tarihli duruşmada davacı vekili; davaya konu faturaların her iki tarafın defterinde kayıtlı olduğunu yazılı sözleşmeye gerek olmadığını beyan etmiş, davalı vekili ise duruşmada beyanında; davacının taşınmazdan kaynaklı simsarlık ücreti talep ettiğini, sözleşmenin yazılı yapılması gerektiğini belirtmiştir. Bu durumda somut olayda taraflar arasında yazılı bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığı hususu her iki tarafın da kabulündedir. Davalının veya davacının faturayı ticari defterlerine kaydetmiş olması mevcut şekil eksikliğini giderecek nitelikte olmadığından davacının bu yönüyle savunmalarına itibar edilememiştir.
Belirtilen bu sebeplerle; davacı tarafça davalı adına Aracılık Danışmanlık Hizmet Bedeli açıklamalı faturanın ödenmediğinden bahisle eldeki davayı açtığı, davacı tarafın TBK 520/3. maddesi gereğince taşınmaza ilişkin simsarlık sözleşmesi bulunduğunu ispat edemediğinden ve bu hususta yazılı sözleşme sunmadığından simsarlık hizmeti verilmiş olsa bile geçerli olmayan sözleşmeye dayalı olarak alacak talebinde bulunmasının mümkün bulunmadığı, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması geçerlilik şartı olup, taraflar arasında geçerlilik koşullarını taşıyan yazılı tellallık sözleşmesi bulunmadığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın REDDİNE,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından hpeşin olarak alınan 737,67-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 557,77-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(5)Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
(7)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/05/2023
Katip …
✍e-imzalıdır.
Hakim …
✍e-imzalıdır.