Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/808 E. 2022/529 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:… Esas
KARAR NO :2022/529

DAVA:Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:22/10/2021
KARAR TARİHİ:07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının …, 24.06.2008 tarihinde kumaş toptan ticaret ve şehir içi banliyö ve kırsal alanda kara yolu ile personel, öğrenci ve benzeri grup taşımacılığı olarak kurulmuş iki ortaklı bir şirket olduğunu, şirketin kuruluş sermayesi 500.000-TL olup %50 hisse müvekkil … ve %50 hisse davalı …’a ait olduğunu, davalı … aynı zamanda şirket kurulduğu günden bu güne kadar münferit imza ile şirketin tek yetkilisi olduğunu, şirket hisselerini bila bedel ortağına devretmesi yönünde baskı görmesi, şirket hakkında bilgi alma hakkının kısıtlanması, şirket yöneticisi olan diğer ortak davalı …’un aynı zamanda müvekkilimizin boşanmak zorunda kaldığı eşinin kız kardeşi olması ve şirket yöneticisinin yetkilerini bu sebeple dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanarak ortaklar arasında husumet yaratması şeklinde haklı sebeplere dayandığını, davacının ortaklıktan ayrılması hususunda yapılan baskının en büyük delili davacıya dayatılan anlaşmalı boşanma protokolü olduğunu, eş …’un evi terk etmeden kısa bir süre önce ortağı olduğu … … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ndeki 59.000.000.-TL (Elli dokuz Milyon Türk Lirası) değerindeki hisselerini muvazaalı bir şekilde diğer kız kardeşi …’a devrettiğini, davacının ortaklık anlayışını ortadan kaldıran, bireysel çıkarlara yönelen ve güven ilişkisinin tamamen ortadan kalktığı bir ortam içerisinde kaldığını, gerek davacının ve gerekse şirketin haklarının yargılama süresince korunması amacıyla, şirket malvarlığı değerlerini azaltan işlemler, borçlanmalar yapılmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesinin ve kar payının hesaplanmasını, karar aşamasında ayrılma akçesinin muaccel olup olmadığının tespitini açıklanan nedenlerle teminatsız olarak TTK 638/2 gereğince karar kesinleşene kadar şirket mal varlığını azaltıcı ve şirketi borçlandırıcı işlemlerin yasaklanması, hatta gerekir ise şirkete kayyım atanarak şirket yönetiminin kayyım denetiminde yapılması hususunda tedbire hükmedilmesini, davacının şirket ortaklığından çıkmasına, çıkma payı ve kar payı alacağının hesaplanarak tahsiline; bu mümkün olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesini karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacı ile davalının kardeşi … arasında ….Aile Mahkemesinin … esas sayılı dosyasıyla görülen mal rejiminin tasfiyesi istemli davada, davaya konu edilen şirket hisseleriyle ilgili olarak evlilik birliği içerisinde edinilmiş olmasından kaynaklı … tarafından karşı dava yoluyla takas mahsup isteminin yanında davacı adına tescilli hissenin hüküm tarihine kadar en yakın tarihteki değeri üzerinden 1/2 oranında katkı payı alacağının talep edildiğini, bu hisselerin aynı zamanda ihtiyati tedbir istemine konu yapıldığını ve yargılama sürecinin devam ettiğini, yargısal sürece konu olmuş hissesiyle ilgili davacı yanın şu aşamada dava açmasında hukuki yararı olmadığını, davacı yanın talebinin açıklattırılması gerektiğini, davanın çıkmaya izin davası olması halinde davalının davacının çıkmaya izin talebine itirazı olmadığını, açılan davada hem davalı …’un hem de şirketin davalı gösterildiğini, şirketin feshi istemli davlarda sadece şirkete husumet yöneltilmesinin yeterli olduğunu, davanın TTK 636/3 mad uyarınca açılan dava olduğunun kabulü halinde diğer hissedar davalıya açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacının taleplerinin haksız olduğunu beyanla, öncelikle tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini, ayrıca usuli itirazlar çerçevesinde davanın usulden reddine karar verilmesini, usuli itirazların kabul görmemesi halinde davanın şirket ortaklığından çıkmaya izin davası olması halinde davacı yanın şirket ortaklığından çıkmaya izin talebinin davalının kabulünde olup, bu talebe itiraz etmediğini, koşulların oluşması halinde davacıya ait hisseyi almaya talip olduğunu, bu beyanın ve kabulünün HMK 312/2 mad anlamında dikkate alınmasını, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … karar sayılı 26/11/2021 tarihli kararı ile mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş, mahkememizin … esas sayılı dosyasından verilen 15/12/2021 tarihli karar uyarınca birleşen ….ATM dosyasının tefrikine karar verildiğinden dava dosyası mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiş, taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş, taraf vekilleri duruşmada dosya içindeki beyanlarını tekrar etmiş, delillerini dosyaya ibraz etmişlerdir.
Dava, davacının da hissedar olduğu davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ve ayrılma akçesi ödenmek suretiyle şirketten çıkmasına yönelik davasıdır.
Yargılama devam ederken davacı vekili 06/07/2022 tarihli dilekçesi ile, tarafların anlaşma protokolü imzalayarak sulh olduklarını, bu nedenle davadan feragat ettiklerini, davanın feragat nedeniyle karara çıkartılmasını talep etmiştir. Davalı vekili ise 06/07/2022 tarihli dilekçesi ile, anlaşma protokolü imzalanarak sulh olunduğunu, davacının feragati nedeniyle davanın karara çıkartılmasını talep ettiklerini, davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini, tüm tedbir kararlarının kararın kesinleşmesinin beklenmeden kaldırılmasını talep ettikleri görülmüştür.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Dosyada bulunan davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragate yetkili bulunduğu görülmekle, davacının davasından feragati nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın davasından feragat nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Taraf vekillerinin beyanları nazara alınarak vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 59,30TLnin mahsubu ile bakiye 21,40TLnin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/07/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

İşbu evrak, 5070 sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır.