Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/801 E. 2023/766 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/801 Esas
KARAR NO :2023/766

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/12/2021
KARAR TARİHİ:23/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Taraflar arasında 20.09.2019 tarihinde fuarcılık sözleşmesinin akdedildiğini, fuarın … arasında olacağını davacı tarafından beyan edildiğini ancak fuarın … arası pandemi sebebiyle ertelendiğini ancak davalı tarafından bunun 10 gün kala bildirim yapıldığını, söz konusu fuar sebebiyle davacı tarafından uçak kiralandığı konaklama yerlerin ayarlandığını ve stantların yapıldığını, bu zararlardan davalı tarafın sorumlu olduğunu, davacı tarafın kar kaybına sebebiyet verdiğini, davalı tarafa davacı tarafın zararlarından dolayı …. Noterliğinden 19.10.2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtaname keşide edildiğini ve davacı tarafın zararı olan 65.716,00TL’nin ödenmesini talep edildiğini, davalı tarafın söz konusu ihtarname cevap olarak 21.10.2021 tarihinde …. Noterliğinden sözleşmesinin 2.md gereğince tek taraflı fesih hakkının vazgeçildiğini, organizasyonun Kasım 2022 tarihinde yapılacağı şekilde cevabı ihtarname keşide edildiğini, somut olaya bakıldığında, davalının 2021 yılı içerisinde birden fazla fuar düzenlediğini ancak müvekkilin de katılım sağlamak istediği … fuarı söz konusu olunca pandemiyi bahane ettiğini, uzun süre boyunca haklı bir sebep göstermeksizin … da onayını almaksızın ötelediği fuarın zorunlu olarak dava dışı bir organizasyon şirketi tarafından yapılacağının bildirilmiş olmasını ve halihazırda Mayıs ve Kasım 2022 fuarlarının da yine dava dışı üçüncü bir organizasyon şirketi tarafından gerçekleştirilmek üzere kiralamaların yapıldığı da dikkate alındığında davalının 2022 yılı içinde de … fuarını gerçekleştiremeyeceğini, müvekkilin üç yıl içinde gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek olan … fuarına katılmadığını, davalının ne zaman gerçekleştireceği belirsiz olan fuarını beklemek müvekkil açısından katlanılması zor bir durum yarattığını, dürüstlük kuralının yanı sıra ticari hayatın gerekleri bertaraf/ edildiğini, 2020 yılında yapılması kararlaştırılan fuarın tarihinin belirlenmesi süreci adeta davalının safına kaldığını aynı zamanda müvekkilin 2020 yılından bu yana ödemiş olduğu fuar bedeli davalı tarafından müvekkile iade edilmediğini, yedinde tutulmaya devam edildiğini, müvekkilin katılacağı fuar organizasyon masraflarına harcanmak yerine keyfi bir şekilde kullandığını, bu durum da davalının açıkça kötü niyetli olduğunu, müvekkilin iş bu sözleşmeye belirsiz bir süre için bağlı kalınmasının beklenilmesi hakkaniyete, kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, bahsi geçen Ek Protokolün süresinin 2020 yılı fuarını kapsayacak şekilde uzamış olduğunu ve sözleşmenin 2021 yılı için de uzatılması durumunda yine uygulanacağını, ek protokol madde 9 da düzenlendiğini, … fuarını dernek üyeleri adına planlayan … davalı taraf ile yapmış olduğu protokollerde, esasında fuar tarihinin tek taraflı olarak değiştirilemeyeceğini, bu maddenin ihlali durumunda katılımcıların mağdur olmaması için ödenen bedellerin iadesinin gerektiği açıkça düzenlenmiş olduğunu, davalı tarafın haksız şekilde sözleşme bedelinin iadesinden kaçınmak için, fuar atılım sözleşmesinin 2. Maddesine dayanmasının esasında hukuki temelinin olmadığının, yine bu davalı tarafın bu tutumunun hakkın kötüye kullanımını teşkil ettiğini, davalı tarafın sözleşmenin her ne kadar feshedilemeyeceği yönünde bir diretmesinin olsa da müvekkilin kanundan kaynaklanan sözleşmeden dönme hakkının bulunduğunu, davalı tarafın keyfi bir şekilde bedel iadesinden kaçınması nedeniyle tarafımızca işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle ; …- … Fuarına ilişkin müvekkil şirket ile fuar katılım sözleşmesi imzaladığını, işbu sözleşme uyarınca toplamda 65.716 TL’yi müvekkil şirkete ödediğini ancak müvekkil şirketin fuarı belirlenen tarihte düzenleyemeyeceğini ileri bir tarihte fuarı yapacağını bildirmesi üzerine … 9. Noterliği 19.10.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmeden döndüğünü ve ödenen bedelin iadesini talep ettiğini, Ticaret Bakanlığının kararı yalnızca yaz dönemi kapsamına rağmen, yaz döneminde yapılacak olan fuarlar kış dönemine ertelendiğinden ve STK’lar ve sektör temsilcileri ile yapılan görüşmelerde uyuşmazlığa konu olan fuarın … tarihinde yapılmasında mutabakat sağlandığından dolayı, fuar bu tarihe ertelendiğini, söz konusu erteleme resmi internet sayfasından duyurulduğunu, davacı vekilinin dilekçesinde belirttiğinin aksine fuarın düzenleneceği tarihte sürekli değişiklik yapılmış olmasının söz konusu olmadığını, yurt dışı katılımcı ile alım gruplarının pandemi sebebiyle ülkelerinden teşvik alamaması, dünya birinciliğine oynayan fuarımızın diğer dünya fuarlarıyla rekabet avantajını koruyabilmesi ve de özellikle Avrupalı alım gruplarının, seyahat kısıtlamaları ve pandemi koşulları sebebiyle fuara gelmeyeceklerini bildirmiş olmaları vb. sebeplerle fuar sektör temsilcileri ile de mutabık kalınarak bir sonraki dönem olan … tarihine ertelendiğini, davacının tüm iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu davanın reddini talep ettiğini, Fuar Katılım Sözleşmesindeki bu maddeler fuarcılık sektörünün kendi özel yapısı gereği konulan maddeler olduğunu, fuarcılık sektörü uzun vadeli planlar ve çalışmalar gerektiren bir sektör olduğunu, bu sektörde planlar günler, haftalar değil aylar belki de yıllar öncesinden yapıldığını, davacı tarafından imzalanmış sözleşmedeki açık hükümler kapsamında davacının sözleşme bedelinin iadesi yönündeki talebinin kabulü mümkün olmadığını, tüm açıklanan sebeplerden dolayı davacının iddiaları haksız ve mesnetsiz olduğunu, öncelikle sözleşmeden döndüklerinin ve borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından fuar katılım sözleşmesinden haklı nedenlerle dönülmüş olduğunun tespiti ve bu sözleşme nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ve ödenmiş olan paranın istirdadına ilişkin menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraflar arasında … tarihinde düzenlenecek olan … Fuarına (…) katılım için sözleşme akdedildiği hususunda anlaşmazlık bulunmadığı, HMK 137 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın; fuar katılım sözleşmesi kapsamında belirtilen tarihte ve yerde fuarın yapılmaması nedeniyle sözleşmenin fesih şartlarının oluşup oluşmadığı, davacı tarafça ödenen fuar katılım bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte iadesi talebinin kabul edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden; … tarihinde yapılması planlanan fuara ilişkin bilgi ve belgeler celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmış; ayrıca müzekkere cevabının incelenmesinde; adı geçen fuarın 2020,2021 ve 2022 yıllarında düzenlenmediği ayrıca anılan şirketin 2022 yılı fuar takviminde farklı fuarlarının bulunduğu hususlarının bildirildiği görülmüştür.
…. Noterliğinden; 23/09/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ve tebliğ belgesinin onaylı bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Taraf vekilleri tarafından cevap ve delil dilekçeleri ekinde “Fuar Katılım Sözleşmesi”nin bir sureti dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava kapsamında taraf vekilleri tarafından delil olarak sunulan sözleşmenin 2. Maddesinde: “Fuar Katılım Sözleşmesini imzalayarak, iş bu Formda belirtilen DÜZENLEYİCİ’nin … Uluslararası Fuar merkezinde ( kısaca …) organize ettiği sergi veya fuara katılmayı kabul eden KATILIMCI, bu imzadan sonra, fuara katılmayı reddetse dahi KATILIMCI’nın maddi ve manevi yükümlülükleri devam eder. KATILIMCI, fuar katılım koşulları, sergi veya fuarın yeri, KATILIMCI’nın fuar alanındaki yeri, düzenleme tarihleri, ünvanı vb hususlarda, DÜZENLEYİCİ’nin sektörün talebi, ekonomik durumu, organizasyon gerekleri veya kendi takdiri ile yapacağı değişiklikleri ( Fuarın kısmen veya tamamen iptali dahil ) peşinen kabul eder. Bu durum sözleşmenin fesih sebebi değildir, KATILIMCl’nın ücret ödeme yükümlülüğü devam eder, KATILIMCI, ancak DÜZENLEYİCİ’nin yazılı teyidi ile fuardan çekilme hakkına sahiptir. DÜZENLEYİCİ, fuardan 3 gün öncesine kadar hiçbir sebep göstermeksizin yazılı bildirimde bulunarak Sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir ve KATILIMCI’yı fuardan çıkarabilir. DÜZENLEYİCİ, Fuar katılım bedelini fesih/çıkarma/fuar iptali bildirimlerinden itibaren 30 (otuz) gün içinde KATILIMCI’ya iade eder. Sözleşmenin bu şekilde feshi, Fuardan çıkarma ve Fuarın kısmen veya tamamen iptali durumunda KATILIMCI, fuar katılım bedelinden başka masraf, gecikme faizi ya da zarar ziyan adıyla bir talepte bulunma hakkına sahip olmadığını önceden beyan, kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesi yer almaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 136. Maddesinin 2. Fıkrasında; ” Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yargıtay 13 Hukuk Dairesi 2013/16898 esas ve 2014/18895 karar sayılı kararında; “…tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartlar daha sonra çok önemli surette, çarpıcı ve öngörülmez bir biçimde adaletsizliğe yol açan olayların gerçekleşmesi ile değişmişse taraflar artık o akitle bağlı tutulamazlar. Değişen bu koşullar karşısında TMK 2. Maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesi zorunluluğu doğar.”
Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (…-… ) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 138. Maddesinde; “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.11.2019 ve 2017/13-515 Esas, 2019/1233 Karar sayılı ilamı; “Kurulmuş bir sözleşmede sonradan ortaya çıkan bazı olgular nedeniyle değişiklik yapılabilmesi, bugün çağdaş tüm hukuk sistemlerinde kabul edilen, beklenmeyen hâl (emprevizyon) veya clausula rebus sic stantibus kuramının koşullarının gerçekleşmiş olması hâlinde mümkün görülmektedir. Bu kuramın, borçlunun şartları ne olursa olsun mutlaka akde sadık kalmasını zorunlu gören, bir bakıma artık eskimiş olarak nitelendirilebilecek ahde vefa veya pacta sunt servanda kuramını sınırlamak için konulduğu benimsenmektedir.
Beklenmeyen hâl kuramı, şöyle açıklanmaktadır: “Akit yapıldığı sırada mevcut bulunan şartlar önemli surette değişmişse taraflar akitle bağlı olmamalıdır. Buna “clausula rebus sic stantibus” (beklenmeyen hâl şartı) denmektedir. Bu görüş öğretide “emprevizyon teorisi” adıyla anılmaktadır. Öğretide, sözleşmenin, yapıldığı andaki durumun değişmeyeceği şeklindeki bir zımni kabul ile yapıldığı, aynen uygulanmasının taraflarca bu zımni şarta bağlı tutulduğu varsayılmaktadır (Tekinay, S.S./Akman, S./Burcuoğlu, H./Altop, A.: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 7.Bası,İstanbul 1993, s.1005).
Akitlerin ifasını şartların değişmemesine bağlayan fikir (clasula rebus sic stantibus) gerçeğe tam olarak uygun değilse de, ahde vefa prensibine kesin ve sıkı sıkıya bağlılığında her zaman adil olmadığı görülmektedir. Bugün İsviçre-Türk hukukunda çoğunlukla dayanılan esas, uyuşmazlıklara dürüstlük kuralı uyarınca çözüm bulunmasıdır (Oğuzman, K.: Borçlar Hukuku Dersleri,Cilt 1, 4.Bası, İstanbul 1987, s.123; Serozan, R.: Borçlar Hukuku, Genel Bölüm, İfa, İfa Engelleri, Haksız Zenginleşme 3.Cilt, İstanbul 1994, s.164; Kaplan, İ.: Hakimin Sözleşmeye Müdahalesi, Ankara 1987, s.112; Burcuoğlu, H.: Hukukta Beklenmeyen Hal ve Uyarlama, İstanbul 1995, s.4; İsviçre Hukuku için Bkz. Eugen Bucher, Schweizer Isch’es Obligationenrecbt Allgemeiner Teil, 2.Bası, Zürich 1988, s.385 vd. Henri Deschenaux, Le Titre Preliminaire Du Code Civil,Fribourg 1969, s.183).” şeklindedir.
Yapılan yargılama, iddia, savunma, taraflar arasında akdedilen Fuar Katılım Sözleşmesi, sunulan ve toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında … tarihlerinde düzenlenecek olan … Uluslararası Ev Tekstili (…) Fuarına ilişkin 20/09/2019 tarihinde fuar katılım sözleşmesi akdedildiği, iş bu sözleşme kapsamında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, ancak koronavirüs(covid-19) salgını nedeniyle tüm ülke genelinde yetkili makamlarca tedbirler alındığı, bu kapsamda fuarcılık faaliyetlerinin durdurulması üzerine … tarihinde yapılması planlanan dava konusu … Fuarının ertelendiği, davalı tarafın süresinde cevap dilekçesi ibraz etmekle, Fuar Katılım Sözleşmesindeki maddeler uyarınca davacının sözleşme bedelinin iadesi yönündeki talebinin kabulünün mümkün olmadığının belirtildiği, taraflar arasında sözleşme serbestisi ilkesi gereğince akdedilen sözleşmeden kaynaklı edimini davacının yerine getirdiği ancak davalının covid-19 pandemi sebebi ile edimini yerine getirmediği, her ne kadar davalı tarafça sözleşmenin 2.maddesi uyarınca fuar katılım tarihinde değişiklik yapma hakkına sahip olduğu savunulmuş ise de bu maddenin sözleşmenin ifası-ifa imkansızlığı-mücbir sebep konuları ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan dengenin sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabileceği, bu durumda sözleşmeye bağlılık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmanın adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir durum yaratacağı açık olduğundan, her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede davalı yana fuar tarihini değiştirme/yeniden düzenlenme imkanı sağlanmış ise de, mevcut durum şartları değerlendirildiğinde küresel salgın sebebi ile öngörülemeyen dış bir olayın meydana gelmesi olgusunun gerçekleştiği, ayrıca sözleşmenin aynı koşullarla ifası mümkün bulunmadığına göre ve fuar tarihine ve yerine ilişkin ertelemelerin de davacı tarafça kabul edilmediği dikkate alınarak, kaldı ki davacıyı sözleşmeyle bağlı tutmanın mümkün ve hakkaniyete uygun olmadığı kanaatine varılmakla; davacının haklı nedenlere binaen sözleşmenin feshiyle birlikte … tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek olan … Fuarına (…) katılımı amacıyla 07/10/2019 tarihinde düzenlenen sözleşme nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ödediği bedeli davacıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep etme hakkı bulunduğu, sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın kabulüne, davacı tarafça gönderilen ve davacının sözleşmeden dönme iradesini içeren ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi dikkate alınarak temerrüt tarihi olan 25/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere ;
1-Davanın KABULÜ ile,
2-Davacının taraflar arasında düzenlenen … tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek olan … Fuarına (…) katılımı amacıyla 20.09.2019 tarihinde düzenlenen sözleşme nedeniyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Davacı tarafından yukarıda belirtilen sözleşmeye istinaden davalı şirkete ödenen 65.715,16-TL alacağın temerrüt tarihi olan 25/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 4.489,00-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.122,25-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 3.366,75-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 170,78-TL Peşin/nisbi Harcı, 951,47-TL Tamamlama Harcı, 9.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 69,25-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 10.250,80TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine adına gelir kaydına,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır