Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/799 E. 2022/243 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/799
KARAR NO:2022/243

DAVA:Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/12/2021
KARAR TARİHİ:11/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkilisi … ile davalının … Malz.İth.İhr.San.ve Tic.Ltd.Şti.nin %50 oranında paylarına sahip iki ortağı olarak yıllarca birlikte çalıştıklarını, fakat bu ortaklığı 19/08/2020 tarihinde bitirme kararı alıp davacı şirket yetkilisi … tarafından davalı yana düşen %50 hisse payı devralınarak anlaşmalı olarak genel kurul kararı ile şirket ortaklığının bitirildiğini, davalı yanın şirket ortağı olduğu dönemde doğmuş vergi ziyaı ve cezaları vs.ile ilgili amme alacaklarına ilişkin olarak, davacı şirket tarafından 7326 Sayılı Yapılandırma Kanunu çıkması ile birlikte vergi dairesine başvuruda bulunularak tüm vergi borçları ve cezalara ait yapılandırma için başvuru yapıldığını, söz konusu bu amme borçlarının davacı tarafından toplam peşin olarak 545.258,98 TL olarak vergi dairesine ödendiğini, davacının, davalıya hissesi oranında ödeme yapması için … 23.Noterliğinin 01/10/2021 tarihli … yevmiye sayılı ihtarname gönderdiğini, ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını, otağın sermaye payını devretmesi halinde şirketin kamu borçlarından sorumluğunun devam edeceğini, payı devralan ve devreden ortağın müteselsil sorumlu olacaklarının düzenlendiğini, payın devrinden sonra ortaya çıkabilecek kamu alacakları bakımından ise yanlızca devralan ortağın sorumlu olduğunu, payı devralanın, limited şirketin devir öncesindeki kamu borçlarından sorumlu olduğunu, payı devreden ve devralan arasında müteselsil sorumluluk bulunduğunu, dolayısı ile ikisi arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların müteselsil sorumluluk hükümlerine göre çözümleneceğini, ortakların sorumluluğu sermaye payı oranında olduğu için, şayet bu orandan fazla ödenmişse ödemiş olduğu fazla kısım için diğer ortaklara rücu edebileceğini, bu nedenlerle amme alacaklısına davacı tarafından payı oranından fazla yapılan 272.500 TL ödemenin müteselsil borçludan temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı şirket yetkilisi arasında 19/08/2020 tarihinde … 57.Noterliğinde … yevmiye sayısı ile Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi tanzim edilerek davalının tüm paylarını, şirketteki yetki ve haklarını 600.000 TL bedel karşılığında davacı tarafa devrettiğini, bu süreçten sonra hukuken ve yasal olarak davalının şirket ile irtibatının kesildiğini, taraflar arasında düzenlenen ayrılık protokolünde dava konusu tahakkuk edecek vergi borçlarının ve vergi cezalarının tümünün davacı şirket yetkilisi … tarafından ödeneceği maddesi düzenlenmiş olup taraflarca imza altına alındığını, taraflar arasında imzalanan protokol hükümlerinin de 19/08/2020 tarihinde yürürlüğe girdiğini, davacının ikame ettiği davada davacı tarafın davalıya rücu hakkının tanzim edilen ayrılık protokolü ile ortadan kaldırıldığını, protokol maddesi gereği hisse payını devreden davalının eski şirketi adına geçmiş ya da gelecekteki vergi borçları ve vergi cezalarından ötürü hiçbir sorumluluğu olmadığını, davacı tarafın rücu ettiği amme borçlarının davalının limited şirket hisse payının devrinden sonra 2021 yılından itibaren tahakkuk eden borçlar olduğunu, payını devreden ortak, hukuken pay devrinin yapıldığı tarihten öncesine ait kamu alacağının ödenmesinden sorumlu olup payı devralanın ise hem devir öncesine hemde devir sonrasına ait kamu borçlarından sorumlu olduğunu, amme borçlarını ödeyen ortağın payı oranında fazla olan ödediği bedeli ilk önce limited şirketin mal varlığı ve sermayesinden tamamen ve/veya kısmen tahsil etme yoluna başvurmadan ödediği miktar için eski ortağa ve diğer kanuni temsilcelere rücu edemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; tarafların %50 ortak ve münferit temsile yetkili oldukları İstanbul Ticaret Siciline … Sicil kayıtlı … Malzemeleri İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti.’in ödenen şirkete ait vergi borçları ve cezalarının, o dönemde şirket ortağı olup 19/08/2020 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesi ve ayrılık protokolü ile birlikte ortaklıktan ayrılan diğer şirket ortağından/davalıdan hissesi oranında tahsiline yönelik rücuen alacak davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün cevabi yazısı ile, davacı şirketin kuruluşundan itibaren dosyasına intikal eden tüm sicil kayıtlarının ilan edildiği Türkiye Ticaret Sicili Gazetelerinin şirketle ilgili kısımlarının fotokopileri gönderilmiştir.
… Vergi Dairesinin 22/12/2021 tarihli cevabi yazısı ile, davacı şirketin 22/12/2021 tarihi itibarı ile vadesi geçmiş herhangi bir borcunun ve alacağının bulunmadığı, vadesi gelmeyen vergi borcunun ise 99,90 TL olduğu bildirilerek yapılan tecil taksitlendirmeler, tahsilatlar, emanet görüntüsü ve borç dökümü gönderilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Dosya içerisine alınan ticaret sicil kayıtlarına göre davalının, davacı şirketin … ile birlikte yarı yarıya hissedarı olduğu, davalının … 57.Noterliğinin 19/08/2020 tarih … yevmiye sayılı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile tüm paylarını …’e devrettiği, söz konusu devrin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde 02/09/2020 tarih 10151 sayı ile ilan edildiği, düzenlenen Limited Şirketi Pay Devri Sözleşmesi incelendiğinde; davalının davacı şirketteki 12000 adet payını şirketin aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla birlikte … isimli kişiye 600.000,00 TL bedel karşılığında devir ettiği, taraflar arasında düzenlenen ve imza altına alınan 19/08/2020 tarihli ayrılık protokolünün; 4.Protokolün Şartları maddesinin 8.bendinde “işbu protokolün imzalanmasından sonra, ilgili mercilerce ortak kalınan süreye ilişkin olarak taraflar herhangi bir ek vergi, vergi cezası, gecikme zammı, sigorta, gümrük resim ve vergileri ile ceza ve benzeri bir kamusal yüküm tahakkuk ettirilip talep edildiğinde devir alan … tarafından ödenecek, sonra devir eden …’na bildirilecektir. Ödememeden kaynaklanan herhangi bir durum için devir edenin hukuki ve cezai sorumluluğu olmayacaktır” şeklinde düzenleme mevcuttur.
TTK’nın 602.maddesine göre şirket borçlarından dolayı şirket mal varlığı ile sorumludur. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un 35.maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu kanunun hükmüne göre takibe tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.
“Türk Hukuku’nda ortaklar, limited şirketin borçlarından şahsen sorumlu değildirler. Ancak sınırlı sorumluluk ilkesinin, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nın 532.maddesinde düzenlenen açığı kapama yükümlülüğü, 531.maddesinde hüküm altına alınan selef sıfatıyla sorumluluk gibi istisnaları da mevcuttur. Bu istisnalardan biri de kamu borçlarından dolayı sorumluluk halidir. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un 35.maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu kanunun hükmüne göre takibe tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Ortağın anılan bu borcu, onun limited şirkete karşı taahhüt ettiği veya ödediği sermaye borcundan ayrı, bağımsız bir borçtur. Sorumluluk, sermaye payı oranıyla sınırlıdır.” (Yargıtay 11 HD.2016/6154 E., 2017/6477 K.)
Buna göre aslolan şirket borçlarından dolayı şirketin sorumlu olmasıdır. Şirket ortakları ve yetkilileri istisnalar dışında şirket borçlarından sorumlu tutulamazlar. Şirket adına borç ödemiş olan ortak veya yetkilinin ödemiş olduğu bu bedeli kamu borçları da dahil olmak üzere öncelikle şirketten tahsil etmesi gerekir. Kamu borcunu ödemiş olan ortağın kendi hissesinden fazla yaptığı ödemeyi diğer ortaktan tahsil edebilmesi için bu alacağını şirketten tahsil imkanının bulunmaması gerekir.(Emsal için bkz İst.BAM 13 HD 2018/1834 E 2020/539 K sayılı kararı).
O halde taraflar arasındaki devir sözleşmesi ile davalının şirketteki payını şirketin aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla birlikte …’e devrettiği, yine taraflar arasında yapılan ayrılık protokolü ile davaya konu edilen amme borçlarının devir alan … tarafından ödeneceğinin hüküm altına alındığı ve davacı şirketin faal olduğu, tasfiye halinde bulunduğuna dair herhangi bir iddiada da bulunulmadığı, şirketin kamu borçlarından öncelikle şirketin sorumlu olduğu dikkate alındığında yukarıda anılan kanun maddeleri ve yargıtay içtihatı uyarınca rücu şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin olarak alınan 4.712,91-TL’den mahsubu ile fazla alınan 4.632,21 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 27.525,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı.11/04/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza