Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/791 E. 2023/27 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/791 Esas
KARAR NO :2023/27

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/11/2015
KARAR TARİHİ:12/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine …. İcra Müd. … E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine vasfında ödeme emri gönderildiğini, bu icra takibine konu çekin kambiyo sınıfında olmadığını, takip dayanağı çekin keşide tarihinin 31/05/2013 olmasına rağmen bu tarihten 1 gün önce bankaya ibraz edilerek arkasının yazdırıldığını, müvekkili şirket aleyhine yapılan icra takibinin iptaline karar verilmesi gerektiğinden bahisle, takibin ve ödeme emrinin iptali için …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında dava açıldığını, yargılama sonunda takibin iptaline karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, müvekkilinin yargılama aşamasında davalı vekiline icra dosyasına istinaden ödeme yaptığını, haksız zenginleşmeye neden olması üzerine her türlü fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL alacağın ödeme tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilerek bu bedelde davalının taşınır taşınmaz malının tespit edilmesi halinde ihtiyati tedbir konulmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın müvekkiline hâlen borçlu olduğunu, çekin borcun olmadığından dolayı değil de bankaya ibrazının 1 gün evvel yapılması nedeniyle iptal edildiğini, dolayısı ile davacı tarafın 10.000,00-TL tutarlı ödemeyi yapmak suretiyle borcun varlığını kabul ettiğini, davacının … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında verilen tedbirde 3. kişi konumunda bulunan müvekkilini bağlayan herhangi bir karar olmadığını, davanın çek silsilesindeki Nazdor Mobilya .. Ltd. Şti’ne ihbar edilmesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, fatura ve makbuzlar mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; 6098 sayılı TBK’nın 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeye ilişkindir.
Mahkememizin 10/11/2016 tarih, 2015/1162 Esas, 2016/490 Karar sayılı kararı ile, “…her ne kadar davacı davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus icra takibi nedeniyle davalıya 10.000,00 TL ödediği, bahse konu takibin iptaline karar verildiğinden bahisle yasada belirtilen süre içerisinde iş bu davayı açmış ve sebepsiz zenginleşmeye dayanmış ve ise de davacı gerek icra takip dosyasında gerek icra hukuk mahkemesinde gerekse mevcut yargılamada davalıya borçlu olmadığını ileri sürmemiş, yaptığı ödemeyi icra tehdidi altında ödediği yönünde herhangi bir savunmada bulunmamıştır. Usuli sebeplerden kaynaklı olarak (ibraz süresine uyulmaksızın -1 gün önce- takip yapıldığından bahisle) iptaline karar verilen takibe dayalı olarak yapılan ödemenin esasen davacının takip alacaklısına borçlu olmadığı iddiasında dahi bulunulmadığı dikkate alındığında sebepsiz zenginleşme oluşturmayacağı açıktır. Davalı haklı bir sebep olmaksızın zenginleşmiş değildir. Alacak borç ilişkisinin varlığı da inkar edilmiş değildir…” denilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/1214 Esas, 2021/1590 Karar sayılı, 04/11/2021 tarihli ilamı ile; ” Davacı aleyhinde başlatılan takibin iptali nedeniyle davalı tarafa ödenen bedelin iadesini talep etmiş,davalı vekili de davalı aleyhinde başlatılan takibin iptal edilmesinin çek sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Dava açılması üzerine hükme varılabilmesi için öncelikle tarafların delillerinin toplanması ve mahkemece bu delillerin değerlendirilmesi ve gereken tahkikatın yapılması gerekir.Davalı vekili ödemenin yapıldığını red etmemiştir. Somut olayda; davacı tarafça, keşidecisi olduğu çeke dayalı takibin çekin keşide tarihinden önce ibraz edildiği gerekçesiyle iptal edildiği, ancak bu arada borcu icra tehdidi ile ödendiği ileri sürülerek işbu dava açılmıştır. Eldeki dava açılmadan önce davacı tarafından takibin iptali istenmiş, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, 2015/696 Karar sayılı, 8.9.2015 tarihli ilamı ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK’nun 361. maddesi; “İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır” şeklindedir. İcra dosyası ve İcra Hukuk Mahkemesi dosyaları getirtilip incelenmediğinden icra hukuk mahkemesinin kararının kesinleşip kesinleşmediği, iptal edilen takip nedeniyle kendisinden tahsil edilen tutarları İİK’nun 361. maddesi uyarınca talep hakkı olup olmadığı, davanın İİK 72/7. madde uyarınca açılmış istirdat davası olup olmadığı, hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının üzerinde durulmamış, ödemenin icra dosyasına beyan edilip edilmediği belirlenmemiştir. Gerek hak düşürücü süre gerekse hukuki yarar da re’sen inceleneceğinden davacı vekilinin esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine…” denilmek suretiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememize gelmiş ve mahkememizin 2021/791 Esas sayılı numarasını almıştır. Kaldırma kararı sonrası taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm bu bilgiler ışığında, istinaf ilamında da belirtildiği üzere; davacı aleyhinde başlatılan takibin iptali nedeniyle davalı tarafa ödenen bedelin iadesini talep etmiş, davalı vekili de davalı aleyhinde başlatılan takibin iptal edilmesinin çek sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, 2015/696 Karar sayılı, 08.09.2015 tarihli ilamında “…somut olayda takibe konu çekin keşide tarihi 31.05.2013 iken çekin ibraz tarihinden önce 30.05.2013 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiği görülmektedir…” denilmek suretiyle takibe konu çekin keşide tarihinin 31/05/2013 iken çekin ibraz tarihinden önce 30/05/2013 tarihinde muhattap bankaya ibraz edildiği, çekin ibrazının geçersiz olduğu ve çekle ilgili takip yapılamayacağından bahisle …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında borçlu aleyhine yapılan takibin iptaline karar verildiği ve hükmün 21/09/2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Takibin iptali nedeniyle ödenen bedelin istirdat talebine ilişkin davanın icra hukuk mahkemesi kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılması gerekir. …. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının 21/09/2015 tarihinde kesinleştiği, yargılamaya konu davanın ise 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 24/11/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 77 vd. maddelerine göre “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur. Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.” Zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez. Borç olmadığı hâlde ödenmiş olan edimin geri istenmesine ilişkin diğer kanun hükümleri saklıdır. Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı, davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus icra takibi nedeniyle davalıya 10.000,00-TL ödediği, bahse konu takibin iptaline karar verildiğinden bahisle yasada belirtilen süre içerisinde iş bu davayı açmış ve sebepsiz zenginleşmeye dayanmış ise de davacı gerek icra takip dosyasında, gerek icra hukuk mahkemesinde, gerekse mevcut yargılamada davalıya borçlu olmadığını ileri sürmemiş, yaptığı ödemeyi icra tehdidi altında ödediği yönünde herhangi bir savunmada bulunmamıştır. Yine davacı, davalıya yapmış olduğu ödemede ihtirazi kayıt ileri sürmemiş yahut hakkını saklı tutarak ödeme yaptığını bildirmemiştir. İİK’nun 361. maddesi; “İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.” şeklindedir. …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip incelenmiş, takibe konu dosya hakkında herhangi bir ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir. BAM kararında değinilen ilgili maddenin eldeki dava yönünden uygulama alanı bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Belirtilen bu sebeplerle; usuli sebeplerden kaynaklı olarak iptaline karar verilen takibe dayalı olarak yapılan ödemenin esasen davacının takip alacaklısına borçlu olmadığından bahisle değil usuli nedenlerle iptaline karar verildiği, kaldı ki davacının ne icra hukuk mahkemesinde ne de mahkememizde davalıya borcunun olmadığını ileri dahi sürmediği, yapılan ödemede ihtirazi kayıt olmadığı, haklarını saklı da tutmadan ödeme yaptığı da dikkate alındığında davalının sebepsiz zenginleşmediği kanaatine varılmış ayrıca İİK 72/7. Maddesinde “Borçlu, icra takibi sürecinde, borçlu olmadığı parayı cebri icra tehdidi altında ödemişse, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı açacağı davaya istirdat davası denir.” hükmü gereği borçlunun borçlu olmadığı parayı icra tehdidi altında ödemesi gerektiği, eldeki davada davacının borçlu olduğu parayı ödediğinin kanaatine varıldığı, kendisinin de borçlu olmadığı yönünde bir beyanının bulunmadığı da dikkate alınarak açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın REDDİNE,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 9,12-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(5)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/01/2023

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.