Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/786 E. 2022/610 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2021/786 Esas
KARAR NO:2022/610

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/03/2017
KARAR TARİHİ:11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının yurtdışında faaliyet gösteren … … şirketinden sipariş aldığını ve bu siparişlerden 1800 adet erkek tayt, 1746 adet erkek boxer ve 1728 adet bayan taytı davalının ürettiğini, davalının, davacıya 20/07/2016 tarihli faturayı kestiğini, fatura bedeli karşılığı davalıya 20/06/0016 tarihli tahsilat makbuzu ile 24.000 TL.lik 25/06/2016 tarihli … Bankası … Şubesi çekinin verildiğini ve 18/08/2016 tarihinde davalının hesabına 26.475 TL ödendiğini, davacının davalının ürettiği malları … … firmasına gönderdiğini, ancak davalını ürettiği erkek taytlarının 14/10/2016 tarihinde … … firmasından reklamasyon işlemi gördüğünü, davalının ürettiği erkek taytları ile ilgili … … firmasının davacı şirkete 3.326,40 Euro bedelli, 14/10/2016 tarihli reklamasyon faturası keserek gönderdiğini, davacının bu bedeli 18/10/2016 tarihinde … Bankasındaki hesabından … … firmasına ödediğini, davacının 20/10/2016 tarihinde 3.326,40 Euro bedelli proforma fatura keserek … 10.Noterliğinin 24/11/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı firmadan reklamasyon bedelini talep ettiğini, 02/12/2016 tarihinde ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğini, davalının ihtarnameye itiraz etmediği gibi fatura bedelini de davacıya ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için ….İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20.sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketçe davalıya gönderildiği iddia olunan ihtarname ve eki proforma faturanın davalıya tebliğ olmadığını, zira söz konusu tebligatın usulsüz olduğunu, 02/12/2016 tarihli tebliğ şerhi incelendiğinde tebliğ memurunun Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğüne aykırı şekilde işlem yaparak davalının adreste bulunmama sebebini teyit etmediğni, bu hususu komşulardan, yönetici, kapısı v.s.den tahkik etmediğini, bu tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazıp ilgilisine imzalatmadığını, sadece davalının adresinin kapalı olduğundan bahisle evrağı mahalle muhtarlığına teslim etmekle yetindiğini, sadece ihtar eden davacı tarafın adres beyanı ile bağlı kalınarak davalının mernis adresi dahi olmayan bir adrese tebligat gönderilmesi ve o kimsenin adreste bulunmama sebebinin hiçbir şekilde araştırılmadan tebligatın muhtara yapılarak davalının söz konusu ihtarnameden haberdar olduğunun kabulünün hukuka, yasalara ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalıya gönderilen tebligat adresinin davalının mernis adresi olmadığını, davalının bu adreste ikamet etmediğini, davalının ihtarname ve proforma faturadan icra takibi ile haberdar olduğunu, söz konusu takibe, takibin içeriğine, takibe konu proforma faturaya, ihtarnameye itiraz ettiğini ve haksız takibin durduğunu, söz konusu proforma faturanın kesin fatura niteliğine haiz olmayıp, bu haliyle zaten herhangi bir mali yükümlülüğüde bulunmadığını, dolayısıyla proforma faturaya dayalı olarak icra takibi başlatılmasının da hukuken mümkün olmadığını, porforma faturanın bir teklif faturası olup hiçbir mali yükümlülük yaratmadığını, bu fatura karşılığı mal sevkiyatı yapılmayacağını ve para ödenmeyeceğini, TTK.da proforma fatura diye bir düzenlemede bulunmadığını, dolayısı ile ortada TTK anlamında bir kesin fatura niteliğine haiz fatura olmamakla birlikte söz konusu proforma faturaya icra takibine yapılmış itirazla birlikte açıkça itiraz edildiğini, davacı tarafın davalı tarafından üretilen dava konusu ürünlerin hatalı olduğu iddiasının tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, söz konusu ürünlerde herhangi bir ayıp bulunmadığını, dolayısı ile davalının hukuki sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle beraber 6102 sayılı TTK.ve 6098 sayılı TBK uyarınca ayıp ihbar külfetinin davacı tarafta olup davacı tarafça şimdiye kadar davalıya yapılmış herhangi bir ayıp ihbarı bulunmadığını, alıcının malları başka bir kişiye satmasının alıcının süresi içerisinde muayene yapma ve yine süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunma külfetini ortadan kaldırmayacağını, aksi taktirde davacı alıcının söz konusu ürünleri teslim aldığı hali ile kabul etmiş sayılacağını, diğer yandan davacının dava konusu ürünleri gönderdiğini iddia ettiği … … firması tarafından kesildiği iddia olunan reklamasyon faturasının davalının davacıya satmış olduğu mallardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunun dahi belirli olmadığını, iddia olunan hatanın neye ilişkin olduğunun davalı tarafça bilinmediğini, bu nedenlerle davanın reddine, asıl alacağın %20.sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Mahkememizin … sayılı 31/05/2018 tarihli kararı ile, davanın kısmen kabulü ile, …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 3.326,40 Euro’ nun takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının Euro cinsine uyguladığı yıllık en yüksek mevduat faiz oranı üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (12.798,46 TL) %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, mahkememiz kararına karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul BAM 15.Hukuk Dairesinin 10/11/2021 tarihli 2019/439 esas … karar sayılı ilamı ile;
“Somut olayda, mahkemece bilirkişi raporu alınmaksızın, reklamasyon faturası ile ayıbın varlığı ve ayıp nedeniyle indirilmesi gereken miktarın belirlendiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Zira, ayıp nedeniyle indirim gereken miktar için kesilen reklamasyon faturası 6102 sayılı TTK’ nın 21. maddesi anlamında fatura olmadığından, aynı maddenin 2. bendi gereğince 8 gün içinde itiraz edilmemiş olması, içeriğinin kabul edilmiş sayılması sonucunu doğurmaz.
O halde mahkemece; davalı yanca ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı yönünde bir itirazı olmadığı ve davacı yanca ayıbın varlığının ispatlanamadığı hususları gözetilerek, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar ışığında, ayıplı olduğu iddia edilen dava konusu ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, ayıbın varlığı ve giderim masrafları miktarı konusunda araştırma yapılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönde araştırma yapılmadan eksik inceleme ile tek başına reklamasyon faturası esas alınarak karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilerek mahkememiz kararı kaldırılmış ve dosyanın mahkememizin 2021/786 esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, İstinaf ilamı doğrultusunda taraf vekillerine ürünlerin bulunduğu yerin bildirilmesi için süre verilmiş, davalı vekilince ürünlerin davacıya teslim edilmiş olduğunun bildirildiği, davacı vekilince ise ürünlerin dava dışı … firmasına satışının yapıldığı ve kendilerine iade edilmediği, bu nedenle yerini bildirmenin mümkün olmadığını bildirdikleri, yine mahkememizin 11/10/2022 tarihli celsesine katılan davacı vekili, dava konusu ürünlerin yurt dışındaki firmaya satılıp teslim edildiğinden uhdelerinde olmadığını, bu aşamada inceleme yapılmasının mümkün olmadığını, ancak dava dışı firma tarafından ürünlerin ayıplı olması nedeniyle taraflarına reklamasyon faturası kesildiğini, bununla ilgili de inceleme yapılmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Dava, İİK.’nın 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunması, icra takip dosyası, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının yurtdışında faaliyet gösteren … … şirketinden almış olduğu sipariş üzerine gönderilen erkek taytlarının 14/10/2016 tarihinde … … firmasından reklamasyon işlemi gördüğü ve davacı şirkete 3.326,40 Euro bedelli, 14/10/2016 tarihli reklamasyon faturasının gönderildiği, davacının bu bedeli 18/10/2016 tarihinde … … firmasına ödediği, davacının 20/10/2016 tarihinde 3.326,40 Euro bedelli proforma fatura keserek … 10. Noterliğinin 24/11/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı firmadan talep ettiği, ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili için ….İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalının süresi içerisinde itirazı üzerine takibin durduğu, davacının süresi içerisinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, davacının dava dışı … … firmasına düzenlediği faturada imalatçı … Tekstil Ltd. Şti.nin gösterildiği, ürünlerdeki ayıbın davacı veya davalı tarafından meydana geldiğinin bilinemediği, ayıp iddiasının ispat yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğu, mahkememizce ayıplı olduğu ileri sürülen ürünlerin mahkememize sunulması için davacıya süre verilmiş ise de, davacı tarafından ürünlerin yurt dışında firmaya satılıp teslim edildiğinden inceleme yapılmasının mümkün olmadığını beyan ettiği, davacı tarafından davanın ispat edilemediği anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davacının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 152,61TLden mahsubu ile fazla alınan 71,91TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Mahkememizin 10/10/2018 tarihli 2017/284 esas 2018/434 harç tahsil numaralı müzekkeresi ile 708,57TL bakiye karar harcının davalıdan tahsil edilmiş olması halinde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcın davalı tarafa iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karara verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/10/2022

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI