Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/782 E. 2023/26 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/782 Esas
KARAR NO:2023/26

DAVA:Alacak (İtibar Mektubu Ve İtibar Emrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/12/2021
KARAR TARİHİ:12/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından, dava dışı borçlu … … … Tic. Ltd. Şti. aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve 04/06/2021 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile müvekkili şirketin adresinde fiili haciz yapıldığını, fiili haciz esnasında müvekkili şirketin borçlu firma ile hukuki yada fiili bağlantısının olmadığının bildirildiğini, ancak davalı şirket vekili tarafından fiili haciz ve muhafaza talep edildiğini ve istihkaklı haciz işlemi yapıldığını, haczedilen menkullerin 3. kişiye yediemin olarak teslim edilerek haciz mahallinde bırakıldığını, İİK 97. maddesi gereği istihkak hakkında karar verilmek üzere …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemece takibin devamına dair karar verildiğini, İcra Hukuk Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda davalı vekili tarafından 29/07/2021 tarihinde yeniden fiili haciz gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin haciz tehdidi altında dosya borcu olan bedeli alacaklı olduğunu iddia eden vekili hesabına ihtirazi kayıtlı şekilde gönderdiğini, dava dışı borçlu … … … Nakliyatı Tic. Ltd. Şti.’nin 16/09/2013 tarihinde müvekkili şirketin faaliyet adresinde kiracısı olarak kurulduğunu, dosya borçlusu olan bu şirketin 2017 yılında faaliyet adresinin değiştiğini ve müvekkili şirket ile hiç bir hukuki yada fiili bağlantısı kalmadığını beyanla, öncelikle telafisi imkansız zararlara sebebiyet verilmemesi adına mahkece tespit edilecek davalının menkul ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati haciz/tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla haciz baskısı altında ihtirazı kayıt bildirilerek ödenmek zorunda kalınan 102.991,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek reskont avans faizi ile birlikte alınarak müvekkili şirkete ödenmesini, davalı tarafın asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalete ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, istihkak davalarında görevli mahkemenin icra mahkemeleri olduğunu, esasa ilişkin olarak, borçlu ile 3. şahıs arasında organik bağ bulunduğunu, borçlu şirketin, davacı şirket yetkililerinin akrabası tarafından aynı adreste kurulduğunu, davacı ile borçlunun aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, borçlu şirket unvanı ile davacı şirket unvanının aynı iken borçlu şirketin unvan değişikliğine gittiğini, unvan değişikliğinden sonra da sırası ile adres değişikliği, hisse devirleri yapmak sureti ile davacı ile arasındaki bağı koparmaya çalıştığını, ayrıca haciz mahallinde borçlunun faaliyette ve adresin borçlu kullanımında olduğunu gösterir belgeler bulunduğunu, işbu belgelerin borçlunun davacı gölgesinde ticari faaliyetlerini yürüttüğünü gösterdiğini, davacının hiçbir ilişkisi olmadığını iddia ettiği borçlu şirkete ait evrakların davacı adresinde bulunması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla dava konusu itibari ile davanın İcra Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve kötü niyetli olarak ikame edilen davanın reddini, davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası, ödeme dekontu, ticaret sicil kayıtları ve vergi dairesi kayıtları mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; cebri icra tehtidi altında ödenen bedelin istirdadı davasıdır.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında alacaklı eldeki dosya davalısı … Şirketi Gebze Şubesi tarafından borçlular dava dışı … … ve … Şirketi aleyhine icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Davacı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yazılan talimat üzerine … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı talimat üzerinden “… Mh. … Sk. No: 15 …/…” adresinde 04/06/2021 tarihinde fiili haciz yapılan davacı iş yerinde istihkaklı haciz olduğu ancak bu iş yerinin borçlu şirketinin adresi olmadığı, borçlu şirket ile aralarında hukuki veya fiili bağlantı olmadığını, istihkak hakkında …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı ilamı ile takibin devamına şeklinde karar verildiği, haciz tehdidi altında dosya borcu olan 102.991,00-TL bedelin ihtirazi kayıtla ödendiğinden bahisle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı parayı ödediğinden icra takibi yapan alacaklıya karşı istirdat davası açmıştır.
İİK 72/7. maddesi uyarınca: “Borçlu, icra takibi sürecinde, borçlu olmadığı parayı cebri icra tehdidi altında ödemişse, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı açacağı davaya istirdat davası denir.” İstirdat davasında davacı şahıs, icra takibinin borçlusu, davalı ise icra takibinin alacaklısıdır. Somut olayda dosyamız davacısının icra dosyasına parayı ödediği makbuzla sabittir ancak yapılan icra takibi uyarınca borçlu sıfatı bulunmamaktadır. Bu sebeple üçüncü kişi konumunda bulunan dosya davacısı tarafından dava dışı borçluların borcuna ilişkin olarak icra dosyasına ödemede bulunulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak yapılan bu ödemenin İİK gereğince borca mahsuben yapılmış sayılacağı, yapılan ödemede davacı üçüncü kişinin ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre dosya borçlusundan geri isteme hakkı bulunacağı, ancak davalı olan alacaklının sebepsiz zenginleşen konumunda olmadığı anlaşılmaktadır. 3.kişi tarafından, yani davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerekir. Bu tür davada, davacı sıfatı takip borçlusuna aittir. Takip konusu borç, 3.kişi tarafından, yani davacı tarafından ödenmiş olsa bile; davacı sıfatı asıl borçluya aittir. Çünkü, burada borçtan kurtulan takip borçlusudur. İcra dosyasında borçlu sıfatı olmayan borcu ödemiş olan davacı … … … Şirketi’nin üçüncü kişi olarak ödediği bu parayı İİK 72. maddesi hükümleri uyarınca icra dosyası alacaklısına karşı istirdat davası açamayacağı şüphesizdir. İstirdat davaları niteliği itibariyle sebepsiz zenginleşme davaları olduğu için sebepsiz zenginleşen aleyhine bu davalar açılabilecek ve yine İİK 72. maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu alacaklıya karşı açabilecektir. Üçüncü kişi ise alacaklıya karşı istirdat davası değil, sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava açabilecektir ancak bu davayı da icra dosyasında borçlu konumunda olan kişiye karşı yöneltebilecektir.
Tüm bu bilgiler ışığında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının alacaklı, dava dışı … … ve … Şirketlerinin borçlu, davacı … Şirketi’nin ise 3. Kişi konumunda olduğu, istirdat davasını ancak icra takip borçlusunun açabileceği, üçüncü şahıslar tarafından bu davaların açılamayacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı her ne kadar icra dosyasındaki borcu cebri icra tehdidi altında ödediğini ileri sürse de eldeki davayı icra takip alacaklısına karşı açmış olduğu nazara alındığında; alacaklının alacağını tahsil etmesinden dolayı sebepsiz zenginleşmediği yani istirdat davası yönünden davacının aktif husumet, sebepsiz zenginleşme davası yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Belirtilen bu nedenlerle davacı olan 3. Kişinin takip alacaklısına karşı, takip borçlusuna ait borcun ödenmesinden dolayı istirdat davası açamayacağı kanaatine varılmakla davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis eidlmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın husumet nedeniyle REDDİNE,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından hpeşin olarak alınan 1.758,83-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 1.578,93-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(5)Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 16.448,65-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
(7)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/01/2023

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.