Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/780 E. 2023/31 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/780
KARAR NO:2023/31

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/12/2021
KARAR TARİHİ:16/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından … 6.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasında davacı borçlu olarak gösterilerek davacının keşideci, davalının lehtar olduğu 14/11/2018 tanzim, 14/01/2019 vade tarihli 5.412,00 TL bedelli bono dayanak yapılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davacının, davalı şirketi ve yetkililerini tanımadığını, davalı şirket ile arasında hiçbir hukuki, ticari ve tüketici ilişkisi bulunmadığını, bonoda yer alan imzaların davacıya ait olmadığını, bu nedenlerle icra dosyasında davacının 5.142 TL bono asıl alacağı, 2.194,60 TL işlemiş faiz, 16,24 TL bono komisyonu yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının iptali istenilen alacak tutarlarının %20’si üzerinden kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının, davacı tarafından satın alınmış mallar ve buna istinaden imzalanmış sözleşmeler ve senetler uyarınca ödenmeyen alacağını tahsil amacıyla işbu takibi başlattığını, davacının itirazı üzerine takibin durduğunu, dava konusu iddiaların temel sebebi tüketici ilişkisi niteliğinde bulunduğundan mahkemenin görevleri içerisinde bulunmamakta olup davanın usulden reddi gerektiğini, arabulucuya başvuru şartının yerine getirilmediğini, bu nedenlerle davanın reddine, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, … 6.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, …Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat aracılığı ile davacının imza ve yazı örnekleri, davacının ıslak imzalı belge asıllarının bulunduğu kurum ve kuruluşlardan belge asılları, sözleşme ve mal teslim tutanağı, davaya ve takibe dayanak senet aslı celp olunmuştur.
… 6.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı tarafından davacı aleyhine 5.412 TL miktarlı 14/11/2018 tanzim, 14/01/2019 vade tarihli senet yönünden 5.412 TL asıl alacak, 2.194,60 TL işlemiş faiz, 16,24 komisyon olmak üzere toplam 7.622,84 TL üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dosya Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 07/11/2022 tarihli raporda; inceleme konusu sözleşme, teslim belgesi ve senet aslında “…” ismine atfen atılmış imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacının eli ürünü olmadıkları belirtilmiştir.
Dava menfi tespit davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 6102 sayılı TTK 5/A maddesinin açık düzenlemesi ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2020/85 Esas, 2020/454 Karar ve 13.02.2020 tarihli ilamı uyarınca, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabuluculuğa gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına hükmedilmiş olması dikkate alınarak davalı tarafın arabulucuk yönünden itirazının ve TKHK m. 4/5 düzenlemesi ile, tüketici tarafından düzenlenecek olan kıymetli evrakın nama yazılı olmasını zorunlu kıldığı davaya konu senedin emre muharrer düzenlendiği anlaşılmakla TTK 4.maddesi uyarınca görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması” “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde imzaya ilişkin iddiası mutlak def’idir. “Senetteki imzanın inkarı halinde, imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü belgeyi elinde bulunduran senet alacaklısına aittir. İmzada sahtecilik iddiası kambiyo senetlerinde mutlak defi olup, lehdar ve ciro yolu ile hamil olan cirantalara ve son hamile karşı ileri sürülebilir…..” (Yargıtay 11. HD 2020/5093 E. 2021/5318 K.)
Davalı tarafından davacı keşideci (borçlu) gösterilerek 14/11/2018 düzenleme, 14/01/2019 vade tarihli 5.412 TL bedelli bono dayanak gösterilerek … 6.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, bono üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığı belirtilerek, söz konusu bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti noktasında toplandığı tespit edilmiştir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre, inceleme konusu sözleşme, teslim belgesi ve senet aslında davacı adına atfen atılmış imzalar ile davacıya ait mevcut imzalar karşılaştırıldığında, başlangıç biçimleri ve yerleri, grama örgüsü formları ve bağlantı şekilleri, sağda dönüş şekilleri ve keşide çizgisi kullanım alışkanlıkları gibi tersim özellikleri ile ritm, ritm/form dengeleri, çizgi kaliteleri, genel biçimsellikleri, işleklik dereceleri, ebat, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi gibi grafolojik tanı unsurları itibari ile uygunluk veya benzerlikler bulunmadığı, dava konusu bonodaki imzaların davacının eli ürünü olmadıkları, dolayısıyla davacının işbu senetler nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığı kanaatine varılmakla, bono sebebiyle davacının borçlu olmadığının tespitine, öte yandan İİK 72/5. Maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı talep edilmişse de; kötü niyet tazminatı için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olma şartı aranmakta olup, davalının takibinde kötüniyetli olduğu hususu ispatlanamamış olup şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
1-… 6.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe dayanak olan 14/11/2018 düzenleme tarihli, 14.01.2019 vade tarihli, 5.412,00-TL bedelli bono yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Şartları oluşmadığından İİK 72/5 uyarınca davacı lehine kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 520,71 -TL karar ve ilam harcından peşin alınan 130,18-TL’nin mahsubu ile bakiye 390,53-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 835,70 TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, Ayrıca işbu dava nedeniyle davacı tarafından yatırılan 130,18 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 7.622,84-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda okunup usulüne uygun anlatıldı. 16/01/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza