Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/767 E. 2023/69 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/767
KARAR NO :2023/69

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/12/2021
KARAR TARİHİ:23/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalıdan olan alacağının tahsili için ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının yetki itirazının taraflarınca da haklı görülmesiyle takibin İstanbul İcra Dairelerine gönderilmesini talep ettiklerini ve ….İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasından takibe devam edildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, taraflar arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki mevcut olduğunu, davacının sırma markalı su, soda, limonata vb.ürünlerini satmakta olup her zaman alacaklı olduğunu, davalının, davacıya olan borcunu tüm uğraş ve çabalara rağmen ödemediğini, davalının takibe yaptığı itiraz ile faturalardaki imzaların kendisine ait olmadığını, sahte olduğunu iddia ettiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davacının alacaklısı olduğu 6.292,80 TL’nin faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında bir süre ticaret yapıldığını ancak davalının, davacı taraf ile hiçbir zaman cari bir hesap sözleşmesi yapmadığını ve davalı ile mutabık kalınan bir cari hesabı olmadığını, takibe konu faturaların davalının iradesi ile veya siparişi ile düzenlenen faturalar olmadığını, bunların olsa olsa davalının iradesi dışında davacı şirket çalışanlarının o zamanki kotalarını doldurmak amacıyla düzenlemiş oldukları ve davalının haberi ve imza ve kaşesi dahi olmayan faturalar olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, …. İcra Dairesinin …E. Sayılı takip dosyası, faturalar, resmi kurum ve kuruluşlardan davalıya ait ıslak imzalı belge asılları, vergi kayıtları, davacının imza ve yazı örnekleri celp olunmuştur.
…. İcra Dairesinin …E. Sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 6.292,80 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 14/04/2022 tarihli raporda; davacı kayıtlarına göre, Cari hesaptan kaynaklanan (Vade farkı Gelirleri faturası dahil) 6.292.80 TL davacının davalıdan alacaklı olduğu, ancak, taraflar arasında yazılı sözleşme, cari hesap sözleşmesi bulunmadığı ve davacı tarafından davalı adına düzenlenen 2.293.08 TL bedelli vade farkı gelirleri açıklamalı faturadan talep edilen vade farkının alınacağına ilişkin taraflar arasında sözleşme ile belirlenmediği gibi incelenen davacı kayıtlarında taraflar arasında vade farkı
uygulamasının da teamül hali olmadığı tespitleri ile işbu vade farkı bedeli olan2.293.08 TL’nın davalıdan talebinin yerinde olmadığı, bu halde, davacının davalıdan icra takip dosyasından talep edebileceği alacağın 3.999.72 TL cari hesap bakiyesi tutarında olabileceği, 3.999.72 TL asıl alacak için takip tarihinden itibaren % 13,75 ve değişen oranlarda avans
faizi talep edilebileceği, diğer yandan davacının 2.293.08 TL Vade Farkı Gelirleri açıklamalı fatura bedelinin talep edilebileceğinin Mahkemece de yerinde olduğunun benimsenmesi halinde, Davacının İcra takibinde Cari hesap bakiyesi olarak (vade farkı dahil) 6.292.80 TL’nın takipten itibaren %13.75 ve değişen oranlarda avans faizi ile birlikte talep edilebileceği belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Açılan dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle fatura ve cari hesap alacağının tahsiline ilişkindir. Tarafların tacir olduğu delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi ile davalı tarafın usulüne uygun tebliğe rağmen ticari defterlerini dosyaya sunmadığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yapılan mali inceleme ile, davacı tarafından davalıya 2017 yılı içinde yapılan satışların en son satış faturasının 24/06/2017 tarihli 465.85 TL bedelli fatura olduğu, bu tarihten sonra taraflar arasında herhangi bir ticari işlem olmadığı, 24/06/2017 tarihi itibarı ile hesap bakiyesinin 3.999,72 TL olarak 2018 yılına devrettiği, 2018 yılı içinde taraflar arasında herhangi bir ticari işlem olmadığı ve cari hesap bakiyesinin 3.999,72 TL olarak 2019 yılına devrettiği, 2019 yılı içinde de taraflar arasında herhangi bir ticari mal satışının ve tahsilatın olmadığı, davacının 30/09/2019 tarihli vade farkı gelirleri açıklamalı KDV dahil 2.293,089 TL bedelli fatura düzenleyerek davalıyı borçlandırdığı, işbu fatura bedeli ile cari hesap bakiyesinin 6.292,80 TL olduğu, işbu tutarın 2020 yılına devrettiği, 24/06/2017 tarihli 465,85 TL bedelli fatura ile 30/09/2019 tarihli 2.999,08 TL bedelli vade farkı gelirleri açıklamalı e-fatura ve icra takibi sonrası davacı tarafından düzenlenen 30/04/2020 tarihli vade farkı gelirleri açıklamalı 363,59 TL bedelli fatura dışındaki tüm faturaların fatura tarihlerinde veya bir gün sonrasında ödenmiş oldukları, davacının her ne kadar davalıdan olan alacağının faturalardan kaynaklandığı yönünde iddiada bulunmuş ise de, davacı kayıtlarında mal satışlarından dolayı cari hesap bakiye alacağının son mal satış fatura tarihi olan 24/06/2017 tarihi itibarı ile 3.999,72 TL olduğu, işbu cari hesap alacağının ise 1.904,89 TL’lik kısmının 2016 yılından devir bakiye olarak geldiği, cari hesap bakiyesinin 2.094,83 TL’lik kısmının ise davacının iddia ettiği faturalar dışındaki 05/01/2017 tarih 171,74 TL, 30/01/2017 tarih 189,69 TL, 02/02/2017 tarih 134,05 TL, 02/02/2017 tarih 104,78 TL, 13/02/2017 tarih 242,87 TL, 06/03/2017 tarih 210,18 TL, 25/03/2017 tarih 137,05 TL, 15/04/2017 tarih 259,53 TL, 22/04/2017 tarih 178,46 TL ve 24/06/2017 tarih 465,85 TL bedelli faturalardan kaynaklı olduğu, 0,63 küsürat farkı ile birlikte toplam 3.999,72TL cari hesap bakiyesi olduğu tespit edilmiştir.
Davalı yan her ne kadar takip dayanağı faturalar üzerindeki kaşe ve imzalara itiraz etmiş ise de, davacı kayıtlarından tespitte söz konusu faturaların bire bir ödenmiş olduğu, davacı alacağının ilgili faturalardan değil farklı faturalar ve 2016 yılından devreden cari hesap bakiyesinden kaynaklı olduğu, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında ödenmeyen fatura tutarları kayıtlı olup davalı taraf ise ticari defter ibrazından kaçınmıştır. Ayrıca ödenen faturalar altındaki imzalar da davalının imzaları ile karşılaştırıldığında farklılıklar olduğu bu itibarla imza inkarının tek başına davalı tarafın borçlu olmayacağını göstermeyeceği değerlendirilmiştir. Öte yandan her ne kadar davacı tarafından vade farkı gelirleri adı altında 30/09/2019 tarihli 2.293,08 TL bedelli fatura düzenlenmiş ise de, taraflar arsında yazılı bir sözleşme veya cari hesap sözleşmesine ilişkin dosyaya somut her hangi bir belge ibraz edilmediği, vade farkı tahsiline ilişkin olarak taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacı kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise, vade farkı uygulamasına dair de teamülen her hangi bir işlem yapılmadığı, 2017 yılı içinde davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş ve davalının da kabulü ile ödenmiş geçmiş dönemelere dair vade farkı alındığına dair her hangi bir tespit yapılamamış olduğu dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile, davalının ….İcra Müdürlüğünün …esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 3.999,72 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacak miktarının %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının …. İcra Dairesinin …Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 3.999,72-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 13,75 oranında ve TCMB tarafından belirlenen değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-İİK. 67/2. Maddesi uyarınca asıl alacağın %20’si oranında (799,94-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesine göre alınması gereken 273,22 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 107,47 TL’nin mahsubu ile bakiye 165,75 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden 3.999,72 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, red edilen dava değeri üzerinden 2.293,08 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, posta masrafından oluşan toplam 1.167,25 TL yargılama masrafının davanın kısmen kabul ve reddi oranında yapılan hesaplama sonucunda 741,90 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, Ayrıca işbu dava nedeniyle davacı tarafından yatırılan 107,47 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 838,99 -TL’sinin davalıdan, 481,01-TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda okunup usulüne uygun anlatıldı.23/01/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza