Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/762 E. 2023/322 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/762
KARAR NO : 2023/322

DAVA : Ticari Şirket Hisse Devri İptali
DAVA TARİHİ : 01/03/2023
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, …A.Ş.’nin 26/11/2021 tarihine kadar tek hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, şirketin merkezi İstanbul olup imalat atölyesinin ise Ordu’da yer aldığını, davacının, dava dışı kocası … tarafından kandırılarak Bakırköy …Noterlğiinin 02/03/2021 tarih… yevmiye nolu Senede Bağlanmamış Anonim Şirket Pay Devri Sözleşmesi imzalattırılmak suretiyle şirket hisselerini nominal değeri olan 50.000 TL bedel ile çocukluk arkadaşı davalıya devrini sağladığını, söz konusu devir sözleşmesi dava dışı davacının eşi … tarafından iradesi sakatlanmak suretiyle imzalattırıldığı için devreden davacı bakımından bağlayıcılığı bulunmadığını, davacının … tarafından üzerinde sürekli baskı kurularak üzerine şirketler kurdurulduğunu, hatta bunlardan kaynaklı adına vergi ve SKG borcu bulunduğunu, … Giyim adlı şirketinde davacının kocasının baskısı ile kurulduğunu, kurulduktan sonra davacının elinden Büyükçekmece …Noterliğinin 09/12/2019 tarih … yevmiye sayılı şirketi kayıtsız şartsız temsil ve ilzam edeceği ve borç altına sokabileceği çok geniş ve kapsamlı bir vekaletname aldığını, akabinde şirkete devletten teşvik almak sureti ile Ordu Fatsa’da büyük bir imalathane kurduğunu, davacının eşi hakkında Büyükçekmece …Aile Mahkemesinde …esas sayılı dosyası ile zinaya dayalı boşanma davası açtığını, boşanma davası öncesi ameliyat olmak için hastaneye yattığı esnada 17 ve 18/08/2021 tarihlerinde kocasının aile konutu da dahil tüm taşınmazları muvazalı olarak tanıdığı kişilere devredip mal varlığını azalttığını öğrendiğini, muvazalı tapu devirlerinin iptali için Büyükçekmece …Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile iptal davası açtığını, devir nedeniyle davalının davacıya ödeme yapmadığını, …’nun davacıdan kendisini tek yetkili kılan vekaletname aldıktan sonra devletten aldığı teşvik ile Ordu ilinde çok büyük bir tekstil imalathanesi kurduğunu, imalathanede yüzlerce işçi çalıştığını, şirketin yaklaşık 200 çalışanı bulunduğunu, şirketin 2 yıllık cirosunun 30 milyonun üzerinde olduğunu, devir sözleşmesinin tarihi 02/03/2021 olmasına rağmen davalının hisse devrini tescil ettirmemiş olup o tarihten beri bankalarda ve resmi kurumlarda tüm işlemlerin davacı adına kocası tarafından vekaleten ya da imzası taklit edilerek yapıldığını, davalı Kocaeli’de ikamet etmekte olup devir tarihinden bu yana bir kez olsun şirketin merkez ve şubesine gitmediğini, şirkete ait tüm ödemelerin davacının yetkili olduğu şirket hesapları üzerinden yapıldığını, hatta davacının kocasının devir tarihinden sonra da şirketi davacıdan aldığı Büyükçekmece …Noterliğinin 09/12/2019 tarih 26503 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile yönetmeye devam ettiğini, bankalardan çek karnelerini bu vekaletname ile aldığını, çeklerin üzerine davacının imzasını taklit etmek suretiyle imzaladığını ve resmi evrakta sahtecilik suçunu işlediğini, …’nun sadece boşanmayı düşündüğü davacının elinden şirketi almak için kandırdığını iradesini sakatladığını ve şirket hisselerinin devrini sağladığını, TBK 36.maddesi gereği aldatma sonucu bir sözleşme yapılmış ise aldatılan tarafın sözleşme ile bağlı olmadığını, iradesi sakatlanan tarafın bir yıllık süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal hakkını kullanabileceğini, bu durumda tarafların vermiş oldukları şeyleri geri isteyebileceklerini, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, davalının 3.kişi olan davacının eşinin aldatmasını bildiği açıkça ortada olup davacının TBK 36.maddesi gereği işbu sözleşme ile bağlı olmadığını, bu nedenlerle davalıya yapılan hisse devirlerinin TBK 36.maddesi gereğince iptaline, kuruluş ana sözleşmesindeki %100 oranında davacının hissedar sayılmasına, şirket hisseleri hakkında dava sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere devrini önler nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine, şirkete TMK 427.maddesi gereğince yönetim kayyumu atanmasına, kayyumun mahkemece şirketin malvarlığını korumak üzere gerekli tedbirleri alması için yetkilendirilmesine, şirketin tüm aktif ve pasifinin tespiti için araştırma yapma ve tespit yapma hususunda yetki verilmesine, kayyım ücretinin şirket hesaplarından ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz 03/12/2021 tarihli ara kararı ile, davacının dilekçe içeriğine göre davaya konu şirketin hali hazırda yetkilisi olduğu görülmekle kayyım atanması isteminin reddine, davalıya ait hisselerin devrinin noter onaylı olarak yapıldığı, davacının iradesinin sakatlanıp sakatlanmadığının ancak yapılacak yargılama sonrasında ortaya çıkacağı, dava dilekçesine ekli belgelerden iradenin sakatlandığını gösterir soyut beyan dışında başkaca somut bir delilin gösterilmemiş olması karşısında davacı iddiaları yaklaşık olarak ispat edilemediğinden ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının …A.Ş’deki tüm hak, alacak ve yetkilerinden 02/03/2021 tarihinde davalı ile aralarında imzalanan hisse devir sözleşmesi ile feragat ettiğini ve sözleşme gereği şirketteki tüm hisselerini davalıya devrettiğini, yapılan devir sonrası davacının tüm hak ve yetkilerinin sona erdiğinin yönetim kurulu kararı ile de kayıt altına alındığını, davacının soyut iddiaları dışında kandırıldığına ilişkin bir emare olmadığını, söz konusu devrin davacının onayı, bilgisi ve isteği dahilinde yasaya uygun şekilde yapıldığını, davalının, davacı ile dava dışı …’yu tanıyor olmasının şirketin aldatılarak devredildiğine delil teşkil etmediğini, davalının, davacıya işbu devir sebebiyle taraflarca kararlaştırılan bedeli ödediğini, davacının hisse devir sözleşmesinde devir bedelini tahsil ettiğini beyan ettiğini ve imza altına aldığını, dava konusu şirketin devir tarihi itibarı ile birçok kuruma borcu bulunduğunu, şirketin cirosu bahis edilerek şirkete değer atfetmenin mümkün olmadığını, şirketin yıl sonu cirosunun şirketin karı ile eşdeğer olduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, boşanma davasının davacı tarafından açıldığını, davacının yetkisi sona ermesine rağmen kötü niyetle hareket ederek hesaptaki paraları kendi hesapları bünyesinde topladığını, davacının yetkisi dışında şirke hesaplarındaki parayı hileli şekilde kaçırması sebebi ile zor durumda olan şirketin daha da zoru duruma düşürüldüğünü, borçlarını ödeyemez hale geldiğini, davacının devir yaparken şirketi aktifi ve pasifi ile devrettiğini, şirketin devir tarihinde üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkulu olmadığı gibi birçokta borcu bulunduğunu, davacıdan şirketin 50.000 TL ile satın alınmasının nedeninin şirketin güzel yönetilmesi halinde kazanç elde edebileceğine olan inanç olduğunu, aksi halde şirketin devir alındığı tarihte satış bedeli olan 50.000 TL değerinde dahi aktifi bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının… Ticaret Sicil Müdürlüğünün …sicil nosu ile (Eski: İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun …sicil nosu ile) kayıtlı …Anonim Şirketi’nin 26.11.2021 tarihine kadar tek hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, müvekkilinin, dava dışı kocası … tarafından kandırıldığını ve şirket hisselerini çocukluk arkadaşı dava dışı … ‘a devrini sağladığını, söz konusu devir sözleşmesinin dava dışı davacının eşi … tarafından iradesi sakatlanmak yani kandırılması sureti ile imzalattırıldığı için devreden davacı bakımından bağlayıcılığı bulunmadığını, TBK 36. maddesi gereği aldatma sonucu bir sözleşme yapılmış ise, aldatılan tarafın sözleşme ile bağlı olmadığını, bu nedenle davacının eski eşi dava dışı … tarafından irade beyanı sakatlanarak (aldatılarak) sahibi olduğu davalı şirkette bulunan şirket hisselerinin davadışı …’a devrettirilmesi sebebiyle TBK.36. Maddesi gereği hisse devrinin iptaline karar verilmesini, taraflarınca davacının dava dışı eşi … tarafından irade beyanı sakatlanarak (aldatılarak) sahibi olduğu davalı şirkette bulunan şirket hisselerinin davadışı …’a devrettirilmesi sebebiyle …a karşı İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/762 E. Sayılı dosyası ile hisse devrinin iptali davası açılmış olup, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası derdest olduğundan, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile iş bu dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının …A.Ş’deki tüm hak, alacak ve yetkilerinden 02/03/2021 tarihinde davalı ile aralarında imzalanan hisse devir sözleşmesi ile feragat ettiğini ve sözleşme gereği şirketteki tüm hisselerini davalıya devrettiğini, yapılan devir sonrası davacının tüm hak ve yetkilerinin sona erdiğinin yönetim kurulu kararı ile de kayıt altına alındığını, davacının soyut iddiaları dışında kandırıldığına ilişkin bir emare olmadığını, söz konusu devrin davacının onayı, bilgisi ve isteği dahilinde yasaya uygun şekilde yapıldığını, davalının, davacı ile dava dışı…’yu tanıyor olmasının şirketin aldatılarak devredildiğine delil teşkil etmediğini, davalının, davacıya işbu devir sebebiyle taraflarca kararlaştırılan bedeli ödediğini, davacının hisse devir sözleşmesinde devir bedelini tahsil ettiğini beyan ettiğini ve imza altına aldığını, dava konusu şirketin devir tarihi itibarı ile birçok kuruma borcu bulunduğunu, şirketin cirosu bahis edilerek şirkete değer atfetmenin mümkün olmadığını, şirketin yıl sonu cirosunun şirketin karı ile eşdeğer olduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, boşanma davasının davacı tarafından açıldığını, davacının yetkisi sona ermesine rağmen kötü niyetle hareket ederek hesaptaki paraları kendi hesapları bünyesinde topladığını, davacının yetkisi dışında şirke hesaplarındaki parayı hileli şekilde kaçırması sebebi ile zor durumda olan şirketin daha da zoru duruma düşürüldüğünü, borçlarını ödeyemez hale geldiğini, davacının devir yaparken şirketi aktifi ve pasifi ile devrettiğini, şirketin devir tarihinde üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkulu olmadığı gibi birçokta borcu bulunduğunu, davacıdan şirketin 50.000 TL ile satın alınmasının nedeninin şirketin güzel yönetilmesi halinde kazanç elde edebileceğine olan inanç olduğunu, aksi halde şirketin devir alındığı tarihte satış bedeli olan 50.000 TL değerinde dahi aktifi bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ticaret sicil kayıtları, Büyükçekmece …Noterliğinin 09/12/2019 tarih ve …yevmiye sayılı vekaletnamesi, Bakırköy…Noterliğinin 02/03/2021 tarih … yevmiye nolu Senede Bağlanmamış Anonim Şirket Pay Devri Sözleşmesi, Büyükçekmece…Aile Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, davaya konu şirketin vergi dairesi borç dökümü, davaya konu şirketin SGK tescil ve borç dökümü, taraf delilleri dosya içerisine alınmıştır.
Davacı tanıklarının dinlenmesi için adresleri itibarı ile mahal mahkemesine talimat yazılmış, Fatma …Asliye Hukuk Mahkemesinin… talimat sayısı ile dinlenen tanık …,”2021 yılında Fatsa’da … adlı işyerinde yaklaşık 3 ay çalıştım. Çalıştığım dönemde de … Tekstil’in yılbaşı yemeğine gelmişlerdi. Ben tarafları tanımam. Sadece faturalardan Nigar Aydoğdu’nun işyeri sahibi, …’nun da işletme müdürü olarak faturalarda kayıtlı olduğunu biliyorum, başkaca bir bilgim yoktur. Tarafları tanımam.”; tanık …, “Ben yaklaşık 1-2 sene önce … Giyim San. Ve Dış Tic. A.Ş.’ye muhasebeci olmam sebebiyle idari birime iş başvurusunda bulundum. İş görüşmesini … ile … ile yaptım. Davacı Nigar Aydoğdu ile iş görüşmesi ile ilgili görüşmedim. Ancak sahibi olduğunu duydum. Bu şirketteki hisse devri ile bir bilgim yoktur. Ben sadece bir kaç defa iş görüşmesine gittim. Belirtilen şirkette hiç çalışmadım. Şirket ile ilgili herhangi bir bilgim yoktur.” şeklinde, … ATM … talimat sayısı ile dinlenen tanık …, “… Giyim San.ve Dış Tic.A.Ş. ablam Nigar Aydoğdu tarafından kurulmuş ve 2021 Kasım ayına kadar onun adına kayıtlı idi. Şirket kuruluşundan itibaren Ablam … adına şirket kayıtlı ise de eşi …’nun … Tekstil batırdığı için kendi adına firma kuramamıştır ve eşi … adına 2018 yılında … Tekstili kurdu. Sonrasında Fatsa da imalathane kurdu. Bu imathanede 200-250 kişi çalışmaktaydı. İmalathanenin adı … Giyim idi. İstanbul merkezli …Tekstil şirketi piyasaya 4-5 milyon borçlanınca, … ablam …’ya gelip … Tekstilin borçlarından dolayı … Giyim şirketinin de zorda kalacağını söyleyip, bu sebeple … Giyim şirketini aynı zamanda çocukluk arkadaşı olan … isimli kişiye devretmeyi teklif etti. … Giyim şirketi …’a devredildi. Şirketin devir tarihindeki değerinin 7 milyonlira olduğunu tahmin ediyorum. … isimli kişinin geçmişte … Konfeksiyon isimli bir şahıs şirketi vardı. Ancak bu şirketi de … yönetmekteydi. Ablam…bu şirkette makineci olarak çalışmaktayken şirketin patronu olan … ile burada tanıştı ve evlendiler. … Giyim şirketi …’a devredildiğinde ablam göğüs kanseri tedavisine devam etmekteydi. Şirketin kurucusu ve yöneticisi … idi. … devir esnasında ne davacıya ne de …’ya bir kuruş ödemiştir. Belirttiğim üzere devir muvazalı olarak yapılmıştır. Gerçek bir devir değildir. … bildiğim kadarıyla Gebze ya da Kocaeli de 7-8 yıldır bir fabrikada asgari ücret karşılığında çalışmaktadır. Bizzat ben kendisiyle görüştüm. Durumu kendisine aktardığımda …’nun kendisinin çocukluk arkadaşı olduğunu ve onu satamayacağını, devrin gerçek bir devir olmadığını kendisinin de bildiğini, devir karşılığında ne Nigar’a ne de Savaş’a bir kuruş ödediğini, söyleyip olumsuz yanıt verdi…. devirden sonraki süreçte hiçbir zaman Fatsa/Ordu daki imalathaneye gitmemiştir. Fatsa’nın nerede olduğunu bile bilmez. Kendisi Karslı’dır. Şirketin …’ya verdiği vekaletnamelerle yönetmiştir. Fatsa’daki imalathanede ortalama 250 kişinin çalıştığını, aylık cirosunun 1.5 milyon TL olduğunu, 4 dönüm kapalı alan üzerine kurulu bir imalathane olduğunu, … markasına ürünler imalat ettiklerini biliyorum. Ben de tekstil sektöründe çalışıyorum. Kendi Akyüz Tekstil isimli bir imalathanem var. Fatsa ‘daki firmanın bugün itibarıyla değerinin 11-12 Milyon TL olduğunu düşünüyorum.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Dinlenen davalı tanığı Yıldıray Korkut, “ben …’ı daha öncesinden tanımam, …’yu ve eşi …’yu tanımaktayım, ben…’nun diğer bir şirketi olan … Tekstili devraldım, pazarlığını da … ile yaptım, o gün … da … isimli şirketin devri için gelmişti, orada bir konuşmalar olduğu, hatta …’ya açıktan bir 50.000 TL verdiğini gördüm, ilk başta Savaş yanımızda araçtaydı, sohbetler de araçta oldu, hatta ben de 20.000 TL aldım, şirketi devralmak için aldım, ben masraflar için para aldım, şirket hisseleri için Nigar Hanıma para ödemedim, … Nigar Hanıma 50.000 TL para verdi, … şirketinin aile şirketi olarak biliyorum, Savaş’ı da Nigar’ın eşi olarak biliyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Asıl dava, davacı tarafından davalıya devredilen davaya konu … Giyim…. A.Ş.hisselerinin devrine yönelik sözleşmenin aldatma sebebiyle geçersiz olduğunun tespiti ile davacının %100 oranında hissedar sayılması ve hisse devirlerinin iptali davasıdır.
Birleşen dava, asıl dava sebebiyle davalı şirketin hisselerinin davacı tarafından asıl davadaki davalıya satış işleminin iradesi sakatlanmak suretiyle hile sebebiyle yapıldığı iddiası ile … adına olan hisselerin davacı adına tescili ile söz konusu hisselerin davacı adına pay defterine kayıt ve tescili davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında Bakırköy …Noterliğinin 02/03/2021 tarih… yevmiye nolu Senede Bağlanmamış Anonim Şirket Pay Devri Sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşme ile davacının … Giyim San.ve Dış Tic.A.Ş.ünvanlı şirketteki 100 adet sermaye payını davalıya 50.000 TL bedelle bütün hak ve borçları ile birlikte devrettiğini ve devir bedeli olan 50.000 TL’yi tahsil ettiğini beyan etmiştir. Sözleşmelerin geçerli bir şekilde hüküm ifade etmesi için taraf iradelerinin sakatlanmaması her türlü sözleşme açısından aranan bir geçerlilik şartıdır. Sözleşmelerin kurulması aşamasında iradesi sakatlanan taraf sözleşmeyi geçersiz kılabilmektedir. Taraflardan biri korkunun etkisi altında kalarak bir sözleşmeyi akdetmiş ise iradesi sakatlanmış demektir. Korkutma, hukuka aykırı şekilde yapılan tehditle, istenilen irade beyanında bulunmadığı takdirde, bir kimsede bir kötülüğe maruz kalacağı kanısı uyandırılması, o kimsenin korkutulmasıdır. Yaratılan bu korku yüzünden sözleşme yapma hususunda irade beyanında bulunan kimsenin iradesinin oluşumu sakattır. Bu sakatlık sözleşmenin geçerliliğini etkiler. TBKnun 38.maddesinde “Korkutulan, içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına ya da malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta haklı ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır. Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinde, korkutmanın varlığı kabul edilir ” denilmektedir. Bu maddeye göre öncelikle diğer tarafın belirli bir hukuki işlemi yapması için onu korkutmaya yönelik bir eylemin bulunması ve bu eylemin hukuka aykırı olması gerekir. İkinci olarak eylemin karşı tarafta esaslı bir korku uyandırmış olması, yani karşı tarafın kendisine veya yakınlarına yönelmiş ağır bir tehlike söz konusu olmalıdır. Son şart ise korkutma eylemi ile yapılan sözleşme arasında illiyet bağının bulunmasıdır. Somut olayda; her ne kadar davacı söz konusu hisse devir sözleşmesinin dava dışı eşi tarafından iradesi sakatlanmak ve aldatılmak suretiyle imzalattırıldığı, davacının şirketin çok yüksek vergi ve SGK borcu olduğunu, şirketi davalıya devretmesini söylemek suretiyle kendisini kandırdığını ileri sürmüşse de, davacı iddiaları soyut iddialardan ibaret olup şirketin tek yetkilisi olan davacının şirketin hem mali durumu, hem yapısını bilebilecek konumda olduğu, bu nedenle şirketin çok yüksek vergi ve SGK borcu oduğu tehdidi ile hisse devir sözleşmesinin davacıya zorla imzalatıldığı iddiasının hukuka aykırı bir tehdit unsuru olarak değerlendirilemeyeceği, davacının tacir olduğu, TTKnun 18/2 maddesinde ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesinde de “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” şeklinde hüküm altına alınmış olup, bu hüküm uyarınca ispat yükü, korkutma (ikrah) nedeniyle iradesinin sakatlandığını ileri süren davacı tarafa ait olmakla, davacının ikrahın varlığını yukarıda açıklanan koşullar kapsamında ispat edemediği anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı REDDİNE,
2-Asıl Davada;
a-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
b-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT gereğine takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
d-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Birleşen Davada;
a-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
b-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT gereğine takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/05/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

İşbu evrak, 5070 Sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır.