Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/703 E. 2023/349 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/703 Esas – 2023/349

ESAS NO : 2021/703 Esas
KARAR NO : 2023/349

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, ayakkabı, çanta, cüzdan vb. üretim ve ithalat ihracat işiyle iştigal ettiğini, müvekkili şirketin yurtdışına gerçekleştirdiği ihracat işlemlerinin, ticari ilişkiden doğan alacağın güvence altına alınabilmesi adına, yıllardır akreditif yoluyla gerçekleştirildiğini ve bu işlemlerde davalı bankanın “Kültür Mah. … Cad. N… Beşiktaş/İstanbul” şubesini tercih ettiğini, müvekkili şirketin, Tortola/Britanya … Adaları ülkesinde bulunan…unvanlı şirkete, aralarında akdedilen sözleşme uyarınca, toplam 618 çift ayakkabı sattığını, taraflarca yapılan anlaşma üzerine 27.08.2018 tarihinde muhabir banka …Ltd. tarafından davalı bankanın “Kültür Mah. … Cad. … Apt. İstanbul/Beşiktaş” adresinde mukim Ulus Ticari Şubesinde müvekkili şirket lehine 29.151,20-USD tutarlı akreditif açıldığını, işbu akreditif açılışının davalı banka tarafından 29.08.2018 tarihinde “İhbarname” ile müvekkili şirkete bildirildiğini, müvekkilinin ihracatı gerçekleştirilecek ayakkabıları, taraflarca kararlaştırıldığı üzere …, s. r. o. unvanlı şirkete 18.10.2018 tarihinde gönderdiğini, müvekkili şirket ile… unvanlı şirket arasında yapılan anlaşmaya göre toplam 33.030,00-USD tutarlı satışın, ilk parti malların teslimi ile birlikte ödenmesi gereken kısmının 13.212,00-USD olduğunu, ancak müvekkilin …” nolu akreditifindeki 29.151,20-USD’lik vesaikinin ithalatçının bankasından gönderilen 13.212,00-USD’lik kısmının, müvekkili şirketçe bankanın yönlendirmelerine uygun şekilde hareket edilmiş olunmasına karşın müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin, banka şubesinin haksız eylemleri nedeniyle ihracatını gerçekleştirdiği ürünlerden kaynaklanan alacağına kavuşamadığını ve zarara uğradığını beyanla davanın kabulünü, müvekkili şirketin davalı bankanın kusuru nedeniyle uğradığı fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla 13.212,00-USD tutarındaki maddi zararın, döviz cinsinden aynen müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının uygun vesaik hazırlanmaması sebebiyle müvekkili bankanın kusurlu olduğunu iddia ettiğini ancak yapılan işlemde müvekkili bankanın ihbar bankası olduğunu, ihbar Bankası konumunda olan müvekkilinin vesaik hazırlama/kontrol etme gibi bir yükümlüğünün mevcut olmadığını, müvekkili bankanın tek görevinin vesaiki amir bankaya iletmek olduğunu, davacının şayet zarara uğradı ise tüm kusurun kendisinde olduğunu, akreditif konusunda yetkin olduğunu ve hiçbir eksiklik yapmadığını iddia eden davacının, vesaik amir bankaya gönderilip rezerv geldikten sonra 07/11/2018 tarihinde revize evraklar ibraz ettiğini ve eksiklikleri yerine getirmeden bu talimatın aynısını yine verdiğini, bu konuda çok deneyimli ve yetkin olduğunu iddia eden davacının rezerv geldikten sonra hatasını düzeltme imkanı varken bu imkanı da kullanmadığını, eksiklikleri tamamlamadığını ve kusurlu davranmaya devam ettiğini, … Madde 7’de amir bankanın ödeme yükümlükleri belirtildiğini, ibrazı şart koşulan belgelerin görevli bankaya veya amir bankaya ibraz edilmesi ve belgelerin uygun bir ibrazı oluşturması gerektiğini, uygun ibraz yapılmadığı taktirde amir bankanın ödeme yükümlülüğünün doğmayacağını, ihbar bankası olarak, davacının hazırladığı belgeleri inceleme/kontrol etme ya da tamamlatma yükümlülükleri olmadığını, dolayısıyla da hiçbir sorumluluklarının bulunmadığını, bu nedenle müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca davacıya ihbar esnasında akreditif eki olacak şekilde ihbarname gönderildiğini ve dava konusu işlem özelinde akreditif içinde yaptırımlar maddesi olması sebebiyle müvekkili bankanın sorumluluğunun olmadığının bildirildiğini, davayı kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, davacı dava konusu akreditif işlemi nedeniyle zarara uğradığını iddia etmekteyse de ne şekilde zarara uğradığını açıklamadığını ve ispat edemediğini, davacının ihracatını gerçekleştirdiği ürünleri geri alıp almadığını, ürünlerin ihracatı gerçekleştirilmiş olmasına rağmen ücreti alınamadı ise de ürünlerin ne şekilde karşı tarafça gümrükten teslim alınabildiğinin açıklanmadığını, ihracatı yapılan ürünlerin gümrükten çekilmesi durumu söz konusu ise davacı ile sözleşme yapan firma arasında akreditif harici bir ödeme yapılmış olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, böyle bir durumda davacının zararından söz edilemeyeceğini beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; fatura, ibraname, gümrük beyannamesi ve dolaşım belgesi, proforma fatura, mail yazışmaları, bankacılık işlemleri sözleşmesi, formlar, talimatlar, akreditif belgeleri, rezerv mesajları, hesap ekstreleri, ticari defter ve kayıtlar Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bilirkişi …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 11/01/2023 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan tetkikatta; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64-69. madde ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 226-228. madde ve diğer madde hükümleri gereğince muhasebe usul ve tebliğlerine uygun olarak tutulduğu ve işlendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu 2018 Yılı Yevmiye Defteri, Defter-i Kebir ve Envanter Defteri’nin gerekli olan açılış/kapanış tasdiklerinin süreleri içinde ve yetkili noterlikçe usulüne uygun olarak yapıldığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükümlerine göre davacı şirketin 2018 Yılı mali dönem Kanuni Defterleri ve belgelerin birbirini teyit ettiği, lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı…Ltd. Şti. tarafından dava dışı …/…. adına düzenlenen 16.10.2018 tarih-…seri numaralı toplam 33.030,00-USD tutarlı irsaliyeli faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde 22.10.2018 tarih-00218 fiş numarası ile 120.607 numaralı-…-Alıcılar Hesabında usulüne uygun olarak muhasebe kaydının yapılmış olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde dava dışı ithalatçı firmanın davacı yana 31.12.2018 tarihi itibariyle toplam 185.410,60-TL (33.030,00-USD TL karşılığı) tutarında borcunun kayıtlı bulunduğunun tespit edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu akreditif işleminde davacının “…”, davalının ise “… Bankası” konumunda olduğu, teyitsiz akreditifte satıcı/lehdar konumundaki davacı şirketin hazırladığı vesaiki ihbar bankası konumundaki davalı bankaya ibraz ettiği, vesaikin küşat metnine uygun olup olmadığını kontrol etme sorumluluğu olmayan davalı bankanın vesaiki muhabir/amir bankaya gönderdiği, muhabir/amir bankasının ise vesaikin… metnine uygun olup olmadığını, birbiriyle tutarlı olup olmadığını ve yine akreditifte belirlenen diğer şartların yerine getirilip getirilmediğini kontrol ederek evrak incelemesinde bulmuş oldukları uygunsuzlukları, ibrazı yapan tarafa “Rezerv Bildirim Formu” mesajı ile ilettiğini, davacı şirket tarafından ibraz edilen vesaikin amir banka tarafından uygun bulunmaması, bir başka ifade ile rezervli evrak ibrazı sebebiyle amir banka tarafından rezerv mesajı düzenlendiği, ihbar bankasına iletilen rezerv mesajının davacı şirkete iletildiği ancak davacı ihracatçı/lehdarın; akreditif altında ödeme bedelini alabilmesi için öngörülen belge ibraz süresi içerisinde bulunan rezervleri düzeltmesi ya da ithalatçı/amirin rezervleri kabul edip, ödemeyi onaylamasına bağlı olmasına rağmen uygun vesaik ibraz edemediği için herhangi bir ödeme yapılamadığı, dolayısıyla amir bankanın da …’deki görevlerini yerine getirmesine rağmen akreditif güvencesinin ortadan kalktığının anlaşıldığı, ihbar bankası konumundaki davalı bankanın davacı şirket tarafından ibraz edilen vesaik içeriğini, vesaik kapak sayfası/müşteri talimatını kontrol etme gibi bir sorumluluğunun bulunmadığı, UCP’deki görevlerini yerine getirdiği ve yeknesak iş akışına uygun hareket ettiği, uygun belge/vesaik ibrazına ilişkin sadece davacı şirketin sorumluluğu bulunmasına rağmen, davacının uygunsuz vesaik ibraz etmesi, rezerv nedeni ve dava dışı ithalatçı/amirin de bankasına rezerv onayı vermemesi sebebiyle amir banka tarafından ihbar bankasına ödeme yapılamadığı, uyuşmazlığa konu teyitsiz akreditifte amir banka dışında, ödeme taahhüdü bulunmayan davalı ihbar bankasının ödeme yapılamamasına ilişkin herhangi bir kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığı, sonuç olarak; taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu akreditif işleminde davacı tarafın “lehdar”, davalı tarafın ise “ihbar bankası” konumunda olduğu, akreditifin açma şekline göre türünün “… (…C)’, ödeme şekline göre türünün “Vesaik İbrazında Ödemeli (…/… Görüldüğünde Ödemeli L/C)” olduğu, davacı şirket tarafından ibraz edilen vesaikin amir banka tarafından uygun bulunmaması, bir başka ifade ile rezervli evrak ibrazı, öngörülen belge ibraz süresi içerisinde bulunan rezervleri düzeltmemesi veya dava dışı akreditif amiri ithalatçı firmanın rezervleri kabul etmemesi ve ödemeyi onaylamaması sebebiyle amir banka tarafından ihbar bankasına, dolayısıyla davacı şirkete herhangi bir ödeme yapılamadığı, ihbar bankası konumundaki davalı bankanın davacı şirket tarafından ibraz edilen vesaik içeriğini, vesaik kapak sayfası/müşteri talimatını kontrol etme gibi bir sorumluluğu bulunmadığı, …’deki görevlerini yerine getirdiği ve yeknesak iş akışına uygun hareket ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta ihbar bankası konumunda olan ve amir bankası dışında ödeme yükümlülüğü de bulunmayan davalı bankanın; Bankacılık Mevzuatı ve Teamülleri – ile Akreditifler için Yeknesak Teamüller ve Uygulamalar çerçevesinde nezdinde gerçekleşen Bankacılık muameleleri ve akreditif işlemlerine ilişkin olarak davacının bu davada tanımladığı manada davacı yana karşı herhangi bir hizmet kusuru bulunmadığı ve buna dayalı verdiği zararı olmadığı, bu bağlamda davacı yana iade etmesi gereken veya ödemekle yükümlü olduğu bir bedelin bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; bankacılık ilişkisinden kaynaklı davalı bankanın kusuru olduğu iddiasına dayalı maddi zararın tazmini talebine ilişkindir.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı, muhabir banka ile yapılan anlaşma neticesinde davalı bankanın Ulus şubesinde akreditif açıldığını ancak davalı bankanın talimata rağmen akreditif tutarını ödemediği, davalı bankanın kusuru nedeniyle zarara uğradığından bahisle eldeki davayı açmış olduğu anlaşılmaktadır.
Akreditif bir banka taahhüdü veya şartlı havale olup, akreditif amiri; akreditif işlemini başlatan ihracatçı, amir banka; akreditif amirinden aldığı talimatlara göre akreditifi açan banka, lehdar; lehine akreditif açılan ihracatçı, ihbar bankası; amir bankadan aldığı akreditif metninde kendisine verilen görev gereği akreditifi satıcıya yani lehtara veya onun bankasına ihbar eden konumunda olup, ödeme konusunda herhangi bir sorumluluk üstlenmeyen taraftır. … Bankası ise; ilgili akreditifi şartlara göre lehdara teyit eden yani akreditif şartlarına uygun vesaikin ibraz edilmesi halinde akreditif bedelini ödemeyi veya poliçeyi kabul edeceğini taahhüt eden bankadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu akreditif işleminde davacı taraf lehtar konumunda davalı banka ise ihbar bankası konumundadır. Mahkememizce kabul gören ve hükme esas alınan konusunda uzman banka bilirkişi tarafından taraflar arasındaki sözleşme, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek sunulan raporda da değinildiği üzere; teyitsiz akreditifte satıcı/lehdar konumundaki davacı şirketin hazırladığı vesaiki ihbar bankası konumundaki davalı bankaya ibraz ettiği, vesaikin küşat metnine uygun olup olmadığını kontrol etme sorumluluğu olmayan davalı bankanın vesaiki muhabir/amir bankaya gönderdiği, muhabir/amir bankasının ise vesaikin küşat metnine uygun olup olmadığını, birbiriyle tutarlı olup olmadığını ve yine akreditifte belirlenen diğer şartların yerine getirilip getirilmediğini kontrol ederek evrak incelemesinde bulmuş oldukları uygunsuzlukları, ibrazı yapan tarafa “Rezerv Bildirim Formu” mesajı ile ilettiğini, davacı şirket tarafından ibraz edilen vesaikin amir banka tarafından uygun bulunmaması, bir başka ifade ile rezervli evrak ibrazı sebebiyle amir banka tarafından rezerv mesajı düzenlendiği, ihbar bankasına iletilen rezerv mesajının davacı şirkete iletildiği ancak davacı lehdarın; akreditif altında ödeme bedelini alabilmesi için öngörülen belge ibraz süresi içerisinde bulunan rezervleri düzeltmesi ya da ithalatçı/amirin rezervleri kabul edip ödemeyi onaylamasına bağlı olmasına rağmen uygun vesaik ibraz edemediği için herhangi bir ödeme yapılamadığı, dolayısıyla amir bankanın da …’deki görevlerini yerine getirmesine rağmen akreditif güvencesinin ortadan kalktığının anlaşıldığı, ihbar bankası konumundaki davalı bankanın davacı şirket tarafından ibraz edilen vesaik içeriğini, vesaik kapak sayfası/müşteri talimatını kontrol etme gibi bir sorumluluğunun bulunmadığı, …’deki görevlerini yerine getirdiği ve iş akışına uygun hareket ettiği, uygun vesaik ibrazına ilişkin sadece davacı şirketin sorumluluğu bulunmasına rağmen davacının uygunsuz vesaik ibraz etmesi, rezerv nedeni ve dava dışı ithalatçı/amirin de bankasına rezerv onayı vermemesi sebebiyle amir banka tarafından ihbar bankasına ödeme yapılamadığı, uyuşmazlığa konu teyitsiz akreditifte amir banka dışında ödeme taahhüdü bulunmayan davalı ihbar bankasının ödeme yapılamamasına ilişkin herhangi bir kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Belirtilen bu nedenlerle; taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu akreditif işleminde davacının lehtar davalı bankanın ihbar bankası konumunda olduğu, akreditifin açma şekline göre türünün …Akreditif, ödeme şekline göre türünün Vesaik İbrazında Ödemeli olduğu, davacı şirket tarafından ibraz edilen vesaikin amir banka tarafından uygun bulunmadığı yani öngörülen belge ibraz süresi içerisinde bulunan rezervleri düzeltmemesi veya dava dışı akreditif amiri ithalatçı firmanın rezervleri kabul etmemesi ve ödemeyi onaylamaması sebebiyle amir banka tarafından ihbar bankasına dolayısıyla davacı şirkete herhangi bir ödeme yapılamadığı ve ihbar bankası konumundaki davalı bankanın davacı şirket tarafından ibraz edilen vesaik içeriğini, vesaik kapak sayfası/müşteri talimatını kontrol etme gibi bir sorumluluğu bulunmadığı, …’deki görevlerini yerine getirdiği ve iş akışına uygun hareket ettiği anlaşılmakla; davalı ihbar banka konumunda olan bankanın Bankacılık Mevzuatı ve Teamülleri – ile Akreditifler için Yeknesak Teamüller ve Uygulamalar çerçevesinde nezdinde gerçekleşen Bankacılık muameleleri ve akreditif işlemlerine ilişkin olarak uygun hareket ettiği ve herhangi bir hizmet kusuru bulunmadığı ve buna dayalı verdiği zararı olmadığı kanaatiyle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın REDDİNE,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 2.193,20-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 2.013,3‬0-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(5)Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 20.263,89-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
(7)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/05/2023

Katip
✍e-imzalıdır.

Hakim
✍e-imzalıdır.