Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/667 E. 2023/329 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/667
KARAR NO :2023/329

DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/10/2021
KARAR TARİHİ:22/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılardan … A.Ş.arasında 25/11/2019 tarihli … (… dahil) projesi … kesimi kapsamında, diğer davalı …İşletmesi A.Ş ile de … kesimi kapsamında Kar ve Buzla Mücadele Araçları Kiralanması sözleşmesi imzalandığını, davalıların mail ile davacı firmaya fesih protokolü göndererek sözleşmelerin 15/06/2021 tarihinde tek taraflı fesih edilmesine karar verildiğini bildirdiklerini, davacının davalılara gönderdiği ….Noterliğinin 23/06/2021 tarih … yevmiye sayılı ihtarı ile sözleşmenin süresinden önce tek taraflı feshini kabul etmediğini ve erken fesih nedeniyle uğrayacağı 5.000.000,00 TL maddi zararın tazminini talep ettiğini, davalıların ise ….Noterliğinin 30/06/2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarı ile davacı şirketin maddi zararını gidermeyeceklerini ve sözleşmeyi tek taraflı feshettiklerini bildirdiklerini, taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin bitiş tarihi 25/11/2024 olarak belirlenmiş olup sözleşmelerin süresinden önce tek taraflı feshinin hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin haksız feshi halinde TBK’nun kıyasen uygulanan 438/2 maddesi hükümleri değerlendirilerek kazan kaybı tespiti yapılması gerekmekte olup Yargıtayın emsal kararlarının da bu yönde olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davalı için 50.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin feshinin haklı sebebe dayanmakta olup davacı tarafın sözleşmesel yükümlülüklerini layıkıyla ifa etmeyerek davalı şirket tarafından yürütülen kamu hizmetini tehlikeye attığını, davalılar ile ayrı ayrı imzalanan sözleşmelerin 25/11/2019-25/11/2024 tarihlerini kapsar nitelikte akdedilmiş olmakla birlikte işin niteliği gereği ve sözleşmelerde de yer aldığı üzere davacı tarafın sözleşme süresi boyunca her yılın 12.ayının 15.günü işe başlayarak yanlızca 3 ay süre ile kış dönemi süresince hizmet verdiğini ve sözleşme bedelinin davacı tarafa bu süre ile ödendiğini, davacının 2021 yılı kış döneminde sözleşme gereklerini layıkıyla yerine getirmemiş olup bu hususta davalı şirket tarafından müteaddit defalar yapılan sözlü uyarılara ek olarak bu durumun her iki tarafında imzalarının bulunduğu tutanaklar ile tespit edildiğini, davacı şirketin taraflar arasındaki sözleşmeye ve ilgili mevzuat gereklerine aykırı, özensiz davranışlarda bulunarak gerek işçileri gerekse davalı şirketleri hukuki risk altında bıraktığını, işlerin sözleşmelerde kararlaştırılan şekilde yapılmaması nedeniyle meydana gelebilecek herhangi bir zarardan davalı şirketlerin sorumlu tutulacağına kuşku bulunmadığından tespit edilen aykırılıklara rağmen davacı ile arasındaki hukuki ilişkiyi devam ettirmesinin beklenemeyeceğini, kaldı ki taraflar arasında haricen yapılan görüşmelerde tarafların sözleşmenin sona erdirilmesi hususunda mutabık kalmış olup işbu görüşme neticesinde davalı şirket tarafından davacı tarafa taslak mutabakatlı fesih protokollerinin aynen “telefonda bahsedilmiş olan fesih protokolümüz ektedir. İncelemenizin ardından ikişer nüsha kaşeli ve imzalı asıllarının tarafımıza iletilmesini rica ederiz.” açıklaması ile gönderildiğini, bir an için davalı şirketin işbu sözleşmeyi haklı bir sebebe dayanmaksızın feshettiğinin kabulü halinde dahi tacir sıfatını haiz davacı tarafın davalı şirketlerden kazanç kaybı talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, sözleşmenin 9.2.maddesi ile davacının sözleşmenin feshi halinde hizmet bedeli dışında herhangi bir talepte bulunmayacağını kendi rızası ile kabul ve taahhüt ettiğini, davalı şirketlerin taraflar arasındaki sözleşmeleri ilgili sözleşmelerde belirlenen sürelere riayet ederek sona erdirdiğini, kaldı ki, davacı tarafın işin niteliği gereği yılın yanlızca 3 ayında hizmet verebildiğinden sözleşmenin yeni sözleşme döneminden yaklaşık 5 ay önce sona erdirildiğini, ancak huzurdaki davanın davacı tarafın hizmet dönemi dahi başlamadan dolayısı ile herhangi bir kazanç kaybı dahi oluşmadan ikame edildiğini, davacı tarafın 3.bir kişi ile Kar ve Buzla Mücadele Araçları Kiralanması sözleşmesi imzalaması için makul süresinin fazlası ile bulunduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, sözleşmeler, ihtarnameler, tebliğ şerhleri, fesih protokolü, zeyilname, taraflar arasında eksik personel, eksik araç temini ve araç arızalarına ilişkin düzenlenen tutanaklar, taraf delilleri dosya içerisine alınmıştır.
Bursa Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının mali müşavir bilirkişi aracılığı ile incelenerek rapor tanzimi istenmiş, ….ATM … talimat sayısı ile alınan 13/01/2022 tarihli raporda; davacı şirketin 2020-2021 yıllarında ticari defterlerini (yevmiye ) e- defter olarak tuttuğu, davacı şirketin e- defter beratlarının 01/2020, 01/2021 ilk aylarının ve 12/2020, 09/2021 son aylarının kanuni sürelerde oluşturulduğu, davacı şirketle, davalı şirketler arasında 25.11.2019 tarih Kar ve Buzla Mücadele Araçları Kiralanması (Hizmet Sözleşmesi) imzalanmış olduğu, Sözleşme bitiş tarihinin 25.11.2024 tarihi (5 yıl) olduğu, davacı şirket tarafından, davalı … Yatrım ve İşletme A.Ş.’ne düzenlenen faturaların 760.542,63 TL + KDV 122.382,26 TL= 882.924,89 TL olduğu, davacı şirket tarafından, davalı …İşletmesi A.Ş.’ne düzenlenen faturaların 2.925.982,11 TL +KDV 464.985,88 TL = 3.390.967,99 TL olduğu, davalı …İşletmesi A.Ş. tarafından, davacı şirkete düzenlenen yansıtma faturalarının 114.219,68 TL + KDV 569,94 TL = 114.789,62 TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya, sektör, mali müşavir ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 04/04/2022 tarihli raporda; Davacı ile davalılar arasında 25.11.2019 tarihinde akdedilen sözleşmenin, davalılar tarafından tek taraflı olarak 13.07.2021 tarihinde feshedildiği, sözleşmenin 9.1’inci maddesine göre davacıya uygun bir süre vermediği, madde 9.2 uyarınca sözleşmeyi feshettikleri, tacir olan tarafların TTK’nun 18’inci maddesi hükmü uyarınca basiretli davranmış olduklarından söz edilemeyeceği, davacının, sözleşmeden doğan yükümünün bir kısmını yerine getirmediği, davalıların zararı öğrendiklerinden yaklaşık beş ay sonra sözleşmenin 9.1’inci hükmüne değil 9.2’nci hükmüne dayanarak sözleşmeyi feshettikleri, feshin haklı nedene dayanmadığı, feshin yürürlüğü gireceği tarihten başlayarak sözleşme bitim süresi olan 25.11.2024 yılına kadar süre için sözleşmeden doğan alacağın talep edilebileceği varsayımı ile hesaplama yapıldığı, Bu çerçevede; davacının davalılardan … Yat. Ve İşl. A. Ş. den talep edebileceği kar kaybı tutarının 712.800,- TL olduğu, bu alacak tutarına fesih tarihi olan 13.07.2021 tarihinden tahsil tarihine kadar TCMB tarafından tespit edilen değişken oranlarda avans faizi talep edilebileceği, davacının davalılardan …İşl. A. Ş. den talep edebileceği kar kaybı tutarının 545.900,- TL olduğu, bu alacak tutarına fesih tarihi olan 13.07.2021 tarihinden tahsil tarihine kadar TCMB tarafından tespit edilen değişken oranlarda avans faizi talep edilebileceği, davacının davalılardan menfi zarar talep edemeyeceği belirtilmiştir.
Dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek, davacının sözleşmeyi sektörel açıdan aynı şartlarla başka bir kişiyle yapabileceği makul sürenin tespitinin yapılması suretiyle kazanç kaybının hesaplanması, tespit yapılamıyorsa sözleşme süresi sonuna kadar kazanabileceği kazanç kaybının hesaplanması, kar kaybı hesaplaması yapılırken doğrudan hizmet bedelinin esas alınmayıp bu sözleşmenin ifası için davacı tarafın yapmaktan kurtulduğu masrafların da tespit edilip hesaptan düşülmesi, keza davacının bu süre içinde ikame aldığı iş varsa kar kaybının hesaplanmasında dikkate alınması ayrıca hesaplamada davacının sözleşme uyarınca çalışma dönemleri ve hak ediş oranlarının da dikkate alınarak taraf itirazlarını irdeler şekilde alternatifli olarak hesaplama yapılarak inceleme yapılması istenmiş, düzenlenen 29/06/2022 tarihli ek raporda; davacının davalılardan … Yat. ve İşl. A.Ş. den talep edebileceği kâr kaybı tutarının 712.800,00 TL olduğu, bu sözleşmenin iptali sebebiyle davacının toplam 270.000 TL masraftan kurtulacağı, davacının davalılardan …İşl. A.Ş.den talep edebileceği kâr kaybı tutarının 545.900,00 TL olduğu, bu sözleşmenin iptali sebebiyle davacının toplam 180.000 TL masraftan kurtulacağı ve her iki sözleşmenin iptalinden dolayı toplamda 270.000 TL + 180.000 TL = 450.000 TL‘lik masraftan kurtulmuş olacağı belirtilmiştir.
Dosya, yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde tüm sözleşme dönemi dikkate alınmak suretiyle inceleme yapılarak (talimat dosyasında alınan 13.01.2022 tarihli raporda yalnızca 2020-2021 döneminin incelendiği anlaşıldığından) mahkemenin 30.05.2022 tarihli ara kararı uyarınca taraf itiraz ve savunmalarını karşılar şekilde (özellikle davacının bu süreçte ikame aldığı iş, kazanç durumu, yapılan masrafların tutar olarak detaylandırılması yönünden ) denetime açık bir ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 13/01/2023 tarihli 2.ek raporda; tarafların itirazı çerçevesinde tekrar yapılan inceleme ve değerlendirmede kanaatlerini değiştirecek bir husus bulunamadığından kök ve ek rapordaki tespitlerinde bir değişiklik yapılmasına gerek olmadığı kanaat ve sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan kazanç kaybı talebine ilişkin tazminat davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
davacı ile davalılardan … A.Ş.arasında 25/11/2019 tarihli … (… dahil) projesi … kesimi kapsamında, diğer davalı …İşletmesi A.Ş ile de … kesimi kapsamında Kar ve Buzla Mücadele Araçları Kiralanması sözleşmesi imzalanmış olup davacı, davalıların mail ile davacı firmaya fesih protokolü göndererek sözleşmelerin 15/06/2021 tarihinde tek taraflı fesih edilmesine karar verildiğini beyanla haksız fesih nedeniyle kazanç kaybına ilişkin tazminat talep etmiştir.
Genel olarak kişiler, özel hukuk alanında diğer kişilerle olan ilişkilerini hukuk düzeni içinde kalmak şartıyla diledikleri gibi düzenler, diledikleri konuda, diledikleri kişiler ile sözleşme yapabilirler. Bu husus, Borçlar Kanunu’nda öngörülen sözleşme özgürlüğü ilkesinin bir sonucudur ve Anayasa’nın 48.maddesi ile de teminat altına alınmıştır. Sözleşme özgürlüğü, sözleşmeyi yapma, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini düzenleme ya da değiştirme, sözleşmenin tabi olacağı şekli belirleme ve nihayet sözleşme ile bağlı kalmama, yani sözleşmeyi sona erdirme özgürlüğünü de içerir. Var olan bir sözleşmeyi sona erdirmenin yollarından birisi de, sözleşmenin feshidir. Dolayısıyla sözleşme özgürlüğü, sözleşmenin tek taraflı tasfiyesine yönelik olarak sona erdirilmesini amaçlayan fesih hakkını da içermektedir. Görüldüğü üzere, kural olarak kişinin sözleşmenin feshi yoluna gitme konusunda irade özerkliği sonucu takdir hakkı bulunmakla birlikte, feshin haksız olması halinde karşı tarafın bundan doğan zararlarından sorumluluğunun da bulunacağı tabiidir.
Sürekli bir sözleşme ilişkisini geleceğe etkili olarak sona erdiren sebeplerden biri olan fesih, bozucu yenilik doğuran bir haktır, hüküm ve sonuçlarını muhatabın hakimiyet alanına ulaştığı anda doğurur. Hak sahibinin tek taraflı, varması gerekli bir irade beyanı ile kullanılır, şarta tabi tutulamaz. Kullanıldıktan sonra geri alınamaz. Fesih olağan ve olağanüstü fesih olmak üzere ikiye ayrılır. Olağan fesihte sözleşmeye dayalı ilişki, fesih beyanı muhataba ulaştıktan belirli bir süre geçtikten sonra ortadan kalkar. Bu nedenle olağan feshe süreli fesihte denilmektedir. Olağanüstü fesihte ise, sürekli sözleşme ilişkisi fesih beyanının muhataba ulaşmasıyla derhal sona erer. Olağanüstü feshe süresiz fesih adı da verilmektedir. Bu tür fesihte sürekli sözleşme ilişkisi haklı sebeplerden dolayı derhal sona ermektedir. Sözleşmede herhangi bir sebep gösterilmeksizin fesih hakkının bulunduğuna dair bir hüküm olması halinde dahi, sözleşmenin feshi için haklı bir sebebin bulunması ve sözleşme ile davalıya tanınan bu hakkın da yasaya ve iyiniyet kurallarına uygun bir şekilde kullanılması gerektiğinden, sözleşmenin 19.maddesine göre davalının fesih yetkisini kullanmasının açıkça hak ihlali olup olmadığının başka bir deyişle sözleşmedeki bu hükme dayalı olarak yapılan fesih bildirimi ve kullanılan fesih hakkının yasa ve iyiniyet kurallarına göre haklı sebeplere dayalı bir kullanım niteliğinde bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. (Emsal için bkz.Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/7313 E 2017/2727 K)
TBK’nın 112.maddesine göre; borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse, borçlu kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 125.maddesi kapsamında ise; karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde bir tarafın temerrüde düşmesi halinde, diğer taraf sözleşmeden dönebileceği gibi borcun ifa edilmemesinden kaynaklanan zararın giderilmesini isteyebilir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet (olumlu) zarar olabileceği gibi, menfi (olumsuz) zarar da olabilir. Müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kar mahrumiyetini de içine alır. Menfi zarar; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere, uzun süreli sözleşmelerin süresinden önce feshedildiği hallerde kar mahrumiyetinden kaynaklanan maddi zararın tespitinde öncelikle davacının sözleşmenin feshinden sonra aynı veya emsal nitelikte bir işi ikame etmesi için gereken makul sürenin ve bu süreye karşılık gelen zarar miktarının tespit edilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 08/01/2019 tarihli 2017/1390 E.2019/118 K.) makul sürenin tespitinde aynı iş olabileceği gibi emsal nitelikte işlerde dikkate alınabilir.
Mahkememizin 30/05/2022 tarihli ara kararı ile, bilirkişi heyetinden davacının sözleşmeyi sektörel açıdan aynı şartlarla başka bir kişiyle yapabileceği makul sürenin tespitinin yapılması suretiyle kazanç kaybının hesaplanması, tespit yapılamıyorsa sözleşme süresi sonuna kadar kazanabileceği kazanç kaybının hesaplanması, kar kaybı hesaplaması yapılırken doğrudan hizmet bedelinin esas alınmayıp bu sözleşmenin ifası için davacı tarafın yapmaktan kurtulduğu masrafların da tespit edilip hesaptan düşülmesi, keza davacının bu süre içinde ikame aldığı iş varsa kar kaybının hesaplanmasında dikkate alınması ayrıca hesaplamada davacının sözleşme uyarınca çalışma dönemleri ve hak ediş oranlarının da dikkate alınarak taraf itirazlarını irdeler şekilde alternatifli olarak hesaplama yapılarak inceleme yapılması istenmiş, bilirkişi heyeti tarafından; davacının sözleşmeyi sektörel açıdan aynı şartlarla başka bir kişiyle yapabileceği makul sürenin tespitinin yapılması suretiyle kazanç kaybının hesaplanması yönünden, sektörel açıdan böyle bir tespitin yapılmasının mümkün olmadığı, sözleşme süresi sonuna kadar kazanabileceği kazanç kaybının hesaplanmasında ise, kar kaybı hesaplaması yapılırken doğrudan hizmet bedelinin esas alınmayıp bu sözleşmenin ifası için davacı tarafın yapmaktan kurtulduğu masrafların da tespit edilip hesaptan düşülmesi, sektörel varsayımlardan ve araştırmalardan yola çıkarak sektörel olarak projenin karlılığının %40 civarında oluştuğunu öngördükleri, davacı tarafın masrafları ve maliyetleri hesaba katılmaksızın sözleşme dönemlerine göre davacının davalılardan … Yat.ve İşl.A.Ş.’den talep edebileceği kar kaybı tutarının 712,800 TL, diğer davalıdan talep edebileceği karşı kaybı tutarının ise 545.900 TL olduğu, sektörel işletim maliyetleri hesaplanırken 3 aylık kış dönemi boyunca kamyonların sürekli hizmet verecekleri öngörülerek, sözleşmeler bazında 1.ve 2.güzergahın ortalama mesafeleri, dava tarihi itibarı ile mazot litre fiyatı, günlük şöför ücreti (araçların 3 vardiya 3 şöför kullanılacak şekilde), kamyonların aylık bakım maliyetleri, kamyon yakıt sarfiyatı (kamyon modellerine ve yük altındaki sarfiyatına göre) dikkate alındığı, kamyon başına aylık beklenmedik arıza maliyetleri de eklenerek her iki sözleşme detaylarına göre ve dava tarihi itibarı ile sözleşmenin iptali ile davacının davalı … yönünden 270.000 TL masraftan, diğer davalı yönünden 180.000 TL masraftan kurtulacağı hesaplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmenin davalılar tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında imzalanan 25.11.2019 tarihli hizmet sözleşmelerinin konusu hizmet alanın (… A.Ş. ve … A.Ş.) “karla mücadele araçlarının kiralanması işinin hizmet veren (yüklenici) … Ltd. Şti. tarafından yapılması ve uygulanmasıdır. sözleşme süresi 25.11.2019-25.11.2024 tarihleri arasında beş yıldır. Hizmet veren, iş bu sözleşmede sayılanla sınırlı olmamak üzere belirtilen işleri alanında uzman yükleniciden beklenen özeni göstererek basiretli bir tacir gibi yerine getireceğini kabul, beyan ve taahhüt eder (m. 6.10).Sözleşmenin feshi ve tasfiyesi başlıklı 9’uncu maddeye göre hizmet veren, sözleşmesel yükümlülüklerini zamanında yerine getirmez ve ayrıca sözleşme ve eklerinde tayin edilen sorumluluklarından herhangi birine zorunlu sebep olmaksızın kısmen veya tamamen uymadığı takdirde hizmet alan bir ihtarname ile sorumluluğunu yerine getirmesi için kendisine uygun bir süre verir. Verilen süre içinde hizmet veren ihtarname hükümlerine uymaz ise başka bir uyarıya gerek kalmadan hizmet alan sözleşmeyi feshetmeye yetkilidir (m.9.1) Hizmet alan sözleşmenin başlamasından sonra herhangi bir zamanda on gün önceden yazılı olarak bildirmek suretiyle sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir. Bu durumda hizmet veren hizmet alandan sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle oluşan hizmet bedelleri dışında bir talepte bulunamayacaktır (m. 9.2). 25.11.2019 tarihli “Özel Şartname”de sözleşme süresi boyunca her yılın onikinci ayının onbeşinci günü işe başlama tarihi olup üç ay sürer (m. 9.2) hükümleri mevcuttur.
Davacı tarafça …. Noterliği’nin 23.06.2021 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile davalıların davacıya e-posta ile fesih protokolü göndererek sözleşmelerin 15.06.2021 tarihinde feshedilmesine karar verildiğini bildirdiklerini, davalılar süresinden önce tek taraflı feshedeceğini bildirdiklerinden haksız fesih nedeniyle davacının uğrayacağı 5.000.000 TL maddi zararı üç gün içerisinde tazmin etmelerini, aksi hâlde maddi zararın tazmini için dava açılacağını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak şartıyla ihtaren bildirmiş, davalılar da, …. Noterliği’nin 30.06.2021 tarih … yevmiyeli ihtarnamesi ile davacıya, sözleşmenin 9.2’inci maddesi kapsamında her türlü hukukî hakları saklı kalarak sözleşmenin bu ihtarname ile tek taraflı olarak feshedildiğini, fesih beyanının ihtarnamenin tebliğinden on gün sonra geçerli olacağını bildirmiştir.
Somut olayda davalılar sözleşmenin 9.2’nci maddesi uyarınca 30.06.2021 tarihinde sözleşmeyi feshetmiş ve ihtarnamenin tebliğinden on gün sonra feshin geçerli olacağını davacıya bildirmişlerdir.Özel şartnamenin 4.2’nci maddesine göre işe başlama tarihi sözleşme süresince her yılın onikinci ayının onbeşinci günü başlar ve üç ay sürer.Buna göre, 25.11.2019-25.11.2024 dönemi içerisinde davacı, 15.12.2019-15.03.2020, 15.12.2020-15.03.2021, 15.12.2021-15.03.2022 ve devamı dönemlerinde iş görecektir.Sözleşme tarihi olan 25.11.2019’dan sonra davacının eksik ekipman ile çalışması, eksik araç bulundurması, araçların arızalı olması, iş sağlığı ve güvenliği kurallarına aykırı davranmış olması, 20.01.2021 ve 22.01.2021 tarihli tutanaklarla tespit edilmiştir.Davalılar, davacının sözleşmeye aykırı davranışlarını 2021 yılının birinci ayında tespit etmiş, aynı yılın altıncı ayında da sözleşmeyi feshetmişlerdir. Dava konusu olayda davacının işin yürütülmesinde kusurlu davrandığı belirlidir. Mezkûr tutanaklar itirazsız olarak davacı yetkililerince imzalanmışlardır. Davalılar da sözleşmenin 9.1’inci maddesine göre davacıya uygun bir süre vermemiş madde 9.2 uyarınca sözleşmeyi feshetmişlerdir.Tacir olan tarafların TTK’nun 18. maddesi hükmü uyarınca basiretli davranmış olduklarından söz edilememektedir. Davacı, sözleşmeden doğan yükümünün bir kısmını yerine getirmemiş, davalılar, zararı öğrendiklerinden yaklaşık beş ay sonra sözleşmenin 9.1. hükmüne değil 9.2. hükmüne dayanarak sözleşmeyi feshetmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından sektörel açıdan araçların olası teknik problemlerden dolayı verilen hizmette bir aksama olup olmadığı incelendiğinde, davalı vekilinin 02.12.2021 tarihli dilekçesinde “Davacı şirket tarafından yürütülen işler sırasında araçların mütemadiyen çeşitli arızalar verdiği, bu araçların tamiri bakımından davacı tarafından yapılması gereken hızlı müdahale ve tamir çalışmalarının gerçekleştirilmediği, meydana gelen zararı önlemek ve azaltmak adına herhangi bir önlemin alınmadığı, yine bu hususun 20.01.2021 tarihinde aşağıda imzalanan tutanak ile kayıt altına alındığı” şeklinde beyanda bulunduğu, 20.01.2021 tarihli tutanak ile, 7 adet aracın teknik özellikleri incelediğinde sektör olarak “Ağır Ticari Kamyon” sınıfında, Kar Küreme ve Tuz Serme Ekipmanlı araçlar olduğu, arıza tarihleri ve tamir süreleri incelendiğinde bütün arızaların aynı gün içerisinde minimum 6 saat ile maksimum 24 saat arasında onarıldığı, ağır ticari araç sektöründe araçların aynı gün içerisinde onarılması ve ticari faaliyetine aynı gün içerisinde tekrar devam edebilmesinin, araçlara gecikilmeden müdahale edildiğini teyit eden bir husus olduğu, araçların arızalanması sonrası yetkili servise haber verilmesi, yetkili servisin aracı servise çekmesi ya da arızayı yerinde tamir etmesi için olay yerine intikal edilmesi ve arızanın giderilmesi için yapılan teknik müdahalelerin süreleri göz önüne alındığında azami 24 saat içerisinde (sadece bir araç 24 saatte onarılmış diğer 6 araç 6 ila 12 saat arasında onarılmıştır) onarımların giderilmiş olması ve akabinde araçların faaliyetine devam edebiliyor olmasının sektör bakım/onarım süreleri bakımından kabul edilebilir süreler olduğu değerlendirilmiştir.
Mali bilirkişi tarafından tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile, taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre davalının yapacağı hizmet bedeli … için 792.000 TL, … için 555.000 TL olarak belirlendiği, sözleşme eki Özel Şartname 2.maddesinde fiyat farkı belirlenmiş olup, “sözleşme imzasını takip eden her cari sene sonunda gelecek yıl için yıllık Aralık aylarına ait (ÜFE+TEFE)/2 yüzdesi oranında hizmet verene fiyat farkı uygulaması yapılacaktır. Fiyat farkının başlangıç tarihi Aralık 2020 olup, geriye dönük fiyat farkı verilmeyecektir. ÜFE ve TÜFE oranları TÜİK verilerinden alınacaktır” dendiği, davacının davalı …’na düzenlediği faturaların KDV hariç tutarlarının 15/11/2019-15/03/2020 tarihleri arasında 760.542,53 TL, … için 645.202,62 TL, 15/12/2020-15/03/2021 tarihleri arasında …’na düzenlenen fatura olmadığı, … için 2.280.779,49 TL olduğu, ileriye yönelik sözleşme artışı ve maliyet artışları gözardı edilerek davacının ciro kaybının sözleşme tutarları kadar olacağının kabul edildiği, buna göre 15/12/2021-15/03/2024 tarihleri arası … için toplam ciro kaybının 2.376.000,00 TL, … için 1.665.000,00 TL olduğu, kar kaybı hesabının ise teknik bilirkişi tarafından yapılan varsayımlar ve varsayıma dayalı teknik hesaplamalar yoluyla yapıldığı, buna göre projelerin karlılığının %40 civarında oluştuğu, sektör için yapılan karlılık araştırmasında da taraflarından bulunan karlılık oranının teyit edildiğini, davacı firmanın 2019-2020 yılı kesin 2021 yılı geçici bilançolarının incelendiği, firmanın söz konusu taahhüdünün dışında birçok işi olması nedeniyle genel karlılığın bu rakamı teyit etmediği, ancak söz konusu taahhüt işinin yoğun yapıldığı 2020 yılında karlılık oranına önemli ölçüde katkı yaptığı, fiyat artışının ÜFE+TÜFE/2 olmasının ancak günümüz maliyetlerinin bu artışın üzerinde olması nedeniyle karlılıkta her yıl %10 oranında azalma olacağının farz edildiği, buna göre … için kar kaybının 15/12/2021-15/03/2024 tarihleri arasında 712.800 TL, … için 545.900 TL olduğu, davacı tarafından davalılar ile akdedilen sözleşme süresince aynı sektörde başka bir ihale almadığı gibi, ihalesiz doğrudan bir sözleşme akdetmediği taraf defterlerinde yapılan inceleme ile tespit edilmiştir.
TMK’nun 4.maddesinde “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.” TBK’nun 50.maddesinde ise: “zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri gözönünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” düzenlemeleri mevcuttur. TMK’nun 4.ve TBK’nun 50.maddesindeki düzenlemeler gözönünde bulundurularak toplanmış ve toplanacak delillere göre, neticeten 13/01/2023 tarihli ek raporda tespit edilen kar kaybı bedellerine itibar edilerek %40 oranında hakkaniyet indirimi yapılması uygun görülmüş olmakla davalı … Yat.ve İşl.A.Ş.yönünden 15/12/2021-15/03/2024 tarihleri arası toplam ciro kaybının 2.376.000 TL olduğu, kar kaybının 712.800 TL olduğu, kurtulduğu masraf 270.000 TL olduğu, buna göre net kar kaybının 442.800,00 TL olduğu, %40 hakkaniyet indirimi ile 265.680 TL hesaplandığı, davalı …İşl.A.Ş.yönünden ciro kaybının 1.665.000 TL olduğu, kar kaybının 545.900 TL olduğu, kurtulduğu masraf 180.000 TL olduğu, buna göre net kar kaybının 365.900 TL olduğu, %40 hakkaniyet indirimi ile 219.540 TL hesaplandığı, ancak davacı tarafça ıslah yapılmamış olduğundan talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulü ile 100.000 TL tazminat alacağının temerrüt tarihi 30/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 100.000,00-TL tazminat alacağının temerrüt tarihi 30.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 6.831,00 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.707,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.123,25 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 16.000,00 TL ücreti vekaletin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müteselsilen alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müteselsilen alınarak Hazine adına gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, tebligat, posta masrafları olmak üzere toplam 5.434,00 TL yargılama giderinin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.707,75 TL peşin harcın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 22/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır