Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/59 E. 2021/65 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/59 Esas
KARAR NO:2021/65

DAVA:sıra Cetvelindeki Sıraya İtiraz
DAVA TARİHİ:02/01/2014
KARAR TARİHİ:28/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili …”nın davalı …. ve Tic.A.Ş. den olan alacağının tahsili için …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibi sonucunda borçlunun gayrimenkullerne 17/10/2008 tarihinde haciz konulduğunu, borçlu şirketi yapılan takibe itiraz ettiğini, işbu dava nedeniyle haciz konulan gayrimenkulün satılamadığını, davalı borçlunun başka bir alacaklısı olan… Tic. Ltd. Şti. tarafından başlatılan icra takibi sonucunda davalının mallarına haciz konulduğunun anlaşıldığını ve …. İcra Müdürlüğünün … Tal. dosyası ile satışının yapıldığını, hacizli malların satışından sonra yapılan sıra cetvelinin haksız ve kanuna aykırı olduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile sıra cetvelinin iptal edilerek yeniden yetkiliicra dairesi tarafından sıra cetveli hazırlanmasına karar verilmesini talep etmiş olup, bozmadan sonra tebliğ edilen davetiyeye rağmen duruşmaya gelmediği anlaşıldı.
Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; davacının davasının yerinde olmadığını, davacının söz konusu taşınmaza 17/10/2008 tarihinde haciz koyduğunu, borçlunun imzaya itirazda bulunarak dava açtığını, 26/10/2010 tarihinde mahkemece davanın reddine karar verildiğini, İİK.nun 170/1 maddesi uyrınca imza itirazının satış işleminden başka işlemleri durdurmadığını, buna göre davacının 17/10/2008 tarihinden itibaren başlayan 2 yıllık satış isteme süresinin 17/12/2009 tarihinde urduğunu ve 26/10/2010 tarihli mahkeme kararı ile kaldığı yerden işlemeye devam ettiğini, davacının iddiasının aksine satış isteme süresinin imzaya itiraz davasıile kesilmeyip durduğunu ve mahkeme kararıyla birlikte kaldığı yerden işlemeye devam ettiğini, davacının 03/05/2012 tarihinde yani satış isteme süresinden çok sonra satış avansını yatırdığını, bu haliyle 17/10/2008 tarihli haczin düştüğünü, bu hususun davacının kendi beyanı ile kabul edildiğini, … İcra Mahkemesinde açılan davada sadece borçlulardan … için takibin durdurulmasına karar verildiğini, diğer borçlu …hakkındaki icra işlemlerine bir etkisinin bulunmadığını, …. İcra Müdürlüğünce 100. madde bilgisi verilirken davacının 25/03/2013 tarihli üçüncü haczini bildirdiğini, davacının sıra cetevelinde birinci sırada yer alan alacağın muvazaalı olduğu yolundaki kanaatine taraflarınca iştirak ettiklerini, kanaatlerince birinci sırada yer alan alacağın yanı sıra dördüncü sırada yer alan alacağında muvaazalı olup, tıpkı birinci sırada yer alan alacaklı gibi borçlu ile birlikte hareket etmesinin gerektiğini, bu dosyanın mahkemenin 2014/34 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesinin gerektiğini, açılan davanın bu nedenle yerinde olmadığını reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiş olup, bozmadan sonra yapmış olduğu açıklamasında, yargıtay bozma kararına uyulup uyulmayacağı konusunun takdirini mahkemeye bıraktığını bildirmiştir.
…. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı hükmünün temyizi sonucu Yargıtay 23. HD’nin 2016/630 Esas 2018/4873 Karar sayılı 23/10/2018 tarihli bozma ilamında Mahkemenin kararı “davacının sıra cetvelinde 1. Sırada bulunan alacaklının alacağının muvazaalı olduğunun iddia edilmesine göre davanın Asliye Hukuk MAhkemesinde görülmesi gerekir” gerekçesiyle bozulduğu, Mahkemece dosyanın… Esas sırasına kaydedildiği, 30/04/2019 tarihli celsede usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, aynı celsede davanın reddi cihetine gidildiği, kararın İstinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi 17. HD’nin 2019/2553 Esas 2020/959 Karar sayılı 02/06/2020 tarihli kararla …. İcra Hukuk Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın görev şartı noksanlığı nedeniyle reddine ve HMK 20. Maddesi gereği talep halinde dosyanın görevli … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, tavzih istemi üzerine de dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine şeklinde hükmünü tavzih etmiştir.
Yargıtay 23. HD’nin 23/10/2018 tarihli 2016/630 Esas 2018/4873 Karar sayılı bozma ilamında görevi mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Yine bozma sonrası yerel mahkemece bozma ilamına uyulmakla görevli mahkeme kanun yolu incelemesinden sonra kesinleşmiştir. HMK 23/2 maddesi uyarınca Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve ve yetkiye ilişkin kararlar davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar. Yargıtay 23. HD’nin davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu yönündeki kararı hem mahkememizi, hem bozma sonrası dosyanın yeniden esasa kaydedildiği …. İcra Hukuk Mahkemesi hem de B.A..M. 17. HD’yi bağlamaktadır. Kaldı ki davacı ve bir kısım davalılar tacir olmadığı gibi davacı ile diğer bir kısım davalılar arasında ticari ilişki de yoktur. Dava TTK. 4. Maddesinde sayılan mutlak ve nispi ticari davalardan da değildir. Bu nedenle davanın görev nedeniyle reddine HMK 20. Maddesi uyarınca dosyanın görevi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, işbu davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/c maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE
2-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapılamadı)
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dair tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/01/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …