Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/535 E. 2023/520 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/535 Esas
KARAR NO:2023/520

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:20/08/2021
KARAR TARİHİ:11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile; Davalı tarafından davacı hakkında 18.12.2018 tarihinde … Müdürlüğünce …. sayılı icra takibi başlatıldığını, Takibe konu borç ise 25.11.2018 ödeme günü tarihli 40.000-TL’lik senet ve 10.11.2018 ödeme günü tarihli 40.000-TL’lik senet olduğu anlaşıldığını, Davacı söz konusu senetleri parça parça olmak şeklinde ödeme yapmış olmasına rağmen davalı yan kötüniyetli olarak iş bu takibi başlatmış ve kendisinin tahsil etmiş olduğu halde almış olduğu ödemeleri icra dairesine bildirmemiş ve iş bu sebeple 30.07.2021 tarihinde takip borcu 118.594,96-TL olduğunu, İş bu dava tarihine kadar, davalı yan şifahi görüşmelere rağmen olumlu sonuç alınamamış olup, davacının yapılandırmaya uygun hareket etmesine rağmen kötü niyetli olarak davalı yanca takip başlatılmış ve devam edildiğini, Senet borçlarının ödenmiş olmasına rağmen takibe konulması ve takibe devam etmesinde haklı ve hukuka uygun bir yanı olmadığından iş bu davayı açtıklarını, İstanbul … Müdürlüğünce …. takibe konu olan senet karşılığında müvekkilin bu senede istinaden yapmış olduğu ödemelerde göz önüne alındığında borçlu olmadığımızın tespitine, Haksız olarak fazladan başlatılan icra takibineistinaden%20’den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini, Senet borcunun ödenmiş olması sebebi ile İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesini, Tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesi ile; Taraflar arasında 05.09.2017 – 04.09.2019 tarihleri arasında geçerli olan araç kiralama sözleşmesi imzalandığını, buna istinaden 10.10.2018 düzenleme tarihli iki farklı senet tanzim edildiğini, Davacının vadesi gelen söz konusu senetleri ödemediğini, davalı tarafından buna karşı 10.11.2018 ödeme günü tarihli senet için … 22. Noterliği … Yevmiye Numarası ile 14.11.2018 tarihinde; 25.11.2018 ödeme günü tarihli senet için ise … 22. Noterliği … Yevmiye Numarası ile 28.11.2018 tarihinde ödeme protestoları çekildiğini, Buna rağmen borcunu ödemeyen …’e yönelik …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, işbu takip kesinleşmiş, borçlu hakkında haciz işlemlerine başlandığını, Taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir protokol veya yapılandırma adı altında herhangi bir anlaşma söz konusu olmadığını, Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye binaen tanzim edilen senetlerin vadesi gelmesine rağmen ödeme yapmayan borçluya karşı başlatılan icra takibinin esasına bakıldığında 2018 tarihli olduğu görüleceğini, Davacı tarafından dosyaya sunulan 09.07.2021 tarihli adisyona yazılı belgenin senet niteliği taşımadığından hükme esas alınmaması gerektiğini, davalı vadesi gelen senetlere ilişkin olarak karşı tarafa ödeme protestosu göndermiş, sonrasında temerrüte düşen davacı/ borçluya karşı icra takibi başlatığını, 2018 tarihinden bu yana derdest olan icra dosyasında ana para borcunun haricinde faiz, icra vekalet ücreti, takip masrafları da göz önünde bulundurulduğunda söz konusu borcun ana para borcu olan 80.000,00 TL’den ibaret olmayacağı, resen gözetilecek nedenlerle Davanın reddini, Huzurda haksız olarak açılan işbu dava mucibince alacağını elde edemeyen müvekkil lehine dava konusu icra takibinin %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesini, Vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz Dosyasında Mali Müşavir tarafından hazırlanan 08/08/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda;
Alacaklı (davalı) … ve Oto San Tic. Ltd. Şti vekili vasıtası ile 11.12.2018 tarihinde borçlu (davacı) … aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile; 40.000 TL Bono, 305,75 TL işlemiş Faiz, 146,21 Protesto gideri, 40.000 TL Bono, 197,26 TL işlemiş Faiz, 146,21 Protesto gideri olmak üzere toplamda 80.795,43 TL alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Sayın Mahkemenin 24.05.2022 tarihli ara kararında Taraflara ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanak kayıtlarını inceleme için 01.07.2022 günü saat 14:00 ‘de karar verilmiştir. 01.07.2022 Tarihinde Mahkeme Salonunda inceleme yapılmış olup, davacı tarafın takibe konu borçların davacı tarafından ödendiği ancak bu ödemelerin davacı ticari defterlerinde görülmediğinden söz konusu döneme ilişkin ticari defterlerini incelemeye hazır etmemiştir. Davalı tarafın vekilinin görevden çekildiği, Davalı şirkete inceleme esas Ticari Defterlerini ibraz etmesi yönünde E-Tebligat yapıldığı dosya kapsamında görülmüştür. Davalı taraf 01.07.2022 tarihinde inceleme günü hazır bulunmamış ve ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Davalı tarafın yerinde inceleme talepli dilekçesi dosya kapsamında görülmemiştir. Davalı şirketin HMK 222 Md gereği defter ibrazından kaçınmış olduğu hususunda Takdirin Sayın Mahkemenize Aittir.
Taraflar arasında Kira Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye istinaden aşağıda ayrıntısı verilen 2 adet senet düzenlendiği görülmüştür.
KANAAT VE SONUÇ
Dava Konusunun; davalı tarafından davacı yana 18.12.2018 tarihinde …. İcra müdürlüğünce … E. Sayılı icra takibi başlattığı, takibe borç 25.11.2018 ödeme günü tarihli 40.000 TL’lik senet ve 10.11.2018 ödeme günü tarihli 40.000 TL’lik takip başlattığı davacının takip konusu borcu olmadığının tespiti için açılan menfi tespit davasından ibaret olduğu,
Davacı tarafın takibe konu borçların ödendiği ancak bu ödemelerin davacı ticari defterlerinde görülmediğinden söz konusu döneme ilişkin ticari defterlerini incelemeye hazır etmemiştir. Bu nedenle davacı ticari defterlerinde inceleme yapılmamıştır.
Davalı tarafın vekilinin görevden çekildiği, Davalı şirkete inceleme esas Ticari Defterlerini ibraz etmesi yönünde E-Tebligat yapıldığı dosya kapsamında görülmüştür. Davalı taraf 01.07.2022 tarihinde inceleme günü hazır bulunmamış ve ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Bu nedenle davalı ticari defterlerinde inceleme yapılmamıştır.
Davaya konu iki adet senedin parça parça ödenmesine ilişkin taraflar arasında herhangi bir protokol veya yapılandırma vb sözleşmenin yapılmadığı görülmektedir. Yine dosya kapsamında yapılan incelemelerde taraflar arasında ticari ilişkinin de bulunmadığı görülmüştür.
Davacı, dava konusu senet bedelini ödediğini iddia ettiğine ve buna ilişkin farklı tarihlerde toplamda 76.505,25 TL’lik ödeme yaptığı banka havale dekontlarını sunduğu ancak banka dekontlarında alıcı ve ödeme yapan kişilerin farklı olduğu ve Dekontların tarihleri senedin vade tarihinden sonra olup, içeriklerinde “senet karşılığı” açıklamaları bulunmamaktadır. Yapılan ödemelerin dava konusu senet alacağa yönelik olduğu yolundaki savunmasını davacı yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Somut olayda ispat külfeti davacı taraftadır.
Yukarıdan beri yapılan İnceleme ve değerlendirmelerimiz doğrultusunda Davacı yanın Davalı yana 80.000,00TL Borçlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda:Dava; takip dosyasında takibe konulmuş bonolar nedeniyle davalıya borçlu olunmadığı iddiasına dayalı açılan menfi tespit davasıdır.
Yargıtay 3. HD. 12.06.2019 T. 2017/8954 E. 2019/5334 K. sayılı ilamı; “Somut olayda, taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi bulunmakta olup uyuşmazlık bu araç kiralama sözleşmesi kapsamında verilen senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava, 08/12/2014 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına ve kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.” şeklindedir.
HMK’nın 114. Maddesinde görevin dava şartı olduğu belirlenmiş, 115. maddesinde de dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı ilkesi getirilmiştir.
HMK’nın 4. Maddesinin (a) bendinde kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıklara konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görüleceği düzenleme konusu yapılmıştır. Davacının davalıdan alacak talebinin nedeni, davacı ile davalı arasındaki kira sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığından, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. HMK’nın 114. Maddesinde görevin dava şartı olduğu belirlenmiş, 115. maddesinde de dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı ilkesi getirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı tarafça dosyaya sunulan araç kiralama sözleşmesi ilişkisi dışında taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli araç kira sözleşmesine dayandığından, her türlü kira ilişkisinden doğan davalara bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğundan davacının davasının görev nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır