Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/478 E. 2023/602 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/478+
KARAR NO:2023/602

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/07/2021
KARAR TARİHİ:25/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 28/10/2016 tarihinde … Mah…. Caddesi ile … caddesinin kesiştiği yerde davalı … yönetiminde bulunan, davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı araçla aşırı süratli bir biçimde seyrederken okula gitmekte olan …’a çarpması neticesinde …’ın yaralandığını, sol bacak diz kapağının hemen üzerinden birden fazla parçalı kırık meydana geldiğini, ayrıca kafasına 10 dikiş atıldığını, bacağında da bu olay nedeniyle yerleştirilmiş 3 parça platin bulunduğunu, zaman zaman yürürlükten zorlandığını, davacı …’ın olay tarihinde İstanbul Adliyesi yemekhanesinde aylık asgari ücret karşılığında çalışmakta iken, oğlunun 1 yıl boyunca evde yatarak tedavi görmesi nedeniyle işinden ayrılarak çocuğunun bakımını yaptığını, bir yıl sonra işe dönmek istediğinde ise talebinin kabul edilmediğini, oğluna evde bakım yaptığı bir yıllık sürece gelir kaybına uğradığını, davacı …’ın ise oğlunun üniversite sınavına gireceği yıl örgün öğretime devam edememesi, evde yatarak tedavi görmesi, derslerinden geri kalacak olması nedeniyle özel bir eğitim kurumuna oğlunu kaydettirdiğini, ayrıca tedaviye yönelik ilaç, medakil malzemeler v.b.için harcamalar yaptığını, kazada davalı …’ın kusurlu olup dava konusu fiil nedeniyle yargılanarak taksirle bir kişinin yaralanmasına neden
olma suçundan ….Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile ceza aldığını, bu nedenlerle davacı … için 1.000 TL, … için 1.000 TL, … için 1.000 TL olmak
üzere toplam 3.000 TL maddi tazminatın davalı sürücüden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle, ayrıca … için 30.000 TL, … için 10.000 TL, … için 10.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalı sürücüden tahsiline, kazaya karışan … plaka sayılı aracın aynına ve kaydına ayrıca davalı sürücünün taşınır taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz 28/07/2021 tarihli ara kararı ile, davalı …’ın taşınır/taşınmaz malları ve aracı dava konusu olmadığından yasal şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 15/02/2016-2017 vade tarihli olarak sigortalandığını, davacının arabuluculuk dava şartını ve Karayolları Trafik Kanunu gereğince yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından davanın usulden reddi gerektiğini, Trafik sigortası sözleşmesinin yasa ile zorunlu kılınmış olması ve bu sözleşmenin içeriğinin de yine Türk Ticaret Kanunu ve Sigortacılık Kanunu’nun ilgili maddeleriyle düzenlenerek halen yürürlükte olan genel şartlar ile poliçenin bir bütün olduğunun vurgulanmış olması karşısında, dosyada tazminat hesaplanması bakımından Genel Şartlarda belirlenen usul ve esasların dikkate alınmasını talep ettiklerini, kaza ile davacının sakatlığı arasındaki illiyet bağının ve davacının kazadan kaynaklanan maluliyetinin tespiti bakımından dosyanın ATK’ya gönderilerek erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkındaki yönetmeliğe göre rapor tanzim edilmesi gerektiğini, davalı sigorta şirketinin yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğu gözetilerek kusur oranının ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından yapılmasını, davacı kaza tarihinde henüz 16 yaşında olup kusur oranlarının tespitinde anne babanın bakım ve gözetim yükümlülüğünü ihlal etiğinin de dikkate alınması gerektiğini, davacının talebine konu geçici işgöremezlik, bakıcı ,tedavi ve yol gideri tazminatı taleplerinin yasa değişikliği ile SGK’nın sorumluluğuna eklenen tedavi teminatı kapsamında olduğundan ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalının herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca anne ve baba tarafından talep edilen tedavi ve bakım giderlerinde de bir sorumluluklarının bulunmadığını, davacı kaza tarihinde 16 yaşında olup geçici işgöremezlik ve geçici bakım gideri tazminatına hak kazanamayacağını, davacının zararın artmasında kusuru bulunması halinde hesaplanacak tazminattan müterafik kusur tenzili gerektiğini, davalı şirketin faiz sorumluluğunun dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak kabul edilmesi gerektiğini, ceza dosyasında uzlaşma olması durumunda davacının yerleşik yargı kararları gereği hiçbir araştırmaya gerek kalmadan reddi gerekeceğini, bu nedenlerle davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, kaza tarihinde …’ın 2016-2017 eğitim yılında 11.sınıf öğrencisi olduğu, eğitim hayatı devam eden ve çalıştığına dair hiçbir kayıt bulunmayan, ayrıca iş göremezlik durumuyla alakalı da dosyada hiçbir kayıt bulunmayan … yararına maddi tazminat talep edilemeyeceğini, kaza sonrası … için 28/10/2016-07/11/2016 tarihleri arasında 15 gün, 23/11/2016-18/12/2016 tarihleri arasında ise 25 gün istirahat raporu tanzim edilmiş olup kalan günlerde ise eğitim hayatına devam ettiğini, hayatın olağan akışında son sınıf öğrencisini üniversite hazırlık kursuna göndermesini bir sene önce gerçekleşen ve kaza sonucu yaklaşık 1,5 ay istirahatta kalan kazaya bağlanmasının iyi niyetten uzak olduğunu, tedaviye yönelik alındığı beyan edilen ilaç ve malzemelerin de işbu kaza ile bağlantılı olarak alındığını ispat yükünün davacıda olduğunu, ceza yargılaması neticesinde alınan HAGB kararının hukuka aykırı olduğunu, sadece taraf anlatımları dikkate alınarak hazırlandığını, keşif kararı verilmediğini, işbu kararın mahkememizi bağlayıcı olmadığını, dosyanın ATK Trafik kurulan dahi sevk edilmediğini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmayıp zarara uğrayan taraflarda huzur duygusu yaratmak olduğunu, talep edilen manevi tazminat taleplerinin iyi niyetten uzak olduğunu, bu nedenlerle davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının UYAP sureti, araç trafik tescil kayıtları, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi
kayıtları, poliçe ve hasar dosyası, tedavi evrakları, sigorta şirketi ödeme dekontu dosya içerisine alınmıştır.
….Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; katılanların … ve …, sanığın …, suçun taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma, suç tarihinin 28/10/2016 olduğu, 28/06/2018 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 24/09/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekili 03/06/2022 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği dilekçesiyle, davacı tarafa davaya konu kaza nedeniyle 24/02/2022 tarihinde toplam 212.245,51 TL tazminat ödemesi yapıldığını beyan etmiş, ödeme dekontunu ibraz etmiştir.
Dosya kusur oranlarının tespiti ile rapor tanzimi için İstanbul ATK.Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, düzenlenen 07/01/2022 tarih ve … sayılı yazısı ile, dosya kapsamında kusur oranı belirleyebilecek herhangi bir belge (kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporu, olay mahalli fotoğrafları vb.) bulunmadığı anlaşılmakla, dosyanın işlem görmeksizin mahalline iadesine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde davaya konu kazaya ilişkin trafik kaza tutanağı bulunmadığı, ceza dosyası kapsamında alınmış bilirkişi raporu, ATK raporu bulunmadığının bildirildiği, olaya ilişikin kamera kaydı, görüntü kaydı vb. bulunmadığı anlaşılmakla mahallinde davacı kazazade … ve davalı sürücü … hazır edilmek suretiyle refakate kusur tespiti konusunda uzman bir bilirkişi alınarak ayrıca olayın gerçekleştiği yerin fotograf ve krokilendirilmesi bilirkişi tarafından yapılmak suretiyle meydana gelen kazadaki kusur durumunun oransal olarak tespiti yönünde keşif icraa edilmesine karar verilmiş, Kusur-Hasar-Zarar uzmanı bilirkişi refakatinde 03/06/2022 tarihinde keşif icra edilmiş, düzenlenen 30/06/2022 tarihli raporda; davalı şirkete sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 52/b ve 84/h maddeleri kurallarını ihlal ettiği, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile gerçekleşen öngörülebilir ve önlenebilir trafik kazasının meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 68.maddesi kurallarını ihlal ettiği, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile gerçekleşen önlenebilir ve öngörülebilir kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Keşif mahallinde beyanı alınan davalı …, “Ben yönetimimde bulunan … plaka sayılı aracımla sabah saat 07:30 – 08:00 civarında … caddesi ile … caddesinin keşiştiği noktada otobüs durağını 3-4 metre ilerisinde sol tarafta bulunan … caddesine geçmek üzere sinyalimi verip karşı taraftan gelen otobüs ile ardındaki minibüsü bekledim. Minibüsün geçmesine müteakip sola doğru döndüğümde … caddesine girişte önümde birden çocuğu gördüm. Hava biraz yağışlı idi, ben sola dönmek üzere yeni hareket etmiştim. Hızlı değildim, hemen frene bastım. Çocuğa aracım ön orta ve sola yakın kısmıyla çarptım. Çocuk aracın ön kaputuna oturur gibi sendeledi ve yere çöktü. Hemen aracımdan indim ve çocuğu aracıma bindirerek hastaneye kaldırdım”; davacı …; “Ben kazanın olduğu gün oğlum …’ın yanında değildim. Kendim ticari minibüsle kazanın olduğu güzergahta çalıştığım için kaza mahallinden geçerken kalabalığı gördüm. Ancak benim çocuğum olduğunu bilmediğim için son durağa gittim. Son durakta marketçi bir abla vardı. Ondan çocuğumun kaza geçirdiğini öğrendim. Çocuğum … sabah okula gidiyordu, … caddesinde yaya yolundan yürümekteyken kavşağın olduğu noktadan … caddesinden otobüs durağına geçtiği esnada kaza olayı olmuştur. Bunun üzerine hemen kaza mahalline geldim. Geldiğimde kimse yoktu. Yerde kan izleri olduğunu gördüm. Hastaneye gittiğimde çocuğumu yoğun bakıma aldıklarını öğrendim. Çocuğun kafasında yarık izleri ve sol ayağında 3 adet platin bulunmakta ve sağ ayağıyla sendelemektedir.” şekline beyanda bulunmuşlardır.
Dosya tarafların oransal olarak kusur tespitinin yapılması hususunda İstanbul ATK.Trafik İhtisas Kuruluna gönderilmiş, düzenlenen 16/05/2023 tarih ve 2023/…/… sayılı rapor ile, davalı …’ın %75 oranında, davacı …’ın %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davalı … vekili 21/06/2022 tarihli dilekçesi ile, dosyaya ibraz ettikleri 23/02/2022 tarihli ibraname ve feragatnameden anlaşılacağı üzere mahkememiz dosya numarası da belirtilerek tüm tedavi giderleri geçici ve sürekli sakatlık talepleri vs.tüm tazminatların karşılığı dava icra vekalet ücretleriyle birlikte yargılama giderleri de dahil olmak üzere 212.244,91 TL’nin 24/02/2022 tarihli dekontla davacının yetkili kıldığı avukatına ödendiğini, bu ödeme karşılığında davalı sigorta şirketinin bu ödemeyi yapmakla söz konusu poliçe ve kazadan doğan tüm hukuki sorumluğunu yerine getirmiş olduğundan her türlü hak,
dava ve alacaktan davalı sigorta şirketini, sigortalısını ve sigortalı araç sürücüsünü tamamen ibra ile ibra ettiğini, açmış oldukları işbu dava da dahil olmak üzere ve açtıkları her türlü dava ve talep haklarından feragat ettiklerini, bu ibra ve feragatnameyi 3 gün içinde mahkemeye sunacaklarını 23/02/2022 tarihli davacı vekili imzasıyla ibra ve feragatname ile beyan ve taahhüt ettiklerini, ancak ödeme yapıldığı halde mahkeme dosyasına sunmadıklarını, bahse konu ibraname ve feragatname gereğince davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili 13/09/2022 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği dilekçesi ile, davacı tarafla yapılan uzlaşma neticesinde ibraname gereğince davacı vekili hesabına 24/02/2021 tarihinde 212.245,51 TL ödeme yapıldığını, bu kapsamda davalı şirkete yöneltilen talepler bakımından davanın konusuz kalmış olup davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini ve lehlerine çıkabilecek yargılama giderleri ve vekalet ücretinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davacının davaya konu kaza nedeniyle maluliyet oranının tespiti için dosya ATK’ya gönderilmiş, ATK 2.İhtisas Kurulunun 15/12/2021-19865 karar sayılı ön raporu ile eksikliklerin tamamlanması amacıyla davacının muayenesinin yapılacağı hastanenin bildirilmesi için davacı vekiline 17/01/2022 tarihli celse ile kesin süre verilmiş, davacı vekilinin 24/01/2022 tarihli dilekçesi üzerine ilgili hastaneye elden takipli müzekkere yazılmış, davacı tarafça elden alınmış ancak davacılar vekili 18/04/2022 tarihli celsede, davacı …’ın muayene olmamak konusunda ısrarcı olduğunu, davacının muayenesi yaptırılmadan dosyanın mevcut hali ile rapor aldırılmasını talep etmiş, dosya talep doğrultusunda mevcut hali ile ATK 2.İhtisas Dairesine gönderilerek rapor tanzimi talep edilmiş, ATK 2.İht.Dai.Bşk.’nın 25.11.2022 tarih … sayılı raporuyla davacının 15.12.2021 tarih ve … sayılı ön raporu doğrultusunda muayene edilmeksizin maluliyet oranının belirlenemeyeceğini bildirdiği anlaşılmakla davacının ATK’nın 15.12.2021 tarih ve … sayılı ön raporu doğrultusunda çekilmesi istenen grafilerin temini için bir üniversite hastanesine sevkinin sağlanmasına, davacılar vekiline davalılar tarafından sunulan sulh protokolü, ödeme ve maddi-manevi tazminat talepleri yönünden ve yine davacının sevk edileceği ilgili hastaneyi bildirmek üzere kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içinde beyanda bulunulmaması halinde mevcut delil durumuna göre değerlendirme yapılacağı ihtar olunmuş, davacı tarafça süresi içinde herhangi bir beyanda bulunulmamış, davacılar vekili 19/06/2023 tarihli celsede davacı …’a ulaşamadıklarını, kendisine ulaşmak için süre verilmesini talep etmiş ise de, mahkememizce yeniden süre verilmesi talebi reddedilmiştir. Davacılar vekili 10/08/2023 tarihli dilekçesi ile, davacı …’ın ATK’ya sevki için taraflarına farklı zamanlarda süre verildiğini, ancak davacıya ulaşamadıklarını ve sevki gerçekleştiremediklerini, bu nedenle dosyanın mevcut durumu ve dosya içerisinde mevcut belgelere göre karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, ATK raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Her ne kadar davalı … vekili tarafından zaman aşımı itirazında bulunulmuş ise de, KTK 109 maddesi hükmünce ve HGK’nın 10/10/2001 gün 2001/19-652 ve HGK’nın 16/04/2008 gün ve 2008/4-…-… sayılı kararları doğrultusunda uzamış ceza zamanaşımı değerlendirilerek davanın kaza tarihi itibariyle süresi dahilinde açıldığı anlaşılmakla zamanaşımı define ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir.
28/10/2016 tarihinde davalı sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile … … Caddesi üzerinde seyirle … caddesi kavşağında sola manevra yaptığı sırada aracının ön-sol kısımlarıyla kavşak mahallinde karşıdan karşıya geçmekte olan davacı yaya …’a çarpması sonucu yaralanmasına konu olayın meydana geldiği, ATK raporu ile, davalı sürücü …’ın idaresindeki araç ile meskun mahaldeki kavşakta gerçekleştireceği sola dönüş manevrası öncesinde hareket alanına ilişkin gerekli kontrolleri yapmadığı, bu mahalde karşıdan karşıya geçmekte
olan yayaya ilk geçiş hakkını vermediği, kontrolsüzce manevra yaparak geçiş yapmakta olan yayaya çarptığı olayda %75 oranında, davacı yaya …’ın ise karşıdan karşıya geçişi öncesinde ve sırasında kavşakta manevra yapabilecek araçlara ilişkin kontrolleri yeterince yapmadığı, dönüş manevrası yapan davalı aracına karşı uygun korunma tedbirine başvurmadığı anlaşılmakla %25 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmekle olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun bulunan kusur oranlamasına mahkememizce de itibar edilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça davaya konu trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat talebinde
bulunulmuş ise de; Herkes iddiasını ispatla yükümlüdür, 6100 sayılı HMK’nun 189. vd maddeleriyle belirtildiği gibi tarafların kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahip olduğu, 190. maddeyle kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yüküyle yüklü olduğu, ispatın hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu açıkça belirtilmiş olup ATK tarafından davacının muayene edilmeksizin maluliyet oranının belirlenemeyeceği belirtilmekle davacı vekiline davacı …’ın maluliyet oranının tespiti için ATK tarafından istenilen belgelerin tamamlanması ve muayene olması için kendisinin de beyan ettiği gibi defalarca süre verilmiş, ancak davacının muayene olmamakta ısrarcı olduğu ve kendisine ulaşamadıklarını beyan etmiştir.
Yine gerek davalı sigorta şirketi gerekse davalı … vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 23/02/2022 tarihli ibraname-feragatname ile tarafların mahkememiz dosyası ile talep edilen tüm tedavi masrafları, bakıcı giderleri, geçici ve sürekli sakatlık talepleri, maluliyet gibi tüm tazminatlarına ilişkin alacağının 195.000,00 TL, asıl alacak+11.000,00 TL dava vekalet+350,00 TL yargılama gideri+11.400,00 TL icra vekalet ücreti diğer tüm ferileri ile birlikte toplam 217.750.00 TL, dava ve icra vekalet ücretine tekabül eden 3.796,61 TL stopaj ile 1.708,48 TL KDV tevkifatı kesintisi sonucunda net 212.244,91 TL ödeneceği konusunda mutabakata varıldığı, davacı vekili tarafından davalı sigorta şirketinin bu ödemeyi yapmakla söz konusu poliçe ve kazadan doğan tüm hukuki sorumluluğunu yerine getirmiş olduğundan her türlü hak dava ve alacaktan davalı sigorta şirketini, sigortalısını ve sigortalı araç sürücüsünü tamamen tam ibra ile ibra eylediğini, açmış olduğu ve açacağı her türlü dava ve talep haklarından feragat ettiklerini ve bu feragat beyanını ödeme tarihinden itibaren en geç 3 işgünü içerisinde mahkemeye sunacaklarını, alacaklarını davalı sigorta şirketinden tahsil ettiklerini, başkaca bir alacaklarının kalmadığını beyan ettiği ve altını imzaladığı anlaşılmış, 24/02/2022 tarihinde 212.245,51 TL’nin davalı sigorta şirketi tarafından ….ATM … E.sayılı dosya ödemesi açıklaması ile …’ın ….Noterliğinin … yevmiye sayılı 09/12/2021 tarihli vekaletnameyle yetkili kıldığı … Barosuna kayıtlı Av….’a ödendiğine ilişkin dekont dosyaya ibraz edilmiştir. Davacı vekiline sunulan ibraname-feragatname ve ödeme yönünden beyanda bulunması için kesin süre verilmiş olmasına karşın bu hususta da herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmakla davacıların maddi tazminat talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden; 6098 Sayılı TBK 56. Maddesinde manevi tazminat düzenlenmiştir: ”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” Meydana gelen olayda taraflara ait kusur durumu, zararın ağırlığı, hak ve nesafet kuralları, manevi tazminatın, talep edeni zenginleştirme karşı tarafı da cezalandırma aracı olarak kullanılamayacağı öngörülmemekle birlikte, davacılardaki manevi üzüntünün giderilmesini karşılayacak nitelikte de olması dikkate alındığında manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine; takdiren davacı … için 10.000 TL, davacı … için 5.000 TL, davacı … için 5.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL manevi tazminatın 28/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların maddi tazminat talepleri yönünden davasının REDDİNE,
2-Manevi tazminat talepleri yönünden davacı … için 10.000,00-TL, davacı … için 5.000,00-TL ve davacı … için 5.000,00-TL olmak üzere toplam 20.000,00-TL manevi
tazminatın 28.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …”dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Maddi tazminat talebi yönünden;
a)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
b) Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 1.000 TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınarak davalılara
verilmesine,
c)Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 1.000 TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
d)Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 1.000 TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Manevi tazminat talebi yönünden;
a)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 635,26 TL’nin mahsubu ile bakiye 730,94 TL’nin davalı …’dan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
b)Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak işbu davacıya ödenmesine,
c)Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak işbu davacıya ödenmesine,
d)Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak işbu davacıya ödenmesine,
e)Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 10.000,00 TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınarak davalı …’a ödenmesine,
f)Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınarak davalı …’a ödenmesine,
g)Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınarak davalı …’a ödenmesine,
5-Davacılar tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan bilirkişi ücreti, tebligat, müzekkere posta masrafı, keşif harcı olmak üzere toplam 2.463,75 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul ve reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 929,71 TL’sinin davalı …’dan alınarak davacılara ödenmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Ayrıca manevi tazminat davası yönünden davacı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 635,26 TL’nin davalı …’dan alınarak davacılara ödenmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 513,20 TL’sinin davalı …’dan, 846,80 TL’sinin davacılardan tahsili ile Hazine adına gelir kaydına,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 25/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır