Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/473 E. 2021/996 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/473 Esas
KARAR NO:2021/996

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/07/2021
KARAR TARİHİ:16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında dört adet şarkı prodüksiyonunun meydana getirilmesi ve müvekkiline teslimine yönelik eser sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin davalıya banka üzerinden “4 şarkı prod bedeli avans ödeme” açıklamasıyla 8.000-Usd ücreti avans olarak gönderdiğini ancak davalının kendi üzerine düşen edimi yerine getirmediğini ve yapılan eser sözleşmesi gereği dört adet şarkıyı müvekkiline sözleşmeye uygun şekilde teslim etmediğini, bunun üzerine ödenen tutarın geri iade edilmesi amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığını ancak davalı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, takibe konu borç ve miktarının davalı tarafından açıkça bilindiğini dolayısıyla alacağın likit ve bilinen bir alacak olduğunu, bu nedenle davalı şirket aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu takip uyarınca müvekkilinin davacıya 8.000-Usd asıl ve 1.172,39-Usd faiz olmak üzere toplam 9.172,39-Usd ödeme yapmasının talep edildiğini, müvekkilinin icra takibinde bahsedildiği bir borcu bulunmadığı aksine müvekkili prodüksiyon firması tarafından yapılan işler sebebiyle davacının müvekkiline borcunun bulunduğunu ve bu nedenle icra takibine haklı olarak itiraz ettiklerini, müvekkili ile davacı arasında imzası tamamlanmayan taslak protokol uyarınca dört adet şarkının kayıt işleri için toplam 16.000-Usd bedel karşılığında anlaşıldığını, davacının müvekkiline proje bedelinin ancak yarısını ödediğini, çalışmalara başlanarak müvekkiline ait müzik kayıt stüdyosunda toplam 45 gün süren çalışmalar kapsamında kayıtların alındığını ve davacıya e-mail ortamında gönderildiğini fakat proje henüz tamamlanmadan çalışmalar henüz sürdürülürken davacının tamamen tek taraflı ve sebepsiz olarak projeyi sonlandırmak istediğini bildirdiğini, ayrıca çalışmaların yapıldığı dönemde günlük kirası minimum 2.000,00-TL olan stüdyonun 46 günlüğüne davacıya tahsis edilmesi sonucu aslında davacının müvekkiline borçlu olduğunu, izah edilen ve re’sen gözetilecek nedenlerle haksız / mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, ayrıca kötü niyetli davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası uyap yolu ile Mahkememize gönderilerek dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nü … Esas Sayılı icra dosyası incelendiğinde; … tarafından borçlu …’ne 9.172,39-Usd üzerinden icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar. Mutlak ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın hangi davalar olduğu madde kapsamında sayılmıştır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Bunlara ilaveten TTK 4/f bendinde de belirtilmiş olduğu gibi havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu bilgiler ışığında, somut olayda davacı şahıs davalıyla yapılan eser sözleşmesi gereği 4 adet şarkı prodüksiyonu meydana getirilmesi için 8.000 USD avans ödemesi yapmasına rağmen davalının üzerine düşen edimi yerine getirmediği, dört şarkının teslim edilmediğinden bahisle ödemiş olduğu bedelin kendisine iadesini talep eder şekilde dava açtığı anlaşıldığından bu davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı anlaşılmıştır. Davalının tacir olması ise davanın niteliğini ticari hale getirmeyeceği anlaşılmıştır. TTK.nın 11. Maddesine göre, ticarethane veya fabrika, yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseler ticari işletme sayılır. Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir. Davacının ise TTK kapsamında tacir ya da esnaf tabirine de uymadığı anlaşılmıştır. Belirtilen bu nedenlerle davacının tacir olmadığı, ticari işletme işletmediği, davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı, ticaret mahkemesinin görev alanına giren işlerden olmadığı kanaatine varılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Taraflar arasında mahkememizin görevi kapsamında değerlendirilebilecek bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davanın genel mahkemelerde görülen alacak davası olması sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından Mahkememizin görevsizliğine, görev hususunun dava şartı olması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Görev hususunun 6100 Sayılı HMK 114/1-c hükmü kapsamında “dava şartı” niteliğinde olması nedeniyle HMK 115/2, fıkrası uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
(2)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20. Maddesi uyarınca bu görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edildiğinde dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
(3)Dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
(4)HMK m. 331/2 hükmü gözetilerek; dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderleri hususunda görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesince karar verilmesine; aksi durumda talep üzerine dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/12/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.