Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/455 E. 2022/289 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/785 Esas
KARAR NO :2022/198

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/12/2021
KARAR TARİHİ:29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının üniversite öğrencisi olup, takibe konu senetlerin imzalandığı gün ilk defa çalışmak üzere iş görüşmesin gittiğini, bu sarada görüşmeye yetişmek üzere acele ettiğini, davacının davalı şirkete ait güzellik merkezinin afiş dağıtan çalışanı bir kişinin kendisini tanıtarak güzellik merkezindeki işlemler ile ilgili ücretler konusunda güzellik merkezinin olduğu yere gidip bilgi alması halinde kendisinin bu işten prim kazandığının belirterek davacının kendisine yardım etmesi için ricada bulunduğunu, davacının da iyi niyetli olarak dışarıda afiş dağıtan kişiye yardımcı olmak amacıyla davalı şirkete ait güzellik merkezine gittiğini, güzellik merkezi çalışanının randevu oluşturmak için ısrar ettiğini ve ücretlerin de her gelişinde işlem yapıldıktan sonra nakit olarak alınacağı şeklinde vaadlerde bulunulduğunu, daha sonra davacıya bir kağıt uzatıldığını, davacının imzalamasının istendiğini, davacının da bu kağıdı imzaladığını, bu kağıtta yazılanların içeriği hakkında davacıya bilgi verilmediği gibi imzalatılan kağıdın bir suretinin de teslim edildiği, daha sonra çalışan tarafından davacının kimliğinin istendiğini ve davacının ikna edilerek kimliğinin de alındığını, davacının kimlik bilgileri ile de davacının haberi bilgisi ve onayı olmadan takibe konu senetlerin davalı şirket çalışanı tarafından doldurulduğunu, davacının imzaladığı belgelerin senet olduğunu dahi bilmeden imzaladığını ve senet üzerindeki geri kalan bölümlerin tamamının davacı şirket çalışanı tarafından doldurulduğunu, davacının henüz 1 ay önce 18 yaşına girdiğini ve bugüne kadar kendisinin tüm evrak ve bu tarz işlerini ailesi yaptığından kendisinin yaptığı hukuki işlemlerin anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneğinden yaşı itibariyle yoksun olduğunu, daha sonra davacıya güzellik merkezine gelip gelmeyeceği konusunda bir kaç kez aradıklarını ve davacının da gelmeyeceğini bildirdiğini, ancak güzellik merkezi çalışanının davacıya kendilerine bir miktar para ödemezler ise dava açacaklarını söylediklerini, akabinde de ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak senetler içerisinde vadesi gelmemiş senetlerin de takibe dahil edildiğinin görüldüğünü, davacının davalıya borcu bulunmadığını beyanla, öncelikle icra takibinin tedbiren durdurulmasına, davalı şirkete davacının borçlu olmadığının tespitine, takibin iptali ile uygulanacak veya konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına, alacaklının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, 6502 sayılı yasanın 73.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağının ön görüldüğünü, dava konusu durumun 6502 sayılı yasa kapsamında olması ve hukuki işlemin taraflarından birisinin tüketici olmasından dolayı tüketici mahkemesine ait olduğunu, ayrıca dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, işbu zorunlu şartın yerine getirilmediğini beyana, haksız yere açılan menfi tespit davasının usulden reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, davaya konu edilen bonolar nedeniyle davacının davalıya borçlu olunmadığı iddiasına dayalı olarak menfi tespit davasıdır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğunun hüküm altına alındığı, davaya konu uyuşmazlıkta davacının tüketici konumunda olduğu, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, davaya bakmakla mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemelerin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğunun tespitine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın dava dilekçesinin mahkememizin görevsiz olması nedeniyle görev yönünden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli olan Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine tevdii edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi bürosuna gönderilmesine 2 haftalık süre içerisinde taraflarca gönderme talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI