Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/447 E. 2023/68 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2021/447
KARAR NO:2023/68

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/06/2021
KARAR TARİHİ:23/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların kutu üretimi ile ilgili anlaştıklarını ve davalının sipariş etmiş olduğu malların eksiksiz ve kusursuz olarak davalıya teslim edildiğini, bunun karşılığında 21/12/2020 tarihli 69.602,06 TL bedelli ve 20.133,63 TL bedelli faturaların kesildiğini, faturaların karşı tarafa tebliğ olduğunu ve faturalara hiçbir itiraz gelmediğini, daha sonra davalı ile devam eden ticari ilişki sebebiyle yeniden mal teslim edildiğini ve bunun karşılığında 07/01/2021 tarihli 115.524,36 TL bedelli fatura kesildiğini ve davalı şirkete tebliğ edildiğini, daha sonra davalının faturaya itiraz süresi geçtikten sonra 20.01.2021 tarihinde iade faturası kestiğini, davacının malları eksiksiz ve kusursuz teslim etmiş olmasına rağmen davalının iade faturası keserek davacının malı ayıplı teslim etmiş gibi göstermeye çalıştığını, iade faturasına 26.01.2021 tarih … 20. Noterliği … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edilerek iade faturasının geri gönderildiğini, yine aynı ihtarnamede fatura bedellerinin ödenmesinin ihtar edildiğini, ödenmeyen fatura bedelleri ile ilgili … 6. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, İtiraz dilekçesinde 115.524,36 TL bedelli faturadaki malların ayıplı olduğunun iddia edildiğini, davalı tarafın asılsız iddiaları karşısında davacının iyi niyetli olarak mallar ile ilgili düzeltilebilecek bir durum var ise düzeltilmesi için davalının gönderdiği ürünleri aldığını, ancak davalının ürünleri bir daha geri almayarak davacıyı zarara uğrattığını, söz konusu ürünlerin ayıplı olmadığı bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağından geri alınmayan ürünleri vermeye hazır olduklarını, davalının 115.524,36 TL bedelli faturadaki malların ayıplı olduğunu iddia etmişse de 89.735,71 TL bedelli faturayı da ödemediğini, davalının güya zarara uğradığını belirterek davacının alacağından düşüm yaptığını, İcra dairesine yapmış oldukları itirazın içeriğinde de kısmi itiraz görülse de ayrıca ve açıkça bir kısmi itiraz da yapmadığını, davalının, davacının alacağını mail ile açıkça ikrar ettiğini, ancak buna rağmen davacının alacağını ödememeye devam ettiğini, davalı tarafından yetki itirazı yapılmışsa da taraflar arasında yazılı olmasa da bir sözleşme olup bunun karşı tarafın da kabulünde olduğunu, bu sebeple para borcunun ifa yeri alacaklının yerleşim yeri olduğundan icra takibinin yetkili yerde açıldığını, taraflar arasında süregelen bir cari hesap ilişkisi olup davalının takip tarihi itibariyle davacı şirkete 205.260,05 TL faturalar, ticari defter ve belgeler ile sabit cari hesap borcu bulunduğunu, bu nedenlerle davacının 89.735,71 TL bedelli fatura alacağı karşı tarafın kabulünde olduğundan bu miktarda menkul ve gayrimenkul mallarıyla üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, itirazın iptali ile takip talebinde istenen işlemiş ve işleyecek faiz oranıyla birlikte takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz 06/07/2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin yargılamayı gerektirmesi ve şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında açık hesap ilişkisi bulunmakta olup, davalı şirketin işlerinin yoğun olduğu ve üretimine yetişemediği durumlarda ambalaj sektöründeki diğer firmalardan sipariş alarak malları alıcısına teslim etmek üzere belli dönemlerde davacı şirketten mal siparişinde bulunduğunu, bu ilişki çerçevesinde davalı şirketin, davacı şirketten dönem dönem kutu sipariş ettiğini ve siparişlerden birkaç ay içerisinde açık hesaba mahsuben ileri vadeli çekler ile davacı şirkete ödeme yaptığını, ancak davalı tarafından son sipariş edilen 10.584 adet “Dikckinson Tüfek Kutusu” mallarının ayıplı çıkması üzerine taraflar arasında “Ayıp Tutanağı” düzenlenmiş olmasına, davalı şirketin uğradığı zararlar için takas hakkını ileri sürmesine ve zararlar düştükten sonra kalan bedel için ödeme yapma teklifinde bulunmasına rağmen icra takibi açıldığını, bu kapsamda davalının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; yeni kutu imalat fiyat farkı nedeniyle, 3,48 TL/ad * 10.300 = 35.844 TL+KDV, tadilat sonrası …-Kırıkkale nakliye bedeli = 1.300 TL+KDV, malların iadesinde …-İstanbul nakliye bedeli = 2.300 TL+KDV, yeni üretimde kullanılacak kesim kalıp imalat bedeli = 3.500 TL+KDV olmak üzere toplam 42.944 TL +KDV(7.729,92 TL) = 50.673,92 TL zarar ettiğini, bu zararını da davacı şirkete mail aracılığı ile bildirerek takas hakkını ileri sürdüğünü ve davalının açık hesaplarında bulunan 89.735,71 TL borcundan düşerek kalan kısmı çek ile ödeyeceğini, çekin davacı şirket adına düzenlendiğini ve teslime hazır olunduğunu bildirdiğini, davalı şirketin uğramış olduğu zararı en aza indirgeyebilmek adına kutuları bir firmadan doğrudan tedarik etmek yerine kutuların üretimi için taban kağıdını farklı bir şirketten aldığını, üst kağıdı ve üretimi işini başka bir firmaya verdiğini, toplamda 10.085 adet tüfek kutusu için KDV dahil 151.508,54 TL bedel ödediğini, davacı tarafa ayıp bildiriminin süresinde yapılmış olup taraflarca malların ayıplı olduğuna ilişkin tutanak tutulduğunu, satış sözleşmesinin feshedildiğinin davacı tarafa bildirildiğini, icra takibi ve davalının yetkisiz mercilerde yapılması sebebiyle yetki itirazlarının bulunduğunu, satıcının sözleşmeden doğan edimin ifasında kusurlu olup davalı şirketin zararlarından sorumlu olduğunu, ayıplı malların onarım ve yeniden üretime sokulmasına rağmen kullanıma uygun hale getirilemediğini, bu sebeple söz konusu ayıplı malların davacı şirkete teslim edilmiş olup kusurlu davacı şirketin söz konusu sözleşme nedeniyle zararları gidermekle yükümlü olduğunu, davalı şirketin uğradığı zarar miktarınca takas defi ileri sürülmüş olup takas definin işbu davada nazara alınmasını talep ettiklerini, takas hakkının kullanılması ile 39.061,79 TL borç uyuşmazlık yargılama aşamasına gelmeden önce davalı tarafından kabul edilmiş olup ödeme teklifinde bulunulduğunu, ancak bu ödemenin kabul edilmeyerek huzurdaki dava açılmış olması nedeniyle davacının alacağı olduğu tespit edilse dahi davalı şirket hakkında yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, bu nedenlerle davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, … 6. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası, mailler, faturalar, cari hesap ekstresi, ihtarnameler, tutanaklar, ayıp ve takas bildirimleri, irsaliye fişleri, açık hesap listesi, SGK kayıtları, … 66.İş Mahkemesinin 2022/… esas sayılı dosyası, … 48.İş Mahkemesinin 2022/… esas sayılı dosyası celp olunmuştur.
… 6. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 07/01/2021 tarihli 115.524,36 TL bedelli, 29/12/2020 tarihli 20.133,63 TL bedelli ve 21/12/2020 tarihli 69.602,06 TL bedelli faturalar yönünden toplam 205.260,05 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
… .. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak
davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi istenmiş, 2021/… talimat sayısı ile düzenlenen 07/01/2022 tarihli raporda; davalı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde; davacı yan tarafından icra takibine konu edilen toplam 205.260,05 TL’lik faturaların ticari defter kayıtlarında davacı adına alacak olarak kayıt edildiği, bu faturalar toplamından davacı adına düzenlenmiş olan 115.524,36 TL’lik iade faturasının mahsubu sonucunda icra takip tarihi olan 19.02.2021 tarihi itibariyle davacı şirkete (205.260,05 – 115.524,36) 89.735,71 TL borçlu olduğu, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan muavin defter dökümünün incelenmesinde icra takip tarihi itibarı ile davalı şirketten alacağının 205260,05 TL olduğu, taraf kayıtları arasında oluşan 115.524,36 TL’lik farkın ise davalı tarafından davacı adına düzenlenen 115.524,36 TL’lik iade faturasının davacı şirket tarafından ihtarname ile iade edilmesi nedeniyle kayıtlarında bulunmamasından kaynaklandığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ olunmuş, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Dosya, mali müşavir, sektör uzmanı ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 03/08/2022 tarihli raporda; davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … 6.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından talep edilebilecek davacı alacağının 203.023,67 TL olacağının tespit ve hesaplandığı, hesaplanan asıl alacak için takipten itibaren 3095 Sayılı Yasanın 2/2 maddesi gereğince %16,75 ve değişen oranlarda temerrüt faiz talep edilebileceği belirtilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/… talimat sayısı ile dinlenen davalı tanığı …, “Ben davacı şirkette 2021-2022 yıllarında satış temsilcisi olarak çalıştım. Davalı firmayı da müşterimiz olduğu için tanırım. Davaya konu 115.524,36 TL’lik ambalaj ürünleri davalı firmaya teslim edildi. Ancak ürünlerin kusurlu çıktığı bana bildirildi. Bende ürünleri kontrol ettiğimde karton kutuların üretim hatalı olduğunu gördüm. Satış destekte çalışan …l ile görüştüm. Ürünlerin gece vardiyasında kesildiğini, su sebeple hatalı üretim olduğunu bana söyledi. Davalı şirket ürünlere acele ihtiyacı olduğunu söyleyince ürünleri kurtarma yoluna gitmeye karar verildi. Ancak paketler açıldığında ürünlerin kurtarılacak durumda olmadığı tespit edilince davalı şirket ürünleri iade etti. Ancak yasal süreyi geçti mi bilmiyorum. Ben ürünleri bizzat inceledim, kusurlu olduğunu tespit ettim, bu durumu şirket sahibi …’a bildirdim. Davalı şirket ürünlerin kurtarılamayacağını anlayınca iade faturası keserek tamamını iade etti. Hatta davacı şirket ürünlerde iskonto yapalım, bu kusurlu ürünleri kullanın diye davalı şirkete teklifte bulundu, ancak ürünler kullanılacak durumda olmadığı için davalı şirket bunu kabul etmedi. Hatırladığım kadarıyla ürün toplamda 10500 adetti” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Davacı tarafın talebi; davalının siparişi üzerine üretimini yapıp, fatura düzenleyerek teslim ettiği ürünlerden 10584 adet tüfek kutusunun davalı tarafça ayıplı olduğu iddiası ile iade fatura düzenlenip, geri gönderilmesi ve ihtara rağmen ürün bedelinin ödenmemesi sebebiyle, aleyhine başlatılan icra takibine haksız itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir. Davalı taraf ise son sipariş edilen 10.584 adet “… Tüfek Kutusu” mallarının ayıplı çıkması üzerine davacı tarafa ayıp bildiriminin süresinde yapılmış olup taraflarca malların ayıplı olduğuna ilişkin tutanak tutulduğunu, satış sözleşmesinin feshedildiğini, davalı şirketin uğradığı zararlar için takas hakkını ileri sürmesine ilişkin talepte bulunduğu anlaşılmaktadır.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nun 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. İmâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde ayıp halinde iş sahibine üç seçimlik hak tanınmıştır. Bunlar eserin kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde onarımı isteme ya da onarım bedellerini talep etme hakkıdır.
Eser sözleşmesi ilişkilerinde 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi hükümlerine göre iş sahibi açık ayıplarda eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükümleri getirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları, tanık beyanı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalının icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itiraz etmiş olduğu anlaşılmakla; TBK 89 ve HMK. 10. Maddesi gereği para borcu alacaklının yerleşim yeri icra dairesi / Mahkemesinin olduğu yerin de yetkili olduğu anlaşıldığından davalının icra müdürlüğünün yetkisine yönelik yapmış olduğu yetki itirazının ve usulüne uygun yapılmış yetki itirazı bulunmadığından Mahkememiz yetkisine itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, davalı ile kutu üretimi ile ilgili anlaştıkları ve davalının sipariş etmiş olduğu malların davalıya teslim edildiği, bunun karşılığında 21/12/2020 tarihli 69.602,06 TL bedelli ve 20.133,63 TL bedelli ve 07/01/2021 tarihli 115.524,36 TL bedelli faturalar kesildiği, davalının 07/01/2021 tarihli faturaya itiraz süresi geçtikten sonra 20.01.2021 tarihinde iade faturası kestiği, iade faturasına Bakırköy 20. Noterliğinin 26.01.2021 tarih 02576 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edilerek geri gönderildiği, yine aynı ihtarnamede fatura bedellerinin ödenmesinin ihtar edildiği beyanla ödenmeyen fatura bedelleri ile ilgili başlatılan takibe davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı ise 07/01/2021 tarih 115.524,36 TL bedelli fatura konusu 10.584 adet malların ayıplı olduğunu iddia ederek söz konusu malları davacıya iade etmiş ve bu mallara ilişkin de aynı tutarda iade faturası düzenleyerek davacıya göndermiş ve oluşan zararlarına ilişkin takas defi talebinde bulunmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesi ile, 31/12/2020 itibarı ile davalının davacıya 89.735,71 TL borçlu olduğu , davacı yan tarafından davalı adına düzenlenen 07.01.2021 tarih KDV dahil 115.524,36 TL’lik faturanın açıklama kısmında “Birim fiyatı KDV hariç 9,25 TL olan 10.584,00 Adet … … Tufek Kutusu” yazılı olduğu, davalı şirket tarafından dava dışı …. A.Ş. adına düzenlenen 08.01.2021 tarih ve KDV dahil 156.114,00 TL’lik faturanın açıklama kısmında da “Birim fiyatı KDV hariç 12,50 TL olan 10.584,00 Adet Pompalı Tüfek Sıvama Kutusu” yazılı olduğu, dava dışı …. A.Ş. firması tarafından davalı şirket adına düzenlenen 18.01.2021 tarih ve KDV dahil 156.114,00 TL bedelli iade faturanın açıklama kısmında da “Birim fiyatı KDV hariç 12,50 TL olan 10.584,00 Adet Pompalı Tüfek Sıvama Kutusu” yazılı olduğu, davalı yan tarafından davacı adına düzenlenen ve davacı şirket tarafından da ihtarname ile iade edilen 20.01.2021 tarih ve KDV dahil 115.524,36 TL’lik faturanın açıklama kısmında “Birim fiyatı KDV hariç 9,25 TL olan 10.584,00 Adet … Tüfek Kutüsunun iadesi” olduğu, bu faturalardan davacı yan tarafından davalı yana gönderilen 115.524,36 TL’lik ürünlerin davalı firma tarafından dava dışı … A.Ş.’ye gönderildiği, bu firma tarafından iade edildiği ve davalı firma tarafından da davacı firmaya iade edildiği görülmektedir. 08.01.2021 tarihli “Ayıplı Mal Tespit Tutanağı” başlıklı belgede; …. Ltd. Şti. firmasında üretilerek satın alınan 07.01.2021 tarihinde …. Ltd. Şti.’ne sevk edilen; tek kalem pompalı tüfek kutusu adlı sıvamalı kutu ürünlerinin tamamında, kutu iç yüzeylerinin katlama yerlerinin çok büyük bir kısmında, iç sıvama kâğıdının boydan boya patladığı, yarılıp parçalandığı ve kesim yerlerinin bir kısmında, normal kesim dışında yırtılmaya benzer çapaklı kesimler gibi ayıplı kusurların tespit edildiği, tüm ürünlerin iade edilmesi için … … çalışanı ve … temsilcisi …’ya bildirim yapıldığı ve fabrikaya davet edildiği, …’nın gözlemleri sonrasında, kalite kontrol biriminin tespitine katıldığı ve tüm malzemelerin iade edilebilecek seviyede ayıplı olduğunun tespit edildiği, 11.01.2021 tarihli “Tutanak” başlıklı belgede; 08.01.2021 tarihli tutanak sonrasında ürünlerin değerlendirilebileceği düşüncesi ile …. Ltd. Şti’nin Müşterisi ve kutunun son kullanıcına gönderilmesi ve bir nefaset kesintisi ile kullanılması önerisinde bulunması kararı alındığı, ürünlerin son kullanıcıya gönderildiği, ancak son kullanıcının bu kutuları kullanamayacağının bildirildiği, ayrıca son kullanıcı yaşanılan gecikmeden dolayı, kendi sevkiyatının gecikmesi ve buna bağlı olarak da maddi kayıplar yaşayacağından dolayı, … firmasına gecikme cezası uygulayacağını bildirdiği, bu gecikme cezasının uygulanmasından tüm sorumluluğunun … … firmasında olduğunun …’ya iletildiği, bu gecikme cezasının … … matbaacılık firmasına aynı miktarda yansıtılması gerektiğinin de bildirildiği, 12.01.2021 tarihli “Tutanak” başlıklı belgede; Kutuları kurtarma üretimi ile kusur ve ayıpların giderilebilmesi ihtimalini değerlendirmek ve firsat vermek için, önerilen üretim sürecinin sonucunun beklenmesine ve malların iade edilmesinin, bu sürecin sonucuna kadar beklenmesine karar verildiği, 20.01.2021 tarihli “İade Tutanağı” başlıklı belgede; Kusur ve ayıpların giderilemediği, konu olan bu kusurlu ve ayıplı malların iade edilmesi için … … firma yetkilisi … ile görüş birliğine varıldığı, bu bağlamda 20.01.2021 tarihli … numaralı iade faturası ile … … Matbaacılık … temsilcisi …’ya tüm konu olan malların teslim edilip, … fabrikasından gönderilerek iade edildiğini, konu olan tüfek kutusu teslimatında gecikmelerden dolayı, son kullanıcı tarafından … firmasına kesilecek gecikme cezasının tamamının … … Matbaacılık Firmasına yansıtılması da iş bu tutanak ile imza altına alındığı, tutanakların davalı şirket adına pazarlama müdürü … ve davacı şirket adına … imzalı olduğu anlaşılmıştır.
Teknik bilirkişi tarafından 11-04-2022 günü davalı ve davacı yetkililerinin hazır bulunduğu, iade kutuların bulunduğu
davacı … … Ltd nin … ….’deki adresine gidildiği, sipariş fişlerinde sözü edilen 10.300 adet kutudan, 2 palet halinde 700 adedinin bulunduğu, ürünün istenen ürün olup olmadığını gösteren Şahit numunenin olmadığı, taraflar arasında siparişle ilgili herhangi bir yazılı sözleşme olmadığı, renk ve baskı ile ilgili hiçbir şikayet bulunmadığı, yapılan 700 adet kutunun incelemesinde, 8 adet kartonda, üretimden kaynaklı, yan kulakta 5
mm sıvama eksiği görüldüğü, davalı tarafın getirdiği 5 adet kaplama hatalı ürün görüldüğü, tüm bu yazılanların davalı ve davacı tarafca kabul edildiği ve de ortak tutanakta imza altına
alındığı,
incelemesi yapılan 705 adet içinde toplam 13 adet hatalı ürün olduğu, üretim
hata oranı %1.9 olup ,bu tür ürünlerde kabul edilebilecek seviyede olduğu, toplam 10300 adet kutudan 705 adet kutu görülmüş olup, kalanının tesbiti görülemediğinden
dolayı yapılamadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarında 31/12/2020 tarihi itibarı ile davalının davacıya 89.735,71 TL tutar borçlu olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, davacı taraf 10.584 adet tüfek kutusu için 07/01/2021 tarihli 115.524,36 TL bedelli fatura düzenlemiş olup, ürünlerin davalı tarafından davacıya ayıplı olduğu iddia edilerek 20/01/2021 tarihli 115.524,36 TL bedelli iade faturası ile iade edildiği, yapılan teknik incelemede davalı tarafça sunulan 705 adet kutudan 13 adetinin hatalı olduğu, oranlama yapılarak hatalı ürün adetinin 201 adet olduğunun ve ayıpların açık ayıp olduğunun tespit edildiği, ürünlerin tamamının davacıya iade edildiği, ürünlerin davacı tarafından davalı şirkete teslimi akabinde davalı şirket pazarlama müdürü … ile davacı şirket çalışanı …’nın 08/01/2021-11/01/2021-12/01/2021 ve 20/01/2021 tarihli tutanaklarda ayıp ihbarının yapıldığının ve davacı tarafça söz konusu malların iade edilmesinin kararlaştırıldığının anlaşıldığı, yine …@… adresinden …@…, …@… adresine gönderilen mail yazışmalarında sipariş onaylarının verildiğinin anlaşıldığı, …’nın tanık olarak alınan ifadesinde “Ben davacı şirkette 2021-2022 yıllarında satış temsilcisi olarak çalıştım. Davalı firmayı da müşterimiz olduğu için tanırım. Davaya konu 115.524,36 TL’lik ambalaj ürünleri davalı firmaya teslim edildi. Ancak ürünlerin kusurlu çıktığı bana bildirildi. Bende ürünleri kontrol ettiğimde karton kutuların üretim hatalı olduğunu gördüm. Satış destekte çalışan … … ile görüştüm. Ürünlerin gece vardiyasında kesildiğini, su sebeple hatalı üretim olduğunu bana söyledi. Davalı şirket ürünlere acele ihtiyacı olduğunu söyleyince ürünleri kurtarma yoluna gitmeye karar verildi. Ancak paketler açıldığında ürünlerin kurtarılacak durumda olmadığı tespit edilince davalı şirket ürünleri iade etti. Ancak yasal süreyi geçti mi bilmiyorum. Ben ürünleri bizzat inceledim, kusurlu olduğunu tespit ettim, bu durumu şirket sahibi …’a bildirdim. Davalı şirket ürünlerin kurtarılamayacağını anlayınca iade faturası keserek tamamını iade etti. Hatta davacı şirket ürünlerde iskonto yapalım, bu kusurlu ürünleri kullanın diye davalı şirkete teklifte bulundu, ancak ürünler kullanılacak durumda olmadığı için davalı şirket bunu kabul etmedi. Hatırladığım kadarıyla ürün toplamda 10500 adetti” şeklindeki beyanları dikkate alınarak keza ürünlerin davacı tarafa iade edilmiş olması nedeniyle Mahkememizce tüm ürünlerin incelenmesi için davacı vekiline verilen kesin sürede ürünlerin adresinin bildirilmediği ve incelemeye sunulmadığı bu nedenle davacı tarafın dava dilekçesinde beyan ettiği “söz konusu ürünlerin ayıplı olmadığına ilişkin” iddiasını ispat edemediği, diğer bir deyişle davalı tarafın ayıp iddiasının sübuta erdiği değerlendirilmiş olup, davalı tarafın takas-mahsup iddiası kapsamında söz konusu ürünlerin iadesi nedeniyle 3.984 TL nakliye gideri yaptığının sunulan faturalarla sabit olduğu ancak ……Ltd.Şti.yönünden zarar iddiasının subüt bulmadığı, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, ürünlerin geç teslimi nedeniyle, fiyat artışları nedeniyle davalının katlanmak zorunda kaldığı maliyetlere ilişkin dosyaya sunulan faturalar konusu harcamaların işbu ürünlerin 3.kişilere yeniden sipariş ettirilerek üretilmesi ve üretilen ürün birim fiyatlarının davacı tarafından teklif edilen ve faturada yer alan 9.25 TL/adet birim fiyatı üstünde bir birim fiyata katlanıldığına dair tespit yapılamadığı, davalı tarafından dosyaya sunulan … A.Ş’den alınan Ham ve yardımcı Maddelere ilişkin Fatura konusu malzemelerin aynı zamanda imalatçı olan davalı şirketin hangi tür ihtiyaçları için alındığına dair tespit yapılamadığı, dava konusu ürünlerin sipariş ve imalatını 10.085 adet olarak gerçekleştiren … …Ltd Şti’ne fatura edildiğine dair somut belge de dosyaya sunulmadığı, ayrıca ……Ltd Şti tarafından davalıya kesilen iki adet faturada kutu birim imalat fiyatı yer aldığı, işbu faturalarda fason üretim yapıldığına dair somut her hangi bir ifadeye fatura içeriğinde rastlanmadığı, diğer yandan, davacı tarafından fatura edilen ürünlerin dava dışı nihai alıcı olan ……A.Ş’ne 12.50 TL/adet birim fiyat üzerinden satışı yapılması karşısında 7.285 adet Tüfek Kutusunun 1.00 TL fazlası ile 13.25 TL/Adet birim fiyat üzerinden satışının gerçekleştirilmiş olması ile davalının kutuların geç tesliminden dolayı zararının olmadığı kanaatine varıldığı, davalı tarafından dosyaya sunulan faturalara ilişkin olarak davalı tarafından davacıya iade edilen ürünlerin 10.584 adet olduğu, ürün iadesi sonrasında, davalı tarafından dava dışı 3.kişi … ..Ltd Şti’ne sipariş edilen Tüfek Kutularının, Nihayi alıcı … ..A.Ş’ne fatura edilen Tüfek Kutularına ilişkin açıklamada “ pompalı tüfek sıvama kutusu” şeklinde açıklamaya yer verildiği, işbu açıklama çerçevesinde, davalı tarafından dava dışı … ..A.Ş’ne satışı yapılan Tüfek Kutularının 3.kişi … ..LTD ŞTİ tarafından imal edilen kutularla, davacı şirket tarafından İmal edilen kutuların, üretici firmalar tarafından farklı açıklamalarla fatura edilmiş isede aynı kutular olduğunun kabulü gerektiğideğerlendirilmekle davanın kısmen kabulü ile, davalının … 6. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 89.735,71-nakliye gideri 3.984,00 TL =85.751,71-TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacak tutarının %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının … 6. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 85.751,71-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 16,75 oranında ve TCMB tarafından belirlenen değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-İİK. 67/2. Maddesi uyarınca asıl alacağın %20’si oranında (17.150,34-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 5.857,69 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.479,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.378,66 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 13.720,27 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden red edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 18.926,25 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi, müzekkere, posta, tebligat masraflarından oluşan toplam 3.384,00 TL yargılama masrafının kısmen kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.413,73 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan 2.479,03 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafça sarf edilen 72 TL yargılama giderinin kısmen kabul ve red oranına göre 41,92 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul ve reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 551,45 TL’sinin davalıdan, 768,55 TL’sinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 23/01/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza