Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/443 E. 2021/995 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/443 Esas
KARAR NO:2021/995

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:16/06/2015
KARAR TARİHİ:16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/05/2014 tarihinde dava dışı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yan tarafta park halinde bulunan araçlara çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında araç içerisinde bulunan davacının ağır derecede yaralandığını, kazada davacıya atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, bu nedenlerle davalı sigorta şirketinden limit sorumluluğu ile sınırlı olmak kaydı ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak ve davalı …’dan talep edecekleri manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile bilirkişi raporu ile geçici ve daimi işgöremezlik, malüllük, efor ve iş gücü kaybı, bakıcı gideri, iktisadi geleceğinin tehliye düşmesi ve kazanç kaybı ve benzeri gibi zararlar hesaplandıktan sonra artırılmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, … plaka sayılı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı şirket tarafından 22/07/2013-2014 tarihleri arasında Z.M.M. Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun ve davacının varsa maluliyet oranının tespiti gerektiğini, tedavi giderleri ile geçici iş göremezlik tazminatından, 6111 Sayılı yasanın 59.maddesi ile değiştirilen KTK 98 düzenlemesi gereği SGK.nın sorumlu olduğunu, Yargıtay kararlarına göre davacının kazancını, sözleşme, ücret bordrosu, hesap pusulası, çeşitli ödemeye ilişkin belgelerle kanıtlaması gerektiğini, bu nedenle maluliyet durumunun tespit edilmesi halinde tazminata esas kazancın davacı tarafın dosyaya sunulan belgeler kapsamında SGK dökümleri esas alınmak üzere değerlendirilmesini, ayrıca davacının sigortalı araçta hatır taşıması suretiyle seyahat ettiğinin açık olduğunu, bu nedenle belirlenen tutardan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın sahibi … ise de aracın araç kiralama sözleşmesi uyarınca … araç kiralama şirketi … tarafından işletildiğini, davalının tazminat açısından hukuki sorumluluğu ve taraf sıfafı bulunmadığını, bu nedenle husumet itirazlarının olduğunu, Abdulkadir Karaca tarafından söz konusu aracın 18/05/2014 tarihinde 2 gün olmak üzere araç kiralama sözleşmesi ile kiralandığını, araç kiralama sözleşmesine aykırı olarak aracın … tarafından kaza günü kullanıldığını beyanla davanın sürücü … ve aracı kiralayan …’ya ihbarı talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan ihbar sonucunda ihbar olunanlar davaya cevap vermemiş, duruşmalarada katılmamışlardır.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; trafik kayıtları, hastane kayıtları, araç kiralama sözleşmesi, …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, icra evrakları ve tahsilat makbuzu mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Dosya İstanbul ATK. 3.İhtisas Kurulu’na gönderilerek davacının dava konusu kazadan dolayı maruz kaldığı iş gücü kaybı ile maluliyet oranı araştırılarak rapor düzenlenmesi talep edilmiş, düzenlenen 06/11/2017 tarih ve 23898 karar sayılı raporu ile; davacının 19/05/2014 tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanmasının maluliyetine neden olabilecek düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 19/05/2014 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
(3)Dosya davaya konu kaza nedeniyle kusur oranının tespiti için İstanbul ATK.Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş, düzenlenen 13/04/2018 tarih ve … sayılı rapor ile, sürücü …’nin idaresindeki otomobil ile meskun mahaldeki yolda seyir halindeyken yola gereken dikkatini vermediği, seyrini olay mahalli yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamadığı, ilerisinde yavaşlayan trafiğe karşı zamanında uygun tedbiri almayıp olay yerinde uyguladığı fern-direksiyon manevrası sırasında kontrolünü kaybettiği olayda asli derecede %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
(4)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, Aktüerya Hesap Uzmanı …’ye tevdii edilen dosyada tanzim olunan 05/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 19/05/2014 ile 19/02/2015 tarihleri arası geçen 9 aylık geçici iş göremezlik zararının 8.049,09 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin davadan önce başvuru olmaması nedeniyle dava tarihinde, diğer davalının ise haksız fiil tarihi olan 19/05/2014 tarihinde temerrüde düştüğünün belirlendiği, … adına tescilli olan … plaka sayılı aracın kayıt bilgilerinin incelenmesinde kullanım amacının hususi olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(5)Davacı vekili 12/11/2018 tarihli talep artırım dilekçesiyle dava dilekçesinde talep ettikleri 1.000 TL tazminat taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda 7.049,09-TL artırarak 8.049,09-TL tazminatın davalı …’tan kaza tarihi olan 19/05/2014 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden dava tarihi olan 16/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle uğranılan cismani zarar nedeniyle açılan maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizin 2015/658 Esas sayılı dosyasından verilen 05/02/2019 tarih ve 2019/89 sayılı karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 2019/1697 Esas, 2021/1076 Karar, 15/06/2021 tarihli ilamıyla kaldırılmış olup, dosya mahkememize gelmiş ve mahkememizin 2021/443 Esas sayılı numarasını almıştır. Kaldırma kararı sonrası taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekilinin mahkememizin 09/11/2021 tarihli celsesinde, kaldırma kararını kabul etmediklerini alacaklarını sigorta şirketinden tahsil ettiklerini, herhangi bir ihtirazı kayıt sunulmadığını, davanın konusuz kaldığını, ayrıca davalı … ile sulh olunduğunu, mahkemece davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği ve vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin de olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekilinin mahkememizin 09/11/2021 tarihli celsesinde, davacı tarafın müvekkilinden herhangi bir alacak talep etmediğini bu nedenle sulh olunduğunu, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yar olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin de olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 15/11/2021 tarihli beyan dilekçesi ile, bozma öncesi Mahkememizin 2015/658 Esas, 2019/89 Karar sayılı ilamının taraflarınca …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile icraya konulduğunu ve kararı istinaf etmeyen davalı sigorta şirketince 13.03.2019 tarihinde dosya kapak hesabı olan 17.866,23-TL’nin icra müdürlüğüne ödenerek dosyanın infaz edildiğini beyanla, dosyanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği ve icra evrakları ile tahsilat makbuzununun mahkememize sunulduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama neticesinde; 6100 sayılı HMK’nın 315. maddesi “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükmü haizdir. Sulh, mahkemenin bir hükmüne gerek kalmaksızın davaya son veren usuli bir sözleşme olduğu ve HMK 314. maddesi uyarınca sulh hükmün kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği düzenlenmiştir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
6100 Sayılı HMK’nın 74. Maddesinde davaya vekalette özel yetki verilmesi gereken haller sayılmıştır. Buna göre bir davada müvekkil tarafından vekile açıkça yetki verilmemişse, vekil sulh olamaz. Somut olayda davada karşı tarafla sulh olduğunu bildiren davacı vekilinin vekaletnamesinde sulhe ilişkin özel yetkinin bulunduğu, davacı ile davalının dava dışında sulh olduklarının anlaşıldığı, davacı vekilinin mahkememizdeki duruşmaya katılarak sigorta şirketinden alacaklarını tahsil ettiklerini bildirdiği, tarafların sulh olmaları ve uyuşmazlık konusunun bu surette ortadan kalkmış olması nedeniyle dava konusuz kaldığından sulh sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, talep gibi taraflar leh/aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Taraflarca sulh olunduğu, dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 27,70-TL ve ıslah harcı olarak alınan 121,20-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 89,60-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Talep gibi taraflar adına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
(4)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(5)Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/12/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.