Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/412 E. 2022/353 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/412 Esas
KARAR NO :2022/353

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/06/2021
KARAR TARİHİ:18/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davalı/borçlu tarafın 23.02.2017 tarihinde davacıya son model… marka araç satacağından bahisle davacıdan kapora bedeli olarak ücret talep ettiğini, davacının da sipariş araç sözleşmesinden anlaşılacağı üzere borçluya 140.000Euro araç kapora bedeli ödemesi gerçekleştirdiğini, davalı tarafın aracın gümrük işlemlerinde gecikme olduğundan bahisle davacıya aracı teslim etmediğini, davacının aracın kendisine teslim edilmeyeceğin anlaması üzerine ödediği meblağın iadesini talep ettiğini ancak davalı tarafın davacıya parasını iade etmediğini, davalı …’dan davacı alacağının tahsili için ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, davacının davalının sipariş araç sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere aracın satışı konusunda anlaştıklarını, davalı tarafın kendisine ait araç galerisinin bulunduğunu, aracın yurt dışından getirileceğini bu nedenle araç kapora bedeli olarak davacının 140.000Euro bedeli ödemesini istediğini, davacının da araç sahibi olacağından bahisle davalı tarafa ödemeyi gerçekleştirdiğini, sipariş araç sözleşmesinin satıcı … kısmında atılan imzanın davalı tarafından atıldığını, işbu araç sipariş sözleşmesinin tanzimi esnasında davacı ile davalı tarafı bir araya getiren …’un da hazır bulunduğunu beyanla, öncelikle tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle davalının %20 oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, öncelikle husumet itirazları bulunduğunu, davacının sunduğu sözleşmelerin tarafının davalı olmadığını, bu nedenle husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davalının araç alım satımı ile uğraşmakta olduğunu, her ne kadar 23/02/2017 tarihinde imzalanan sipariş araç sözleşmesinde 140.000Euro tutarında kapora ödeneceğinin taraflarca kararlaştırılmış olsa da, bu paranın davacı tarafından davalıya teslim edildiğine ilişkin hiçbir ibarenin sözleşmede bulunmadığını, sözleşmede sadece 140.000Euro kaporanın ödeneceğinin belirtildiğini, ancak bu edimin yerine getirilip getirilmediğinin belirtilmediğini, taraflarca bu konuda bir kararlaştırma yapılmış olmasının, 140.000Euronn davacıya teslim edildiği anlamına gelmediği gibi davacı tarafından davalıya 140.000Euro tutarında bir ödeme de yapılmadığını, davacının 140.000Euro tutarını davacıya ödediğini yazılı belge ile ispat etmekle yükümlü olduğunu, ancak davacının sözleşme dışında buna ilişkin hiçbir belge sunamadığını, yine davacının sunduğu sipariş araç sözleşmesinde davalının adını geçmediğini, aracın Türkiye’ye getirilmiş olup, davacının kusuru ve ödeme yapmaması nedeniyle teslim edilmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davalının kendi imkanları, kendi yaptığı masraflar ile şahsen aracı getirttiğini, davacının satın almasını ve vergilerini ödemesini beklediğini, ancak davalıya aracın bedelinin ödenmediğini beyanla, husumet itirazları dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının UYAP sureti celp olunmuştur.
Dava, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı hakkında yapılmış olan icra takibine davalının itirazının iptali davasıdır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğunun hüküm altına alındığı, davaya konu uyuşmazlıkta davalının ticari faaliyeti olan galericilik faaliyeti nedeniyle davacı tarafından ödenen bedellerin iadesine yönelik talepte bulunulduğu, davacının tüketici konumunda olduğu, davacının Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için ya her iki tarafın da tacir olması gerektiği yada TTKnun 4.maddesinde sayılan dava türlerinin bulunması gerektiği, oysa davacının tacir olmadığı gibi buna yönelik bir iddianın da ileri sürülmediği, ayrıca satışa konu olan aracın da ticari araç niteliği taşımadığı ve davacının bu kapsamda tüketici konumunda bulunduğu, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, davaya bakmakla mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemelerin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğunun tespitine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1- Dava dilekçesinin GÖREV NEDENİYLE REDDİNE, Görevli Mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı)
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/05/2022
Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI