Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/409 E. 2022/84 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/409
KARAR NO:2022/84

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/12/2016
KARAR TARİHİ:21/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, lojistik ve kargo sektöründe hizmet gösteren Türkiye’nin önde gelen firmalarından biri olduğunu, davalı firma ile 02/04/2013 tarihindeki taşıma hizmet sözleşmesi ile yük taşınması için anlaşıldığını, davalı tarafın fazla kesilen hak ediş bedelleri neticesinde alması gerektiğinden fazla akaryakıt kullanması borcun kaynağını oluşturduğunu, borçlu tarafından söz konusu fazla akaryakıt kullanımı sonrası davacı şirket tarafından bu tutarın davalı tarafa rücuen fatura edildiğini belirterek itirazın iptali ve alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının ikametinin … olduğunu, davanın …’da açılması gerektiğini, 2014 yılı Mart ayında iş sözleşmesinin davacı firma tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini, davalının, davacı firmada her bir aracının yaptığı sefer üzerinden hakediş almak suretiyle 4.500,00-TL+ KDV aylık hizmet bedeli ile çalıştığını, davalının araçlarına sefere çıkmadan önce davacı firma adına kayıtlı taşıt tanıma sistemi ile mazot yüklediğini, her sefer öncesi araçlara mazot yüklenmekte, taşıt tanıma sistemi ile mazot bedeli doğrudan davacı lojistik firmasına yansıtıldığını, davalının davacı firma ile yapmış olduğu sözleşmenin 3 yıllık olmasına rağmen, sefer için mazot yüklü araçları ile hazır halde beklerken kendisine iş sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiğini, davalının sözleşmesinin feshedilmesi ile birlikte davacı firmadan olan alacaklarının ödenmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin … esas, … karar sayılı, 18/10/2018 tarihli kararı ile, ispatlanamayan davanın reddine kara verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
BAM 12. Hukuk Dairesinin 2019/808 Esas, 2021/772 karar sayılı, 25/05/2021 tarihli ilamı ile; ” Davalı tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ve cevap dilekçesi ile akdi ilişki ve faturaya konu mazotların alındığı ikrar edilmiştir. Ancak davacıda bulunan alacağının mahsup edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Davalı tarafından verilen itiraz dilekçesi ve cevap dilekçesine göre davalının da davacıdan alacağı bulunduğunu iddia edildiğine göre HMK’nın 190. maddesine göre davacıda bu miktar alacağı bulunduğunun ispat külfeti davalı borçlu üzerindedir.Mahkemece bu konuda davalıya alacağını ispat yönünde delilllerini bildirmek üzere süre verilmesi ve davalının delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilerek Mahkememizin 18/10/2018 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Yeniden yapılan yargılama ile; istinaf ilamı doğrultusuna davalı vekiline hem 18/06/2021 tarihli tensip zaptı hem de 25/10/2021 tarihli celse ara kararı ile tüm delillerini bildirmesi için iki haftalık kesin süre verilmiş, verilen süre içinde başkaca delil sunulmaması halinde mevcut delil durumuna göre değerlendirme yapılacağı ihtar edilmiş, davalı vekili 12/07/2021 tarihli dilekçesi ile, istinaf mahkemesi kararında ispat yükünü davalıya ait gibi hüküm kurulmuş ise de bu durumun kabulünün mümkün olmadığını, mahkemece istinaf ilamına uyulmamasını talep ettiklerini, dosyada bulunan taşıma sözleşmesi uyarınca davalının hak edişlerinin ne zaman doğduğunun ortada olduğunu, davalının sözleşmesi feshedilene kadar bu sözleşme uyarınca ödemelerini aldığını, davalının iddiasını ispat için gerekli olan bilgi ve belgelerin davacı şirket elinde olduğunu, taşıma sözleşmesinin 16.maddesi ile taraflar arasındaki her türlü ihtilafta yargı ve icra iflas yollarında davacının bilgisayar, muhasebe ve kayıtları ile işbu sözleşme ve belgelerin H.U.M.K.madde 287 gereği kesin ve kati delil olacağının kararlaştırıldığını, bu halde iddiaları ispat için gerekli olanın davacı elinde bulunan kayıtlar ve belgeler olduğunu, davacının alacaklı olarak ispat yükümlülüğünü bu belgeler huzurunda ispatlamakla mükellef olduğunu, bu delillerin başkaca delil ile ikamesinin de mümkün olmadığını, dosyada bulunan bilirkişi raporu ile ortada olduğu üzere davacının delil yönünden mükellefiyetini yerine getirmediğini, defter ve kayıtlarını dosyaya sunmadığını, gerek davacı tarafın gerekse de kendilerinin iddialarının ancak bu kayıtlar ile ispatlanabilir vaziyette olduğunu, itirazın iptali davası söz konusu olduğunda bu yükün öncelikle davacı tarafça yerine getirilmesi gerektiğini, istinaf mahkemesi kararı dosya kapsamına ve delillere aykırı bir karar olup davacı tarafından delil ikame zorunluluğu yerine getirilmediğinden karşı iddialarına dair ek delil sunmalarının da mümkün olmadığını beyan etmiştir.
Dosya Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen 05/01/2022 tarihli raporda; 2013 yılına ait davacı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik tarihinin okunmadığı, 2014-2015-2016 yıllarına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yasal sürelerde yaptırıldığı, bu nedenle davacı defterlerinin HMK.m.222 çerçevesinde davacı lehine delil teşkil edip edemeyeceği hususunun mahkemenin taktirinde olduğunu, davalı tarafından incelenmek üzere ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, davacı tarafın mail ortamında göndermiş olduğu davalı tarafa ait hesap hareketlerine göre, davacı tarafın davalı taraftan 2012 yılından devreden 1.626,00 TL. alacaklı olduğu, 2013 yılında davacının davalı taraftan 31 adet toplamı 128.812,72 TL. bedelli fatura aldığı ve davalı tarafa borçlandığı, davacının 2013 yılı içerisinde davalı tarafa toplam 132.915,28 TL. ödeme ve “Fazla Kes. hakediş Bed. İadesi” açıklaması ile fatura düzenlediği ve davalı tarafa olan borcundan düştüğü, davacı tarafın 2013 yılı sonu itibari ile davalı taraftan, 1.626,00 TL. 2012 yılından devreden alacak + 132.915,28 TL. ödeme ve iade faturası – 28.812,72 TL. fatura borcu = 5.728,56 TL. alacaklı hale geldiği, davacı taraf 2013 yılı sonu itibari ile davalı taraftan 5.728,56 TL. alacaklı hale geldiği, 2014 yılı içerisinde davalı taraftan 31.01.2014 tarihli 5.166,04 TL. ve 28.02.2014 tarihli 1.439,72 TL. 2 adet toplamı 6.605,76 TL. bedelli fatura aldığı ve davalı tarafa borçlandığı, davacının davalı taraf adına 31.01.2014 tarihli 2.631,97 TL. ve 28.02.2014 tarihli 7.456,43 TL. 2 adet toplamı 10.088,40 TL. bedelli “Fazla Kes. Hakediş Bed. İadesi” açıklaması ile fatura düzenlediği ve davalı tarafa olan borcundan düştüğü, davacı tarafın 28.02.2014 tarihi itibari ile davalı taraftan,
5.728,56 TL. 2013 yılından devreden alacak + 10.088,40 TL. iade faturası – 6.605,76 TL. fatura borcu = 9.211,20 TL. alacaklı hale geldiği, davacı tarafın mail ortamında göndermiş olduğu hesap hareketlerine göre davacının 28.02.2014 tarihi itibari ile davalı taraftan 9.211,20 TL. alacaklı hale geldiği belirtilmiştir.
Davacı tarafın iddiaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, istinaf ilamı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; istinaf ilamı doğrultusunda davalı tarafa delillerini sunmak üzere kesin süre verilmiş, davalının yapılan ihtarata rağmen herhangi bir delil ve ticari defterlerini dosyaya sunmadığı, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile çıkacak ihtilaflarda davacı defterlerinin kesin ve kati delil olacağının kararlaştırıldığını, davacı tarafından delil ikame zorunluluğu yerine getirilmediğinden karşı iddialarına karşı ek delil sunmalarının mümkün olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf takip dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde; talep edilen bedellerin mazot bedeli olup mazotların iş için alındığını ancak sözleşme feshedilince iadesinin mümkün olmadığını beyanla fesih tarihi itibarı ile davacıdan yaklaşık 10.000 TL alacaklarının bulunduğunu, yine cevap dilekçesinde; borcun kaynağının fazla akaryakıt kullanımı olmayıp davalının sözleşme tek taraflı olarak feshedildiğinde kendisine öncesinde hiçbir ihbarda bulunulmadığı için yine sefere çıkacağını düşündüğünden araçlarına mazot yüklettiğini, sefer için mazot yüklü araçları ile hazır halde beklerken kendisine sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini beyan etmiş olmakla istinaf ilamında da belirtildiği üzere akdi ilişkiyi ve faturaya konu mazotları aldığını ikrar etmiştir. Ancak davalı tarafça verilen süre içerisinde iddia ettiği miktarda alacağının bulunduğunu ispata yarar delillerini dosyaya ibraz etmemiş, ticari defter ve kayıtların incelemeye sunmamıştır. Bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla aynen devamına, ayrıca alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşılmakla, İİK 67/2 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle kabul edilen alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın İPTALİ ile, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla aynen devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 9,00 oranında ve TCMB tarafından belirlenen değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
2-İİK’nin 67/2 maddesi gereği hükmedilen asıl alacak tutarının (9.211,20-TL) %20’si oranında olmak üzere 1.842,24-TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bu tutarın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 629,21 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 157,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 471,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 190,81 TL harç, bozmadan önce yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 150,76 TL posta, tebligat ve müzekkere masrafları, bozmadan sonra yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 48,00 tebligat, posta masrafı olmak üzere toplam 1.789,57 TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 21/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır