Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/390 E. 2023/637 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/390
KARAR NO:2023/637

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 05/06/2021
KARAR TARİHİ : 09/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı şirketin … nezdindeki … IBAN numaralı hesabının 03/03/2021 tarihinde kimliği belirsiz kişilerce ele geçirildiğini ve bu hesaptan davacı şirketin bilgisi dahilinde olmayan 3 adet işlem gerçekleştirildiğini, bu işlemlerden … isimli şahsa ait … … Bankası nezdindeki hesaba 150.000 TL tutarı EFT işlemi ile … isimli şahsa ait … nezdindeki hesaba 100.000 TL tutarlı havale işlemlerine davacı şirket yetkilisinin ikazı ile … tarafından müdahale edildiğini ve paralar gönderilmeye çalışılan banka hesabına geçmeden davacı şirket hesabına iadesinin sağlandığını, ancak … isimli şahsa ait … … nezdindeki hesaba 180.000 TL tutarlı EFT işleminin gerçekleştiğini ve 180.000 TL tutarlı paranın şahsın hesabına geçtiğini, İstanbul C.Başsavcılığının 2021/… sayılı dosyası ile soruşturmanın yürütüldüğünü, … A.Ş. tarafından kullanan kurumsal hat numarası ile davacı şirketin yetkilisine bağlanarak kendisini … ve banka personeli olarak tanıtan şahsın, davacı şirket ve yetkilisi … …’ün yalnızca Banka’da bulunması gereken ve bankacılık sırrı vasfındaki bilgilerini bankanın güvenlik zafiyeti sebebiyle ele geçirdiğini ve bu bilgileri aktarmak suretiyle güven kazandığını, bu bağlamda, yalnızca Bankada bulunan bilgilerin kimliği belirsiz üçüncü şahıslar tarafından ele geçirildiğinin görüldüğünü, kimliği belirsiz şahısların kendisine herhangi bir şifre verilmemesine rağmen çok rahat bir şekilde banka hesabının cep şubesine giriş yapabilmesi ve art arda çok yüksek tutarlı işlemler gerçekleştirebilmesinin …’ın yapılan çok yüksek tutarlı işlemler için bu işlemlerin müşterinin bilgisi dahilinde yapılıp yapılmadığını müşteriye ulaşmak suretiyle teyit etmemesinin, aradan saniyeler geçen çok yüksek tutarlı üç işlemin Banka’nın güvenlik sistemi tarafından fark edilmemesinin Banka’nın güvenlik zafiyetine işaret ettiğini, davacının banka hesabı incelendiğinde lehine işlem gerçekleştirilen şahıslar lehine herhangi bir bankacılık işlemi bulunmadığını, davacı şirket ile mezkur şahıslarının herhangi bir ilgisinin söz konusu olmadığını, bu durumun “(T-006-2.3) Yapılan ya da yapılmak istenen işlemin mutad ve makul hukuki veya ekonomik bir gerekçesi ya da mantığının olmaması…” şeklinde tarif edilen şüpheli işlem olarak tespiti ile MASAK ve davacı şirkete rapor edilmesi gerektiğini, yine davalı …’nın EFT işleminin ulaşmasına müteakip şahsın saniyeler içerisinde davalı banka tarafından hazır edilmesinin, şahsın davacı şirket ile herhangi bir bağlantısının bulunmaması ve daha önce aralarında herhangi bir para transferi gerçekleşmemesi karşısında paranın “(T-006-1.4) ekonomik gerekçesinin sorgulanmamasının, şahsın hesabında herhangi bir para hacminin bulunmaması nedeniyle gelen dava konusu paranın müşterilerin işi/mesleği, mali durumu ile işlemleri arasında makul bir orantı bulunmaması ve (T-006-3.12) müşterinin bilinen mesleği ve faaliyetleri, gelir kaynakları ve gelir düzeyi ile ilgisi kuralamayan, dikkat çekici sıklıkta ve tutarda işlem yapmak istemesi…” şeklinde değerlendirilip şüpheli işlem olarak tespiti ile işlemin gerçekleştirilmesine mani olunması gerekirken paranın derhal nakit olarak hazırlanıp saniyeler içinde şahsa teslim edilmesinin, şahsın banka hesap hareketlerinin tamamının toplamının dahi davacı şirkete ait para hacmine ulaşmadığını, bu durumun yönetmelik hükümleri kapsamında banka tarafından fark edilmesinin ve işleme onay verilmemesi gerekirken paranın saniyeler içinde nakit olarak teslim edilmesinin bankanın yükümlülüklerine aykırı davrandığını gösterdiğini, davalı bankaların meydana gelen zarardan sorumlu olduklarını, bu nedenlerle davacı şirket nezdinde meydana gelen 180.000 TL zararın olayın meydana geldiği 03/03/2021 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasa’nın 2/2 maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalılardan kusurları oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olayda davacının kendisini banka görevlisi olarak tanıtan şahsa telefonda bilgilerini ve şifresini paylaştığını, bunun neticesinde de dava konusu işlemlerin 3.şahıslar tarafından gerçekleştirildiğini, davacının davalı bankaya değil kendisini dolandıran şahıslara husumet yöneltmesi gerektiğini, öncelikle davacının suçun failleri hakkında yaptığı suç duyurusu neticesinde soruşturmanın bekletici mesele yapılmasını, davacının uğradığı bir zarar var ise bu durumdan fayda sağlayanın dava konusu işlemi gerçekleştiren üçüncü şahıslar olduğunu, bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, davanın parayı çeken …’a ihbar edilmesi gerektiğini, söz konusu olayın davalı bankayla alakası olmayan, dolandırıcı şahısların kendisi bankacı olarak tanıtması karşısında, davacının bilgilerini ve şifresini bu şahıslarla paylaşması sonucu meydana geldiğini, gönderilen 180.000 TL’lik EFT için davacının kayıtlı cep telefonuna davalı banka tarafından transferi onaylayıp onaylamadıklarına dair sesli yanıtlama araması gönderildiğini ve davacının onayladığının anlaşıldığını, müşterinin teyit etmesi sonucunda para transferi işleminin gerçekleştirildiğini, bir an için işlemlerin davacının bilgisi olamadan yapıldığı varsayılsa bile bu durumda dahi dava konusu olayın tamamen davalı banka tasarruf alanı dışında bulunan davacının tüm kişisel bilgilerini korumamasından kaynaklandığını, internet bankacılığı sisteminde hesap üzerindeki tasarruf hakkının davalı bankada değil tamamen davacının tasarrufunda olduğunu, zararın davalı bankada değil davacının tasarruf alanında gerçekleştiğini, dava konusu işlemlerin yapılabilmesi için davacının bilgileri ile internet bankacılığına giriş sağlandığını, davacının kendisine tahsis edilen bilgilerini korumada özen göstermek zorunda olduğunu, davacı tacir olup basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğunu, davacı tarafın kendi kusuru ile uğradığını iddia ettiği zararın tazminini davalı bankadan talep edemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı bankanın söz konusu işlemlere herhangi bir dahli bulunmadığından somut olaya ilişkin davacı ile davalı banka arasında sözleşme olmadığı da gözetilerek davalı bankaya husumet yöneltilmesi ve kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını, davalı bankaya EFT işlemine konu tutarın bir kısmının başka hesaba aktarılması ve kalan kısmının çekilmesi sonrasında dolandırıcılık bildiriminde bulunulduğunu, davalı bankanın söz konusu işlemlere müdahale şansının kalmadığını, dava konusu olaydan haberdar edilmeden önce hesap sahibinin tasarrufuna geçen tutara davalı bankanın müdahalesinin hukuken mümkün olmadığını, dava dilekçesinde de davacı şirket yetkilisinin cep şubesine gelen mesajı kendisini diğer davalı banka personeli olarak tanıtan ilgili şahsa aktardığını açıkça ifade ettiğini, davacının meydana geldiğini iddia ettiği zarara kendi kusuruyla sebep olmuş olup davacının olayda herhangi bir sorumluluğu ve dahli olmayan davalı bankaya karşı talep yöneltilmesinin mümkün olmadığını, somut olayda şüpheli işlem bildirimine konu olabilecek bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir husus bulunmadığını, iddiaların 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki Kanun kapsamına girmeyip tam tersine özel hukuktan kaynaklanan bir uyuşmazlık niteliğinde kaldığını, davaya konu hesaptan para transfer edilmesi ve para çekilmesi işlemlerinin usule, yasaya, bankacılık mevzuatına, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden gerçekleştirildiğini, davacının faiz isteminin kabulünün de mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, … … Bankasından dava dışı …’ın hesap özeti, davacı şirket adına kayıtlı telefonların 03/03/2021 tarihini kapsar görüşme dökümü ekli CD, davacı şirketin hesap hareketleri, SMS logları, internet bankacılığı logları, ses kayıtlarını içerir CD, İstanbul C.Başsavcılığı Bilişim Suçları Bürosunun 2021/… soruşturma sayılı dosyasında verilen yetkisizlik kararı üzerine İstanbul Anadolu C.Başsavcılığı Bilişim Suçları Bürosunun 2021/72153 soruşturma sayılı dosyasının UYAP sureti dosya içerisine alınmıştır.
Dosya bankacı/mali müşavir, siber güvenlik uzmanı ve borçlar hukuku uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 05/05/2022 tarihli raporda; davalı … dosya kapsamında kusurlu olmadığı, … şirketinin müşteri sırrı niteliğinde olan mahrem bilgilerinin kötü niyetli şahsılarca nasıl bilindiği
hususunun irdelenerek bu kapsamda KVKK ve ilgili bankacılık kanun ve yönetmelikleri gereği asli olarak kusurlu olduğu, şikâyetçi vekilinin vermiş olduğu beyanlarda bankadan gelen şifre mesajlarının kötü niyetli arayan kişiye söylenmediği bilgisi ve yine bankanın cevabi yazısında teftiş kurulu raporunun olmadığı, müşteriye şifre gönderildiğinden bahsedilerek yazı ekinde ilgili şifre dökümlerinin olmaması hususu nazara alındığında bankanın kötüye kullanımları önlemeye yönelik sistem oluşturma yönünden eksikleri de dikkate alındığında asli kusurlu olduğu, şikayetçi vekilinin vermiş olduğu beyanlarda şirket yetkilisinin banka numarası gibi aranarak tüm bankacılık işlem ve hesap bilgisinin arayan kötü niyetli kişice söylenmesi hususu nazara alındığında banka müşterisi/şikayetçinin kusurunun olmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin rapora karşı beyan ve itirazları değerlendirilmek suretiyle ek rapor tanzimi için dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 19/10/2022 tarihli ek raporda; kök raporda belirtilen hususlar dışında özel bir değerlendirmede bulunulamayacağı ve kök raporda sunulan görüş ve kanaatlerden farklı bir sonuca varılamadığı belirtilmiştir.
Mevcut bilirkişi kök ve ek raporunda teknik yönden incelemenin yetersiz olduğu değerlendirilmek suretiyle, Bilirkişi heyetine bilgisayar mühendisi (bilgi güvenliği, siber güvenlik )bir bilirkişi de eklenmek suretiyle dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdii ile, davaya konu banka hesabı ile İnternet ve Mobil Bankacılık üzerinden yapılan işlemlerle ilgili SMS, IP vs. Log Kayıtlarının ve Mobil ve İnternet Bankacılığı Sözleşmesinin incelenerek internet bankacılığı üzerinden para çekme işleminin gerçekleştirilmesi şekli/aşamaları, davalı bankanın SMS doğrulamasının ne zaman ve hangi şekilde olduğunu açıklayan SMS, IP ve ilgili log kayıtlarının da incelenerek bankacılık sisteminin davacının kişisel bilgilerini yasa dışı şekilde elde eden üçüncü kişileri engelleyecek şekilde oluşturulmuş olup olmadığı hususunda bankanın sorumluluğu ve davacı müşteri tarafından şifrenin korunmasına yönelik gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı, bunun meydana gelen zarar ile arasındaki illiyet bağının ve sonuca etkisinin olup olmadığı hususunda dolayısıyla davacı müşteriye atfedilecek müterafik kusur bulunup bulunmadığı hususunda ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 25/05/2023 tarihli 2.ek raporda; davacının kimse ile paylaşmaması gerektiği şifresini, kendini davalı taraf … çalışanı gibi tanıtan 3. taraflar ile paylaştığı, şifresini paylaştığını müşteri hizmetleri ile yaptığı konuşma kayıtları çözümünde net bir şekilde ifade ettiği, para transferlerinin SMS şifre onayı ile olduğu ve IP PORT raporunda görüldüğü, davacının görüşme yapıldığı iddaa edilen sabit hatlarda olay günü olan 03.03.2021 tarihinde ki ilk Eft nin gerçekleştiği saate yakın bir dilimde arama kaydı olmadığı, para transferi sonrasında davalı taraf …’ın davacıya SMS ile bildirim yaparak haber verdiği, davacı ile kendini banka personeli gibi tanıtıp telefonda konuşma yapan kişilerin, davacıya ait bilgileri sosyal mühendislik yöntemi ile bulma ihtimallerinin olabileceği gibi, davalı taraf … tan da veri sızdırılması ihtimali ile öğrenilmesinin mümkün olabileceği ancak bu konu hakkında dosyada
somut bilgilerin olmadığı, yapılan para transferlerinin sırasıyla,
03/03/2021 tarih ve 12.55.10 saati ile 180.000 TL transferin … adlı kişiye
03/03/2021 tarih ve 12.59.51 saat ile 150.000 TL transferin … adlı kişiye
03/03/2021 tarih ve 13.04.12 saat ile 100.000 TL transferin … adlı kişiye
olduğu ve davacı tarafın müşteri hizmetlerini araması ile 2 numaraları transfer ile 3 numaraları transferlerin engellendiği, ancak 1 numaraları transferinde çok fazla zaman aralığı olduğu için engellenemediği, burada davalı taraf …’a bilgi verildikten sonra gerekli müdahaleyi yaptığı, dosyada mevcut olan müşteki ve banka çağrı merkezi personelleri (4 çağrı personeli )ile yapılan görüşme kayıtları irdelendiğinde, ses kayıtlarına tarih saat dakika zaman damgasının işlenmediği
belirtilmediği, müşteki firma yetkilisinin panik halde banka personeli ile görüştüğü, müşteki ile görüşen personellerin de fraud bilgisinin yetersiz olduğunun görüşme kayıtlarından anlaşıldığı, çağrı merkezi personeline kadar çalışanlıların hattı aktardığı ve müşteki firma yetkilisini hatta beklettiği bu esnada dolandırıcılık eylemleri olan 1. 2. ve 3. Havale Eft işlemlerinin aynı zamanda gerçekleşiyor olabileceği, geçen zamanın dolandırıcılık işlemi için yeterli zaman oluşturabileceği, dosya kapsamında 1. Havale Eft işlemi olan 180.000 TL nin aktarıldığı ancak 2. Ve 3. Havale Eft işleminin banka fraud mekanizmasınca engellenebildiği, muhtemelen bu engellemenin müştekinin bankayı arayarak uyarması ve bildirim yapması ile olabilme ihtimalinin olduğu, kök raporda da belirtilen … müşterisi olan müşteki firma hakkında bankaca yapılmış olabilecek veya yapılması gereken iç denetim teftiş kurulu raporunun özetle müşteri bilgilerine belirli
bir zaman aralığında (6 ay,1 yıl vb.) normale aykırı olarak yani müşterinin dijital ortamda, telefon bankacılığı veya bizzat banka şubesinde işlem yapma talebi olmadan banka personeli tarafından erişim sağlanıp sağlanmadığının ,eğer sağlanmış ise ne maksatla sağlandığı ve sonucunda oluşan işlem log datalarının temin edilip edilmediği,işlem yapılmış ise işlem yapan personelin tespitinin ve savunmasının alınarak sonucunda gerekli raporun oluşturulup oluşturulmadığı hususlarında eksikliğin bu aşamada devam ettiği dosya ve eklerinde bulunan evraklardan anlaşılabildiği, görüşmelerinde ortaya konulmuştur. Davacının şifresini vermesinin Yargıtay kararlarında belirtildiği şekli ile “davacının kasıtlı olarak şifresini verdiği, asıl faille birlikte hareket ettiğini” gösterecek seviyede olmadığı belirtilmiştir.
Davacı şirket yetkilisi … …ün isticvabı ile beyanı alınmış, şirket yetkilisi beyanında; ben davacı şirketin kuruluşundan itibaren yetkilisi ve finansman müdürüyüm. 03 Mart 2021 tarihinde öğlen saatlerinde şirket telefonu çaldı, muhasebeden … bana … aradıklarını, şirket yetkilisi ile görüşmek istediklerini iletti, bende raporlama yaptığım için …’dan banka ile görüşmesini istedim, onlarda ısrarla dijital bankacılık işlemleri ile ilgili bilgi vereceklerini söyleyince bende banka ile temasa geçtim, ismin … olduğunu söyleyen banka yetkilisi dijital bankacılıkta yeni bir sisteme geçtiklerini söyleyerek bana bilgi vereceğini söyledi, dijital bir kart çıkartıklarını ve bunun yenilikler getirdiğini söyledi, bende zaten kullanıyorum çok memnunum birde kart mı taşıcağız dedim, kendisi de siz ithalat işlemleri yapıyorsunuz dolar alanını kullanıyorsunuz, bizde ithalat işlemleri yaptığımız için dijital bankacılıkta sadece dolar alımı yapmaktayız, bu kartın özelliklerinden birisinin para puan biriktiğini söyledi bende bu para puanları neden göremediğimi sordum, siz bu puanları göremezsiniz puanları hesabınıza mı kartınıza mı aktarayım dedi, bende kartımız zaten yok dedim, sizin şahsınıza oluşturulmuş 50.000,00 TL’lik kredi kartınız var dedi, bende daha önce kredi kartına başvurmuştum ancak henüz kredi kartım bana ulaştırılmamıştı, pandemi nedeni ile gecikmeler yaşandığını söyledi, kredi limitinin 90.000,00 TL yapmak isteyip istemediğimi sordu, bende hayır istemiyorum dedim, daha sonra para puan aktırımına sıra geldi, 776,00 TL para puanı hesabıma aktaracağını söyledi, telefonuma mesaj geleceğini söyledi bende mesaj gelmediğini söylediğimde bana ekranda cep şubede sağ üst köşede bulunan çan’a bir kod geldiğini ve onu söylememi istedi, bende çan’ın üzerine tıklayarak gelen kodu ona söyledim ancak hiçbir şekilde internet bankacılık şifremi vermedim, para puanı aktaracağını söyledi ben o esnada tekrar çana tıkladığımda orada … diye hatırladığım bir bayan ismi gördüm, şüphelendim bu ismi sorduğumda para puanları bu şekilde aktarıyoruz deyince şüphelenerek o esnada internet bankacılığına girdim ve hesabımda bulunan 10.000,00 TL ve 100.000,00 USD civarında rakam varken baktığımda 300.000,00 TL bakiye gibi rakam gördüm, doların azalmış olduğunu TL’nin arttığını gördüm, bunun üzerine ekran görüntüsünü alarak … isimli arayana söylediğimde bana siz internet bankacılığına girdiğiniz için ben para puanı aktaramıyorum siz sistemden çıkın dedi ve benim internet bankacılığına girmiş olduğumu dahi biliyordu, ben ekran görüntüsünü alarak bankadaki bizim şirketimiz ile ilgilenen Uğur beye söylediğimde … hanım bu sizinle ilgili değil burada bir dolandırıcılık olduğunu söyledi, öğlen arası olduğu için yemeğini bırakıp şubeye gitti ve şube müdürü ile birlikte müdahale ettiler, bu işlemler 1′ 5 kala başlamış, 1’i 4 geçe 180.000,00 TL, 150.000,00 TL ve 100.000,00 TL olmak üzere üç ayrı şahsa havale yada EFT yapıldığını öğrendik, banka yetkilileri 180.000,00 TL’lik havale dışındaki diğer tutarların aktarılmasını engellediler, 180.000,00 TL’lik tutar ise … … şubesinde … isimli şahsın hesabına aktarıldığını öğrendik, bu işlem için 68.027,21 USD’nin bozdurularak aktarıldığını öğrendik, bizim firmamız bu saatlerde şahıslara asla para aktarımı kesinlikle yapmamaktadır, fatura karşılığı açıklamalı olarak işlem yapılmaktadır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dinlenen davacı tanığı …, “ben davacı şirketin finansman ve ithalat sorumlusu olarak çalışıyordum, şuan emekliyim, şirket öğlen arasında telefonumuz çaldı, telefonu açtığımda … Genel Müdürlüğünden aradıklarını ve dijital bankacılık ile ilgili görüşmek istediklerini söylediler bende yardımcı olabileceğimi söyledim, bana yetkili ile görüşmek istediklerini söylediler, bende yetkili … hanımı bağladım, bağlarken de dijital bankacılık ile ilgili görüşmek istediklerini söyledim, bende … hanımı bağladım, … hanım görüşmeye devam etti, sonrasında da dava konusu olaylar gelişti, biz hemen bankaları arayıp olaya ilişkin açıklama istedik, hatta iki adet havale işleminin yapılmasını da engelledik, biz bankayı arayarak bu durumu ilettik, durdurulması için de biz uğraştık, ancak … tarafından bilgimiz dışında havale işlemi yapılmış olup nakit olarak gidip bankadan çekmişlerdir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, tanık anlatımları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 03.03.2021 tarihinde, …’ın kullandığı kurumsal numara tarafından davacı şirketin telefonu aranarak kendini … olarak tanıtan şahsın banka personeli olduğunu belirterek ve sadece banka tarafından bilinebilecek, bankanın sorumluluğu dahilinde müşteriye ait mahrem bilgileri de aktarmak suretiyle davacı şirketin banka nezdindeki hesabından davacı şirketin bilgisi dahilinde olmayan 3 adet işlem gerçekleştirildiği, söz konusu bu işlemlerin SMS şifresi kullanılarak yapıldığı ve davacının kendi şifresini verdiğini bizzat şahısla yaptığı görüşmeden duyduğu şüphe üzerine banka müşteri hizmetlerini aradığında ikrar ettiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf şifresini kendisini vermiş ise de, bankanın elektronik bankacılık sisteminde hem İçerik Sağlayıcı hem Yer Sağlayıcı hem Erişim Sağlayıcı hem Servis ve Hizmet Sağlayıcı rolü üstlenmesinden bahisle, sisteminin uçtan uca tüm unsurlarından sorumlu olması, davalı bankanın sorumluluk alanına, kullanıcı vasfıyla müşteri durumundaki davacı yana ait olup davalı banka sistemine erişim ve etkileşimde kullanılan kişisel bilgisayar ve mobil telefonun da dâhil olması, elektronik bankacılık sisteminin geliştiricisi, işleticisi ve sahibi olması hasebiyle, davalı bankanın bu uç birimlerde zuhur edebilecek olumsuzluklara yönelik her türlü ihtimali de değerlendirerek analitik tedbirler almasının zaruri ve teknolojik yönden mümkün olması nedenleri ile bu hususlarda kusursuzluğunu ispat etmekle yükümlü olduğu bu yükümlülükten kaçamayacağı değerlendirilmiştir. Davacının da kendisine emanet edilen ve banka personeli dâhil
kimseye söylememesi gereken şifrelerin üçüncü kişilere sızdığı ve sahteciliğin yapılmasına bu eylemin sebep olduğu, bununla birlikte bir güven kuruluşu olan bankaların davacıya atfedilebilir bir kusur dahi olsa sorumsuzluğundan söz edilemeyeceği, davalı bankanın sorumluluğunda olan müşteriye ait bankacılık mahrem bilgilerinin sıradan kişilerce veya kötü niyetli biri tarafından kendiliğinden bilinemeyeceği ve bu bilgiler olmadan davacının banka adına aranamayacağı ve davaya konu dolandırıcılık işleminin gerçekleştirilemeyeceği, yine davacının şifresini kasıtlı olarak verdiği ve faillerle birlikte hareket ettiğinin ispat edilemediği sabittir.
Yargıtay HGK’nun 22/11/2018 tarih; 2017/2224 E. ve 2018/1753 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar. Bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir. (Battal, Ahmet; Güven Kurumu Nitelendirmesi Işığında Bankaların Hukuki Sorumluluğu, Ankara 2001, s. 106).
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 20/2. (6102 sayılı TTK. m:18/2) maddesi gereğince, tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. Nitekim bankaların da tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü olup, bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğü herhangi bir tacirden daha ağırdır. Bir güven kuruluşu olan bankaların kendilerine tanınan ayrıcalıklar ve aynı zamanda uzman kuruluşlar olmaları nedeniyle basiretli tacir olmanın da ötesinde yükümlülükleri bulunmaktadır.
Güven kurumu olan bankalar 6098 sy TBK 115 (818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 99.) maddesi gereğince hafif kusurlarından dahi sorumlu olup sorumsuzluk şartı batıldır. Bankalar, kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi). Bu tanımlamaya göre mevduat, ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. TBK’nun 386 (e.BK 306) maddeleri uyarınca ödünç alan akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. TBK’nun 570 (e.BK 472) maddesi uyarınca usulsuz tevdi de (misli şeylerin saklanması) paranın nefi ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir.Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir. Davalı banka, hesabı aynen davacıya iade etmekle yükümlüdür.İnternet bankacılığı sistemini kurup hizmete sunan banka, mudinin kastı, kötüniyeti ve suç sayılır eylemini kanıtlayamadığı sürece kendisine emanet edilen paradan (ve diğer yatırım araçlarından) güven kuruluşu vasfı nedeniyle sorumludur. Davacının zararın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunu ispat yükü davalı bankadadır. (Yargıtay 11. H.D’nin 10/01/2018 tarihli 2016/8635 Esas-2018/179 Karar sayılı, 13/05/2013 tarihli 2012/11585 Esas – 2013/9805 Karar sayılı ve 16/12/2014 tarihli 2014/13736 Esas -19841 karar sayılı ilamları).İnternet bankacılığı ile yapılan işlemlerde şubeden yapılan işlemlerde olduğu gibi mevduat banka kontrol ve sorumluluğundadır.
Öte yandan davacıya ulaşan ve kendisini banka personeli olarak tanıtan kişilerin bankacılık mahrem bilgilerine sahip olmaları nedeniyle davalı … A.Ş.’den bu hususta bir teftiş kurulu raporu bulunup bulunmadığı sorulmuş ve olumsuz yanıt alınmıştır. Söz konusu bilgilere bankadan bilgi sızması yoluyla da ulaşılabileceği değerlendirilerek müşteri bilgilerine belirli bir zaman aralığında normale aykırı olarak yani müşterinin dijital ortamda, telefon bankacılığı veya bizzat banka şubesinde işlem yapma talebi olmadan banka personeli tarafından erişim sağlanıp sağlanmadığının ,eğer sağlanmış ise ne maksatla sağlandığı ve sonucunda oluşan işlem log datalarının temin edilip edilmediği,işlem yapılmış ise işlem yapan personelin tespitinin ve savunmasının alınarak sonucunda gerekli raporun oluşturulmadığı bilirkişi heyeti tarafından da tespit edilmiştir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davanın davalı … yönünden kabulü ile 180.000 TL alacağın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça davalı … A.Ş.nin de dava konusu işlemde kurusu bulunduğu iddiası ile alacak talep edilmiş ise de, bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitlerle de, dava konusu bedel İş bankasına nakit olarak yatırılmış bir bedel olmayıp, bir başka bankanın müşterisinden gelen EFT olmakla bankalardaki genel uygulama nakit olan yatan bedellerin Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik çerçevesinde belgelenmesinin istenmesi yönünde olup EFT konusunda bu yönde bir uygulama bulunmadığı, bankaların kendilerine gelen şüpbeli işlemler dışında her türlü havaleyi irdelemesi ve ödemeyi geciktirmesinin fiilen mümkün olmadığı, engelleme ve geciktirmenin sorumluluğunun bankaya ciddi yaptırımlar getirdiği, göndericinin bir başka bankanın müşterisi olması nedeni ile geçerli bir neden olmadan bu paranın ödenmesinin engellemesinin beklenemeyeceği değerlendirilmekle davalı … bankacılık uygulama ve teamülleri ile yasal mevzuata aykırı davranmadığı anlaşılmış olup davalı … yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı … A.Ş. Yönünden KABULÜ ile, 180.000,00-TL alacağın olay tarihi 03.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davanın davalı … … A.Ş. Yönünden REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 12.295,80 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.073,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.221,85 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 5.057,30 TL yargılama masrafının davalı … A.Ş.’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine, ayrıca işbu dava nedeniyle davacı tarafından yatırılan 3.073,95 TL peşin harcın işbu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 28.800,00 TL ücreti vekaletin davalı … A.Ş.’den alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Davalı … … A.Ş.tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Davalı … … A.Ş.yargılama kendini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 28.800,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı … … A.Ş.’ye verilmesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı … A.Ş.’den tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 09/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır