Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/384 E. 2021/810 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/384 Esas
KARAR NO:2021/810

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:03/09/2012
KARAR TARİHİ:20/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, … 17.Noterliğinin 01/12/2011 tarihli … yevmiye nolu limited hisse devir sözleşmesi ile davacının … San ve Tic Ltd Şti’ndeki hisselerinin tamamını 175.000TL bedelle davalı …’e devir ve temlik ettiğini, davacının bankalara yaklaşık 100.000TL borcunun olması ve ortağı bulunduğu davalı şirketin bu borçtan etkilenmemesi için şirket hisselerini devretme hususunda davacının, davalı ortağı tarafından ikna edildiğini, taraflar arasında görüşmeler neticesinde işbu borcun ödenmesiyle birlikte şirket hisselerini davacının yeniden devir ve iade alacağının ifade edildiğini, ancak davalının bu taahüdüne sadık kalmayarak şirket hisselerini yeniden davacı tarafa devir ve temlik edilmediğinden, taraflar arasında işbu dava konusu 21/12/2011 tarihli protokolün tanzim edildiğini, ayrıca davalının hisseyi devir alan olarak 175.000TL devir bedelini davacıdan nakden ve tamamen aldığını beyan etmiş ise de, söz konusu bedelin davacıya gerçekte ve fiiliyatta ödenmediğini, işbu protokolün konusunun tarafların ortağı oldukları … San ve Tiv Ltd Şti’deki devir olunan davacıya ait %50 hissesinin gerçek bedeli, ödeme şekli ve diğer koşullarının belirlenmesi olduğunu, tarafların 21/12/2011 tarihli protokol ile davalı şirketteki davacının %50 hisse bedeli olarak 600.000TLyi davalıların müştereken ve müteselsilen ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, 3 adet senedi ile ödeme yapılacak olup, senetlerin düzenlentem tarihinin de hisse devri ve protokol tarihinden önce 30/11/2011 tarihinde olduğunu, davalının protokole uymayarak banka havalesi yoluyla Mayıs ayı dahil aylık 12.000TL ödemeler yaparak 2012 Temmuz ayına kadar toplam 111.884,35TL ödeme yaptığın, yani 88.115,65TL eksik ödeme yaptığını, davalıya ihtarname keşide edilerek Haziran ve Temmuz aylarına ait 24.000TLnin ödenmesinin talep edilerek 3 günlük süre verildiğini, aksi takdirde 31/12/2012 vadeli senedin muaccel hale geleceğini ve toplam 70.000TL ödenmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, ihtara cevap verilmediği gibi ödemede yapılmadığını, davacının 600.000TL değerinde tüm hisselerini bila bedel alan, davacıya tebliğ dahi olunmayan davalı ihtarında soyut farazi beyanla haksız rekabet ile davacıyı suçlayarak, protokolün 14.mad gereği 600.000TL cezai şart talep eden ve asılsız suç isnatları ile davacı hakkında savcılığıa suç duyurusunda bulunan davalının, olayın başından beri davacının iyi niyetinden istifade ettiğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini beyanla, taraflar arasındaki limited hisse devir sözleşmesi ve ona bağlı protokol şartlarına davalının uymaması nedeniyle, sözleşme şartlarını yerine getirmesi için davalıya uygun bir mehil verilmesini, aksi takdirde protokolde belirlenen tüm alacakların ve senetlerin muaccel hale gelerek en yüksek temerrüt faiziyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesini, 600.000TL değerinde tüm şirket hisselerini bilabedel davalıya devir ve temlik ve de tüm taahhütlerini yerine getiren davacıya karşın, davalının kendisine tanınan mehil içerisinde protokol gereği ödemeleri yapmaması durumunda muaccel hale gelecek senetlerin tamamının ödenmesi için senetleri ellerinde bulunduran üçüncü şahıs Prof Dr … uhdesinde bulunan senetlerin mahkeme kasasına teslim etmesi yönünde karar verilerek, işbu senet bedellerin davalılardan müştereken ve müteselsilen en yüksek temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, dosyaya sunulan protokolün incelendiğinde protokolün taraflarının … ve … olduğunun görüleceğini ve protokolün bu taraflar tarafından imza altına alındığını, davalı olarak gösterilen … San ve Tic Ltd Şti’nin protokolün tarafı olduğuna dair bir kayıt olmadığını, bu durumda öncelikle protokolün taraflarının açık olarak saptanması gerektiğini, davalı firma tarafından protokolün herhangi bir hükmü olmadığını ve protokolden kaynaklı bir edim ve yükümlülük altında olmadığını, bu nedenle davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğinden, davanın bu davalı yönünden husumet gerekçesi ile reddi gerektiğini, davacının ileri sürmüş olduğu iddiaların gerçek dışı olduğunu, davalı … ile davacı arasında 21/12/2011 tarihli protokolün yapıldığını ve protokolün karşılıklı edimler yükleyen bir protokol olduğunu, davacının akdedilen protokolün 9.maddesine göre yükümlülüğünü protokolüden sonraki tarihten hemen sonra ihlal etmiş ve hiçbir şekilde yerine getirmemiş olduğunu, bu maddeye göre davacının 31/12/2012 tarihine kadar çalışması gerektiğini, davacı tarafın davalı firmada hiç çalışmadığını, ama hala belirlenen süre bitmeden davacı ile karşılıklı davalar açıldığını, ayrıca davacının şirkette çalışması gereken dönemde davalı şirkete gelip davalıyı ölümle tehdit ettiğini, davalı açısından savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, taraflar arasındaki protokolün akdedildiği tarihten hemen sonra protokolün 8.maddesinde belirtilen tarihlerde davalı tarafından ödemelerin yapıldığını, davacının edimlerini yerine getirmemesine rağmen bu ödemelerin davacının tehdit ve baskıları ile davalı tarafından yapıldığını, tüm bu olumsuz davranışların sonlandırılması için davacı tarafın sözlü olarak uyarıldığını ancak davacının olumsuz tavrının daha da arttığını ve şirketin zarar görmesi için her türlü çaba içinde bulunulduğunu, davalının, davacının bu haksız tutum ve davranışlarını sürdürerek edimini yerine getirmemesi üzerine sözleşmenin geriye dönük olarak fesh edildiğini, ödenen bedelin iadesini ve sözleşmede belirlenen 600.000,00TL cezai şartı ödemesi çin ihtarname keşide edildiğini, davacı tarafın sözleşmenin fesh edildiğini ayni ihtarnamede kendiine tebligat gönderilen …’den öğrendiğini ve davacı tarafın vekili avukat sıfatı ile davalı ile temasa geçtiğini, daha sonra davacının davalıya ihtarname göndererek ihtarnamede 130.000TL ödeme aldıklarını, yılsonu ile tamamlanması gereken 70.000TL ödeme olduğunu belirterek söz konusu ödemeleri talep ettiğini, davacı tarafın bu ihtarnamesine karşın, davalı tarafından cevabi ihtarname gönderilerek protokolün haklı olarak ve geriye dönük hüküm doğuracak şekilde fesh edildiğinin bildirildiğini, davacının davasını fesh edilmiş ve davalı açısından hiçbir bağlayıcılığı kalmayan sözleşmeye dayanarak açtığını, davacının karşılıklı edim yükleyen sözleşmelerde karşı tarafın ediminin ifasını isteyebilmek için öncelikle kendi edimini ifa etmiş olması gerektiğini, sözleşmenin tamamen haklı nedenlerle fesh edildiğini, verilen senetlerin şirket hissesinin devrinin karşılığı olmadığını, tamamen protokolün içerisinde belirtilen şartların yerine gelmesi koşuluna bağlı verilmiş teminat senetleri olduğunu, maddi olgunun davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmede karşılıklı edimler ihtiva etmesi olduğunu, davacının sözleşmenin haklı nedenle davalı tarafından fesh edilmesine sebebiyet verdiğini, artık sözleşmeden kaynaklı cezai şartı da ödeme yükümlülüğü altına girdiğini beyanla, asıl davada dava konusu edilen alacağın haksız ve dayanaktan yoksun olduğu, protokolden kaynaklı açılan davanın 2 nolu davalı şirket yönünden protokol taraf olmaması nedeniyle kendisine husumet yöneltilemeyeceğinden davanın reddine, davacının sözleşmenin şartlarının yerine getirilmesine ilişkin mehil verilmesi talebinin reddine, dava konusu alacağa dayanak yapılan protokolün haklı nedenle fesh edildiğinin tespitine, protokolde belirtilen …’e yediemin olarak teslim edilen senetlerden dolayı davalının borçlu olmadığının tespitine, feshedilmiş protokole dayanarak açılmış olan alacak davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin … esas … karar sayılı 27/12/2017 tarihli kararı ile davacı tarafından açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacının davasının 470.000TL için kabulü ile, bu bedelin 70.000TLsinin 31/12/2012, 200.000TLsinin 31/12/2013 ve 200.000TLsinin ise 31/12/2014 tarihniden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilde mükerrer olmamak şartı ile müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, hüküm kesinleştiğinde kasada bulunan senet asıllarının birlikte ifa kuralı gereği davalı …’e iadesine karar verilmiş, ayrıca karşı davanın ve mahkememiz dosyası ile birleşen … ATMnin … esas sayılı dosyasında açılan davaların reddine karar verilmiş, mahkememiz kararına karşı davalılar/karşı davacılar ve birleşen davanın davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul BAM 14.Hukuk Dairesinin 2018/1076 esas 2019/418 karar sayılı 20/03/2019 tarihli ilamı ile;
” asıl dava yönünden; davalı …’in istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı şirketin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile bu davalı yönünden ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, karşı davada; karşı davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine, birleşen davada; davacı …’in istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine, davacı şirket yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak birleşen davada yönünden Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına” şeklinde karar verildiği, istinaf kararının davalı-birleşen ve karşı dava davacısı … ve … Ltd Şti ve asıl davada davacı-karşı davalı ve birleşen davada davalı … vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2019/2627 esas 2021/1105 karar sayılı 11/02/2021 tarihli ilamı ile;
“1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, karşı dava yönünden davacıların, birleşen dava yönünden davacı …’in istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine, asıl davada davalı şirket, birleşen davada davacı şirket yönünden İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, mümeyyiz taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesinin asıl davada davalı şirket hakkında verilen karar ile karşı ve birleşen davaya ilişkin kararlarının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince asıl davada davalı … hakkında verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, asıl davada davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin karara yönelik asıl davada davalı vekilinin aşağıdaki (3) ve (4) numaralı bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3- Asıl davada davacı tarafça, taraflar arasında limited şirket hisse devri hususunda akdedilen protokol şartlarına davalının uymaması nedeniyle sözleşme şartlarının yerine getirilmesi için davalıya uygun bir mehil verilmesi aksi halde protokolde belirlenen tüm alacak ve senetlerin muaccel hale gelerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istenilmiş, yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince, dava konusu protokol uyarınca davalı …’in şirket hisselerinin devri sebebiyle davacıya 600.000,00 TL borçlu olduğu, davalı tarafından dava tarihine kadar 130.000,00 TL’lik ödeme yapıldığı, bakiye 470.000,00 TL’nin 70.000,00 TL’sinin 31.12.2012, 200.000,00 TL’sinin 31.12.2013 ve 200.000,00 TL’sinin ise, 31.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, hüküm kesinleştiğinde kasada bulunan senet asıllarının birlikte ifa kuralı gereği davalıya iadesine karar verilmiş, İstinaf Mahkemesince de, asıl dava yönünden davalının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Ancak, somut uyuşmazlıkta mahkemece taraflar arasında akdedilen 21.12.2011 tarihli protokol uyarınca asıl dava tarihi olan 03.09.2012 tarihi itibariyle ödenmesi gereken miktar belirlenerek, ödenmesi gereken ancak ödenmeyen işbu miktar yönünden davanın kabul edilmesi, kalan kısım yönünden henüz muacceliyet söz konusu olmadığından ve sözleşmede muacceliyet şartı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken henüz muaccel olmayan kısım yönünden de kabul kararı verilmesi doğru olmadığı gibi, alacağın tahsiline karar verilmesi halinde dava konusu senetlerden ilki olan 29.11.2011 tanzim, 200.000,00 TL bedel ve 30.12.2012 vade tarihli senedin arkasına, davalı tarafından ödenen 130.000,00 TL ve kararla hüküm altına alınması gereken kısım kadar bedelsiz olduğunun şerh edilmesine karar vermek gerekirken anılan hususlar nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bu nedenle asıl davada verilen kararın davalı … yararına bozulması gerekmiştir.
4- Bozma sebep ve şekline göre, asıl davada davalı … vekilinin faiz başlangıcına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle kararın bozulduğu görülmüş, bozma kararı üzerine dosya mahkememize tevzi olunarak mahkememizin 201/384 esas numarasını almıştır.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuş, mahkememizin 20/10/2021 tarihli oturumunda asıl davada davalı şirket yönünden BAM tarafından verilen karar onandığından ve bu karar kesinleştiğinden, yine karşı dava ve birleşen davalar yönünden verilen kararlar da onaylanıp kesinleştiğinden, davalı şirketin asıl dosyada taraf sıfatı kalmadığından davalı şirketin UYAP kayıtlarının silinmesine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu, İstinaf ve Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; … 17.Noterliğinin 01/12/2011 tarih … yevmiye nolu limited şirket hisse devir sözleşmesi ile davacının davaya konu … Ltd Şti’ndeki hisselerini davalı …’e devir ve temlik edildiği, davalının bu hisseleri aralarındaki anlaşmaya göre geri devretmesi gerekirken, davalının bu anlaşmaya aykırı davrandığı, bunun üzerine davaya konu 21/12/2011 tarihli protokolün tanzim edildiği, bu protokolde yer alan hisse devir bedelinin esasının ödenmediği, tarafların 21/12/2011 tarihli protokol ile davalı şirketteki davacının %50 hisse bedeli olarak 600.000,00TL’yi hakkında hüküm kesinleşen davalı şirketle hakkındaki hüküm Yargıtay tarafından bozulan davalı … tarafından müştereken ve müteselsilen ödemeyi taahhüt ettikleri, bunun karşılığında davalı tarafından 3 adet senet verildiği, bu senetlerden ilkinin 30/12/2012 vade tarihli 200.000,00TLlik bedelli senet olduğu, dava tarihi itibariyle senetlerin henüz vadesinin gelmediği, Yargıtay bozma ilamı öncesinde mahkememizce bilirkişi incelemesinin yapıldığı, bu nedenle bozma ilamından sonra yeniden bir inceleme yaptırmaya gerek kalmadığı, bilirkişi tarafından yapılan ve tespit edilen ödenen miktarlar, Yargıtay bozma ilamında belirtilen 03/09/2012 tarihine kadar olan alacağın bilirkişi raporunda da tespit edilmiş olması, bu kapsamda ödenmesi gereken miktar ile ödenen miktar arasındaki farkın basit bir matematik işlemi ile mahkememizce bulunabileceği görüldüğünden, yeniden bilirkişi raporu alınmamış olup, Yargıtay ilamında belirtilen bozma gerekçesi dikkate alındığında:
Protokolde 2012 yılı için şirkete ait Mercedes marka aracın Ocak 2012 ‘de banka kredi borcu kapatılarak 85.000TL bedel karşılığı devredileceğinin düzenlendiği, ancak aracın devrinin yapılmayıp, bunun karşılığında bedelinin ödendiği, yine protokolde 2012 yılı boyunca her ayın 1.ve5.günlerinde olmak üzere Ocak ve Eylül ayları arasında nakit 12.000TL bedelin ödenmesi gerektiği, dava tarihi olan 03/09/2012 tarihi itibariyle Eylül ayında ödenmesi gereken nakit bedelin de henüz vadesinin gelmediği, dava tarihine kadar olan süreçte davalı tarafın muaccel olan borcunun 85.000TL araç bedeli ve Ocak- Ağustos ayları arasındaki (Ocak ve Ağustos ayları dahil, Eylül ayı henüz vadesi gelmediği için hariç) 8 aylık vadesi gelen bedelin 8 x 12.000 = 96.000TL olduğu, 85.000,00TL araç değeri eklendiğinde 03/09/2012 tarihine kadar muaccel olan alacak bedelinin 181.000,00TL olduğu, bu dönem içerisinde davalı tarafından davacıya toplam 130.000TLlik ödeme yapıldığı, dolayısıyla davalının protokol hükümleri uyarınca 03/09/2012 dava tarihine kadar olan tarihe kadar muaccel olmuş toplam 181.000TL alacağının bulunduğu, bunun 130.000TLsinin davalı tarafından davacıya ödendiği, davacının dava tarihi itibariyle 51.000,00TL yönünden muaccel olmuş alacağının kaldığı görülmüş olup, bu kısım için davanın kabulü gerekmiştir. Diğer senetler yönünden ise, uyulan bozma ilamı doğrultusunda henüz senetlerin vade tarihleri gelmediği ve muaccel olmadığından muacceliyet şartı oluşmadığından kalan kısımlar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş, ancak bu ret sebebi muacceliyetin oluşmamasından kaynaklanması sebebi ile davacının muaccel olmamış senetler yönünden muacceliyet tarihinden sonra yeniden başvuru yapılabilmesi için esasa ilişkin kesin hüküm oluşturmamak şartı ile ret kararı verilmiştir. Ayrıca mahkememizce kabul kararı verilen 51.000TL ile davacı taraça davadan önce tahsil edilen 130.000TLnin bozma ilamı doğrultusunda 29/11/2011 tanzim tarihli 31/12/2012 vade tarihli 200.000TL bedelli senedin arkasına toplam 181.000TL için bedelsiz kaldığının şerh edilmesine karar verilmiştir. Yine senetlerin yeniden başvuru yapılabilmesi için …’a iadesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile, 51.000,00 TL’nin 03/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın henüz senetlerin ve protokolde belirtilen ödeme tarihlerinin gelmemesi sebebiyle muacceliyet şartı oluşmadığından bu nedenle kalan kısımlar yönünden davanın REDDİNE, (esasa ilişkin kesin hüküm oluşturmamak kaydıyla)
2-Davacı tarafça tahsil edilen 130.000,00 TL ile mahkememizce tahsili hususunda hüküm altına alınan 51.000,00 TL’nin 30/12/2012 vade tarihli, 29/11/2011 tanzim tarihli, 200.000,00 TL bedelli senet arkasına toplam 181.000,00 TL kadar kısım için bedelsiz kaldığının şerh edilmesine,
3-Karar kesinleştiğinde senetlerin davacı …’a iadesine,
4-) Mahkememizin ilk kararı ile … esas sayılı 2018/255 harç numaralı 12/06/2018 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile 21.858,70TL bakiye karar harcının tahsiline karar verilmiş olup, davalı …’in harcın 3.483,81TLsinden sorumlu olduğundan, tahsilde tekerrür olmamak şartı ile 3.483,81TL karar ve ilam harcının davalı …’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 7.430,00TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan 462,50 TL posta masrafının davanın red ve kabul oranına (0,08) göre hesaplanan 37,00TLsının davalıdan … alınarak davacı …’a verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına (Mahkememizin ilk kararı gereğince tahsil edilmişse tahsilde tekerrür olmamak şartı ile),
Ayrıca davacı tarafından bu dava nedeniyle yatırılan 2.970,00TLpeşin harç ve 7.277,00TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 10.247,00TLnin davalıdan …’den alınarak davacı …’a verilmesine (mahkememizin ilk kararı gereğince tahsil edilmişse tahsilde tekerrür olmamak şartı ile),
7)-Davalılar … tarafından yapılan 34,00TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 33,32TLsının davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde YARGITAY’a YASA YOLU açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/10/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI