Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/362 E. 2022/268 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/362 Esas
KARAR NO:2022/268

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:05/10/2020
KARAR TARİHİ:14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının itfaiye personeli olarak çalıştığını, daha önce hiçbir bilgisi olmadığı halde davalı tarafın internet üzerindeki reklamlarından etkilendiğini ve uygulamada “…” olarak bilinen “… Araç Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi”ni imza ettiğini, davacının, davalı tarafın reklamlarında siteden temsilci atanacağı, temsilcinin her zaman destekleyici olacağı ve kapsamlı bir eğitim verileceği gibi hususlara inanarak bu sözleşmeyi imza ettiğini, ancak davacının davalı tarafça yanıltıldığını ve 37.500,00-TL zarara uğratıldığını, işbu sözleşmenin 16.11.2016 tarihinde imzalandığını, davacıya sözleşmenin bir örneğinin gönderileceğinin söylenmesine rağmen sözleşmeden önce davacı tarafından okunması gereken ”… Araç Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi Ön İnceleme Formu”nun 24.11.2016 tarihinde yani sözleşmenin kurulmasından 8 gün sonra mail adresine gönderildiğini, bu sebeple davacının sözleşmenin imza edilmesinden itibaren 5 gün içinde cayma hakkının olduğunu, sözleşme imza edildikten 8 gün sonra öğrendiğini, davalı tarafça verilmesi yasal olarak zorunlu olan demo eğitiminin usulüne uygun verilmediğini, davalı şirketin sadece şartların sağlanması ve bir an önce gerçek hesaba geçilsin düşüncesiyle usulü şartları yerine getirdiğini ancak davacıya verilmesi gerekli bilgi ve eğitimi, hesabı kapama, açma, alış ve satış, kaldıraç gibi hususlarda bilgilendirme yapmadığını, davacının, bu durum üzerine 13.01.2017 tarihinde Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Hakem Heyetine başvurduğunu, heyetin, karşı tarafın da cevabını alarak iddiaları tek tek değerlendirdiğini, heyetin temsilci ve davacı arasındaki konuşmaları dinleyerek, demo hesabı, uygunluk testi ve davacıya yapılan bilgilendirmeleri incelediğini, hakem heyetinin, … …A.Ş’nin kusurlu olduğunu, uygunluk testinin önemi konusunda davacıyı yanlış yönlendirdiği, uygunluk testi sonuçlarına göre kaldıraçlı işlemlerin davacı açısından uygun çıkmamasına rağmen, hesap açılış sürecinde davacının bilgi ve tecrübesizliğinden yararlanılarak hesap açılış sürecinin rutin bir aşama olarak kurgulandığı, yatırımcının yanıltılarak sözleşme öncesi dürüstlük ve özen borcuna aykırı davranıldığı kanaatine varılarak davacının zararının faizi ile birlikte davalı şirketçe tazmin edilmesi gerektiği sonucuna vardığını, davacı tarafından toplamda farklı tarihlerde 37.500,00-TL teminat yatırıldığını ve daha sonra hesabın stop-out yapıldığının tespit edildiğini, hakem heyeti raporuna davalı şirketçe itiraz edildiğini, hakem heyeti kurulunun itirazı hiçbir gerekçe göstermeksizin kabul ettiğini, bu hukuksuz karar neticesinde yargı yoluna başvurma zaruretinin hasıl olduğunu beyanla davacının uğramış olduğu 37.500,00-TL zararın hakem heyetine başvuru tarihinden başlayarak hesaplanacak ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde Türkiye Sermaye Piyasaları nezdinde kurulu bulunan Hakem Heyeti’nin lehine almış olduğu kararın neden bozulduğunu mahkemenin bilgisinden gizlediğini, SPK Hakem Heyeti’nin maddi hatalar yaptığını, mevzuatı yanlış yorumladığını ve işlem / fiyat / zaman ve somut olaya özgü diğer hususları dikkate alarak bir değerlendirme yapmaksızın tek başına farazi ve sübjektif yorum yöntemleri kullanmak suretiyle illiyet bağı tesis ettiğini ifade ettiğini, SPK’nın, davalı şirketin deneme hesabına ilişkin uygulamalarını eleştiri konusu yapmış olmakla birlikte, daha önce bizzat kendisinin ve Hakem Heyetlerinin kararlarına paralel olarak, deneme hesabındaki bir takım aksaklıklar ile davacının bizzat kendisi tarafından alınan yatırım kararları arasında illiyet bağı olmadığı gerçeğinden hareketle, Hakem Heyeti tarafından sübjektif bir şekilde kurulan illiyet bağı sonucunda ulaşılan tazmin hükmünü uygun görmediğini, davacının deneme hesabında işlemlerde eksiklikler bulunduğu için değil, bizzat kendisi tarafından alınan yatırım kararları nedeniyle, döviz kurunda artış bekleyerek pozisyon açmışken döviz kuru düştüğü, döviz kurunda düşüş bekleyerek pozisyon açmışken döviz yükseldiği için zarar ettiğini, ayrıca davacıya mevzuatın zorunlu kıldığı ve davalı şirketin kendi inisiyatifi ile benimsediği politikalar çerçevesinde kaldıraçlı işlemler hakkında pek çok şekilde bilgi verildiğini ve kendisine gerekli uyarıların yapıldığını, “Genel Müşteri Kaldıraçlı İşlemler Beyan Formu”nda görüleceği üzere davacının parasının tamamını kaybedebileceği dahil bütün riskleri bildiğini, internet sitesinde yayınlanan kar / zarar dağılımı konusunda bilgi sahibi olduğunu, deneme hesabında işlem de gerçekleştirdiğini beyan ettiğini, söz konusu beyana ek olarak, SPK’nın III-39.1 sayılı Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğ’inin 25. maddesi uyarınca kaldıraçlı işlemlerin riskleri hakkında müşterilere bilgi veren “… Araç Alım Satım İşlemlerine İlişkin Risk Bildirim Formu”nun davacıya sunulduğunu ve forma ilişkin onayının alındığını, sözleşmenin davacıya geç gönderildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu işlemin tüketici mevzuatına tabi olmamakla birlikte, mahkeme aksi kanaatte olsa dahi türev araçlara ilişkin işlemlerde cayma hakkının kullanılmasının mümkün olmadığını, davacının 16/11/2016 tarihinde online olarak elektronik sözleşme doldurduğunu, aynı gün davalı şirketçe sözleşme dışındaki imza beyanı ve diğer belgeleri imzalatmak üzere kendisinin adresine gönderildiğini, davacı sözleşmeyi onayladığında hesap açma sürecenin başladığını, yürürlükteki mevzuata göre kendisine uygunluk testi yapılması, deneme hesabında 6 iş günü süre ile işlem yapma sürecinin başlatılması, demo eğitimi verilmesi, MASAK mevzuatı gereğince kimlik ve fatura teyitlerinin yapılması işlemleri tamamlanarak 6 iş günü sürenin tamamlandığını, 24/11/2016 tarihinde sözleşmesinin onaylanarak hesabının açıldığını, bu süreçler tamamlanmadan müşterinin imzaladığı sözleşmenin davalı şirketçe imzalanmasının mümkün olmadığını, bu çerçevede hesap açılış süreci tamamlandığında davalı şirketçe de imzalanan sözleşmenin elektronik imzalı bir nüshasının 24/11/2016 tarihinde davacının elektronik posta adresine gönderildiğini, mevzuatta müşterilere eğitim verilmesi gibi bir yükümlülük bulunmadığını, davalı şirketin kendi inisiyatifi ile müşterilerini bilgilendirmek için her türlü çabayı gösterdiğini, deneme hesabında verilen eğitiminde bu eğitimlerin bir parçası olduğunu, davacının gerçek hesabı açılana kadar olan 8 günlük sürede aldığı eğitimi yeterli gördüğünü, eğitim dışımda deneme hesabında kendi başına sadece 29 işlem yapmış ise bunun sorumlusunun davacı şirket değil kendisinin olduğunu, davalı şirketin swap, rollever ve spreadlar konusunda sözleşmeye uymadığı yönündeki iddiaların mesnetsiz olduğunu, bütün maliyetlerin davacının hesabına kendisine yapılan bildirimler çerçevesinde yansıtıldığını, davacının daha önce bu konuda bir iddia veya beyanı olmadığı gibi, şikayetleri inceleyen Hakem Heyeti ya da SPK’nın da bu şekilde bir tespitte bulunmadığını, davacının dilekçesinde, kararın SPK tarafından bozulduğuna ve bozulma gerekçelerine yer vermeden, Hakem Heyeti kararına atıfla kendisine uygulanan uygunluk testinin de mevzuata aykırı olduğunu iddia ettiğini, oysa ki maddi vakıalar ve mevzuatın bunun aksini gösterdiğini, davacının yeterince korunmadığı iddiasına dayanak yaptığı III-39.1 Tebliğ’in 28/2(ı) bendinin uyuşmazlık konusu ile ilgisi bulunmadığını, bununla birlikte SPK kararında da açıkça tespit edildiği üzere, davacının mevzuat çerçevesinde pek çok vesile ile bilgilendirildiğini ve uyarıldığını, kurulmuş bir sözleşme bulunuyor iken culpa in contrahendo sorumluluğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, davalı şirketin Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi, düzenlenmiş bir sektörde, aldığı izin uyarınca faaliyet gösteren ve SPK’nın yakın denetimi altında olan bir kurum olduğunu, yanlış yatırım kararları nedeniyle zarara uğrayan davacının, uğradığı zararı tahsil etmek için davalı şirket hakkında haksız ve mesnetsiz iddialarda bulunduğunu beyanla öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, zamanaşımı iddialarının yerinde görülmemesi halinde, iddialarının mesnetten yoksun olması nedeniyle davanın esastan reddini, vekalet ücreti dahil bütün dava giderlerinin yasal faizi ile birlikte karşı taraftan alınarak taraflarına iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
…. Tüketici Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ve 23/03/2021 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş, taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; sözleşme, hesap ekstreleri, Hakem Heyeti kararı, SPK’nın Hakem Heyeti kararını uygun bulmadığına ilişkin yazısı, Genel Müşteri Kaldıraçlı İşlem Beyan Formu, Risk Bildirim Formu, eğitim videoları linkinin de yer aldığı bilgilendirme maili, elektronik ortamda gerçekleştirilen uygunluk testi örneği, ses kaydı deşifrasyonları, elektronik posta kayıtları, deneme hesabı bilgileri, log kayıtları, taraflar arasında yapılan telefon görüşmelerine ilişkin ses kayıtları mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, Sermaye Piyasası ve Borsa Uzmanı …, Menkul Kıymetler ve Borsa Uzmanı Dr. …, Nitelikli Hesaplama Uzmanı Prof. Dr. …, Mali Tablolar Değerleme Uzmanı …’ye tevdii edilen dosyada tanzim olunan 16/02/2022 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; sözleşme ve ekleri açısından; III-39.1 sayılı Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğ’in 25/1. ve 26/1. maddelerine göre; yatırım kuruluşları müşterileriyle işlem yapmaya başlamadan önce, sunulacak faaliyet ve hizmete ilişkin yazılı bir sözleşme yapmak zorunda ve yatırım hizmet ve faaliyetleri kapsamında çerçeve sözleşme imzalamadan önce tebliğ 31. maddede tanımlanan genel müşterilerine sermaye piyasası araçları ile yatırım hizmet ve faaliyetlerine ilişkin genel riskleri açıklamak ve risk formunun okunup anlaşıldığına dair yazılı bir beyan almak ve bir örneğini müşteriye vermek zorunda olduğu, müşteri ile yapılacak sözleşmelere ilişkin asgari şartlar ve Risk Bildirim Formları’nın çerçevesinin mevzuat kapsamında Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenmekte olduğu, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereği; … tarafından sözleşme içerikleri ve yapılacak işlemler konusundaki bilgilendirmenin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 49 ve 84’üncü maddelerine dayanılarak çıkarılan Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği kapsamında e-posta yoluyla yapıldığı, bilgilendirme formları ve sözleşmelerin davacı … tarafından “okuyup anladığı ve elektronik ortamda onaylayarak kabul ettiği” beyanını 212.252.80.176 IP adresi üzerinden 16.11.2016 tarihi ile belirttiği, bu tarih itibari ile kendisine verilen deneme hesaplarından işlemler gerçekleştirdiği ve mevzuat gereği zorunlu olan 50 işlem üzerinde toplam 169 işlem gerçekleştirerek 24.11.2016 tarihi ile gerçek hesabından işlemlere başladığı, gerçek hesabından işlemlere başladığı gün imzalamış olduğu sözleşme ve eklerinin e-posta yolu ile kendisine iletildiği, açtırmış olduğu Kaldıraçlı Alım Satım Hesabına ilişkin Finansal Hizmetlere İliştin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 13/a fikrası kapsamında cayma hakkının bulunmadığı, bu hususun davacı yatırımcıya ön bilgilendirme notu ile bildirilmiş olduğu, davacı açısından; davacı yatırımcının bu piyasalara ilişkin herhangi bir bilgi ve deneyimin bulunmadığı, aracı kurum çalışanları tarafından bir çok kez kendisine bu yatırımın çok riskli ve kayıplara sebep verebilecek nitelikte olduğu belirtilmesine rağmen bu işlemleri yapmak arzusunda bulunduğu, özellikle hesabına ilişkin analizlerle ilgilendiği, uygunluk testi sonucu olumsuz çıkmış olsa bile piyasada yer alma istediği ile devam etmek istediğini belirtmesi, konuşma kayıtlarında bir ara portföy yönetimi istediğinde bulunduğu, fakat uygunluk testinin olumsuz çıkması sebebiyle piyasa öneri ve analizlerinin mevzuat gereği kendisi ile paylaşılmasının uygun olmadığının belirtildiği, uygunluk testinin yapılmasında davacının özellikle repo ve tahvil hususlarına takıldığı ve bu konularda bilgisinin olmaması sebebiyle testi geçmeye istekli olmadığı, aksi halde hesabından yaptığı alım satımlara ilişkin uygunluk testinden geçmeye niyetli olduğu, parasını değerlendirmeyeceği bir yatırım aracına (repo-tahvil) onay verecek olmasının stresini yaşadığı bu sebeple her soruluşta uygunluk testini yapmak istemediğini beyan ettiği, davacının gerçek hesap açılışının ilk günlerinde oldukça yoğun işlemler gerçekleştirmiş olduğu, önceleri küçük kârlar elde ettiği, bunula birlikte sonrasında hesabında bir çok kere aynı anda ters yönlü pozisyonlar açmış olduğu, bu pozisyonlarda birinden kâr elde etse bile diğerinden ters yönlü olduğu için zarar etmek durumunda olduğu hususuna vakıf olamadığı, bu hususun kendisine atanmış müşteri temsilcisi tarafından bir kaç kez hatırlatılması ve uyarılmasına rağmen açmış olduğu pozisyonları kapatmamış olduğu, aracı kurum çalışanlarınca hesaptaki parasal değerinin %10’u kadar pozisyon açılması tavsiyelerine uygun davranmadığı, yüksek kâr beklentisinde olduğu ancak bu beklenti ile önerilere uygun davranmaması sebebiyle zarar ettiği, bu zararına pozisyonları kapatmaması sebebiyle gecelik elde tutma maliyeti de eklenince ana paranın kaybına neden olabilecek bir zararla karşılaştığı, aracı kurum çalışanlarınca deneme eğitimi sonrasında da gönderilen video ve benzeri eğitici unsurlara gereken önemi vermediği, davacının bu piyasayı spot döviz piyasası niteliğinde gördüğü kanaati oluştuğu, davalı açısından; yatırımcının 16.11.2016 tarihinde deneme hesabında gerçekleştirdiği işlemlerin daha ziyade mevzuat gereği yapılması zorunlu 50 adet işlemin sağlanmasına yönelik davalı çalışanı tarafından yönlendirmesi ile yapıldığı tespit edilmekle birlikte yatırımcının gerçek hesap açılma tarihi olan 24.11.2016 tarihine kadar eğitim sürecinde davacıya gerekli bilgilendirmelerin yapıldığı, özellikle davacının 22.11.2016 tarihi ile yeterli eğitim alamadığı beyanı ile bu konuda kendisine yardımcı olunduğu, 23.11.2016 tarihi ile çalışan tarafından davacıya yeniden alımlar satımlar yaptırıldığı, bu sefer davacının memnun kaldığını beyan ettiği, hesap açıldıktan sonra da bu yatırımına ilişkin sorduğu her türlü soruya cevap verilmiş olduğu, gerekli belge bilgi ve videoların gönderilmiş olduğu ve hatta yeniden eğitime yönelik hususların tekrar edildiği ve nasıl davranması gerektiğinin belirtildiği, örnekler üzerinden yatırımlarında dikkat etmesi gereken hususlara ilişkin detaylı açıklamaların yapıldığı, piyasaların tamamı üzerinde hesap bakiyesinin %10’unu aşan pozisyon açılmaması yönünde büyük çoğunlukla tavsiyelerin verildiği, yatırımın tek yönlü olmasının, ayna anda iki yönlü olmasına nazaran daha uygun olduğu, aynı araçta (USD/TRY, EUR/TRY, GOLD/TRY) aynı anda iki yönlü pozisyon (hem satış hem alış) açılmasının davacının hesabına hiçbir katkısının bulunmadığının bir çok kez ifade edildiği, teminat sınırlarına dikkat çekildiği, fiyat hareketleri nedeniyle davacı hesabındaki net varlığının açık pozisyonlar için gerekli olan teminat tutarının %50’sine gerilemesi durumunda sistem tarafından üretilen Margin Call (Teminat Tamamlama Çağrısı) uyarısı alınacağının bildirildiği, bu uyarıyı dikkate almadan pozisyonlarını taşıması durumunda, hesabındaki net varlığının açık pozisyonlar için gerekli olan teminat tutarının %20’sine inmesi halinde hesabının Stop Out olacağı ve sistem en yüksek zarardaki pozisyondan başlayarak pozisyonları kapatmaya başlayacağının bildirildiği, davacının piyasa önerilerini ne zaman alabileceğine ilişkin sorularına uygunluk testini yapması ve sonucun olumlu çıkması halinde piyasa önerilerinin kendisi ile paylaşılacağının hemen hemen her görüşmede belirtildiği, bu sebeple yatırımcının yatırım kararlarına etki edecek ve yönlendirecek bilgilendirmenin yapılmadığı, yapılamadığı, bu bilgilendirmenin davacıya uygunluk testini yeniden yapmadığı sebebiyle davacıya iletilmesi sonucu davacının kendi kararlarını kendi vereceğini ve böyle kalmaya istediğini ifade ettiği, SPK ve TSPB yazışmaları açısından; davacı yatırımcının 13.01.2017 tarihli TSPB – Müşteri Uyuşmazlıkları Hakem heyetine yapmış olduğu başvurunun incelenmesi sonucu verilen kararda daha ziyade hesap açılış öncesi işlemlere ve deneme hesabına yönelik aracı kurumun kusuruna ikin tespitlere ulaşmış olduğu diğer hususlarda özellikle sisteme dayalı alım satım fiyatları arasındaki farkın genel piyasa koşullarıyla uyumlu olup olmadığı yönünde herhangi bir bulgu ve tespitlerinin bulunmadığı, bu tespitlerini ilettiği SPK tarafından davalı aracı kuruma Kaldıraçlı Alım Satım (…) piyasalara ilişkin bir çok hususta mevzuat gereklerine uygun hareket etmediği sebebiyle idari para cezaları verilmiş olduğu, bu sebeple TSPB’nin kararı doğrultusunda yeni bir ceza verilmesinin ve ilgililere yönelik bir işlem yapılmasının uygun görülmediğinin bildirildiği, davalı aracı kuruma bir çok hususta verilen idari para cezası bulunmakla birlikte gerek dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgeler gerekse ses kayıtlarının dinlenmesi sonucu davacının bu piyasalarda yer almak isteğinin yeterli bilgi ve deneyime sahip olmasa bile ağır basarak, piyasada yüksek kâr elde etmek amaçlı yer aldığı, KAS hesabından yapmış olduğu tüm işlemleri kendi kararıyla gerçekleştirdiği, aracı kurum çalışanlarının bu piyasalarda ciddi risklerin mevcut olduğunu belirtmeleri ve hesabına yatırmış olduğu paranın en az %10’u ile hareket etmesine yönelik uyarılarını dikkate almadığı, çok sayıda pozisyon açmış olduğu, açmış olduğu pozisyonları hem alış hem satış yönünde iki yönlü olarak açtığı, bu sebeple kâr oluşsa bile ters pozisyon ile bu kârın ortadan kalkmış olduğu, açmış olduğu pozisyonlarını uyarılara rağmen kapatmaması sebebiyle taşıma maliyetine de maruz kaldığı, tüm bu tespitler sonucunda; davacının davalı kurum nezdindeki KAS hesabına ilişkin gerçekleştirmiş olduğu yatırımları ile ilgili olarak hesap açma öncesi-sonrası ve işlem yapma süreçlerinin her aşamasında davalı aracı kurum çalışanlarınca gerekli ve yeterli bilgilendirmenin yapılmış olduğu, risklere ve yapmaması gereken hususlara ilişkin uyarılara rağmen davacı yatırımcının bu piyasanın her aşamasında kendi kararları ve onayı ile toplam 36.221,55-TL zarar elde ettiği, bu zararın 13.108,30-TL’sinin açmış olduğu pozisyonları taşıma maliyeti (swap) kaynaklı olduğu, 23.115,25-TL’sinin ise açmış ve kapamış olduğu pozisyonlar ile teminatın yetersiz hale gelmesi sonucu sistem tarafından otomatik kapatmalar sebebiyle oluştuğu, sonuçta davacının hesabında oluşan zararın bu piyasada yer alma isteğinden kaynaklı kendi kararları ve sorumluluğunda gerçekleşmiş olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Dava, taraflar arasındaki Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi kapsamında yapılan kaldıraçlı alım-satım (foreks) işlemlerinden uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında … Araç Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi imzalandığı, davacının davalı şirket aracılığıyla yatırım amaçlı alım satım işlemleri yaptığı anlaşılmaktadır. Davacı, davalı aracılığıyla kaldıraçlı işlem piyasasında yaptığı işlemler akabinde davalı şirketin kusurlu eylemleri neticesinde zarara uğradığından bahisle zararının tazmini için iş bu davayı açmıştır.
…. Tüketici Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş olup mahkememizin görev hususunda yaptığı değerlendirme neticesinde; davacının nihaî tüketim amacıyla değil, kâr elde etmek amacıyla türev araçları alım-satımı yapabilmek için Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) mevzuatına göre kurulan “Aracı Kurum” statüsündeki davalı şirketle çerçeve sözleşme imzaladığı, işlemin tüketici hukukuna tabi sayılabilmesi için tüketicinin ticari veya mesleki amaçla hareket etmemesi şart olduğu ancak eldeki davaya konu sözleşmenin ticari amaçla yapıldığı, davalının tüketici konumunun bulunmadığı, ticari amaç güttüğü anlaşılmakla, taraflar arasında TTK’dan kaynaklanan uyuşmazlıkların TTK’nın 4. ve 5. maddeleri gereğince ticaret mahkemesinde görülüp çözümlenmesi gerektiğinden, davacının hizmeti davalı yatırım şirketinden finansal işlemler için aldığı, davalının bu ticari amacı karşısında tüketici sayılmaması nedeniyle mahkememizin davaya bakmakta görevli olduğu anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraflarca usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanılmış, dava dosyamız uzman bilirkişilerden oluşan heyete tevdii edilerek uyuşmazlıkla ilgili olarak rapor tanzimi istenilmiş olup tanzim edilen mahkememizce kabul gören 16/02/2022 tarihli raporunda toplanan deliller, sözleşmeler, taraflar arasındaki ses kayıtları, SPK yazısı birlikte değerlendirilerek, davacının davalı kurum nezdindeki KAS hesabına ilişkin gerçekleştirmiş olduğu yatırımları ile ilgili olarak hesap açma öncesi-sonrası ve işlem yapma süreçlerinin her aşamasında davalı aracı kurum çalışanlarınca gerekli ve yeterli bilgilendirmenin yapılmış olduğu, risklere ve yapmaması gereken hususlara ilişkin uyarılara rağmen davacı yatırımcının bu piyasanın her aşamasında kendi kararları ve onayı ile toplam 36.221,55-TL zarar elde ettiği, bu zararın 13.108,30-TL’sinin açmış olduğu pozisyonları taşıma maliyeti (swap) kaynaklı olduğu, 23.115,25-TL’sinin ise açmış ve kapamış olduğu pozisyonlar ile teminatın yetersiz hale gelmesi sonucu sistem tarafından otomatik kapatmalar sebebiyle oluştuğu, sonuçta davacının hesabında oluşan zararın bu piyasada yer alma isteğinden kaynaklı kendi kararları ve sorumluluğunda gerçekleşmiş olduğu tespit edilmiştir. Belirtilen bu nedenlerle; davacı tarafın davalının kusuru nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü zararların davacının bizzat kendisinin açmış olduğu pozisyonlardan kaynaklandığı, davacı hem alış hem de satış yönündeki pozisyonlarının hesabını zora soktuğu yani açılan alım pozisyonundaki fiyat yukarı gittiğinde kar elde edebilecekken aynı zamanda açmış olduğu satım pozisyonundan dolayı satmış olduğu fiyattan daha yukarıda oluşacak piyasa fiyatı nedeniyle zarara uğradığı sonuç itibariyle davacının hesabında bizzat kendisi tarafından gerçekleştirilen işlemler sonucu zarar ettiği yine incelenen ses kayıtlarında, davalı şirketin muhtelif tarihlerde ısrarla davacıya bakiyesinin en fazla %10 unu kullanmasını tavsiye ettiği, eğitim videolarını izlemesi yönünde uyardıkları, davacının ise davalı çalışanlarının en fazla %10 unu kullanmasına yönelik tavsiyelerine uymadığı, davacının yüksek kar beklentisine sahip olduğu bu beklenti ile önerilere uygun davranmadığından zarar ettiği, bu zararını pozisyonlarını kapatmaması sebebiyle gecelik elde tutma maliyeti de eklenince ana paranın kaybına uğradığı, aracı kurum davalı çalışanlarınca gönderilen video ve benzeri eğitici unsurlara gereken önemi vermediği dolayısıyla davacının, bu sistemin risklerini göze alarak bu piyasalarda işlem yaptığı, uğranılan zarara bizzat kendisinin neden olduğu, davalı kurumun bilgilendirme yükümlülüklerini yerine getirdiği, risklere ve yapmaması gereken hususlara rağmen davacı yatırımcının piyasanın her aşamasında kendi kararı ve onayı ile zarara uğradığı zararın bizzat kendinden kaynaklandığı anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın REDDİNE,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin olarak alınan 640,41-TL’den mahsubu ile fazla alınan 559,71-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı tarafından yapılan 20,00-TL yargılama masrafının davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
(5)Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 5.625,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
(7)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.