Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/318 E. 2021/385 K. 05.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/318 Esas
KARAR NO : 2021/385

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/06/2008
KARAR TARİHİ : 05/05/2021
Mahkememizin …Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek mahkememizin yukarıda esas sırasına kaydı yapılan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının Almanya da ikamet ettiğini, uzun yıllar çalışarak biriktirdiği parasını yatırıma dönüştürmek istediğini, …T.A.Ş’nin gurbetçiler için Türk gazetelerinde verdiği dövize yüksek faiz şeklinde yapılan reklamında etkisi ile döviz bazında yatırım yapmak amacıyla ve …bankasında hesap açılmak üzere …T.A.Ş’ye para yatırdığını, yatırdığı mevduat karşılığı Türkiye …T.A.Ş bünyesinde hesap açıldığı ve kendisine…yazan … Bankası logosu olan koşan at simgesinin bulunduğu bir adet hesap cüzdanının verildiğini ve davacının da Türkiye de kurulan bir bankada değerlendirildiğini düşünerek hesap cüzdanı ile yaptığı her işlemi …T.A.Ş’nin şubeleri aracılığıyla gerçekleştirdiğini, tüm bu işlemlerin …T.A.Ş şubelerinde gerçekleştirilmiş olması, kendisine verilen hesap cüzdanı üzerinde … Bankası T.A.Ş’nin adının ve logosunun bulunması nedeniyle de… Bankası dışında bir bankaya para yatırdığını aklına bile getirmediğini, ancak…Grubuna ait … ‘a ve …’e el konulması sonrası …Bankası T.A.Ş’nin mevduatları ödemede sıkıntıya düştüğünü, ve bu süreç sonucunda da bankanın yönetiminin 03/07/2003 tarihinde alınan kararla TMSF’ye devredildiğini, bu devrin akabinde…Bankası olayını araştıran komisyon tarafından yolsuzluk raporunun hazırlandığını ve devlet kurumlarının da doğan zararlardan sorumlu olduğunun ortaya çıktığını, Türkiye…Bankası T.A.Ş’nin yönetiminin TMSF’ye devri sonucunda davacıya herhangi bir faiz ödemesi yapılmadığı gibi ana paranın dahi iade edilmediğini, diğer yandan … Bankasına para yatıranlardan paraları … hesabına aktarılanlara bir ödeme yapılamayacağının, BDDK ve TMSF tarafından basın yolu ile ilgililere duyurulduğunu, bu nedenle davacının devlete ve Türkiye …Bankası T.A.Ş’ye güvenerek yatırdığı parasını geri alabilmek için sorumluluğu bulunan davalılar aleyhine bu davayı açtığını, söz konusu davacının uğradığı zarardan birinci derecede Türkiye … Bankası T.A.Ş’nin sorumlu olduğunu, Türkiye… Bankası T.A.Ş ve…Limited hakim ortağı …’ın da doğan zarardan birinci derece de sorumlu olduğunu, zira TTK.336. maddesi uyarınca bu sorumluluğun meydana geldiğini, BDDK çalışanı Türkiye … Bankası çalışanı yönetim kurulu üyesi ve daha sonra Müflis… T.A.Ş. Genel müdürü olan …’ın ve temsil ettiği kurum olan BDDK ‘nun meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, davacının yatırdığı paranın Türkiye… Bankası T.A.Ş bünyesinde olduğunun kabulü sonucunda TMSF tarafından normal mevduat hesap sahiplerinde olduğu gibi davacıya da ödeme yapılması gerektiğini belirterek davacının uğradığı toplam 822.693,30TL’nin davalılar… dan, …T.A.Ş’den, BDDK dan, … dan ve bu tür davalardan sigorta olarak doğan zararları karşılamak üzere kurulmuş olan TMSF den müşterek ve müteselsilen avans faizi ile alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesi ile; davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, davalının BDDK ‘nun 27/12/2001 tarihli kararıyla yönetim kurulu üyeliğine atandığını, bankaya verilen talimatların eksiksiz uygulanmasını ve gerçekleşmesini denetlemekle görevli olduğunu, 26/06/2003 tarihinde bankada yönetim kurulu toplantısı çağrısı üzerine tüm üyelerin görevlerinden istifa ettiklerini, 03/07/2003 tarihinde bankanın mevduat kabul yetkisinin ve bankacılık işlem yapma yetkisinin kaldırılması üzerine banka genel müdürü ve yönetim kurulu üyesi olarak atandığını, davalının görev ve yetkilerinin görevlendirme yazısı ile belirlenmiş olduğunu, yapılan işlemlerde davalının herhangi bir hata veya kusurunun bulunmadığını, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılardan TMSF vekili cevap dilekçesi ile; davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, davalının bankalardaki tasarruf mevduatını güvence altına alan bir kamu denetçisi olduğunu, bankalar kanununun off shore hesaplarla ilgili kendilerine görev ve sorumluluk yüklemediğini, bu davada davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, …hesap bedellerinin tasarruf mevduatı niteliğinde bulunmadığından ve davalının da yasa gereğince sadece Türkiye de faaliyet gösteren ve mevduat kabul eden bankalardan gerçek kişiler adına tasarruf mevduatı adına açılmış Türk Lirası ve tasarruf mevduatı niteliğindeki altın, repo ve döviz tevdiat hesaplarını ödeme yükümlülüğü bulunduğunu,…hesap bedelinin davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığını, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılardan BDDK vekili cevap dilekçesi ile; davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, davalı kurumun TMSF den ayrı tüzel kişiliğe sahip olduğunu, davalılardan …’ın davalı kurumun personeli olmadığını, bu kişinin bankacılık kanununun 14. Maddesine göre banka hakkında alınan tedbir ve kararların denetim ve gözetimi için banka yönetim kuruluna atandığını, davalıya husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda 02/10/2013 tarihli karar ile, davanın davalı…Bankası TAŞ yönünden kabulü ile, 822.693,30TLnin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ancak davalı … Bankası TAŞ iflas etmiş ve iflas masası teşekkül etmiş bulunduğundan hükmedilen alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne, diğer davalılar hakkındaki davanın ayrı ayrı kabule şayan bulunmadığından reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2015/6682 esas 2016/3419 karar sayılı 06/06/2016 tarihli ilamı ile, “. . . davalılar TMSF, BDDK yönünden açılan davanın, bu kurulların idari eylem ve işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığını ve işlemlerin uygulanmasında zarar doğup doğmadığının tespit edileceği yerin idari yargı olduğu, davalı … yönünden açılan davanın ise bu davalının 4389 s. Kanun’un 24/6-3 maddesi gereğince atanan kamu görevlisi olduğu dikkate alınarak bu davalılar yönünden açılan davanın yargı yolu yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, karar düzeltme talep edilmiş ise de, aynı dairenin …esas …karar sayılı 20/05/2019 tarihli ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiş ve dava mahkememizin… esas sırasına kaydedilmiş, mahkememizin… esas sayılı dosyasında verilen 23/12/2020 tarihli karar ile de mahkememiz dosyasında davalılar BDDK, TMSF ve … yönünden açılan davanın tefrikine karar verilerek mahkememizin 2021/318 esas sırasına kaydedilmiştir.
6100 sayılı HMKnun 114.maddesinde dava şartları belirtilmiş olup, HMKnun 114/b maddesine göre yargı yolunun caiz olması dava şartlarından sayılmıştır. Yine aynı sayılı HMKnun 115/2. Maddesinde “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. ” denilmektedir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalıların beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının …T.A.Ş Bakırköy şubesi nezdinde açmış bulunduğu hesabı kapatarak … Ltd Lefkoşa – Kıbrıs ‘a yazılı talimata istinaden… Ltd nezdinde ki hesaba ilişkin 822.693,30 TL ‘nin faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili talebine ilişkindir. Davalılar TMSF, BDDK yönünden açılan davada, işbu davalıların kamu kurumu niteliğinde olup, söz konusu idarenin eylem ve işlemlerine karşı açılacak davalarda İdare Mahkemeleri görevlidir. Dolayısıyla bu davalılara açılacak davaların, idare tarafından yürütülen kamu hizmetinin yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülüp yürütülmediği ve işlemlerin uygulanmasında idarenin sorumluluğunu gerektiren bir hususun bulunup bulunmadığı, zarar doğup doğmadığının tayin ve tespitinin yapılması gerektiği, bu tayin ve tespitin de idari yargının görev alanına girdiği, davaya bakmakla idari yargı görevli olduğu, yine davalı … yönünden açılan davanın da, bu davalının 4389 s. Kanun’un 24/6-3 maddesi gereğince atanan kamu görevlisi olduğu, bu doğrultuda yapılan işlemlerden zarar doğup doğmadığının tespitinin idari yargının görev alanına girdiği anlaşılmakla, davalılar BDDK, TMSF ve … yönünden açılan davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;

1-Davalılar BDDK, TMSF ve … yönünden açılan davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden, AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde YARGITAY’a YASA YOLU açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/05/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

İşbu evrak, 5070 sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır.