Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/263 E. 2022/814 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/263 Esas
KARAR NO : 2022/814

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında ticari alım satımdan kaynaklanan ticari iş ilişkisi bulunduğunu, müvekkili tarafından davalı şirkete buğday kepeği ve… satışı gerçekleştirildiğini, davalı tarafından talep edilen buğday kepeği talebine istinaden müvekkili tarafından toplam 788.778,00-TL değerinde üç ayrı fatura kesildiğini, söz konusu taleplerin 10/07/2020 tarihli sipariş talebine ve sözleşmeye ilişkin düzenlendiğini, sözleşmenin 7. maddesi ile “çek veya bankadan yapılan ödemelerde vade aşımına aylık %4 vade farkı uygulanır” ibaresinin taraflarca kabul edilerek imzalandığını, talep edilen siparişlerin eksiksiz ve talep edildiği şekilde müvekkili tarafından davalıya teslim edildiğini, davalı tarafından işbu üç faturadan 21/07/2020 tarihli faturanın 19/10/2020 vade tarihinde ödenmesi gerekirken 22/10/2020 tarihinde ödemesi nedeniyle sözleşme gereği 409,99-TL vade farkı oluştuğunu, 12/08/2020 tarihli faturanın 10/11/2020 tarihinde ödenmesi gerekirken bir kısmı 16/11/2020 tarihinde yani 6 gün gecikmeli ödenmesi nedeniyle 800,00-TL vade farkı ve kalan bakiyenin 08/12/2020 tarihinde 28 gün geç ödenmesi nedeniyle 9.158,48-TL vade farkı oluştuğunu, davalı tarafından 12/08/2020 tarihli faturanın bir kısmının vadesinden önce ödendiği için müvekkili tarafça 800,00-TL indirim yapıldığı ancak sonuç itibariyle sözleşmeye aykırı hareket edilmesi nedeniyle toplam 9.568,46-TL vade farkı oluştuğunu, müvekkili tarafından alacağın tahsiline yönelik 10/03/2021 tarihli 9.568,46-TL vade farkı faturası kesildiğini ancak davalı tarafından işbu faturanın ödenmediğini, yine davalı tarafından…talebine istinaden müvekkili firma tarafından on iki ayrı fatura kesildiğini, söz konusu taleplerin 27/07/2020 tarihli siparişe ve sözleşmeye ilişkin düzenlendiğini, yine sözleşmenin 7. maddesiyle ödemelerde vade aşımı durumunda aylık %4 vade farkı uygulanacağının taraflarca kabul edilmesine rağmen oluşan 6.511,53-USD vade farkının ödenmediğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.518,25-USD ve 9.568,46-TL’nin 10/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; vade farkı uygulamasının süresinde ödenmeyen bir mal bedeli – dolayısıyla faiz dışında ödenmek zorunda kalınan ek bir miktarı ifade ettiğini, faizden farklı olarak vade farkının varlığına karar verilebilmesi için taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesinin bulunması yada vade farkını uygulamasının taraflar arasında sürekli uygulanır biçimde yerleşmiş olması gerektiğini, vade farkının alıcının itiraz etmemesi veya itiraz ettiğini kanıtlayamaması – taraflar arasında vade farkına ilişkin uygulamanın teamül olması halinde istenebileceğini, vade farkının gecikme faizinden farklı olup gecikme faizinin TTK 1530 maddesi gereği kanundan doğan bir hak olmakla kanunda belirtilen şartların yerine gelmiş olması halinde talep edilebilecekken vade farkının taraflar arasında yerleşmiş ve teamül haline dönüşmüş uygulamalara dayandığını, taraflar arasında geç ödemeden bahsedilebilmesi için sözleşmede hiçbir duraksamaya meydan vermeyecek şekilde bir ödeme gününün belirlenmiş olması gerektiğini, taraflar arasındaki 10/07/2020 düzenleme tarihli sözleşmede ödeme şekli kısmında “fatura kesim tarihi” esas alınmış olmakla davacı tarafından düzenlenen fatura tarihinin davalı müvekkili şirket tarafından fatura tebliğ edilmediği sürece bilmesinin mümkün olamayacağını, 27/07/2020 düzenleme tarihli sözleşmede ise ödeme süresinin başlaması için faturanın düzenlenme veya tebliğ tarihi dahi belirtilmediğini, bu nedenle faturanın tebliğ edilme şartının sözleşmeye yazılmamış olmasının ödeme süresini belirsiz hale getirdiğini, her iki sözleşmede ödemenin çek ile yapılacağı belirtilmişse de çeklerin keşide tarihlerinin hangi zaman aralığı ile sınırlı olduğunun belirtilmemiş olmasının yine ödeme süresini belirsiz hale getirdiğini, davalı müvekkiline tebliğ edilen vade farkı faturalarının iade faturası düzenlenmek suretiyle iade edildiğini ve bu hususta Bornova … Noterliği’nin 15/03/2021 tarihli …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, TTK 21/2 maddesi gereği faturayı alan kişinin aldığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde faturanın içeriğine itiraz etmemesi halinde faturanın kabul edilmiş sayılacağını, açıklanan ve re’sen nazara alınacak sebeplerle açılan haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; davacı vekili tarafından sunulan 03/05/2021 tarihli delil dilekçesi (ekinde taraflar arasında imzalanan 10/07/2020 ve 27/07/2020 tarihli sözleşmeler – vade farkı hesaplama çizelgesi – e-Arşiv faturalar – mutabakat formu), davacı vekili tarafından sunulan 10/12/2021 tarihli bilirkişi raporuna beyan / itiraz dilekçesi, davalı vekili tarafından sunulan 20/12/2021 ve 18/02/2022 tarihli bilirkişi raporuna beyan / itiraz dilekçeleri, davacı vekili tarafından sunulan 28/02/2022 tarihli ıslah ve davalı vekilince sunulan 07/07/2022 tarihli ıslah dilekçesine beyan dilekçesi Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları ve dosyada toplanan deliller nazara alınarak davalının ticari defter ve belgelerinin incelenerek inceleme yapılması için İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat müzekkeresi yazıldığı, mali müşavir …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 19/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafa ait elektronik yasal defterler ve muhasebe kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde davalı …A.Ş.’nin 2020 yılı yasal defter açılış / kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırıldığını ve muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğunu, yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterlerinin birbiriyle uyumlu olduğunu, davalı firmanın 2020 yılı yasal defterlerinin açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırıldığını ancak kapanış onay süresinin henüz gelmediğini, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulmakla yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterinin uyumlu olduğunu, taraflar arasında 10/07/2020 tarihinde 16 madde 1. sayfadan ibaret sözleşme akdedildiğini, işbu sözleşmeye istinaden davacı tarafından 2020 yılında çeşitli tarihlerde 788.778,00-TL tutarında toplam üç adet pelet kepek faturası düzenlendiğini ve davalı tarafından 2020 yılında çeşitli tarihlerde 788.778,00-TL tutarında ödeme yapıldığını, davacı tarafça 10/03/2021 tarihli 9.568,46-TL tutarında vade farkı faturasının düzenlendiğini ancak davalı tarafça işbu vade farkı faturasına istinaden 6102 sayılı T.T.K.’nun 21/2. Maddesine istinaden yasal süresi içerisinde iade faturası düzenlendiğini, incelenen davalı yasal defterlerine göre davacının 09/04/2021 dava tarihi itibariyle herhangi bir borç yada alacak bakiyesi bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan 27/07/2020 tarihli 16 madde 1 sayfadan oluşan sözleşmeye istinaden davacı tarafından 2020 yılında 130.398,02-USD karşılığı 959.442,02-TL tutarında toplam on iki adet … faturası düzenlendiğini, işbu faturalara istinaden davalı tarafından 2020 yılında çeşitli tarihlerde 130.398,02-USD karşılığı 982.211,41-TL tutarında ödeme yapıldığını, davacı tarafça 10/03/2021 tarihinde bu kez 6.511,54-USD karşılığı 49.839,33-TL tutarında vade farkı faturası düzenlendiğini ancak yine davalı tarafça yasal süresi içerisinde iade faturası düzenlendiğini, davalı tarafa ait incelenen yasal defterlere göre davacının düzenlemiş olduğu fatura bedellerinden kaynaklı bir borç / alacak bakiyesinin bulunmadığını ancak davalı tarafça kur değerleme işlemlerinin yapılmamış olması sebebiyle davacının 22.769,39-TL tutarında borç bakiyesinin bulunduğunu, davalı tarafın yasal defterlerinde davaya konu edilen iki adet vade farkı faturası dışında davacı yanca düzenlenen başkaca bir vade farkı faturasına rastlanmadığını, taraflar arasında düzenlenen 10/07/2020 tarihli sipariş sözleşmesi kapsamında davacının vade farkı talep edip edemeyeceği veya talep edebilecek ise vade farkının hangi tarihten başlaması gerektiği hususunun hukuki bir yorum gerektirdiğini, davacının 10/03/2021 tarihli faturaya istinaden 9.568,46-TL tutarında vade farkı talep edip edemeyeceği – talep ettiği tutarın yerinde olup olmadığı hususunda takdirin sayın Mahkemeye ait olduğunu, yine taraflar arasında düzenlenen 27/07/2020 tarihli sipariş sözleşmesi kapsamında davacının vade farkı talep edip edemeyeceği veya talep edebilecekse vade farkının hangi tarihten başlaması gerektiği hususunun hukuki bir yorum gerektirdiğini, davacının 10/03/2021 tarihli faturaya istinaden 6.511,54-USD tutarında vade farkı talep edip edemeyeceği – talep ettiği tutarın yerinde olup olmadığı hususunda takdirin sayın Mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir bilirkişi …n dosyada tanzim olunan 11/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafa ait 2020-2021 yılları yevmiye kebir ve envanter defterlerinin incelenmesinde davacı şirkete ait ticari defterlerin açılış onaylarının yasal sürelerinde yaptırıldığını, 2020 yılı kapanış onaylarının da süresinde yaptırıldığı ancak 2021 yılı kapanış onay süresinin henüz dolmadığı anlaşılmakla davacı ticari defterlerinin HMK 222. Maddesi çerçevesinde davacı lehine delil teşkil edeceğini, davacının davalıya vermiş olduğu mal ve hizmete dair faturaları 120 01 Ç01 – Alıcılar hesabında izlediğini, davacı tarafın yevmiye defteri kayıtlarının incelenmesinde davacının 09/04/2021 dava tarihi itibariyle davalıdan 9.568,46-TL ve 49.839,33-TL (karşılığı 6.511,54-USD) alacak kaydettiğinin görüldüğünü, davacı tarafın davalı adına 21/07/2020 – 24/07/2020 ve 12/08/2020 tarihlerinde “Buğday Kepeği” açıklamasıyla üç adet toplamı 788.778,00-TL bedelli fatura ile “DDGS” açıklamasıyla on iki adet toplamı 130.398,02-USD (karşılığı 959.442,02-TL) bedelli fatura düzenleyerek ticari defterlerine alacak olarak işlediğini, davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre de davacı tarafça düzenlenen işbu faturaların ticari deftere borç olarak işlendiğinin bildirildiğini, tarafların fatura tarihleri ve tutarları konusunda mutabık kaldıklarını, davacı şirketin davalı taraftan fatura alacağına karşılık banka yolu ile muhtelif tarihlerde 778.778,00-TL ve 130.398,02-USD (karşılığı 986.569,87-TL) tahsilat yaptığını, davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre davalı tarafın davacı şirkete yapmış olduğu ödemeleri ticari defterine işlediğini, tarafların tahsilat – ödeme tarihleri ve tutarları konusunda mutabık olduklarını, tarafların ticari defterleri arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafın davacı taraf adına düzenlemiş olduğu 9.568,46-TL ve 6.511,54-USD bedelli iki adet iade faturasından kaynaklandığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7. maddesinde “Çek veya bankadan yapılan ödemelerde vade aşımına aylık %4 vade farkı uygulanır” ibaresinin yer aldığını, davacının davalı tarafa düzenlemiş olduğu TL faturalara ilişkin 10.181,14-TL (talep edilen 9.568,46-TL) ve USD cinsi üzerinden kesilen faturalara ilişkin 6.511,53-USD vade farkı oluştuğunu, vade farkı faturalarının kesildiğini ancak davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediğini, davalı tarafın davacı tarafça düzenlenen vade farkı faturalarını ticari defterlerine işlediği ve daha sonra aynı bedeller üzerinden iade faturası düzenlediğini, davacı tarafın davalıdan vade farkı alacağı oluşup oluşmadığı hususunun sayın Mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; vade farkına ilişkin faturadan kaynaklanan alacak davasıdır.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari alım satımdan kaynaklı bir ticari iş ilişkisinin mevcut olduğu, davacı tarafından davalı şirkete buğday kepeği ve…’i satışı gerçekleştirildiği, davalı tarafından talep edilen buğday kepeği talebine istinaden davacı tarafından 21.07.2020 fatura tarihli 102.497,40-TL değerinde 19.10.2020 vade tarihli, 24.07.2020 fatura tarihli 140.964,30-TL değerinde 22.10.2020 vade tarihli, 12.08.2020 fatura tarihli 545.316,30-TL değerinde 10.11.2020 vade tarihli faturalar kesildiği, söz konusu taleplerin 10/07/2020 tarihli sipariş talebine ve sözleşmeye ilişkin düzenlendiği yine davalı tarafından talep edilen … talebine istinaden davacı tarafından muhtelif tarihlere ilişkin 12 adet fatura düzenlendiği, bu faturaların toplamının 130.398,02 USD bedelli olduğu ve davacının ticari defterlerine kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacı fatura alacaklarına karşılık toplam 788.778,00 TL ve 130.398,02 USD tahsilat yapmış ve bu tahsilatlar her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlığın ise davacı tarafça davalı adına düzenlenen 10.03.2021 tarihli vade farkı açıklamalı 9.568,46-TL bedelli ve 10.03.2021 tarihli vade farkı açıklamalı 6.511,53-USD vade farkı faturası alacağının davalıdan tahsili noktasında toplanmaktadır. Bilirkişi tarafından, tarafların incelenen defter ve kayıtlarına göre; davalı tarafın davacı tarafından düzenlenen bahsi geçen faturaları ticari defterlerine borç olarak işlediği, tarafların fatura tarihleri ve tutarları konusunda mutabık oldukları, davacı tarafın davalı taraftan olan fatura alacaklarına karşılık banka yoluyla toplam 788.778,00-TL ve 130.398,02-USD tahsilat yaptığı, tahsilatların ödeme tarihleri ve tutarları konusunda tarafların mutabık oldukları, ancak davacı tarafın 10/03/2021 tarihli 6.511,54-USD ve 9.568,46-TL vade farkı faturasını davalıya gönderdiği, davalının ise bu faturalara istinaden iade faturaları düzenlendiği ve defterlerine iade faturalar olarak kaydettiği görülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7. maddesinde” Çek veya bankadan yapılan ödemelerde vade aşımına aylık %4 vade farkı uygulanır.” hükmü yer almakta olup, tarafların tacir olduğu ve basiretli davranma yükümlülükleri gereği sözleşmeye bağlı olacaklarının kendilerinden beklendiği, bu durumda sözleşmenin 7. Maddesi uyarınca davacının, faturadan kaynaklı alacağında vade tarihinde ödemede gecikme mevcutsa aylık %4 vade farkını davalıdan talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Mahkememizce tayin olunan bilirkişi tarafından oluşturulan raporda TL cinsinden faturalarda ve USD cinsinden faturalarda vade tarihi ve ödeme tarihi dikkate alınarak her bir fatura bakımından geciken gün sayısı tespit edilmek suretiyle vade farkı tutarı hesaplanmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplama neticesinde davacının TL cinsinden toplam 10.181,14 TL, USD faturalarda toplam 6.511,53 USD vade farkı alacağı tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesi gereği 10/03/2021 tarihli 9568,46 TL bedelli vade farkı açıklamalı fatura alacağının 612,68 TL arttırılarak 10.181,14 TL olarak, 10/03/2021 tarihli 5518,25 USD bedelli vade farkı açıklamalı fatura alacağının 993,28 USD arttırılarak 6511,53 USD olarak tahsilini TL cinsinden olan vade farkı alacağının 9568,46 TL’sinin dava tarihinden arttırılan 612,68 TL’nin ıslah tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsilini, USD cinsinden faizi vade farkı alacağının 5518,25 USD’sinin dava tarihinden arttırılan 993,29 USD’sinin ıslah tarihinden itibaren işlemeye başlayacak ticari faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki Merkez Bankası döviz efektif satış kuru üzerinden tahsilini talep etmiştir. Belirtilen bu sebeplerle taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesi uyarınca davacının davalıdan vade farkı alacağını talep edebileceği, yapılan hesaplama sonucunda davacının faturalar nedeniyle davalıdan vade farkı alacağının bulunduğu anlaşılmakla ve davanın alacak davası olarak açıldığı da dikkate alınarak; davanın kabulü ile davacının 10.181,14-TL vade farkı alacağının 9.568,46-TL’sinin dava tarihi olan 09/04/2021 tarihinden itibaren bakiye 612,68-TL’nin ıslah tarihi olan 28/02/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, 6.511,53-USD vade farkı alacağının 5.518,25-USD’lik kısmının dava tarihi olan 09/04/2021 tarihinden itibaren bakiye 993,29-USD’nin ise ıslah tarihi olan 28/02/2022 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca devlet bankaları tarafından USD cinsinden 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına uygulanan faiz uyarınca davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KABULÜ İLE; davacının 10.181,14-TL vade farkı alacağının 9.568,46-TL’sinin dava tarihi olan 09/04/2021 tarihinden itibaren bakiye 612,68-TL’nin ıslah tarihi olan 28/02/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, 6.511,53-USD vade farkı alacağının 5.518,25-USD’lik kısmının dava tarihi olan 09/04/2021 tarihinden itibaren bakiye 993,29-USD’nin ise ıslah tarihi olan 28/02/2022 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca devlet bankaları tarafından USD cinsinden 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına uygulanan faiz uyarınca davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 6.960,91-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.184,16-TL’nin (934,16-TL peşin harç + 250,00-TL ıslah harcı olmak üzere) harçtan mahsubu ile bakiye 5.776,75-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(3)Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL başvuru harcı, 934,16-TL peşin harç, 250,00-TL ıslah harcı, 1.450,00-TL bilirkişi ücreti, 128,50-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 2.821,96-TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(4)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(5)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 16.285,29-TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
(6)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.