Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/254 E. 2021/379 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/254 Esas
KARAR NO:2021/379

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:25/01/2016
KARAR TARİHİ:29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların murisi …’nun dava dışı … A.Ş. … şubesinden 01/06/2011 tarihinde tüketici kredisi kullandığını, bu krediyi yine aynı bankanın aynı şubesinden 01/07/2013 tarihinde yenilediğini, 01/11/2013 tarihinde de tüm kredileri 90 ay vade ile yeniden yapılandırdığını ve bu yapılandırma ile oluşan 625 TL aylık taksitlerin emekli maaşından otomatik ödeme sureti ile 21 ay ödendiğini, 01/11/2013 tarihindeki kredi yapılandırmasında bu kredinin davalı şirket tarafından …poliçesi ile 32.550 TL sigorta bedeli ile 26/04/2021 tarihine kadar sigortalandığını, murisin 13/09/2015 tarihinde akciğer maling neoplazmı nedeniyle öldüğünü, mirasçıların davalıdan sigorta bedelinin ödenmesini istediklerini, davalı şirketin sigorta poliçesi akdi yapılırken murisin kanser olmadığını beyan ettiğini, kanser olduğunu söyleseydi sigortanın yapılmayacağını, dolayısı ile sigorta akdi yapılırken rizikonun varlığının gizlendiğini, ödemenin bu sebeple yapılmayacağını bildirdiğini, murisin 23/09/2013 tarihinde … Üniversitesi Tıp Fakültesinde tedaviye gittiğini ve akciğerlerde kistlenme ön tanısının konduğunu, bu tarihe kadar bildiği ve tedavi gördüğü herhangi bir rahatsızlık olmadığını, bu kistlerin iyi ya da kötü huylu olduğunun tespit edilemediğini, normal hayatına geri döndüğünü, 11 ay sonra 21/08/2014 tarihinde hastaneye omuz ağrısı nedeniyle başvurduğunda Bronş ve Akciğer Malign Neoplazmı ön tanısı konulduğunu, tetkikler için örnekler alınarak hastaneye yatırıldığını, alınan örneklerin sonucunun 02/09/2014 tarihinde çıktığını ve murise akciğer kanseri tanısı konulduğunu, bu teşhis ile birlikte tedaviye başlandığını ve 13/09/2015 tarihinde hayatını kaybettiğini, sigorta akdi yapıldığında herhangi bir kanser teşhisi olmadığını, murisin ilk hastaneye başvurma tarihinin 23/09/2013 olup krediden sonra olduğunu, teşhisin ilk kredi çekilmesinden kredinin yapılandırılması ve sigortanın yapılmasından çok sonra konulduğunu, bu nedenlerle 32.550 TL prim bedelinin murisin ölüm tarihi olan 13/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu alacakla ilgili olarak T.C…. A.Ş ile davalı şirket arasında imzalanan …sözleşmesi kapsamında sigorta ettiren ilgili banka olup sigorta sözleşmesinden doğan hak ve alacakları talep etme hakkının da sigorta sözleşmesi uyarınca bankaya ait olduğunu, sigortalı varislerinin anılan sözleşme kapsamında doğrudan sigorta tazminatına hak kazanmaları mümkün olmayıp sigorta tazminat talep haklarının da bulunmadığını, banka ile sigortalı arasında imzalanan tüketici kredisi sözleşmeleri ile bankanın hayat sigortası üzerinde Dain-i Mürtehin olarak hak sahibi olduğunun kararlaştırıldığını, bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, banka şubesinden aldıkları bilgi ve şirket kayıtlarında sigortalıya ait 01/06/2011 tarihinde kullandırılan bir tüketici kredisi tespit edilemediğini, kredi yapılandırılmasının da bulunmadığını, sigortalının 01/11/2013 tarihinde tüketici kredisi kullandığını, kredi sonrasında şirket ile banka arasında … Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin konusu ve amacının tüketici kredileri için tüketici kredisi kullanan gerçek kişilerin herhangi bir nedenle ölümleri halinde bankanın kredi riskinin teminat altına alınması amacıyla tazminat ödenesi olarak belirlendiğini, bu sözleşmenin özel şart 11.maddesinde ise 01/02/2012 tarihinde yapılan değişiklikle sigorta öncesinden gelen kanser hastalığının teminat kapsamı dışında bırakıldığını murisin imzasına havi sigorta sertifikasının 4.maddesi ile sigorta öncesinden gelen kanser hastalığının teminat kapsamı dışında olduğu, sigortalının sigortaya giriş öncesi alınan sağlık beyanı esas alınarak sigorta kapsamına alındığı, eksik veya yanlış beyan halinde bu durumun kasten beyan yükümlülüğüne aykırılık olacağı ve rizikonun gerçekleşmiş olsa dahi sigorta bedelinin ödenmeyeceğinin sigorta poliçe şartı olarak kayıtlandırıldığı ve taraflarca kabul edildiğini, Sigorta Talep ve Sağlık Beyan Formuna göre kişide kanser hastalığının bulunması ya da kanser hastalığına ilişkin tetkik yaptırılması veya yapılan bir tetkik sonrası kanser şüphesine rastlanılmış olması durumunda sigortanın yapılmadığını ve bu hastalık beyan edilmeksizin sigorta yapılmasına sebebiyet verilmesi halinde de sigortaya hükümsüzlük sonucu bağlanarak teminat ödenmediğini, davacılar murisinin sigorta öncesinde kanser hastalığına dair yapılan tetkiklerle kanser şüphesi bulunmasına karşın bu durumu bildirmediği gibi, bu yöndeki sorulara da hayır cevabı vererek yapılmaması gereken bir sigortanın yapılmasına neden olduğunu, bu hususunda açıkça kasten beyan yükümlüğüne aykırılık teşkil ettiğini, sigorta hukukunda beyan yükümlülüğü esası getirilmiş olup, bu yükümlülüğünde sigortalıya ait olduğunu, sigorta şirketine getirilen yükümlülüğün ise buna ilişkin soruları sormakla sınırlı olduğunu, bunun dışında ayrıca araştırma, inceleme ve soruşturma yapma zorunluluğu olmadığını,davacılar murisinin kanser hastalığına ilişkin vefat tarihine kadar geçen süre içerisinde de bu hususta sigorta sertifikasında kapsam dışı olduğu belirtilmesine rağmen bildirimde bulunulmadığını, bu hususun davacıların kanserin teminat dışı olduğunu bilerek sigortayı kabul ettikleri sonucunu doğurduğunu, mahkemece ödeme yapılması yönünde karar verilmesi halinde hükmedilecek olan faizin ancak yasal faiz olabileceğini, faiz istemine yönelik karar verilir ise rizikonun gerçekleşmesini müteakip riziko ile ilgili belgelerin şirketin Bes Ödeme ve Tazminat Departmanına iletildiği tarih 07/12/2015 olup en erken temerrüt tarihinin 22/12/2015 tarihi olabileceğini, red mektubunun 28/12/2015 tarihinde birinci derecede rehinli alacaklı sıfatına haiz bankaya bildirildiğini , bu nedenlerle davanın öncelikle husumetten, alacak isteminin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin … esas …/… karar sayılı 13/07/2017 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiş, mahkememiz kararına karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, BAM ….Hukuk Dairesinin 2018/… esas 2018/… karar sayılı 11/04/2018 tarihli ilamı ile, görevli mahkemelerin tüketici mahkemeleri olduğu belirtilerek mahkememiz kararı kaldırılmış ve dosya mahkememizin … esas sırasına kaydı yapılmış, Bam ilamı nazara alınarak mahkememizin … esas … karar sayılı 03/07/2018 tarihli kararı ile mahkememizin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine, taraflarca süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği karar verilmiş, davacı vekilince 24/10/2018 tarihli dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilerek dosya ….Tüketici Mahkemesine tevzi edilmiş ve … Esas sırasına kaydı yapılmış, ….Tüketici Mahkemesince 16/04/2019 tarihli yetkisizlik kararı verilmiş, işbu yetkisizlik kararına karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, BAM …Hukuk Dairesinin 2019/… esas 2020/… karar sayılı 11/06/2020 tarihli kararı ile; “….Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/07/2018 tarih ve … esas … karar sayılı ilamı ile dosyanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin 02/10/2018 tarihinde kesinleşmiş, davacı taraf, iki haftalık süre geçtikten sonra, 24/10/2018 tarihinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için başvurmuş, görevsizlik kararı veren mahkemece, gönderme talebi süresinde olmamasına rağmen dosyanın istinaf incelemesine konu kararı veren mahkemeye gönderildiği anlaşılmıştır. Yasanın düzenleniş şeklinden davanın açılmamış sayılmasına dair kararın görevsizlik kararını veren mahkemece verilebileceği, dolayısıyla dosya kendisine hataen gönderilmiş olan mahkemece, bu durumun tespiti ile yetinerek, dosyanın açılmamış sayılmasına kararı verilmek üzere, görevsizlik kararı vermiş olan mahkemeye gönderilmesi kararı ile yetinilmesi gerekmektedir” şeklinde mahkeme kararını kaldırarak dosya ….Tüketici Mahkemesine gönderilmiş, ….Tüketici Mahkemesinin … Esas … karar sayılı 16/12/2020 tarihli kararı gereğince dosya mahkememize gönderilerek mahkememizin … esas numarasına kaydı yapılmıştır.
Yapılan yargılama, İstinaf ilamları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizin … Esas … Karar sayılı 03/07/2018 tarihli görevsizlik kararının taraflara tebliğ edilerek 02/10/2018 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilince dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmesini 24/10/2018 tarihli dilekçesi ile talep ettiği, HMK 20. Maddesi görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi halinde taraflardan birinin bu karar verildiği anda kesin ise o tarihten, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğini hüküm altına alınmış olup, davacı vekilince kanunda belirtilen süre içerisinde talepte bulunulmadığı, kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta süre geçtikten sonra 24/10/2018 tarihinde talepte bulunulduğu anlaşılmakla, davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin … Esas … Karar sayılı 03/07/2018 tarihli görevsizlik kararının kesinleştiği 02/10/2018 tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi gerekirken, belirtilen süre geçtikten sonra talep edildiği anlaşılmakla, davacının davasının ACILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 59,30TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 555,88TL harçtan düşümü ile fazla alınan 496,58TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAAÜT gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi 29/04/2021

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI