Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/251 E. 2022/745 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/251 Esas
KARAR NO :2022/745

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/04/2021
KARAR TARİHİ:24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında olan ticari alım – satım ilişkisi neticesinde müvekkili tarafından tenis kortu asfalt serimi ve akrilik kaplama işinin davalı tarafa yapıldığını ve yapılan işe ilişkin 26/10/2020 tarihli (mal hizmet tutarı 43.000,00-TL ve 7.740,00-TL KDV olmak üzere) 50.740,00-TL bedelli e-fatura oluşturulduğunu, ancak davalı firma tarafından KDV bedelinin müvekkiline ödenmediğini, 7.740,00-TL’nin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız ve mesnetsiz itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, davalının TTK 21/2 ve TTK 21/3 maddeleri uyarınca hukuken kendisine tanınan yasal süre içerisinde faturaya itiraz etmemesi nedeniyle ilgili mevzuat gereği faturada yazılı olan tüm hususları kabul etmiş sayılacağını, davalı firmanın faturaya itiraz etmediği gibi şirket ve ticari defterlerine dahi işlediğini, müvekkilinin üzerine düşen tüm edimleri eksiksiz yerine getirmesine rağmen alacağını tam olarak tahsil edemediğini, söz konusu durumun banka havale geçmişi ve ticari defterler üzerinde yapılacak inceleme ile de ortaya çıkacağını, arz ve izah edilen nedenlerden dolayı icra takibine konu borç ödenmediğinden kötü niyetli itirazın iptalini, meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından icra dosyasına vekalet sunulması ve itirazın vekil tarafından yapılmasına rağmen arabuluculuk görüşmelerinin asile bildirilmesi dolayısıyla arabuluculuk sürecinin usule aykırı sürdürülerek tamamlanması nedeniyle davacının usulden reddini, davacı tarafça takip konusu edilen “tenis kortlarının restorasyonu” işiyle ilgili tarafların anlaştığı tüm bedel olan 43.000,00-TL’nin davacıya ödendiğini, davacının işe ilişkin teklifini mail üzerinden yazılı olarak müvekkiline iletmiş olup yapılan görüşmeler sonucu teklifin kabul edilmesi ile işe başlandığını ve ödemenin teklifte belirlenen miktar doğrultusunda davacıya ödendiğini, davacı tarafından işin toplam yapım bedeli olan toplam (KDV dahil) 43.000,00-TL üzerinden fatura düzenlenmesi gerekirken davacı tarafından bu bedele ayrıca ilave edilmesinin haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, davacı tarafından düzenlenen faturanın müvekkiline gönderilmesinin tek başına davacıyı haklı ve alacaklı hale getirmeyeceğini, davacı tarafın dayandığı faturanın davacıya iade edilmesine rağmen davacı tarafça alınmayarak geri gönderildiğini, izah edilen nedenlerle davanın reddini, davacının davayı açmakta kötüniyetli olması nedeniyle davacının en az %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 22/09/2021 tarihli müzekkere cevabı ekinde Form Ba/Bs Temmuz ve Kasım 2020, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 22/09/2021 tarihli müzekkere cevabı ekinde sicil dökümü, davalı vekili tarafından sunulan 23/09/2021 tarihli beyan dilekçesi ekinde 23/06/2020 tarihli (5 sayfa) teklif, davacı vekili tarafından sunulan 27/09/2021 tarihli beyan dilekçesi ekinde taraflarca üzerinde anlaşılan 14/05/2020 tarihli sözleşme – 26/10/2020 tarihli 50.740,00-TL bedelli e-fatura – davalı tarafından parça parça toplam 43.000,00-TL ödendiğine ilişkin dekontlar – davalı tarafa yenilenmiş teklifin 14/05/2020 tarihli olduğunun bildirilmesine ilişkin mail yazışması, davalı tarafından KDV tutarının ödeneceğini taahhüt ettiği SMS yazışması, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 06/10/2021 tarihli müzekkere cevabı ekinde Temmuz / Ağustos / Eylül / Ekim Kasım Ba/Bs formları, davalı vekili tarafından sunulan 10/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesi dosyamız arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bankacı bilirkişi …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 20/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından elektronik sistem üzerinden tutulan 2020 yılı ticari defter ve belgelerinin sunulması üzerine yapılan incelemede taraflar arasında ihtilaf konusu edilen 26/10/2020 tarihli 43.000,00-TL + %18 KDV tutarı (7.740,00-TL) olmak üzere toplamda 50.740,00-TL bedelli faturanın bağlı olunan Vergi Dairesine satış olarak bildirildiğini, KDV. beyannamesinde Ba formu ile beyanda bulunulduğunu, Ba formunda satış bedeli olarak 43.000,00-TL satış beyanı olduğunu ve işbu satışa ilişkin %18 KDV tutarı olarak (7.740,00-TL) KDV beyanının da ilgili Vergi Dairesine beyan edildiğinin tespit edildiğini, davalı … … Vilları Yöneticiliği’ne ilişkin … 12. Noterliği’nin 25/12/2014 tarihli … yevmiyeli tasdikli işletme defter incelemesinde davalı tarafından muhtelif tarihlerde olmak üzere toplamda davacı yana 43.000,00-TL ödemenin … Bankası A.Ş nezdindeki hesabından havale ile ödendiğinin tespit edildiğini, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 26/10/2020 tarihli 50.740,00-TL bedelli faturanın davalı işletme defterlerinde kaydına rastlanamadığını, her iki taraf kayıtlarının da 43.000,00-TL bedel yönünden birbirini doğruladığını, dava konusu edilen 26/10/2020 tarihli 50.740,00-TL (KDV dahil) bedelli faturanın davacı işletme defterinde kayıtlı iken davalı defterinde kaytlı olmadığının tespit edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin olarak davacı tarafından davalı Site Yönetciliği’nin bulunduğu … Villaları içindeki tenis kortlarının restorasyonu ve zeminin onarımı için asfalt serilmesi ve akrilik izolasyon malzemesi ile kaplanması işi için anlaşma sağlandığını, taraflar arasındaki ticari ilişkide davacıya ödenen 43.000,00-TL ile ilgili olarak taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, ihtilafın tenis kortu zeminin onarımı için asphalt serilmesi ve üstüne zafirkort akrilik sürülmesi işi için davacı tarafından verilen fiyat teklifinde davacı verilen fiyat teklifinin 43.000,00-TL + KDV olduğunu iddia ederken, davalı ise verilen teklifin toplamda 43.000,00-TL olduğunu ve teklifte açık / net olarak KDV. hariçtir veya dahildir şeklinde bir teklif olmadığından verilen 43.000,00-TL’ bedelli teklifin KDV. dahil olarak değerlendirilerek bu kapsamda ödeme yapıldığını beyan ettiğini, davacı tarafından düzenlenen 20/10/2020 tarihli 50.740,00-TL bedelli e-faturanın davalıya gönderildiği ve davalı tarafça söz konusu faturanın davacıya iade edildiği yönünde beyanda bulunulmuş ise de faturanın davalı yana tebliğ edilip edilmediği ve davalı tarafından faturanın davacıya iade edildiğine ilişkin dosyaya herhangi bir somut belge sunulmadığı anlaşılmakla taraf beyanlarından fatura içeriği işin davacı tarafından yapıldığının kabul edilebileceğini, sayın Mahkeme’nin 14/09/2021 tarihli ara kararının 4 no’lu maddesi ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin sunulması yönündeki ara karar uyarınca davacı tarafça sunulan dilekçe ekinde 14/05/2020 tarihli teklifin dördüncü sayfasında toplam 43.000,00-TL + KDV olarak fiyat teklifi verildiği ancak davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 23/06/2020 tarihli teklif incelendiğinde yine dördüncü sayfasında bu kez 43.000,00-TL bedel belirlenerek yani davacı tarafından davalıya iki ayrı tarihte aynı iş için iki ayrı fiyat teklifinde bulunduğunun anlaşıldığını, iki teklif arasındaki farklılığın ilk teklifte KDV hariç 43.000,00-TL teklif yapılmış iken ikinci teklifte KDV dahil 43.000,00-TL teklif yapılmasından kaynaklandığını, KDV’nin nihai tüketicilerden tahsiline ilişkin şayet taraflar arasındaki sözleşmelerde KDV. hariç olduğunun belirtilmemesi halinde ayrıca KDV tahsilinin yapılamayacağı hususunda Yargıtay’ın kararlarının bulunduğunu, bu çerçevede taraflar arasında sorun yaşanmaması için bedelin KDV’yi içerip içermediği konusunda sözleşmelere “KDV hariç” veya “KDV dahil” şeklinde açık bir ifade yazılması gerektiğini, bu hususun alıcının borçlandığı “edimin” (tutarın) belirlenmesi açısından önem taşıdığını, fatura tutarı ve KDV.’si satıcı yönünden bir alacak niteliğinde olup bu konunun ihtilafının Borçlar Hukuku kuralları çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini, KDV’nin sözleşme bedeline dahil olup olmadığının sözleşmede belirtilmemiş olması nedeniyle çıkan ihtilafların esas itibariyle taraflar arasında bir alacak verecek durumu oluştuğundan konu vergi hukukunu değil borçlar hukukunu ilgilendirdiğini, bu nedenle ki açılan davaların Danıştay’da değil Yargıtay’da görüldüğünü, dolayısıyla bu ihtilafların çözümünün de taraflar arası ilişkinin tabi olduğu borçlar hukuku kurallarına göre oluşturulduğunu, bu konuda Yargıtay’da yerleşik hâle gelen içtihada göre KDV’nin sorumlusu alıcı ise de satış sözleşmesinde ve satış bedelinin pazarlığı sırasında bu konu gündeme getirilmemiş ise KDV’nin satış bedeli içinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, tarafların sözleşme aşamasında satış bedeline KDV.’nin de dahil olup olmadığına dair bir kararlaştırmada bulunmamaları halinde satıcının KDV.’yi satış bedelinden ayrıca gösterip alıcıdan isteyemeyeceği doğrultusunda olduğunu, buna göre de son fiyat teklifinin taraflar arasındaki iş bedeli olarak belirlendiğinin sayın Mahkemece kabulü halinde davacı tarafından yapılan iş için davalıya düzenlenecek faturanın KDV. dahil 43.000,00-TL olarak düzenlenmesi gerekir iken (36.440.68-TL + 6.559,32-TL %18 KDV = 43.000,00-TL), davacı tarafından davalı adına düzenlenen 26/10/2020 tarihli faturanın KDV. hariç (43.000.00 TL + 7.740,00-TL %18 KDV. = 50.740,00-TL) 50.740,00-TL olarak düzenlendiğini, işbu tespit ve değerlendirmeler neticesinde davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin yerinde olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; … tarafından borçlu …’ne 7.877,41-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılamada, tarafların iddiaları ve savunmaları, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında tenis kortlarının restorasyonu ile ilgili anlaşma yapıldığı, davacı tarafından yapılacak iş bedeli olarak davalıya 20/10/2020 tarihli 43.000,00-TL + %18 KDV ile birlikte toplam 50.740,00-TL bedelli fatura düzenlendiği, ancak davalının %18 KDV tutarı olan 7.740,00-TL’yi ödemediğinden bahisle davacı tarafça icra takibi başlattığı, davalının icra takibine itirazı sebebiyle davacının mahkememizde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce tayin edilen mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan raporda, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, davacı tarafından 43.000,00-TL + %18 KDV tutarı ile birlikte toplam 50.740,00-TL bedelli faturanın defterlerinde kayıtlı olduğu ve bağlı olunan vergi dairesine satış olarak bildirdiği, davalının ise 50.740,00-TL bedelli faturayı ticari defterlerine kaydetmediği tespit edilmiştir. Her iki tarafın kayıtlarında 43.000,00-TL bedelin ise birbirini doğruladığı, davalı tarafından muhtelif tarihlerde olmak üzere toplamda davacı yana 43.000,00-TL’nin …Bankası A.Ş. hesabından havale ile ödendiği, bu durumda davaya ve icra takibine konu uyuşmazlığın %18 KDV tutarı olan 7.740,00-TL’ye ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan fiyat teklifleri incelendiğinde davacı tarafından davalı şirkete iki ayrı tarihte iki ayrı fiyat teklifinde bulunduğu, 14/05/2020 tarihli teklifte; ”…işçilik dahil tüm sahaların yapım toplam saha başına fiyatı 43.000,00-TL (43.000,00-TL + KDV) olarak teklifte bulunduğu, 23/06/2020 tarihli teklifte ise; ”…işçilik dahil tüm sahaların yapım toplamı saha başına fiyatı 43.000,00-TL (43.000,00-TL) olarak teklif verildiği, iki teklif arasındaki farklılığın ilk teklifte KDV hariç 43.000,00-TL teklif yapıldığı ancak ikinci teklifte KDV dahil 43.000,00-TL teklif yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalının davacıya yapım işi bedeli olarak 43.000,00-TL’nin ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamakla birlikte davacı tarafından son fiyat teklifinin tarihinin Haziran ayı, ilk fiyat teklif tarihinin Mayıs ayı olduğu, bu durumda davalıya son verilen fiyat teklifinin benimsenebileceği ve davalının buna göre davacıya ödeme yaptığı, tarafların satış bedeline KDV’nin dahil olup olmadığına dair bir kararlaştırmada bulunmamaları halinde satıcının KDV’yi satış bedelinden ayrıca gösterip alıcıdan istemesi gerektiği, son fiyat teklifinin tarihini baz aldığımızda ilk fiyat teklifi bertaraf edilmiş olduğu kanaatiyle davacının KDV dahil 43.000,00-TL fiyat teklifi sunduğu ve davalının bu icabı kabul ederek davacıya ödeme yaptığı da nazara alınarak; davalının KDV dahil 43.000,00-TL’yi davacıya ödediği sabit olmakla davacının dava konusu işten kaynaklı davalıdan tahsil edebileceği bir alacağının kalmadığı anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiş ayrıca KDV’nin davalıdan istenip istenemeyeceği hususu yargılamayı gerektirdiğinden, İİK 67/2 md. Gereğince kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olarak yapılması ve kötüniyet şartı arandığından somut olayda davacının takipte kötüniyetli olarak hareket ettiğinden bahsedilemeyeceğinden şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın REDDİNE,
(2)Şartları oluşmayan kötüniyet tazminat taleplerinin reddine,
(3)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 95,14-TL’den mahsubu ile bakiye 14,44-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(4)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(5)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(6)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT. uyarınca 7.877,41-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
(8)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.