Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/24 E. 2023/574 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2021/24
KARAR NO:2023/574

DAVA:Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/01/2021
KARAR TARİHİ:19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile; Taraflar arasında 24/02/2020 tarihli satım sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme gereği davacı şirketin “…” marka el dezenfektanının davalının siparişi akabinde teslimini, davalının ise ürünlerin bedellerinin ödenmesini taahhüt ettiğini, ancak davacı şirket tarafından davalı tarafça sipariş verilen tüm ürünler ve faturaları usulüne uygun olarak teslim edilmiş olmasına karşın davalı tarafından ödemelerin bir kısmının gecikmeli ve düzensiz olarak yapıldığını, bir kısmının ise hiç yapılmadığını, davacı şirket tarafından davalıya toplamda 959.635,08 TL tutarlı fatura kesildiğini ve mal teslimi gerçekleştirildiğini, davalının ise ilk olarak mal tesliminden önce avans olarak 20/03/2020 tarihinde 200.000,00 TL ödeme yaptığını, sonrasında ise vadelere riayet edilmediğini, 11/08/2020 tarihinde 524.249,32 TL, 10/09/2020 tarihinde 50.000 TL, 08/10/2020 tarihinde ise 20.737,00 TL ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına ödeme yapıldığını, tarafların ticari ilişkilerinin bozulmaması için yalnızca kısmi olarak icra takibi başlatıldığını, kalan miktarın takip tarihinden sonra da ödenmesinin beklendiğini, ancak bu tarihe kadar davalı tarafından başkaca bir ödeme yapılmadığını, sözleşmenin 5.maddesi ile ödeme süresi düzenlemesi yapılmış ise de, söz konusu düzenlemenin TTK’nun emredici 1530/5.maddesine aykırı olup anılan sözleşme hükmünün geçersiz olduğunu, söz konusu emredici hüküm gereğince ödeme süresinin 60 günü aşamayacağını, davalı tarafından ise faturalara ilişkin 60 günlük ödeme süresinde ödeme yapılmamış olup bu nedenle 60 günlük ödeme süresi sonrasında TTK 1530/7.madde ile düzenlenen ticari temerrüt faizinin işlemeye başladığını, BK 100.maddesi gereği de davalının yaptığı ödemelerin öncelikle en eski tarihli faturalara ilişkin faizler ve asıl alacaklardan mahsup edilmiş olup işbu dava tarihi itibarı ile halen ödenmeyen fatura borçları bulunduğunu, bu süreçte davalı tarafından davacı şirkete 13.03.2020 tarihinde 257,04 TL, 31.03.2020 tarihinde 85.609,82 TL, 31.03.2020 tarihinde 27.090,50 TL bedelli faturalar keşide edilmiş ise de davacı şirket tarafından sözleşmenin 5. Maddesine aykırılık nedeni ile faturaların davalının kep adresine iade edildiğini, davalının bu şekilde fiyat farkı faturası kesebilmesinin mümkün olmadığını, nitekim anılan 5. Madde ile ürün fiyatlarının nasıl belirleneceği düzenlenmiş iken; davalının kendi belirlediği fiyata karşı bu şekilde fiyat farkı faturası kesemeyeceğini, davalı tarafından da gönderilen sipariş formlarında fiyatın bizzat davalı tarafından belirlendiğini, davacı tarafından da mal teslimi gerçekleştirilmiş olup, bu şekilde fiyat farkı faturası kesilebilmesinin sözleşmeye açıkça aykırı olduğunu, bu nedenle davalının söz konusu fiyat farkı faturalarını mahsup gibi bir düşünce ile davacıya bir kısım alacak ile ilgili ödeme yapmamakta ise söz konusu hususun da sözleşmeye açık aykırılık nedeni ile kabul edilemeyeceğini, aynı bağlamda; 31.03.2010 tarihinde 41.942,71 TL, 30.04.2020 tarihinde 41.942,71 TL, 30.04.2020 tarihinde 10.485,69 TL lojistik bedeli faturaları kesildiğini, ancak sözleşmede lojistik bedeli açıkça %4 olarak belirlenmiş iken bu bedellerin de neye göre belirlendiğinin defaetle KEP adresine yazılı olarak sorulmuş ise de cevap alınamadığını, bu bedellerin de sözleşmeye aykırı kısmının kabulü mümkün olmayıp, aşkın kısmın da davacıya ödenmesi gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL’nin TTK 1530/5.maddesi gereği 60 günlük temerrüt tarihinden itibaren TTK 1530/7.maddesi gereği ticari işlere uygulanacak temerrüt faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talep sonucunun belirli olduğu hallerde davacının kısmi dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davacı şirketin, davalı şirket tarafından ödenmediği iddia edilen faturanın ve fatura içeriği ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğini ispat edecek bir delil sunamadığını, fiyat farkı faturası düzenlenmesine ilişkin davacı iddialarının hukuka uygun bir yönü bulunmadığını, sözleşme hükümleri incelendiğinde sözleşmede davacı tarafından lojistik bedeli alınacağının kararlaştırıldığını, ilgili tutarın kümülatif brüt alım cirosu üzerinden hesaplanıp hukuka uygun bir şekilde davacıya yansıtıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davalı şirketin üzerine düşen tüm yükümlülükleri tam ve eksiksiz olarak ifa etmiş olup davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, ancak davacının ticari ilişki gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmekten kaçındığını ve davalı şirket tarafından yapılan ödemeleri ticari defter ve kayıtlarına yansıtmadığını, iddia edilenin aksine davacı tarafından satışı ve teslimi yapılan ürünlere ilişkin olan fatura bedellerinin davalı şirket tarafından davacı şirkete süresi içinde ödendiğini, taraflar arasında cari hesap mutabakatı yapıldığını, yapılan mutabakata istinaden cari hesap kayıtları tutulduğunu, davacının açıkça kabul ettiği mutabakata rağmen hukuka aykırı şekilde alacak talebinde bulunduğunu, davacı şirket yetkilisinin kendisine gönderilen cari hesap protokolü uyarınca Mart ayına dair davalı şirket hakedişi olan 79.268,35 TL’lik tutar ile 25.083,80 TL’lik tutarlı kabul ettiğini ve bu tutarların fatura edilebileceğini belirttiğini, taraflar arasındaki ilişkinin, cari hesap şeklinde, karşılıklı faturalaşmalar ile işleyen bir ticari ilişki olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan sözleşme incelendiğinde görüleceği üzere kendisi tarafından tedarik edilen mallar karşılığında davalı şirket tarafından ödeme yapıldığını, bununla birlikte lojistik bedelinin, yüzdeli aktivite primi gibi bazı tutarlar için davalı şirket tarafından faturalar düzenlenerek davacıya iletildiğini, davacının, ilgili tutarların tamamının ödenmesini sözleşme hükümleri ile kabul ettiğini, yapılan icra takibi sonucunda davalı şirket kayıtlarında borçlu görünülen tutarlara dair ödemenin de gecikmeksizin yapıldığını ve davalı şirket kayıtlarına göre davacının alacak bakiyesinin sıfırlandığını, uyuşmazlığın davacının ticari defterlerini hatalı ve usulüne uygun tutmamasından kaynaklandığını, davacının ihtarsız temerrüde ve temerrüt faizine dair TTK madde 1530′ a dair açıklamalarına iştirak edemediklerini, vadeyi aşan ödemeler için faizin talep edilebilmesi için en geç ifa anında faiz alacaklarının saklı olduğuna dair bir bildirim yapılmış olması gerektiğini, davacının bu yönde herhangi bir bildirimi bulunmamakta olup davacının TBK diğer bir maddesi olan 100.maddesine atıf yapmak suretiyle mahsup hükümlerine dayanabilmesi ve yapılan ödemeleri faizlere mahsup edebilmesinin mümkün olmadığını, faiz, tutarların mahsubu ve ödeme vadesine dair davacı taleplerine değer atfedilmemesi gerektiğini, davacı tarafından faturaların iadesine dair yapıldığı iddia edilen itirazların TTK’ya göre 8 günlük süre içinde yapılmadığını, bu açıdan da fatura içeriklerinin kabul edildiği açık olup faturaların sözleşmeye uygun şekilde düzenlenmediğini ispat yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, sözleşme, faturalar, ödeme dekontu, fiyat farkı, lojistik bedeli faturaları, mailler, mutabakat yazışmaları, cari hesap tablosu dosya içerisine alınmıştır.
…. ATM … talimat sayısı ile düzenlenen 28/10/2021 tarihli raporu dosya arasına alınmıştır.
26/06/2022 tarihli kök rapor ile 19/10/2022 tarihli ek rapor dosya arasına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsili talebidir.
Talimat raporunda, davacı … A.Ş. firması tarafından davalı … firmasına kesilen irsaliyelerin incelenmesi neticesinde davacı firma tarafından satılan malların 05/03/2020 tarihli tutanakla … A.Ş. firmasına mal teslimi için irsaliyelerin … firmasına teslim edildiği, davalı tarafından kesilen fiyat farkı şeklindeki faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı … tarafından kesilen fiyat farkı şeklindeki faturalara ilişkin sözleşmede açık hüküm bulunmadığı, davalı tarafından kesilen bu faturaların sözleşmenin ek 1 tanımlar sayfasında belirtilen aktivite bedeli olabileceği, sözleşmede bu hususun net olarak fiyat farkı olarak belirtilmediği, sözleşmede fiyat farkı tanımına ve oranına ilişkin bir hükmün olmaması nedeniyle aktivite bedelinin hesaplanamadığı, davacı … … A.Ş.’ye kesilen fiyat farkı ve iade edilen faturalar dışında davacının alacağını aldığı, fiyat farkı açıklamalı 2 adet faturanın kanaatine göre geçersiz olduğu, kesilen 2 adet Aktive Fiyat Farkı Faturasının toplam bedeli olan 112.700.92 TL tutar (fiyat farkı faturaları) ile ilgili olarak sözleşmede fiyat farkı tanımına ve oranına ilişkin bir hüküm olmadığından ve sözleşmede aktive bedeli tanımlandığından fiyat farkına ilişkin hesaplamanın yapılamadığı, 30.04.2020 tarih … numaralı davalı … tarafından kesilen 41.942,71 TL (lojistik primi) fazla kesilen faturanın 23.05.2020 tarihinde davalı adına … tarafından KEP üzerinden davalıya gönderildiği, bu faturaya KEP üzerinden 23.05.2020 tarihinde davalı tarafından itiraz edildiği, 28.05.2020 tarihinde davalı … firması tarafından “… nolu faturanın satın alma amacınız dahilinde kesilmiştir, itirazınız kabul edilmemiştir.” şeklinde davalıya KEP üzerinden cevap verildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce alınan kök mali bilirkişi raporunda; davalı ticari defterlerinin lehe delil vasfında olduğu, davalı tarafça düzenlenen faturaların davalı ticari kayıtlarında kayıtlı olduğu, dava konusu faturaların BS formlarının vergi dairesine bildirildiği, davalı ticari kayıtlarına göre davacıya borcunun olmadığı, talimat raporuyla karşılaştırma yapıldığında dava konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce alınan ek mali bilirkişi raporunda; Davalı tarafından davacı yana 13.03.2020 tarihinde 257,04TL, 31.03.2020 tarihinde 85.609,83TL ve 31.03.2020 tarihinde 27.090,50TL bedelli Fiyat Farkı faturaları keşide ettiği, bu faturaların talimat yolu ile incelenmesinde davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapıldığı ve davalı tarafından keşide edilen 3 adet faturanın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın davacı yana ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde borçlu olmadığı tespit edilmiştir.
Alınan mali bilirkişi raporlarına göre, taraflar arasında ticari ve sözleşmesel ilişki bulunduğu, akdi ilişkinin inkar edilmediği, davalı tarafça sözleşmedeki lojistik bedelleri ve aktivite bedellerine göre dava konusu faturaların düzenlenerek elektronik kep sisteminden davacıya gönderildiği, davacı tarafça bu faturalara 8 gün içinde itiraz edildiği, ancak bu itirazın davalı şirket tarafından sözleşme hükümleri gereğince faturaların düzenlendiğinden bahisle kabul edilmediği, davacı tarafça dava konusu faturaların ticari defter ve kayıtlara işlendiği anlaşılmakla davacının bu faturalardan sorumlu olacağı, davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan cari hesap ekstresi ile bu bu belgenin davacıya gönderildiği mail yazışmalarından da davacının hesapta mutabık kaldığına dair yazı cevabının da bu durumu desteklediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
3-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine adına gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır