Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/208 E. 2021/451 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/208
KARAR NO:2021/451

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/03/2021
KARAR TARİHİ:07/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının murisi … ile davalı banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi ve içeriğini bilmedikleri diğer borç sözleşmelerinden kaynaklanan alacak-borç ilişkisinin mevcut olduğunu, davacıların borcu ödemeye çalıştığını ve borç ilişkisinden önce murisleri …’nun davalı banka tarafından sigorta sözleşmesi ile sigortalandığının banka tarafından kendilerine söylendiğini, davalı bankanın sigorta poliçelerinin üzerinde bankanın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağının yazılı olup adları ve adresleri davalı banka tarafından bilinen sigorta şirketlerine karşı hukuki yolların davalı banka tarafından tüketilmeden mirasçılara karşı alacağın istenilmesinin yerinde olmadığını belirterek davacıların ödedikleri murislerinin borçlarının davalı banka tarafından en yüksek banka faizi ile geri müvekkillerine geri ödenmesini ve borçlarının olmadığı hakkında menfi tespit davasının kabulü ile davalı banka hakkında %20 tazminat talepleri ile borcun sigorta şirketinden ve tüm sigorta teminatının ve ayrıca sigorta bedelinin davaya dahil edilecek sigorta şirketinden en yüksek banka faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi davalı bankaya usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş, davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacılar murisinin davalı bankadan kullanmış olduğu kredi borcunun sigorta şirketi tarafından ödeneceği taahhüt edilen kredi bedelinin tahsili istemi ve borçlu olunmadığına dair menfi tespit davasıdır.
Ziraat Bankasına yazılan müzekkere ile …’nun kullanmış olduğu krediler ile ilgili belge suretleri celp edilmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacıların murisi ile davalı banka arasında 22/10/2013 tarihli 10.000 TL tutarlı 36 ay vadeli tüketici, 25/10/2013 tarihli 10.000 TL tutarlı 30 ay vadeli tüketici kredisi, 09/02/2014 tarihli 16.000 TL tutarlı 36 ay vadeli tüketici kredisi, 10/02/2015 tarihli 30.000 TL tutarlı 36 ay vadeli tüketici kredisi, 23/12/2016 tarihli 14.266 TL tutarlı 48 ay vadeli tüketici kredisi sözleşmesi ve 12/02/2014 tarihli kredi kartı üyelik sözleşmesi düzenlendiği, davaya konu uyuşmazlıkta davacıların irsi halefi oldukları murisleri ile davalı arasında tüketici kredisi sözleşmeleri bulunmakta olup, 6502 sayılı Kanun anlamında mal veya hizmet satışına dair bir ilişki bulunduğuna ve miras bırakan tüketici sıfatına haiz bulunduğuna göre, taraflar arasında mahkememizin görevi kapsamında değerlendirilebilecek bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı, tüketici konumundaki davacılar tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Emsal için bkz Yargıtay ….HD’nin 2015/… E 2015/… K sayılı kararı).
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 6502 sayılı TKH hakkındaki kanunun ve ilgili mevzuatın uygulanması ile ilgili ihtilaflara bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, işbu davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/c maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE
2-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın … NÖB. TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde RESEN davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,(ihtar edildi)
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Yargılama, harç ve masrafların ve diğer hususların görevli mahkemece dikkate alınmasına,
5-Davalı vekilinin mazeretli olarak kabulü ile birlikte duruşma gün ve saatini görevli mahkemece bildirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğnuda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır