Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/188 E. 2022/62 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/188
KARAR NO:2022/62

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/11/2015
KARAR TARİHİ:14/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 13.10.2008 tarihinde borçlu şirketin üretmiş olduğu su ürünlerinin satım ve dağıtımı konusunda su bayiliği sözleşmesinin imzalandığını, ancak davalının hukuka aykırı şekilde 28/05/2010 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, bunun üzerine müvekkilinin 02/09/2010 tarihli ihtarname ile sözleşme uyarınca ödediği teminat bedeli ve damacana bedelleri olan 11.250 TL’nin kendisine iadesini ihtar ettiğini ancak davalının hiçbir ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkilinin …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali istemine dair huzurdaki davayı ikame etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle talebin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle reddi gerektiğini, davacının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, davacının ihtarnamesindeki açıklama dahilinde alacak talebinin 6.000 TL teminat bedeli, 1.250 TL teminat banka komisyonu ve 4.000 TL damacana bedelinden oluştuğunu, müşterilere başka marka su satılması ve müşteri portföyünün kendilerine bildirilmemiş olması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, damacanaların geri alınması gibi bir durumun sözleşme ile kararlaştırılmadığını ve uygulamada bu yönde bir usulün olmadığını, davacı tarafın cari hesap borcu bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin 07/06/2018 tarihli kararı ile, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
BAM 43. Hukuk Dairesinin 2020/180 Esas, 2021/119 karar sayılı, 11/02/2021 tarihli ilamı ile; ” her iki tarafın ticari defterleri incelenerek, taraf defterlerinin mutabık oldukları ve mutabakat sağlanamayan kayıtlar ile varsa mutabakatsızlığın nedeni belirlenerek, taraflar arasında damacana depozitosuna ilişkin önceki uygulamalar ile damacanaların davalıya teslim edilip edilmediği ile davacının iddia olunan depozito bedeline ilişkin davalıya varsa ödemesi tespit edilip ve ayrıca davacı tarafça kabul edilmeyen davalı faturaları üzerinde durularak gerekirse bir sektör bilirkişisinden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir. Bu kapsamda mahkemece tarafların iddia ve savunmaları üzerinde yeterince durulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.” nedenleriyle Mahkememizin 12/03/2018 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Yeniden yapılan yargılama ile dosya bir mali müşavir, bir nitelikli hesaplama uzmanı ve bir sektör uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, düzenlenen 30/11/2021 tarihli raporda;davacı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, davalı ticari defter ve kayıtlarının lehe delil vasfında olduğu, davalı tarafından davacıya en son satışa ilişkin faturanın 26/05/2010 tarihli 747,81 TL bedelli fatura olduğu, cari hesaptan davalı alacağının 2.286,57 TL olduğu, davacı tarafından cari hesap borcuna 26/05/2010 tarihinde 750 TL ödeme yapıldığı ve davalı alacağının 1.536,57 TL’ye düştüğü, taraflar arasında 31/03/2010 tarihindeki mutabakat ile davacının davalıya 1.511,39 TL borçlu olduğunun tespiti sonrasında taraflar arasındaki ticari ilişkinin 26/05/2010 tarihine kadar sürdürüldüğü ve bu tarihten sonra taraflar arasında herhangi bir mal alış/satışı olmadığı, bu tarihten sonra da davalı tarafından sözleşmenin feshedilmesi ile ticari ilişkinin sonlandırıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesi öncesindeki en son mal satışı ve davacının davalıya yapılan ödemenin olduğu 26/05/2010 tarihi itibarı ile davacının davalı şirkete 1.536,57 TL borçlu olduğu, davalının sözleşmenin feshi akabinde alacağın tahsili için sözleşmenin 8.1 maddesi uyarınca teminat olarak davacıdan alınan 6.000 TL tutarındaki banka teminat mektubunun 15/06/2010 tarihinde tazmin edilerek davacı borcunun mahsup edilmesiyle davacıya işbu tazmin sonrasında 4.463,43 TL borçlu duruma düştüğü, davalı şirketin sözleşme feshi sonrasında, davacıya : 01.07.2010 tarihli : 16.20 TL (Kıyafet bedeli), 08.07.2010 tarihli : 1.386.02 TL (pop malzeme bedeli-geçmiş dönem ) , 06.08.2010 tarihli : 1.897.26 TL (Pop malzeme bedeli-geçmiş dönem), 16.08.2010 tarihli : 1.163.98 TL ( Kapı çalışması hizmet bedeli) olmak üzere toplam 4.463.46 TL bedelli faturalar tanzim ederek davacının borçlandırıldığı ve tazmin edilen teminat mektup bedelinden kalan davacı alacağının sıfırlandığı, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin davalı tarafından sonlandırılması akabinde, davalı şirket tarafından, belirtilen faturalar konusu tanıtım ve reklam amaçlı yapılan çalışmaları ve işbu çalışmalar için sarf edilen harcamalardan davacının sorumlu tutulmasının yerinde olmadığı, bu halde, davacının, davalıya sözleşmenin 8.1 maddesi gereğince verilen 6.000 TL bedelli Banka Teminat Mektubu tazmini ile cari borcuna mahsup sonrası kalan 4.463.43 TL bakiyenin sözleşmenin 8.2 maddesi uyarınca davalı tarafından davacıya iade edilmesi gerektiği, sonuç olarak ;
Taraflar arasında 13.10.2008 tarihinde “Bayilik Sözleşmesi “imzalandığı, … 16 Noterliği 28. Mayıs 2010 Tarih … Yevmiyeli Sözleşmenin Feshi İhtarı ile sözleşmenin haksız rekabet eden davranışlar sebebiyle sona erdirildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 2 yıl süreli yapıldığı ve 2 yıllık süre dolmadan sözleşmenin feshedildiği, bayilik sözleşmesinin sürekli borç doğuran karma bir sözleşme olduğu, bayilik sözleşmesinde, belirli süreli veya belirsiz süreli olması fark etmeksizin, haklı sebeplerin ortaya çıkması halinde ileriye etkili olarak sona erdirilebileceğinin yasada kabul edildiği, davalı şirket tarafından sözleşmenin haklı sebeple sonlandırıldığının ispatlanamadığı, taraflar arasındaki ihtilafın bayilik teminatı olarak belirtilen teminat bedelinin iadesi ile damacana bedellerinin iadesine ilişkin olduğu, T.T.K. nun atfı ile B.K. 392. Maddesine göre vekilin, her ne nam ile olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile geri vermek zorunda kılındığı, verme borcu doğuranlar kapsamına para, ayni haklar, alacak hakları ve bu haklara ilişkin belgelerin girdiğinin kabul edildiği, bayilik sözleşmesi bakımından, verme borcunun kapsamına reklam malzemeleri, fiyatlandırmaya ilişkin belge ve programlar, müşteri listeleri gibi üreticinin, bayiin sürümü artırma faaliyetlerine destek olmak amacıyla vermek yükümlülüğünde olduğu bilgi ve belgelerin girdiği, sözleşmenin sona ermesiyle bayinin, sürümü artırma faaliyetlerini yerine getirmek üzere kendisine verilen belge ve malzemeleri geri vermekle yükümlü olduğu, Bayinin, geri vermekle yükümlü olduğu malzemeleri belli bir ücret karşılığında üreticiden aldığı durumlarda, bu bedeli geri isteyebilme hakkına sahip olacağı, davacının su bayii olması sebebiyle bu mallara ait şişe vs. nin mülkiyetinin davalı şirkete ait olduğu, su şişelerine ilişkin hukuki ilişkinin ariyet sözleşmesi olduğunun kabul edildiği, ariyet alanın sözleşmenin sona ermesi üzerine ariyet konusunu ariyet verene geri vermekle yükümlü olduğu, ancak, davacı tarafından kaç adet damacanın davalı şirkete iade edildiğinin ispatlanmadığı, tarafların, belge ve malzemelerin belli bir ücret karşılığında verileceğini kararlaştırmış olmaları sebebiyle, kullanma ve yararlandırma hakkı verildiğinden kira sözleşmesi niteliğinde de değerlendirilebileceği, sözleşme konusu malların dağıtımı için gerekli, malların sürümünü artırmada kullanılacak reklam malzemeleri, broşürler ve diğer belge ve malzemeler kiralanmışsa kira sözleşmesinin sona ermesi anında kiracının kiralananı geri verme borcu çerçevesinde iadenin söz konusu olacağı, bayiin bu belge ve malzemeleri kullanmak ve onlardan yararlanmak üzere ödediği kira bedelinin ise sözleşmenin sona ermesinde istenemeyeceği, dolayısı ile davalı şirket tarafından sözleşmenin feshi sonrasında faturalandırılan reklam bedellerini talep hakkı bulunmayacağı ve davacının verdiği teminat bedelinden mashup edilemeyeceğinin değerlendirildiği, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan ….İcra Md. (Ankara 30 İcra Md.04.06.2013 2013/8013 E.) …. E Sayılı İcra Takip dosyasından talep edebileceği alacak tutarının : 4.463.43 TL olabileceği, 4.463.43 TL Asıl alacak için 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca takipten itibaren %13.75 ve değişen oranlarda Ticari faiz talep edilebileceği belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, BAM kararı, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında 13/10/2008 tarihli bayilik sözleşmesi akdedildiği, sözleşme ile davalının markalı içecek ürünlerinin dağıtım ve satışının bayi tarafından gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 2 Maddesinde: “…….Bayi, sadece Şirketten alacağı ürünler için özel olarak üretilen damacanaları kullanmayı, ürünleri hiçbir şekilde sair herhangi bir damacana içine doldurmamayı ve ürünlere ilişkin damacanaları kesinlikle Şirket dışındaki üçüncü kişilerden almamayı Kabul ve taahhüt etmiştir. Bayi ürünlerin Polikarbonat damacanaları-şişeleri karşılığında Şirket’çe zaman zaman belirlenecek depozitoyu ödemeyi, Aksi Şirket’çe bildirlmediği sürece aynı depozito tutarının müşterilere de uygulanacağını ve müşterilerden iade alacağı boşalan damacanaları aynen derhal Şirket’e teslim etmeyi Kabul etmiştir. Aynı şekilde müşteriler tarafından İADE edilecek soğutucular (cooler) da Şirkete derhal teslim edilecektir….”
“…….Şirket’in Sözleşmeyi feshetmek , teminata rücu etmek, zararlarını tazmin etmek ve kanundan doğan haklarını ayrıca kullanmak hakkı saklıdır..” madde 8.2 maddesi “…Şirket, Bayi tarafından kendisine tevdii edilecek teminatları Sözleşmenin yürürlüğü süresince muhafaza etmek ve gerekli gördüğünde teminatları kısmen veya tamamen nakde tahvil ederek BAYİ’den doğmuş ve doğacak her türlü alacağını tahsil etmek hakkını haizdir. Şirket’in söz konusu teminatlar ile karşılanmayan alacak ve zararlarınını Bayi’den talep ve tahsil hakkı saklıdır. Bayi tarafından bu sözleşme uyarınca Şirket’e tevdii edilen teminatlar BAYİ’nin Sözleşme ve mevzuat gereğince ŞİRKET’e karşı olan her türlü edim, taahhüt ve borçlarının tamamını ŞİRKET’in münhasır takdirine göre tam zamanında ifa etmiş olması kaydıyla Sözleşmenin sona ermesinden altı ay sonra iade edilir…” madde 9. Sözleşmenin Süresi ve Sona Ermesi : 9.1. Sözleşme, taraflarca imzalndığı tarihten itibaren İKİ yıl için geçerlidir……. Sözlşme süresinin sona ermesinden en az ÜÇ ay önce, diğer tarafa yazılı ihbarda bulunarak Sözleşmeyi sona erdirdiğini bildirmediği takdirde Sözleşmenin süresi kendiliğinden BİR yıl için uzayacaktır. Bu hüküm müteakip birer yıllık dönemlerde de aynen geçerli olarak uygulanır. Ancak beşinci yıldan sonra Sözleşmenin yenilenmesi için tarafların yazılı mutabakatı gerekir. 9.2. Bu Sözleşme yukarıda 9.1 maddede yazılı süre içerisinde (uzayan süreler dahil) Şirket’in yazılı ihbarı üzerine yazılı ihbarın BAYİ’ye gönderildiği tarihten itibaren 90 gün sonunda kendiliğinden sona erer.
Sözleşmenin bu nedenden sona erdirilmesi halinde BAYİ, Şirket’ten her hangi bir zararının veya kaybının tazmin edilmesini talep edemez…..” dendiği, davalı tarafından … 16.Noterliğinin 28/05/2010 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile haksız rekabet teşkil eden davranışlar nedeniyle taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten itibaren sona erdirilmiş sayılacağı, sözleşme sona erse de sözleşmenin 7.3 ve 7.4 maddelerinde yazılı yükümlülüklerin sözleşmenin 10.5 maddesi gereğince devam edeceği ihbar edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme 2 yıl süreli yapılmış olup 2 yıllık süre dolmadan sözleşme fesih edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın, sözleşmenin davalı tarafından feshi sonrasında davacı tarafından davalı şirkete sözleşme gereğince verilen 6.000 TL bedelli banka teminat mektubunun tazmin edilmesi ile tazmin edilen işbu teminat mektubunun davalıdan talep edildiği, ayrıca davalı tarafından sözleşmenin feshi sonrası düzenlenen bir kısım faturaların davacı tarafından kabul edilmeyerek davalıya iade edildiği ve söz konusu faturaların davacı tarafından verilen teminat mektubundan sağlanan nakitle tahsil edildiği, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında davalıya ait su damacanaları için yapılan depozito ödemelerinden kaynaklanan bedellerin de sözleşmenin feshi akabinde davacı tarafından davalıdan talebi hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
BAM kararı doğrultusunda yaptırılan bilirkişi incelemesi ile, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarını incelemeye ibraz etmediği, davalı tarafın delil vasfına haiz ticari defter ve kayıtları incelendiğinde; davalı tarafından sözleşmenin feshi akabinde cari hesaptan kaynaklanan 1.536,57 TL alacağın tahsili için sözleşmenin 8.1 maddesi uyarınca teminat olarak davacıdan alınan 6.000 TL bedelli banka teminat mektubundan tazmin edilmesi sonrası davalının 4.463,43 TL borçlu duruma düştüğü, sözleşmenin feshi sonrasında davalı şirket tarafından davacı adına düzenlenen faturalar konusu tanıtım ve reklam amaçlı yapılan çalışmaları ve işbu çalışmalar için sarf edilen harcamalardan gerek sözleşmeye aykırılık iddiasının ispatlanamamış olması gerekse sözleşmede bu yönde açık bir hüküm bulunmaması nedeniyle davacının sorumlu tutulamayacağı, 4.463,43 TL bakiyenin sözleşmenin 8.2 maddesi uyarınca davacıya iade edilmesi gerektiği, işbu bedelin davacının vermiş olduğu teminat bedelinden mahsup edilemeyeceği, her ne kadar davacı tarafça davalıya damacana depozito bedeli olarak verilen 4.000 TL’nin tahsili talep edilmiş ise de, davalı tarafından düzenlenen 28/08/2009 tarihli fatura ile 368 adet damacana bedeli olarak KDV dahil 2.946 TL tahsilat yapıldığı, davacı tarafından sözleşmenin feshi sonrasında 368 adet damacananın davalıya iade edildiğinin ispatlanması halinde damacana bedeli olarak davalıya yapılan 2.946 TL bedelin sözleşmenin 2.6 maddesi uyarınca iade alınabileceği ancak sözleşmenin feshi sonrasında söz konusu damacanaların davacı tarafından iade edildiğine ilişkin dosyaya herhangi bir somut belge sunulmamış olduğu, davalı şirket tarafından sözleşmenin haklı nedenlerle fesih edildiğinin ispatlanamadığı değerlendirilmekle davanın kısmen kabulü ile, itirazın 4.463,43 TL asıl alacak ve 1.921,32 TL işlemiş faiz üzerinden kısmen iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, alacağın miktarı yargılamayı gerektiğinden likit ve belirlenebilir olmadığından şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 4.463,43-TL asıl alacak ve 1.921,32-TL işlemiş faizi üzerinden kısmen İPTALİ ile, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 10,25 oranında ve TCMB tarafından belirlenen değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 436,14 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 226,49 TL’nin mahsubu ile bakiye 209,65 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 4.200,00 TL bilirkişi ücreti, 170,50 TL müzekkere, tebligat vs.olmak üzere toplam 4.370,50 TL yargılama masrafının kısmen kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.550,29 TL’sinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Ayrıca bu dava nedeniyle davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 226,49 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 66,20 TL yargılama giderinin kısmen kabul ve red oranına göre hesaplanan 42,71 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
8-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 14/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır