Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/170 E. 2022/508 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/768
KARAR NO :2022/503

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/12/2020
KARAR TARİHİ:27/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, davalıya konaklama hizmeti sunduğunu ve bu konaklamaya istinaden de faturalar düzenlediğini, faturalar davalıya e-fatura sistemi üzerinden gönderilmiş olup davalının faturalara süresi içinde itiraz etmeyerek borcunu ikrar ettiğini, alacağın tahsili için ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, takip başlatıldıktan sonra davalı tarafından faturalara karşı iade faturası düzenlendiğini, süresi içinde olmadığından hukuki geçerliliği bulunmayan iade faturalarının davalıya … 57.Noterliğinin 19/10/2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile geri gönderildiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 32.807 TL asıl alacak, 388,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.195,29 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
İlgili vergi dairelerinden tarafların 2020 yılı ve müteakip BA-BS formları getirtilmiştir.
Dosya mali müşavir ve turizm ve otelcilik sektör uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 03/08/2021 tarihli raporda; davacı tarafın iddiasında belirttiği üzere davalı tarafa düzenlediği faturalardan ne kadar alacaklı olduğunun dava dosyasında bulunan belgelerden tespit edilemediği, bu hususun tespiti için her iki firmanın’ da resmi yevmiye ve defteri kebir kayıtları ile karşılıklı hesap kapatmalarını gösteren varsa iade faturaları ile tahsil ve ödeme yaptıklarına dair banka dekontu, çek bordrosu vb. diğer belgelerini tevsik etmeleri gerektiği, bundan sonra TTK hükümlerine göre değerlendirme yapılıp varsa ödenmeyen borcun tespitinin yapılabileceği belirtilmiştir.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak rapor tanzimi için … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat sayısı ile düzenlenen 11/02/2022 tarihli raporda; davacı ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, taraflar arasında 2010 yılı içerisinde Konaklama ve Yeme-İçme Hizmeti verilmesi konularında Ticari bir ilişkinin bulunduğu, bu hizmetlere yönelik davacı şirket tarafından davalı şirket adına ticari defterlerinde; KDV dahil 116.678,50.-TL tutarında 85 adet fatura düzenlendiği, Faturalar karşılığı 83.871,50-TL tutarında kısmi tahsilatlar yapıldığının kayıtlı olduğu, Takip konusu fatura içeriğinde kayıtlı olan Konaklama ve Yeme-İçme Hizmetlerinin davalı şirkete sağlandığının ispatına yönelik olarak, davacı şirket muhasebesinde yapılan yerinde incelemeler sırasında; davacı şirket yetkilileri ile davalı şirket yetkilisi olarak belirtilen … ile yapılan … yazışma suretleri ve konaklamalara dair gönderilen listelerin sunulduğu, takip konusu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edilmesi ve işbu faturaların 8 günlük yasal süresi içerisinde itiraza uğramaması durumunun davacı şirketin fatura münderecatını kabul etmiş sayılacağı bakımından önem arz etmekte olduğu, davacı tarafından sunulan faturaların davalı firmaya tebliğ edilip edilmediği hususunda davacı şirket Muhasebesinde yapılan incelemeler sırasında; takip konusu yapıları faturaların, söz konusu faturalar üzerinde kayıtlı olan davalı şirketin … isimli e-posta adresine, elektronik ortamda gönderilmiş olduğu yönünde beyanda bulunulduğu, davalı tarafça takip konusu fatura içeriklerine süresi içerisinde itiraz edildiğine dair dava dosyasına sunulan yazılı bir delilin mevcut olmadığı, konu ile ilgili olarak davacı tarafça davalı şirkete gönderilen … 57.Noterliğinin 19.10.2020 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesinde; Davalı şirketin takip tarihinden sonra söz konusu faturalara dair süresinden sonra iade faturası düzenleyerek taraflarına gönderdiği, bu faturaların … barkod no.lu iadeli taahhütlü posta ile geri gönderildiği yönünde beyanlarının bulunduğu, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan takip konusu alacağın dayanağı KDV dahil 45,446,00.-TL toplamındaki 30 adet hizmet faturaları üzerinde; 32.222,00.-TL tutarlık kısmının kredili satış olduğunun, 13.224,00.-TL tutarlık kısmının Nakit ve Kredi Kartı ile tahsil edildiğinin yazılı olduğu, davacı şirketin ticari defter kayıtlarında, takip konusu yapıları faturalar karşılığı davalı tarafça faturalarda kayıtlı 13.224,00.-TL tutar haricinde ödeme yapıldığına dair bir muhasebe kaydının tespit edilemediği, davacının takip tarihi itibarı ile talep edebileceği alacak tutarının 32.565,53 TL, dava tarihi itibarı ile talep edebileceği alacak tutarının 33.185,25 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ olunmuş, davacı vekili 21/02/2022 tarihli oturumda rapora karşı bir diyeceklerinin olmadığını beyan etmiştir.
Dosya mali müşavir ve sektör uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunarak tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde karşılaştırma yapılarak taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, fatura içeri konaklama hizmetinin davalıya sağlanıp sağlanmadığı, faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği, süresi içinde fatura içeriklerine itiraz edilip edilmediği, ödeme yapılıp yapılmadığı, takip ve dava tarihi itibarı ile ayrı ayrı hesaplama yapılması talep edilmiş , düzenlenen 05/05/2022 tarihli raporda; davalıya ait 2020 yılına ait BA formu incelendiğinde davacıdan 85 adet fatura karşılığı KDV hariç 114.940 TL hizmet alımı yapıldığı, davacıya ait 2020 yılına ait BS formu incelendiğinde davalıya 85 adet fatura karşılığı KDV hariç 114.940 TL hizmet satımı yapıldığı, taraf kayıtlarının birbirini doğruladığı, işbu tespit ile davalının söz konusu faturaları tebliğ aldığı ve faturalara yönelikte TTK.18/2 maddesi gereğince herhangi bir itirazının da olmadığı dosya kapsamından anlaşıldığı, davalının icra takibine itirazında herhangi bir borcunun olmadığını iddia ettiği, davacı tarafından 2020 yılı içinde davalı adına düzenlenen 85 adet hizmet faturasını bağlı olduğu vergi dairesine beyan ettiği, işbu faturalardan bakiye kalan 32.807 TL bakiye borcu ödediğine dair herhangi bir somut belge sunulu olmadığı, davalının ticari defter ve kayıtlarını incelemeye ibraz etmediği, davacının davalıdan icra takip tarihi itibarı ile 32.807 TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, tarafların tacir olduğu ve faiz talebinin yerinde olduğu, davalı tarafından ödenmeyen fatura bedelleri için takip öncesi işlemiş faiz olarak 343,53 TL hesaplandığı, takip tarihinden itibaren 32.807 TL asıl alacak için talebe uygun olarak %9 yasal faiz talebinin uygun olduğu belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; açılan dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle fatura ve cari hesap alacağının tahsiline ilişkindir. Tarafların tacir olduğu delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi ile davalı tarafın usulüne uygun tebliğe rağmen ticari defterlerini dosyaya sunmadığı, incelemeye katılmadığı, davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan HMK 222. Maddesi uyarınca delil vasfına haiz ticari kayıtlarını sunduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından sunulan ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitlerle; davacının takibe konu ettiği KDV dahil 45.446 TL toplamındaki 30 adet hizmet faturalarının da bulunduğu KDV dahil 116.678,50 TL tutarında 85 adet fatura düzenlediği, davalıdan 83.871,50 TL tahsilat yapıldığı, davalıdan 32.807 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmamasına rağmen BA formları incelendiğinde davalının 2020 yılındaki tüm faturaları vergi dairesine beyanda bulunduğu, yine davacı tarafından BS dökümleri incelendiğinde yapılan satışlarla ilgili vergi dairesine bildirimde bulunduğu tespit edilmiştir.
TTK 21/2. Maddesi uyarınca davacı tarafça tanzim edilen faturalara 8 gün içinde itiraz edildiğine ilişkin dosyada davalı tarafından sunulmuş herhangi bir belgenin bulunmadığı, davacının defterinde kayıtlı olan faturalar ile davacı ve davalının BA/BS formlarındaki alış ve satış miktarlarının birbirini doğruladığı anlaşılmıştır. Belirtilen bu sebeplerle, davacı tarafın ticari defterlerinde icraya konu faturaların kayıtlı olduğu, davalı tarafça ödeme yapıldığına dair dosyaya başkaca bir ödeme belgesi, dekont vs de sunulmadığından, takip tarihi itibariyle fatura ve cari hesaptan kaynaklı davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan ve BA/BS formlarıyla da beyan edilen tutar olan 32.807-TL’yi davacının davalıdan tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır.
Öte yandan, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Yazılı bir sözleşme bulunmadığından satım bedelinin ödenmesi için kesin bir vade kararlaştırıldığından söz edilemez. Diğer yandan faturaların belli bir tarihte ödeneceğine ilişkin taraflar arasında bir teamül bulunduğu da iddia ve ispat edilmemiştir.
TBK.nın 117.maddesi hükmüne göre, “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşmenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır.” bu durumda, taraflarca vadenin kesin olarak belirlenmediği hallerde, borçlu ancak ihtarla temerrüde düşer.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 23/05/2019 tarih ve 2017/4740 esas, 2019/4095 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, satım sözleşmesinde TBK.nın 207/2.maddesi hükmüne göre, tarafların edimlerin aynı anda ifa etmesi kural olup, emtianın teslimi anında satım bedelinin ödenmesi gerekeceğinden alacak muaccel hale gelmektedir. Ancak yukarıda sözü edilen TBK.nın 117.maddesi uyarınca borcun ifa edileceği gün taraflarca tayin edilmiş olmadıkça muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur düzenlemesinden sonra devamı maddelerde temerrüde düşen borçlunun şartların varlığı halinde faizde ödeyeceği düzenlenmiştir. Yine somut uyuşmazlığa uygulanması gereken TTK.nın 18/3.maddesine göre; tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek maksadıyla yapılacak ihbar veya ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü bir mektupla veya telgrafla yapılması, yahut güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemiyle yapılması gerekir.
Bu durumda somut olayda muacceliyet gerçekleşmiş ise de, alacaklı tarafından borçluya usulünce çekilmiş, ödemesi gereken borcun miktarını gösteren bir temerrüt ihtarı bulunmadığı ve borcun ifa edileceği günün taraflarca birlikte tayin edildiği de kanıtlanmadığına göre temerrüt, takip tarihinde gerçekleşecektir. TTK.nın 1530/4 maddesinin mal tedarik sözleşmelerinde uygulanacağı, taraflar arasında hizmet sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki kapsamında anılan maddenin uygulama yerinin bulunmadığı, somut olayda taraflar arasına mal tedarik sözleşmesi de bulunmadığından işlemiş faiz yönünden talebin reddine karar verilerek davanın kısmen kabulü ile, itirazın 32.807 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline, takibin işbu miktar üzerinden devamına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacak miktarının %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
2-….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 32.807,00-TL asıl alacak üzerinden KISMEN İPTALİ ile, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 9,00 oranında ve TCMB tarafından belirlenen değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, takipte işlemiş faiz alacağına dair fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-İİK’nin 67/2 maddesi gereği hükmedilen asıl alacak tutarının (32.807,00-TL) %20’si oranında olmak üzere 6.561,40-TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bu tutarın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Harçlar tarifesine göre alınması gereken 2.241,04 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 400,92 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.840,12 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 463,12 TL harç, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti, 326 TL posta masrafından oluşan toplam 4.289,12 TL yargılama masrafının (Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 25-(9) maddesi hükümleri uyarınca) tamamının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 25-(9) maddesi hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,

9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 27/06/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza