Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/166 E. 2021/732 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/166 Esas
KARAR NO:2021/732

DAVA:Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:18/12/2020
KARAR TARİHİ:29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının kurucu ortaklarından biri olduğu davalı firmanın, şirket ana sözleşmesinin 08/09/2005 tarihli işlem ile tasdik edilerek yayınlanıp ilan edildiğini, davalı şirketin 2007 yılından itibaren maliki olduğu … … Sanayi Bölgesinde bulunan fabrikasının gerek işletilmesi ve gerekse de üçüncü şahıslara kiralanmak sureti ile gelir elde edilmesi ile ilgili herhangi bir temettü dağıtımı yada elde edilen gelirin şirketin öz sermayesinin güçlendirilmesi için sermaye arttırımı veya menkul gayrimenkul alımı gibi bir yatırıma konu edildiğine dair herhangi bir kayıt ve bilginin davacıya verilmediğini, her türlü muhasebe kayıtlarına erişiminin engellendiğini, haricen öğrenildiği üzere … AŞ ile … … Mad San Tic Ltd Şti arasında … ilinde bulunan fabrikanın iki yıl süre ile kiralanması üzerine sözleşme akdedildiğini, 25/07/2018 tarihinde imzalanarak yürürlüğe giren ve devam eden sözleşmenin halen devam ettiğini, şimdiye kadar 1.239000SUD gelir kaydetmesi gerekirken bu paranın şirket banka hesaplarına aktarılmadığı gibi muhasebe kayıtlarına işlenmediğini, kira sözleşmesinin dışında, tesisin ayrıca başka şirketlere de 2007 ve 2018 yılları arasında kiraya verildiğinin bilindiğini, 03/03/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında, davacının vekil tayin ettiği …’nın oy kullanmasına izin verilmemesi ve sermaye artırımına ilişkin usulsüzlükler haricinde birden fazla hukuka aykırı işlem bulunduğunu, davacının sağlık sorunlarının 2007 yılında başgöstermesi ile şirketle ilişkisinin fiilen kesildiğini, şirketin kar paylarının uzun süre dağıtılmamış olmasının haklı sebep sayılacağını, kira sözleşmesinin davalı şirket ve dolayısıyla davalı şirket ortaklarından biri olan davacı aleyhine olacak şekilde akdedilmesi ile birlikte sözleşme içerisinde taşınmazın satışının vaat edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının inceleme hakkının sistematik olarak engellendiğini, davacı kurucu ortak sıfatı ile şirketin tescil edildiği dönemde yönetim kurulunda iyi niyetle ve basiretli bir tacir olarak görev almış olmasına rağmen, rahatsızlığı nedeniyle uzun bir süre yönetimde bulunamamış ve iyileşme sonrasında şirket yönetiminden dışlanmış olduğunu beyanla, 03/03/2020 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ile alınan kararların yoklukla veyahut kesin hükümsüzlükle sakat olduğunun tespitine, davalı şirketin TTK madde 531 hükmü gereği haklı sebeple feshine karar verilmek suretiyle tasfiye memurları atanmak suretiyle tasfiyesine, mümkün olmaması halinde şirketin gerçek mal varlığının tespiti ile belirlenen değerler esas alınarak ortaklıktan çıkarılmasına ve şimdilik 50.000TL ayrılma akçesinin ve davacının rahatsızlandığı dönemden bu yana kendisine ödenmeyen temettülere ilişkin şimdilik 50.000TL ayrılma akçesinin olarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacı ve davalının daha fazla zarara uğramaması adına şirket yönetiminin azledilmesine ve yerine kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davaya konu genel kurul kararının ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edilmediğini, b nedenle davanın konusunun bulunmadığını, davaya konu 03/03/2020 tarihli genel kurul kararının tescil ve ilan edilmediğini, genel kurul kararlarının geçerli olabilmesi için alınan kararların ticaret siciline tescil ve ilan ettirilmesi gerektiğini, aksi halde hiçbir genel kurul kararının geçerlilik kazanamayacağını, geçerliliği olmayan genel kurul kararının yokluk ve butlanla malul olduğunun tespitinin talep edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, davalının sermaye artırımı yapılmak istenmesindeki amacın şirketin borca batık hale gelmesi ve sermayesinin kaybedilmesi olduğunu, 03/03/2020 tarihli genel kurulda davacının hazır bulunmadığını ve yetkili olarak gönderilen şahısların yetkisini içerir vekaletnamesi olmadığından genel kurul toplantısına katılması ve oy kullanmasının uygun görülmediğini, davacının olağan genel kurul toplantısına usulune uygun davete rağmen katılmadığını, genel kurula katılmak için geldiklerini söyleyen diğer şahısların ise vekaletlerinin bulunmadığını, vekaletlerini biraz edebilmek için saatlerce beklendiğini ancak ibraz edememeleri üzerine toplantıya katılmalarının mümkün olmadığını, toplantı saatinin üzerinden üç saatten fazla vakit geçtikten sonra toplantının bitirildiğini, ilgili tutanakların da ne kadar beklenmiş olduğunun ticaret sicil memurunun imzasıyla belirtildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin … esas sayılı dosyasından verilen 03/03/2021 tarihli tefrik kararı ile davanın tefrik edilerek, 03/03/2020 tarihli genel kurulda alınan kararların yokluk ve butlanla malul olduğu yönündeki davanın mahkememizin işbu esas sırasına kaydı yapıldığı görülmüş, taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiştir.
Dava, davalı şirketin 03/03/2020 tarihli genel kurulda alınan kararların yokluk ve butlanla malul olduğunun tespiti, davalı şirketin 2007 yılından itibaren dağıtılmayan kar paylarının tespiti ile davacıya ödenmesine ilişkindir.
Yargılama devam ederken davacı vekilinin 12/08/2021 tarihli dilekçesi ile işbu davadan feragat ettiklerini, tarafların birbirinden vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan ettiği, davalı vekili vermiş olduğu 12/08/2021 tarihli dilekçesi ile davacının davasından feragat ettiğini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını beyan ettiği, davacı vekilinin dosyada mevcut vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragate yetkili olduğu görülmüştür.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacının davasından feragat ettiği görülmekle, davacının davasından feragati nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının feragati sebebiyle HMK 307 ve 311. Maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Taraf vekillerinin beyanları nazara alınarak, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve yapılan yargılama giderlerinin tarafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI