Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/144 E. 2022/443 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/144 Esas
KARAR NO :2022/443

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:22/09/2014
KARAR TARİHİ:07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, 25/11/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacının yaralanarak kazadan dolayı %14 oranında sürekli iş göremez kaldığını, kazadan önce tır şöförü olarak çalışan davacının ekonomik geleceğinin sarsıldığını, 5684 Sayılı Sigortacılık Yasasının 14/2b maddesi hükmüne istinaden davalı kurumun sorumluluğu bulunduğunu, davalı kuruma davadan önce yapılan müracaat üzerine 9.169 TL işgöremezlik tazminatı ödendiğini, davacının dava konusu kaza nedeniyle tedavi ve iyileştirme süresince tıbbi anlamda iyileşmesi için geçmesi gereken süre zarfında tam iş göremez olup maddi zarara maruz kaldığını, ayrıca davacının gördüğü tedaviye rağmen tamamen iyileşemeyip daimi surette işgöremez kalmış olup hayatının geri kalan kısmında daimi maluliyet nedeniyle artık eskisi gibi ihtiyaçlarını karşılayamayacak ve eskisine oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağından ömrü boyunca maddi açıdan zarara maruz kaldığını, davalı sigorta şirketi tarafından Yargıtayın içtihatlarına aykırı olarak yapılan hesaplamaya istinaden ödenen tazminatın davacının gerçek zaranını tazmin etmekten çok uzak olduğunu, söz konusu ödemenin eksik ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL iş göremezlik tazminatının, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 25/11/2009 kaza tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan azami poliçe teminatından, davadan önce davalı sigorta şirketi tarafından yapılan kısmi ödeme düşüldükten sonra kalan bakiye azami poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, 05/04/2011 başvuru tarihini takiben 8 işgünü bitimi olan 17/04/2011tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte müşterek ve müteselsil sorumluluk dahilinde tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 06/04/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; 10.000 TL maddi tazminat olarak açmış oldukları davayı alınan bilirkişi raporu doğrultusunda geçici işgöremezlik tazminatı talebini poliçenin tedavi kaleminden karşılanmak üzere 6.563,99 TL.ye sürekli iş göremezlik tazminatı talebini ise sürekli maluluyet ve ölüm teminatından karşılanmak üzere poliçe limiti dahilinde 128.712,1 TL.ye ıslan ettiklerini, buna göre davanın toplam 135.276,09 TL.üzerinden kabulü ile işbu tazminatın davalının belirttikleri poliçe teminat kalemlerinden karşılanmak üzere ve poliçe teminatı dahilinde davalının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olay üzerinden iki sene geçtikten sonra açılan davanın süresi içeresinde açılmamış olması nedeniyle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davadan önce başvuru üzerine yapılan incelemede 26/04/2011 tarihli raporla davacının özür oranının %12 olarak tespit edilebildiğinin açıklandığını, bu oran gözetlerek aktüer tarafından düzenlenen 02/05/2011 tarihli raporla davacının trafik kazasında 3/8 oranında kusur oranı dikkate alındığında, kusur indirimi neticesi, 9.169 TL tazminat hesaplandığını, kazanın gelişimi, tarafların kazaya sebebiyet verme hususunda kusur oranları gözetilerek belirlenebilen tazminat tutarının 27/05/2011 tarihinde ödendiğini, ödeme ve ibraya ilişkin makbuz ve ibranamenin 16/05/2011 tarihinde davacı tarafından imzalandığını, tamamen usulüne uygun düzenlenen ibranameyi kendi rızası ile imzalayan davacının başkaca bir alacağı kalmadığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 111 maddesi gereğince zarar görenin kendisine ödenen tazminatın gerçek zararını karşılamadığını ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın haksız fiil failleri hakkında şikayet hakkını dahi kullanmamasına rağmen, haksız fiil sorumlularının kusurlu davranışları neticesinde trafik poliçelerini yaptırmamaları nedeniyle sadece … Hesabı nezdinde dava ikame edilmiş olmasının hakkın kötü niyetli olarak kullanılması olduğunu, talep edilen tazminatın nasıl hesaplandığının açıklanması ve davacının maluliyet gelir kaybı talebine ilişkin olarak çalışmakta olduğuna ve aylık gelirine ilişkin bordro v.s.ibraz edilmesi gerektiğini, davalının sorumluluğunun kusur oranı ile kaza tarihindeki teminat limit ile sınırlı olduğunu, davacının kazanın oluşumunda varsa kusur oranının belirlenmesini, varsa ödenecek ek tazminatın miktarının bilirkişi tarafından hesaplanmasını, davanın haksız fiil faillerine ihbar edilmesini, davanın açılmasına sebep olmayan davalının temerrüdü söz konusu olmadığından dava dilekçesinde belirtilen fazin başlangıç tarihi ve faiz talebini kabul etmediklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İHBAR: Davalı vekili tarafından davanın … plakalı araç işleteni … ile sürücüsü …’a, … plakalı araç işleteni … ile … plakalı araç işleteni …’a ihbarı talep edilmiştir.
İhbar olunan… vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazada … yönetimindeki … plakalı traktörün arkasında iki adet pancar yüklü römork takılı vaziyette … istikametinde ilerlerken … yönetimindeki … plakalı aracın takip mesafesini ayarlamayarak traktör arkasında takılı römorka arkadan çarptığını, çarpma ile birlikte … yönetimindeki traktör ile Şakır Koyuncu yönetimindeki aracın yolun sağ şeridini kapatmak suretiyle durduklarını, … yönetimindeki müvekkiline ait … plakalı aracın kaza yapıp sağ şeridi kapatan aracı ve traktör arkasında takılı römorku havanın da karanlık olması nedeniyle sonra anda fark ettiğini, şeridinin kapalı olduğunu fark eder etmezde sol şeride geçmek istediğini, sol şeritten gelen ve hızı çok yüksek olan ağır vasıta … yönetimindeki … plakalı araç ile çarpışarak çarpmanın etkisiyle traktör arkasında takılı römorka da çarptığını, kazada … ve …’nun hayatlarını kaybettiklerini, kazanan oluşumunda müvekkiline ait araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, … hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/39 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, … C.Başsavcılığı tarafından sürücülerin kusurlarına ilişkin … Adli Tıp Başkanlığı tarafından yapılan inceleme sonucunda traktör sürücüsü …’ın 1.derecede kusurlu olduğu, …’nun 2.derecede kusurlu olduğu, Eltir Tuygun’un ise 2.derecede kusurlu olduğu şeklinde rapor tanzim edildiğini, davada …’ın adli tıp raporuna istinaden asli kusurlu olarak hapis cezası aldığını, … ve …’nun kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu, …’un tali kusurlu olduğunu, müvekkili maddi olarak sorumlu tutulacaksa tali kusur oranı gereğince sorumlu tutulması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Mahkememizin 2014/1074 esas 2018/506 karar sayılı 12/04/2018 tarihli kararı ile davacının davasının kabulü ile, geçici iş görememezlikten kaynaklı 6.563,99TL sürekli iş görememezlikten kaynaklı 128.712,10TL olmak üzere toplam 135.276,09TLnin 18/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, mahkememiz kararına karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul BAM 9.Hukuk Dairesinin 2018/4815 esas 2021/51 karar sayılı 20/01/2021 tarihli kararı ile;
“. . . Somut olayda hükme esas alınan ATK. 3. İhtisas Kurulunun 01/11/2017 tarihli maluliyet raporu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, davacıda dava konusu edilen trafik kazasına bağlı olarak oluşan yaralanmasının maluliyet oluşturup oluşturmadığı konusunda illiyet bağını da ortaya şekilde değerlendirme yapılarak düzenlenmiştir. Oysaki istinaf talebinde belirtilen İskenderun Devlet Hastanesi tarafından verilen sağlık kurulu özürlülük raporunda, hangi yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği açıklanmadığından yeterli ve geçerli bir rapor niteliği değildir. Geçersiz bir rapor ile geçerli bir rapor arasında çelişki oluştuğundan bahsedilemeyeceğinden bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir.
… C.Başsavcılığının soruşturma dosyasına sunulan Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Grup Başkanlığının 13/01/2010 tarihli raporuna göre kazaya karışan … (davalının ödemesi, ibraname bu araçla ilgili) sayılı araç sürücüsü …’ın birinci derecede, … plaka sayılı araç sürücüsü …’un ikinci derecede, … plakalı araç sürücüsü …’nun ikinci derecede, … plakalı araç sürücüsü davacı …’ın ise kusursuz olduğunun tespit edildiği, yine … Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/39 esas, 2010/123 karar sayılı dosyasının iddianame, duruşma tutanakları ve gerekçeli karar örneği UYAP üzerinden mahkemeye gönderilmekle incelendiğinde, ölenlerin … ve …, katılanın …, sanıkların … ve …, suçun taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma, suç tarihinin 25/11/2009, suç yerinin …-Ortaköy karayolu 32.km.olduğu, 02/12/2010 tarihinde sanık …’ın meydana gelen kazada kusursuz olması nedeniyle beraatine, sanık …’ın suçu işlediği anlaşıldığından suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işlendiği yer ve zaman ile sanığın meydana gelen kazadaki kusur durumu gözönünde bulundurularak 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Ceza dosyasında mahkumiyetine karar verilen sanığın temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2013/6126 Esas-2013/28200 Karar 09/12/2013 tarihli ilamı ile kusur yönünden reddi ile kararın onanmasına karar verildiği uyap yargıtay dosya sorgulamadan anlaşılmıştır.
17. Hukuk Dairesinin 2016/10536 Esas ve 2019/4385 Karar sayılı ilamında da belirttiği gibi; “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır. ” şeklindedir.
Kaza nedeniyle davacı kusursuz olduğundan beraatine dair verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmakla mahkemece kusur raporu alınmadan hüküm kurulmasında isabetsizlik görülmemiştir.
Karayolu Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu … Hesabı karşılayacaktır.
Davacı vekili dava dilekçesinin netice ve sonuç kısmında iş göremezlik tazminatı talep etmiş ise de, dava dilekçesinin 5 nolu bendine davacının tedavi ve iyileşme sürecinde tam iş göremez olduğu ve ayrıca daimi olarak maluliyetinin bulunduğu açıklanmış olduğundan, davalı vekilinin geçici iş göremezlik talebi olmadığı halde hüküm kurulduğuna ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.
Davacı taraf, davadan önce davalı tarafından ödenen 9.169,00 TL’nin gerçek zararın altında olduğunu iddia ederek tazminat talebinde bulunmuş; davalı ise, davadan önce yapılan ödemenin yeterli olduğu savunmasında bulunmuştur. Taraf iddia ve savunmalarına göre, davacı tarafın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu gözetilmek suretiyle tazminat hesabının yapılması gerektiği açıktır. Zarar sorumlusu davalı tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için; öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması ve hesaplanan bu bedel ile davalı tarafından ödenen bedel arasında fahiş fark olup olmadığının saptanması; fahiş fark tespitinin yapılması halinde, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/1570 Esas ve 2020/3594 Karar sayılı kararı),
Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, anılan biçimde herhangi bir hesaplama yapılmamış; sadece, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanan bedelden, davalı ödemelerinin güncel değerlerinin düşülmesiyle yetinilmiştir. Rapor bu yönden hükme esas almaya elverişli olmadığından, bu rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yine, dava dilekçesinde davacının şoför olduğu belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda Nakliyat-İş Sendikasından gelen emsal ücrete dair müzekkere cevabına göre davacının kaza tarihindeki geliri aylık net 1.550,00 TL (asgari ücretin 2,83 katı) kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Oysa davacıya ait ücret bordrolarında asgari ücret aldığı ve iş yerinde toplu sendikaya üye olduğuna ilişkin bilgi belge de olmadığı anlaşıldığına göre, mahkemece davacının kaza tarihinde çalıştığı işyerinden kaza tarihi itibariyle ve geriye doğru 4-5 aylık maaş bordrosu getirtilmek ve Sosyal Güvenlik Kurumundan karşılaştırılmak suretiyle gerçek geliri belirlenerek aynı hesap bilirkişisinden ek rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bu hususa değinen istinaf itirazı da yerindedir. ” şeklinde karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememizin 2021/144 esas sırasına kaydedilmiştir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, taraf vekilleri dosya içindeki beyanlarını tekrar etmiş, SGK’dan hizmet döküm cetveli, maaş bordroları celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Aktüerya Bilirkişi … tarafından tanzim olunan 29/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; 25/11/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde %25 oranında çalışma gücü kaybına uğrayan …’ın, Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Grup Başkanlığının 13/01/2010 tarih ve … sayılı kusur raporuna göre davacının kusurunun bulunmadığı bildirilmekle, kusur durumunun dikkate alınmadığını, davacının geçici iş göremezlik zararının 2.271,18TL olduğunu, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik bakiye zararının 252.188,82TL olduğunu, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesine göre kaza tarihi olan 25/11/2009 tarihinde geçerli olan kişi başına sakatlanma ve ölüm ile tedavi gideri sigorta limitinin ayrı ayrı 150.000,00TL olduğunu, … Hesabı sorumluluğunun, hesaplanan tazminat tutarının teminat limitini aştığından, davalının yaptığı ödemenin güncellenmiş tutarının toplam teminat limitinden mahsubundan sonra bakiye teminat limiti olan 131.657,01TL ile sınırlı olduğunu belirtmiştir. Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş olup rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava, kusurlu eylem neticesinde meydana gelen trafik kazası kapsamında davacının maluliyetine ilişkin zarar tazminatının … hesabından tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunması, istinaf ilamı, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Zorunlu mali sorumluluk sigortası; motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sigorta türüdür.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesinin yollamasıyla anılan Kanunun 85. maddesine göre belirlenmektedir. Buna göre; sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucu meydana gelen kişinin yaralanması veya ölmesinden kaynaklanan bedeni zararlara dayalı maddi tazminat ile tedavi giderleri ve maddi hasarlar sigortacının poliçe limitleri dahilinde tazmin zorunda olduğu zararlar olup, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar halinde bu zorunluluk … Hesabına aittir.
2918 Sayılı Kanun’un 91/1 maddesiyle ölüm, yaralanma ve maddi hasarlar için 85/1. maddeye yollamada bulunulmuş olup oluşacak zararlar … Hesabı sigorta teminatı içinde olduğu, davalı … Hesabı’nın, kazanın gerçekleştiği 25/11/2009 tarihi için maluliyet halinde teminat limiti kişi başına 150.000 TL’dir.
Dosya içeriği, toplanan deliller, adli tıp raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; 25/11/2009 tarihli kaza nedeniyle davacının yaralandığı, … C.Başsavcılığının soruşturma dosyasına sunulan Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Grup Başkanlığının 13/01/2010 tarihli raporuna göre kazaya karışan … sayılı araç sürücüsü …’ın birinci derecede, … plaka sayılı araç sürücüsü …’un ikinci derecede, … plakalı araç sürücüsü …’nun ikinci derecede, … plakalı araç sürücüsü davacı …’ın ise kusursuz olduğunun tespit edildiği, kazaya sebebiyet veren araçlar yönünden kaza tarihi itibarı ile geçerli sigorta poliçelerinin bulunmadığı dolayısıyla meydana gelen zarar sebebiyle davacıya karşı müşterek müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, ayrı ayrı kusur tespitinin rücu ilişkisi yönünden değerlendirilmesi gerektiği dosyada mevcut kusur raporunun usul ekonomisi gözetildiğinde hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacının adli tıp kurumu tarafından düzenlenen maluliyet raporuna göre de 25/11/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde %25 oranında çalışma gücü kaybına uğrayan davacının, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan bilirkişi ek raporuna göre, geçici iş göremez zararının 2.271,18TL olduğu, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik bakiye zararının 252.188,82TL olduğu, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine öre kaza tarihi olan 25/11/2009 tarihinde geçerli olan kişi başı sakatlanma ve ölüm ile tedavi gideri sigorta limitinin ayrı ayrı 150.000TL olduğu, … Hesabının sorumluluğunun, hesaplanan tazminat tutarının teminat limitini aştığından, davalının yaptığı ödemenin güncellenmiş tutarının toplam teminat limitinden mahsubundan sonra bakiye teminat limiti olan 131.657,01TL ile sınırlı olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile, 131.657,01TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 18/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
Davanın Kısmen Kabulü İle;
1-131.657,01-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 18/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 16.457,42TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Red olunan dava yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 3.619,08TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 8.993,49TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 462,20TL (dava açılırken 34,20TL + ıslah ile 428,00TL)nin mahsubu ile bakiye 8.531,29TLnin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
(Mahkememizin 2014/1074 esas 2018/333 harç numaralı 02/08/2018 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile 8.778,50TL bakiye karar harcı tahsil edilmiş ise, tahsilde mükerrer olmamak şartıyla),
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.074,85TLyargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre (0,97) hesaplanan 2.012,60TLsinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan 462,20TL (dava açılırken 34,20TL + ıslah ile 428,00TL) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 170,70TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre (0,03) hesaplanan 5,12TLsinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI