Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/127 E. 2021/951 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/127
KARAR NO : 2021/951

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2021
KARAR TARİHİ : 06/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya ait enerji tüketimine ilişkin ödenmeyen fatura bedellerinin toplamı ve gecikme faiziyle birlikte toplam 7.840,54 TL tutarlı borcun tahsili için … esas sayılı dosyası ile yürüttükleri icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı tarafından itiraz edildiğini, taraflar arasında … abone ve … sözleşme hesap numaralı Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşmeye bağlı olarak davalının işletmesinde elektrik enerjisi tüketiminde bulunduğunu, davalının kullanmış olduğu enerji tüketim bedellerini ödemediğini, her ne kadar davalı yetki itirazında bulunmuş ise de, taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesinde yetkili yer olarak İstanbul Merkez İcra Müdürlüklerinin gösterildiğini, alacak faturadan kaynaklı para borcu olup TBK.nun 89.maddesi uyarınca alacaklının ikametgahında ödenen götürülecek borçlardan olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı aleyhinde başlatılacak icra takiplerinde İstanbul … İcra Daireleri yetkili olduğu gibi işbu itirazın iptali davasında da İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalı tarafından imzalanan sözleşme ve bu kapsamda yetki sözleşmesinin davacının tek taraflı düzenlediği ve dayattığı genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, davalının, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, kaldı ki davacının söz konusu faturaları abonelik sözleşmesinin sona ermesinden bir yıl sonra ileri sürdüğünü ve mezkur faturaları hiçbir zaman davalıya tebliğ etmediğini, söz konusu faturalardan icra takibi ile haberdar olduklarını, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için faturaların sözleşme ve yasaya uygun düzenlendiği ve ödenmediği düşünülecek olsa dahi fatura bedelinin doğrudan davalıdan talep edilmesi hatalı olup güvence bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 35/5-b maddesi ile açık bir şekilde elektriğin fiilen kesilmesi ve ödenmeyen fatura bedellerinin güvence bedelinden mahsup edilmesinin yasal yollara başvurmak için zorunlu olduğunu düzenlediğini, davacının davalıdan herhangi bir alacağı vardıysa söz konusu alacağın davacı tarafından güvence bedelinden mahsup edilmek suretiyle tahsil edileceği ve tüm alacaklarının tahsili sonrasında sözleşmeyi sonlandıracağını, davacının davalının aboneliğini sonlandırmış olmasının dahi davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığını ispatladığını, davacının talep ettiği gecikme faiz oranı ve hesaplamasının hatalı olduğunu, bu nedenlerle öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, aksi kanaatte olunması halinde haksız ve yersiz davanın reddine, davalının dava konusu faturalarla davacıya borçlu olduğuna kanaat edilmesi halinde davalının ödemiş olduğu güvence bedeli tespit edilerek borcun güvence bedeli tutarında sona erdiğinin tespitine ve aynı tutarda davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava itirazın iptali davasıdır.
Merkezi Takip Sisteminin … esas sayılı dosyası UYAP sisteminden getirtilerek incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 7.840,54 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya mali müşavir ve elektrik mühendisi bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 02/09/2021 tarihli raporda; dosya kapsamına surulan sözleşme örneğinden, Davalı …Tic.A.Ş ile davacı… Tic.A.Ş. arasında 10.05.2019 tarihinde 10/05/2019-30/06/2020 tarihler arasındaki dönem için Enerji Alım-Satım Sözleşmesi imza edildiği, takibe konu faturaların davalı adına tahakkuk ettirilen 4 adet normal fatura tahakkuku olduğu, davalı şirketin birbirini takip eden 2019/ Eylül — Ekim — Kasım — Aralık gecikmiş fatura tahakkukları nedeniyle davacı şirketçe ilgili dağıtım şirketine davalının elektriğinin kesilmesi hususunda bildirim yapma yükümlülüğü bulunduğu, ödenmemiş takibe konu fatura tahakkuklarına rağmen yönetmelikte detayı verilen kesme/kestirme bildirim yükümlülüğünün ihlal edildiğinin anlaşıldığı, bu durumun davacı şirket bakımından müterafik kusur teşkil etmekte olduğu, emsal Yargıtay ilamları gereği müterafik kusur indiriminin en fazla ödenmemiş faturalar için yasal faiz talebi olabileceği belirtildiğinden, takipte de davacı şirketçe zaten yasal faiz talep edildiğinden, davacı şirket adına takipteki talepte müterafik kusur indirimi uygulamasına yer olmadığına kanaat getirildiği, takibin 4 ayrı fatura için; 6.769,95 TL. (Fatura asıl alacak bedeli) + 482,96 TL (müterafik kusur nedeniyle yasal faiz) yasal faiz olmak üzere toplam 7.252,91 TL. üzerinden davalı …Tic.A.Ş. adına devam edebileceği belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; öncelikle davalı tarafça yetki itirazında bulunulmakla, tarafların tacir olduğu ve aralarındaki sözleşme gereği İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemeleri yetkili olduğuna ilişkin yetki sözleşmesi yaptıkları anlaşıldığından davalının icra dosyasında ve işbu dosyada yapmış olduğu yetki itirazının HMK.17 maddesi gereği reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yeterli izahatı içerir, denetlenebilir ve hükme esas alınabilir nitelikteki bilirkişi raporuna göre; Taraflar arasında 10/05/2019 tarihinde 10/05/2019-30/06/2020 tarihleri arasındaki dönem için Enerji alım-satım sözleşmesi akdedildiği, sözleşmede fatura ödemelerindeki gecikmelerde davacı tarafça talep edilebilecek faiz oranına ilişkin hüküm yer almadığı, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri gereği davacı tedarikçi şirketin davalının ödenmeyen elektrik faturası nedeniyle ilgili dağıtım şirketine davalının elektriğinin kesilmesi hususunda bildirim yapma yükümlülüğü bulunduğu, dava konusu faturaların 2019/Eylül-Ekim-Kasım-Aralık dönemlerine ait olduğu, ödenmemiş takibe konu fatura tahakkuklarına rağmen yönetmelikte detayı verilen kesme/kestirme bildirim yükümlülüğünün ihlal edildiği, bu durumun davacı şirket bakımından müterafik kusur teşkil ettiği, ancak Yargıtay 3.HD.nun 2016/21176 esas, 2018/9070 karar sayılı emsal ilamı gereği müterafik kusur indiriminin en fazla ödenmemiş faturalar için yasal faiz talebi olabileceği, takipte zaten davacı tarafça yasal faiz talep edildiğinden davacı şirket adına takipteki talepte müterafik kusur indirimi uygulanmasına yer olmadığı, takibe konu faturaların tesisata takılı bulunan sayaç tarafından kayıt altına alınan tüketimler doğrultusunda tahakkuk ettirilmiş oldukları, faturaların içeriğinde yer alan kalemlerin … ulusal tarifelerinde yer alan kalemler oldukları, birim fiyatlarının … onaylı … ulusal tarife birim fiyatları oldukları, faturalarda yer alan sayaç işaretlerinin tüketimi kayıt eder şekilde birbirini takip ettiği, fatura dönemlerindeki tüketimlerin birbiri ile uyumlu olup yer alan tüketimler kadar davalı tarafça işletmede elektrik tüketilebileceği, davacı şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemede cari hesap kartında davalının davacıya fatura asıllarından kaynaklanan 6.895,16 TL borcu göründüğü, borca ait yasal faiz hesaplanması faturaların son ödeme tarihlerine göre KDV dahil toplam ödenecek tutarları üzerinden hesaplandığından Aralık 2019 faturasında gösterilen 125,11 TL’lik faiz tutarı mükerrerlik arz edeceğinden ana borçtan düşüldüğü, buna göre davacının davalıdan alacağının 6.769,95 TL olduğu, davacı tarafından davalıya 5 adet e-arşiv fatura düzenlendiği, faturaların şirketler arasında yapılan görüşmeler sonrası şirketin mail adresindeki hesabına gönderildiği, davalı şirket tarafından ilk fatura bedelinin davacı şirket hesabına ödendiği anlaşılmakla davalının faturalardan takiple birlikte haberdar olduğu yönündeki iddialarına itibar edilmemiştir. Taraflar arasında yapılmış olan sözleşmeye göre davacının davalıdan herhangi bir güvence bedeli almadığı tespit edildiğinden davalı şirketin ödemediği borçları ile ilgili güvence bedelinden düşüm yapılmadığı, buna göre davanın kısmen kabulü ile davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 6.769,95 TL asıl alacak, 482,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.252,91 TL üzerinden devamına, ayrıca alacak belirlenebilir olduğundan İİK 67/2 mad uyarınca 6.769,95 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-)Merkezi Takip Sistemi … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİ ile, takibin 6.769,95-TL asıl alacak, 482,96-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 7.252,91-TL üzerinden DEVAMINA, anapara tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesine uygun olarak % 13,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-)İİK’nin 67/2 maddesi gereği hükmedilen asıl alacak tutarı olan 6.769,95-TL’nin %20’si oranında olmak üzere 1.353,99-TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bu tutarın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 495,44 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 133,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 361,54 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden red edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 587,63 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan; 1.600,00 TL bilirkişi, 50,50 TL müzekkere, posta, tebligat masraflarından oluşan toplam 1.650,50 TL yargılama masrafının kısmen kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.526,79 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan 201,70 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-) Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.221,06-TL’sinin davalıdan, 98,94-TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/12/2021

Katip
e-imza

Hakim
e-imza