Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/101 E. 2021/446 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
STANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/146 Esas
KARAR NO : 2021/458

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/04/2017
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı şirket nezdinde … numaralı poliçeyle sigortalı bulunan …’ın maliki bulunduğu gayrimenkulde davalı tarafından çekilen ana hat kablosunun panoya giriş yapılmadan önce patlaması nedeniyle gerçekleşen yangın sonucu meydana geldiğini beyan ettiği hasar kapsamında davacı şirket tarafından sigortalıya ödenen 8.355,63-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemiyle huzurdaki davayı ikame etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, dava konusu yangına ilişkin olay yeri incelendiğinde elektrik bağlantı noktasının ilgili adresin bahçesinde bulunduğunun görüldüğünü, dağıtım tesisi sınırı yönetmeliğinin 15. Maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde dağıtım sistemine bağlı tüketiciler açısından bağlantı noktasından kullanım yerine kadar olan tesis ve teçhizatın tüketicinin mülkiyetinde olduğunu, bu nedenle davacı sigorta şirketi tarafından ödendiği iddia edilen bedelin istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının sorumluluk alanının bağlantı noktasından sonra bittiğini beyanla husumet itirazıyla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin … esas… karar sayılı 12/09/2019 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafça istinaf edildiği, İstanbul BAM 45.Hukuk Dairesinin 2020/1410 esas 2021/37 karar sayılı 20/01/2021 tarihli ilamı ile;
“Somut olayda; dava dışı sigortalı tarafından konut olarak kullanılan dairede meydana geldiği iddia olunan hasarın, davalı tarafından çekilen ana hat kablosunun panoya giriş yapılmadan önce patlaması nedeniyle gerçekleşen yangının sirayet etmesi sonucu oluştuğu nazara alındığında; dava dışı sigortalı ile davalı arasında uyuşmazlık tüketici işlemi olmadığı ve davacının sigortalısının tacir olmadığı, davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, davaya bakma görevinin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu bu nedenle de HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırıldığı görülmekle, dosya mahkememizin … esas sırasına kaydı yapılmış ve taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiştir.
Dava, 01.04.2016 tarihinde meydana gelen yangın sonucunda dava dışı sigortalının konutunda oluşan hasar bedelinin …nolu poliçeye istinaden ödenmesi nedeniyle, ödenen bedelin davalıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir.
30.10.2015-30.10.2016 dönemlerinin kapsar şekilde düzenlenen …Sigorta Poliçede asansörlü ve /veya kaloriferli konutun sigortalandığı sigortalının …olarak belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu hasar nedeniyle düzenlenen ekspertiz raporu, hasar dosyası, yangın raporu dosya arasına alınmak suretiyle bilirkişi heyetinden rapor alınmış olup; elektrik – elektronik mühendisi, makine mühendisi ve sigorta bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle, yangının B1-2 blok bodrum katta yer alan ana dağıtım pano öncesinde ana besleme kablosunda herhangi bir nedenle meydana gelen kısa devre sonucu meydana geldiği, davalının sorumluluk bölgesi kapsamında yer alan ana kolon kablo kaynaklı yangının meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu bulunduğu, sigortalı dava dışı …ın davacı şirket tarafından 30.10.2015-30.10.2016 tarihleri arasında …Sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, daire içerisinde tespiti yapılan 1.910,00 TL tutarındaki hasarın giderilmesine yönelik yapılan harcama ile ortak alanlardaki hasar kapsamında sigortalı payına düşen 6.445,63 TL hasar onarım bedelinin olay tarihi itibariyle piyasa rayicine uygun hasar bedeli olduğu belirtilmiştir.
Davaya konu edinilen yangın sebebiyle düzenlenen yangın raporu ve davacı sigorta şirketince düzenlenen ”yangın hasar ekspertiz raporu” nda dava dışı sigortalının hasar tazminat bedeli ödenen dairesinin kullanım amacının ikametgah olarak belirtildiği anlaşılmaktadır.
TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi kapsar. Tüketici ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da görevli mahkeme, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Dosyanın tetkikinde; davacı sigorta şirketi olup, dava dışı sigortalı tarafından konut olarak kullanılan dairede meydana geldiği iddia olunan hasarın, davalı tarafından çekilen ana hat kablosunun panoya giriş yapılmadan önce patlaması nedeniyle gerçekleşen yangının sirayet etmesi sonucu oluştuğu nazara alındığında; dava dışı sigortalı ile davalı arasında uyuşmazlık tüketici işlemi olmadığı ve davacının sigortalısının tacir olmadığı, davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı, bu nedenle davaya bakmakla görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, dolayısıyla mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla, davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine, talep halinde dosyanın görevli mahkeme olan İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20. Maddesi uyarınca bu görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edildiğinde dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine, talep halinde dosyanın görevli mahkeme olan İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesine,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20. Maddesi uyarınca bu görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edildiğinde dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede nazara alınmasına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2021

Katip
E-İMZALI

Hakim
E-İMZALI

İşbu evrak, 5070 sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır.