Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/10 E. 2023/422 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/10 Esas
KARAR NO : 2023/422
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı şirketin ticari defterinde bu ticarete ilişkin kayıtların mevcut olduğunu, davacı şirketin 2016 yılında davalı firmaya peynir satışı yapmış olup davalı firma tarafından buna karşılık olarak çekler teslim edildiğini, davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki sebebi ile kesilmiş bulunan fatura suretlerinin ibraz edildiğini, davalı şirketin davacıdan satın almış olduğu ürünlere karşı vermiş olduğu çeklerden ikisinin takibe konulduğunu, söz konusu çeklerin günü geldiğinde davacı tarafından bankaya ibraz edildiğini ve karşılıkları bulunmadığı için çeklerin arkasının yazdırıldığını, bunun üzerine söz konusu çeklerle ilgili … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine konu çeklerdeki imzaya itiraz edildiğini, …. İcra Hukuk Mahkemesi 2017/… E. Sayılı dosyası ile davalı şirket yönünden takibin durdurulmasına karar verildiğini ancak işbu karara karşı 25.11.2020 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, imzanın kabulüne karar verilmesi sebebi ile davacı şirket aleyhine yüzde 20 tazminata hükmedildiğini, daha sonra davalı şirket tarafından bu alacak ile ilgili olarak davacı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü 2020/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak açılan alacak davası sebebi ile işbu icra takibinin İİK 170. Maddesi gereğince dava sonuna kadar durdurulmasının talep edildiğini davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu ve takip konusu çeklerin de bu ticari ilişkiden kaynaklı davacının alacağına karşılık davacıya verildiğinin tarafların ticari defterleri incelendiğinde ortaya çıkacağını, müşteri cari defterine göre davalı şirketin davacı şirkete 311.454,62- TL borcu bulunduğunu söz konusu uyuşmazlık konusu ile ilgili arabuluculuk müzakerelerinin de yapıldığını ancak taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını belirterek davanın kabulü ile davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğu 114.000 TL’lik kısmın 08.03.2017 takip tarihinden; kalan 197.454,62-TL’lik kısma ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, …. İcra Hukuk Mahkemesi 2017/… Esas sayılı dava dosyasında davacı aleyhine verilen kötü niyet tazminatı ile para cezası tahsilinin iş bu davanın sonuna kadar durdurulmasına ve davalı iş bu borca ve imza itirazı davasında haksız ve kötü niyetli olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından, davalı şirket aleyhine alacak davası açıldığını, davacı şirketin, davalı şirkete peynir satışı yaptığını iddia ettiğini, davalı şirketin nakliye işi yaptığını, peynir ticareti ile hiçbir ilgi ve alakası bulunmadığını, davalı şirketin ne çekleri takibe koyan davacı şirket ile ne de çeklerde cirosu bulunan diğer şahıslarla ilgisi bulunmadığını, keşideci taraf ile de hiçbir şekilde ticari münasebeti ve dolayısıyla alacak – borç ilişkisinin söz konusu olmadığını, çekin lehdar kısmına davalı şirketin unvanı yazılmak suretiyle ve ciro yapmış gibi çeklerinin arka kısmına atılan imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığını, açılan imza itirazı davasında yapılan inceleme neticesinde imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığının da ortaya çıktığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, ayrıca tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak incelemede de davalı şirketin, davacı şirket ile hiçbir alışverişinin olmadığının ortaya çıkacağını belirterek haksız davanın reddi ile haksız ve kötüniyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı takip dosyası fiziken, … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı takip dosyası ve …. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyaları UYAP sistemi üzerinden getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır. Davacı Baklavacı … San. Ve Tic. A.Ş ile davalı … Ltd. Şti’ye ait 2016 – 2017 – 2018 – 2019 – 2020 yıllarına ait BA – BS formları ilgili vergi dairesinden getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır. Davalı şirkete ait sicil kayıtları … nden celp edilerek dosya arasına alınmıştır. Davalı şirkete ait SGK kayıtları ilgili Sosyal Güvenlik Merkezinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
(2)Tüm dosya kapsamı, tarafların talep ve savunmaları ile birlikte tomar halinde dosyamız Mali Müşavir …’a tevdi edilmiş, bilirkişinin gerekçeli ve ayrıntılı, denetime elverişli raporu ile, davacı ve davalının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı yanca düzenlenen fatura toplam 331.447,62 TL, davalı yanca yapılan ödeme 4.993,00 TL havale, 15.000,00 TL nakit, 295.900,00 TL çek olmak üzere toplamda davalı yanca 315.983,00 TL ödeme yapıldığı, davacının davalıdan alacaklı kaldığı, ancak 295.900,00 TL’lik çekin karşılıksız çıkması ile tahsilat yapılamamış ve davalı cari hesabına 295.900,00 TL borç kaydı yapılarak davacının davalıdan 311.454,62 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, 178.922,91 TL’lik irsaliyeli faturada teslim eden ve teslim alan imzası olmadığı, 178.822,91 TL’lik satış faturalarının ispata muhtaç olduğu, davacı Güllüoğlunun (311.454,62 TL – 178.822,91 TL = 132.631,71 TL cari hesap bakiyesi veren faturalarında teslim alan nakliyeci tarafından imzalandığı, davacı alacağının kabulü halinde davacının 132.631,71 TL alacağı olabileceği tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; ticari ilişkiden kaynaklanan alacak davasıdır.
Yapılan yargılama, icra dosyası, bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle fatura alacağının tahsiline ilişkindir. Tarafların tacir olduğu davacı tarafından delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı tarafından sunulan ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitlerden; davacı tarafın cari hesap ekstresine göre 2016 yılında davacı tarafından davalıya toplam 331.447,62 TL fatura kesildiği, daha önce yapılan icra takibine kadar muhtelif miktarlarda davalı tarafından yapılan ödemelerin davacı kayıtlarında bulunduğu, toplamı 295.900,00 TL olan 6 adet çekin davalıdan alındığı ancak çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle 2017 yılında iade edildiği, iade edilen çeklerin davalı hesabına borç kaydı olarak geçtiği, davaya konu irsaliye faturalar incelendiğinde 7 adet toplamı 178.822,91 TL irsaliye faturada teslim alan imzasının olmadığı, 6 adet toplamı 152.624,71 TL olan irsaliye faturada teslim alan imzası olduğu ve araç plaka bilgisinin yazıldığı tespit edilmiştir. Netice itibariyle davacı defterine göre ilgili çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle davalı cari hesabına 295.900,00 TL borç kaydı yapılmış ve davacı tarafından düzenlenen faturalar toplamından yapılan tahsilatlar düşülerek toplam davacının davalıdan 311.454,62 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bu alacaktan toplamı 178.822,91 TL’lik irsaliye faturada teslim eden ve teslim alanın imzasının bulunmadığı, bakiye 132.631,71 TL cari hesap bakiyesi veren faturaların teslim alan nakliyeci tarafından imzalandığı tespit edilmiştir. Davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede fatura, cari hesap ekstresi gibi davaya dayanak belge olmadığı ve davalı tarafın ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olmadığı ayrıca mahkememizce celp edilen … Vergi Dairesinden BA formlarının dökümü incelendiğinde davalı şirketin bu faturalar nedeniyle bildirimde de bulunmadığı tespit edilmiştir.
Faturaların dayandığı malların teslimine ilişkin ispat yükü davacı taraftadır davacı dava dilekçesinde tanık deliline dayandığından mahkememizce davacının tanığının dinlenilmesi için davetiye çıkarıldığı, çıkarılan davetiyenin iade döndüğü, mahkememizin 17/11/2022 tarihli duruşmasının 4 nolu ara kararı gereği davacı vekiline tebliğe yarar adres bildirmesi için gerekli ihtarın yapıldığı, davacı vekilin tanığın mernis adresine tebligat çıkartılmasını talep ettiği, mahkememizce tanığın mernis adresine çıkarılan tebligatın yine iade döndüğü e duruşmada da tanığın hazır edilmediği anlaşıldığından davacı tanığının dinlenilmesinde vazgeçtiğinin tespitine karar verildiği görülmüştür.
Davaya konu faturalarda teslim alan bölümünde imza ve yazısı bulunan kişilerin davalı şirket bünyesinde çalışmadığına ilişkin davalı şirketin itirazları nedeniyle mahkememizce SGK’ya müzekkere yazılarak fatura tarihlerini kapsar şekilde davalı şirket çalışanlarının listesi istenmiş ve gelen yazı cevabında yapılan incelemeyle irsaliye faturalarda teslim alan kısmında adı yazan … ve diğer kişilerin davalı şirket çalışanı olmadıkları tespit edilmiştir. Kaldı ki davacı vekili tarafından mahkememizin 06/04/2023 tarihli duruşmasında yazılı beyanı ile açıkça; faturada adı geçen … , … , … isimli kişilerle irtibata geçildiğini bu kişilerin ne davacı şirket ne de davalı şirket çalışanı olmadığını çağrı üzerine nakliye işi yapan kamyon şoförleri olduğunu belirtmiştir. Bu durumda sevk irsaliyelerinin teslim alan kısmında imzası bulunan kişilerin davalı şirket çalışanı olmadığı, davacı tarafça nakliye işi yapan kamyon şoförlerine sevk irsaliyesinin imzalatıldığı, sevk irsaliyesinde teslim alan kısmı boş bırakılan faturalar yönünden ise malların davalıya teslim edildiğinin belgelendirilemediği, öte yandan …’nden gelen yazı cevabında davalı … Ltd. Şti. isimli firmanın iş kolunun faturaların içeriğinde belirtilen peynir ürünleri ile ilgili bir iş kolu olmadığının anlaşıldığı, faturaların davalı ticari defter belgelerinde yer almadığı, faturalara ilişkin BA bildiriminde bulunmadığı neticeten davacının davaya konu faturaların içeriği malları davalıya teslim ettiğini tanık dahil hiç bir deliller ispat edememesi sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ayrıca davalı taraf her ne kadar kötü niyet tazminat talep etmiş ise de davanın itirazın iptali veya menfi tespit davası olmadığı, davanın alacak davası olduğu dikkate alındığında şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.318,88 TL harçtan mahsubu ile 5.138,98 TL’nin kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 23,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 46.603,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/06/2023

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.