Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/88 E. 2021/351 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/88
KARAR NO:2021/351

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/02/2020
KARAR TARİHİ:26/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/08/2018 tarihinde … İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan … ilçesi, … Mah. …. Bulvar Cad. No:… adresinde davalılar tarafından yapılan çalışma sırasında davacı şirkete ait tesislere hasar verildiğini, davacı şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 948,15 TL + KDV toplam 1.118,82 TL’nin hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalılar tarafından hasar bedelinin ödenmemesi üzerine 1.118,82 TL hasar bedeli, 27,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.146,13 TL’nin tahsili amacıyla ….İcra Müdürlüğünü … esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, hükmedilecek miktarın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar … vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının alacak taleplerini davalı şirkete yöneltemeyeceğini, davalı şirketin davacıyı zarara uğratan bir eylemi ve işlemi bulunmadığını, davacının davasını hem kusur hem de zarar yönünden ispatla mükellef olduğunu, ancak dosyada yer alan belgelerin bu hususları ispatlayacak yeterlilikte olmadığını, davalı şirketlere oluşan zararla ilgili sözlü ya da yazılı bir talepte bulunulmadığını, talep edilen miktarın fahiş olduğunu, davacının öncelikle bir zarar gördüğünü, ardından ise zararın giderimi için yapılan masrafı ispat etmesi gerektiğini, davaya konu kazı alanındaki işin 2017-2018 yılı ….Bölge Abone İşleri Daire Başkanlığı İçmesuyu ve Atıksu Yapım, Bakım ve Onarım İşi olup, … nezdinde çalışmaların halen devam ettiğini, davaya konu hasar tarihinde Pusula İnşaat tarafından çalışmaların sürdüğünü, hasar tutanağına ve faturasına dağıtılamayan enerji bedeli, etüd koordinasyon bedeli gibi afaki bedeller , KDV yansıtıldığını, ancak davalı şirketlere bu hususta bir fatura iletilmediğini, hasar tarihi itibarı ile işin yapımı üstlenen …Şti.ye, … Sigorta Poliçesi sigortacıları … Sigorta A.Ş.ile…A.Ş.ye davanın ihbar edilmesini, bu nedenlerle öncelikle husumet yokluğundan davalı şirketler yönünden davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilinin talep ettiği şirketlere dava ihbar edilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizin bu davada görevli olmadığını, davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olguların hizmet kusuru niteliğinde olduğundan davanın Görevli İdare Mahkemesinde açılabileceğini, dava dilekçesinde idare yüklenicisi tarafından zarar verildiği iddiasının tamamen yersiz ve dayanaksız kaldığını, davalı idarenin müteahhidi olduğu iddia edilen firmanın adının bile bilinmezken husumetin taraflarına yöneltilmesinin kabul edilemeyeceğini, zararı veren çalışmayı yapan firmanın davalı idarenin müteahhidi olmadığını, davalı idarenin müteahhidin çalıştırdığı elamanlara hiçbir şekilde talimat vermesinin, onları seçmesinin ve denetlemesinin söz konusu olmadığını, bu görevlerin müteahhit firmaya ait olduğunu, davalı idarenin denetiminin işin bu firma tarafından eser sözleşmesine uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesi olduğunu, çalışanlar üzerinde gözetim ve denetim yetkisinin tamamen müteahhit firmaya ait olduğunu, bu nedenle BK 66.maddeye göre davalı idarenin sorumlu tutulmasının söz konusu olmadığını, yüklenici firma ile davalı idare arasındaki sözleşmenin Yapım İşleri Genel Şartnamesinin ilgili maddeleri gereği işyeri ve çerçevesinde yeterli güvenlik önlemlerinin alınmaması sebebi ile meydana gelebilecek kazalardan bu kazaların sebep olacağı can ve mal kaybından ve üçüncü kişilere verilecek her türlü zararlardan yüklenicinin doğrudan sorumlu tutulduğunu, … davalı idarenin yanı sıra davacı kurum da dahil olmak üzere altyapı tesisleri olan tüm kurumlara göndermiş olduğu 30/09/1998 tarihli yazısında Alt Yapı Hizmetleri Yönergesine ve tüm alt yapı hizmetleri veren tüm kurumların uyması gerektiğini ve tesis üstüne tesis yapılamayacağını belirttiğini, davanın konusunun hasar olduğunu ve hasarın haksız fiil olarak nitelendirildiğini, haksız fiilden kaynaklanan davalarda ise ancak yasal faiz istenebileceğini, bu nedenle davacının avans faizi talebini det kabul etmediklerini, icra inkar tazminatı talebinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, reddi gerektiğini belirterek haksız davanın usul ve esastan reddine, yargılama masrafının ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; … adına yapılan kazı çalışmaları sırasında davacıya ait tesisata zarar verildiğine dayalı maddi tazminatın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde; davacı tarafından davalılar aleyhine 1.118,82 TL hasar bedeli, 27,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.146,13 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
… … Belediye Başkanlığı Yol Bakım ve Altapı Koordinasyon Daire Başkanlığı Altapı Koordinasyon Müdürlüğü’nün 13/10/2020 tarihli cevabi yazısı ile davaya konu adreste Altyapı Kazı Ruhsatı verilmediği belirtilmiştir.
Dosya elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 03/02/2021 tarihli raporda; işçilik, montaj, araç, personel giderlerinin davacı kurumca talep edilemeyeceği, dosya kapsamına sunulan hasar tespit tutanağı ve yazışmalar kapsamında hasarın varlığının sabit olduğu, davacıya ait altyapı tesislerinin standartlar çerçevesinde tesis edildiği anlaşılmakla davalı tarafça bu durumun aksini ispat eden bir tespit bulunmadığı, tutanak kayıtlarına da herhangi bir şerh düşülmediği, ayrıca davalı şirketçe çalışma yapılan atık su hat derinliğinin davacının yer altı kablo güzergahından daha fazla olduğu, bu nedenlerle davacı şirkete müterafik kusur bakımından yeterli delil bulunmadığı, davacı bünyesinde çalışan AOB görevlilerince arızanın giderildiği anlaşılmış olup dosya kapsamında yer alan … Sistem İşletme Müdürlüğünce davalıya gönderilen yazı içeriğinde hasarın ekiplerince tamir edildiğinin açıkça belirtildiği, arızayı gideren AOB tarafından davacıya kesilmiş herhangi bir fatura bulunmadığı, sunulan 01/02/2018 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi tarafı şirket tarafından dava konusu hasar ile ilgili olarak kullanılan malzeme ve yapılan işçilik bedelini gösterir davacıya kesilmiş herhangi bir fatura veya iş emri v.b.belge örneğine rastlanmadığı, sözleşme madde 10 içeriğinde “yüklenici her ayın sonunda şirketin belirlediği kriterlerde yapılan işi bildirerek şirketin onayını almasından sonra fatura düzenleyecek ve ödeme ertesi ay içerisinde yapılacaktır” şeklinde açık hüküm bulunduğu, dosya kapsamında yer alan hasar tespit tutanak formu, iş görev emri ve hasar süreci bilgilendirme formunda 01/02/2018 tarihli hizmet alım sözleşmesi tarafı şirket yetkili imzasına da rastlanmadığı, bu nedenlerle davacı tarafından arızanın kendi elemanları dışında özel adam tutularak onarımının yapıldığı hususunun belgelendirilemediği, hasar adresindeki çalışma davalı …’nin yüklenicisi tarafından yapılmış olsa dahi gerek …’nin gerekse … tarafından görevlendirilen yapı denetim görevlilerinin yüklenici şirket üzerinde denetim gözetim yetkisi olacağı, bu nedenlerle takibin toplam 20,60 TL KDV dahil malzeme bedeli + 0,53 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 21,13 TL üzerinden davalılar adına devam edebileceği belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Öncelikle davalı tarafın hak düşürücü süreye yönelik itirazının, davalı tarafça takip dosyasına 19/12/2018 tarihinde itirazda bulunulmuş olması ve söz konusu itiraz dilekçesi ve durdurma kararının davacı tarafa tebliğ edilmemiş olmasından dolayı dava yasal hak düşürücü süre içinde açıldığından reddine, davalı tarafça süresi dahilinde yapılan zamanaşımı defiinin olay ve icra takip tarihi arasındaki süreyle genel zamanaşımı dikkate alınarak tazmin talebinin süresinde yapıldığının tespitiyle reddine, davalı vekilince görev itirazında bulunulmuş ise de tarafların tacir olması ve uyuşmazlığa konu edilen hususun … adına yapılan kazı çalışmaları sırasında davacıya ait tesisata zarar verildiği iddiasına dayalı maddi tazminat talebine dayanmasından dolayı 6102 sayılı TTK’nın 4/1 ve 5/1 maddeleri uyarınca davalı tarafın görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Somut olayda davalı tarafından yapılan çalışmalar esnasında davacıya ait yer altı kablo hattının hasara uğradığı dosya kapsamına göre sabittir. Türk Borçlar Kanunu 49/1. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Davalının meydana gelen zarar sebebiyle 3. şahıslara karşı asıl işveren sıfatıyla sorumlu tutulması gerektiği esas olup mahkememizce de yeterli izahatı içerir, denetlenebilir ve hükme esas alınabilir nitelikteki teknik bilirkişi raporu ile davacıya ait alt yapı tesislerinin standartlar çerçevesinde tesis edildiği, hasara uğrayan yer altı kablosunun ancak bir iş makinesi ile kopartılabileceği, hasara çalışma yapan operatörün tedbirsizliği ve dikkatsizliği nedeniyle sebebiyet verdiği, davalı şirketçe çalışma yapılan atık su hat derinliğinin davacının yer altı kablo güzergahından daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Hasara uğrayan kablonun onarımı davacı çalışanlarınca ilave kablo ve ek malzemesi kullanılarak giderilmiştir. Davacı tarafça malzeme, işçilik, araç, personel, dağıtılamayan enerji bedeli, eşik kesinti süresi aşım bedeli, Etüd Koordinasyon bedeli talep edilmiştir. Yerleşik Yargıtay içtihatları ile de belirtildiği üzere zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı isçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerden olduğu, hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup çalıştırma veya harcama yapma söz konusu ise ve özel olarak işçi tutup çalıştırıldığının ve harcama yapıldığının kanıtlanması halinde işçilik bedelinin ödenebileceği belirtilmektedir. Davacı tarafından arızanın kendi elemanları dışında özel adam tutularak onarımının yapıldığına ilişkin dosyaya sunulmuş bir belge bulunmadığı nazara alınarak; davacı kendi çalışanları tarafından yapılan işçilik, montaj, araç ve personel giderlerini, yine davacı tarafından uzman, mühendis, müdür,Bölge Müdürü personeli davacı bünyesinde görevli personel olduğundan, dışardan personel hizmeti alınmadığından Etüd Koordinasyon Bedel Talebini davalıdan talep edemeyecektir.
Her ne kadar davacı tarafından dağıtılamayan enerji bedeli talep edilmiş ise de, otomatik olarak üretilmeyen ancak kullanıldığı anda üretilen elektriğin satılamadığından bahisle dağıtılamayan/satılamayan enerji bedeli talebinin olamayacağı değerlendirilmiş, Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği kapsamında davacı şirketin orta gerilimde bildirimsiz kesintilerde 24 saate kadar alçak gerilimde bildirimsiz kesintilerde 48 saate kadar abonelerine tazminat ödememe hakkı bulunduğundan ve dava konusu arızanın bu süreler aşılmayacak şekilde elektrik kesintisine sebep olabileceği anlaşılmakla davacının eşik kesinti süre aşım bedel talebinin de reddine karar verilmiştir. Üstelik davacı tarafından herhangi bir abonesine kesinti kaynaklı tazminat ödendiğine ilişkin belgede sunulmuş değildir. Bu nedenlerle davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile davalının …. İcra Müd. … E. Sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptaline, takibin 20,60-TL asıl alacak ve 0,53-TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 21,13-TL üzerinden takip talebindeki kayıtlarla devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, alacak likit ve belirlenebilir olmadığıdan şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlular tarafından yapılan itirazın 20,60-TL (malzeme bedeli) asıl alacak ve 0,53-TL işlemiş faizi üzerinden KISMEN İPTALİ ile, takibin 20,60-TL (malzeme bedeli) asıl alacak ve 0,53-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 21,13-TL üzerinden DEVAMINA, anapara tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 9,00 oranında ve TCMB tarafından belirlenen değişen oranlarda yasal faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile 4,90 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; 116,60 TL harç, 800 TL bilirkişi ücreti, 247,00 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.163,60 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 21,45 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 21,13 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 1.125,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davada haklı çıkma oranına göre 24,33 TL’sinin davalılardan, 1.295,67 TL’sinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
8-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı ALKE ve GÜNEŞ YOL vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda okunup usulüne uygun anlatıldı. 26/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır