Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/82 E. 2021/738 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/82 Esas
KARAR NO:2021/738

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/01/2020
KARAR TARİHİ:30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18.10.2018 tarihinde … ilçesi, … Mh. … Sk. No: 77 önü adresinde davalı … ve yüklenicisi şirketler tarafından yapılan çalışma sırasında davacı tesislerine hasar verildiğini, davacı şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedeller için KDV dahil 2.176,37-TL tutarın hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalılar tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 2.176,37-TL hasar bedeli + 79,42-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 2.255,79-TL’nin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, borçlularca, borca ve icra takibine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali davasını açtıklarını beyanla, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını, davalı / borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Taah. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafında dava dilekçesinde belirttiği hususları kabul etmediklerini, husumet ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacının davasını hem kusur hem de zarar yönünden ispatla mükellef olduğunu, ancak dosyada yer alan belge ve bilgilerin bu hususları ispatlayacak yeterlilikte olmadığını, davacının tek taraflı düzenlediği, müvekkili şirket çalışan ve yetkililerinin imzasının olmadığı bir kısım belgelere dayalı olarak icra takibi başlattığını ve davacı tarafça bu hususta müvekkiline yapılmış herhangi bir bildirim olmadığını, davacı şirketin, dava dışı bir şirket tarafından söz konusu hasarının giderildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının hasarının hangi kriterlere göre onarıldığının bilinmediğini, iddia edildiği gibi bir hasar olması durumunda dahi bunun en makul şekilde nasıl giderilebileceğinin mahkemece araştırılması gerektiğini, davaya konu kazı alanında kim tarafından faaliyette bulunulduğunun da kesin olarak ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafça başka dosyalarda dinlenen bir kısım tanıkların o alanda faaliyette bulunan firma veya firmaların tabelalarının fotoğraflarını çekerek tespit ettiklerini belirttiğini, ancak bunun kabulünün taraflarınca mümkün olmadığını, söz konusu tabelaların çok öncesinden kalmış tabelalar olabileceğini ve çalışması biten firmanın tabelasını kaldırmaması neticesinde de söz konusu tabelaların o alanda bulunabileceğini, davacı tarafça düzenlenen hasar tutanağın hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, hasar tutanağına ve faturasına, davaya konu hasar bedeli ile ilgisi olmayan bir kısım bedeller daha yazılarak fahiş taleplerde bulunulduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili tarafından kamu kurumlarına iş yapılırken kamu kurumlarının yer göstermesi neticesinde çalışmalar yürütüldüğünü, bu hususta müvekkilinin herhangi bir insiyatifi bulunmadığını, davacı tarafın iddia ettiği hasara konu kabloların usulüne uygun yerleştirilip yerleştirilmediğinin de bilinmediğini, davacı tarafça bu hususta müvekkiline veya çalışan firmalara herhangi bir yazılı bildirim yapılmadığını, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebini de kabul etmediklerini, sö konusu alacak talebinin yargılamayı gerektirdiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın tek taraflı belirlediği ve hangi kriterlere göre belirlendiği belli olmayan hasar bedelini müvekkilinin kabul etmesi mümkün olmadığını, bu nedenlerle icra inkar tazminatının da yasal şartları oluşmadığını beyanla zamanaşımı, husumet, usul ve esasa ilişkin sebeplerden ötürü davanın reddini, davacı taraf aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olguların hizmet husuru niteliğinde olduğundan davanın, görevli idare mahkemesinde açılabileceğini, husumet yönünden, açılan işbu davanın konusu olan hasarlarla ilişkili olarak müvekkili idarenin ilgili birimleriyle yapılan yazışmalarda … tarafından bahsi geçen yer ve tarihte bir çalışma yapılmadığı anlaşıldığını, bu nedenle öncelikle dava konusu hasara müvekkili idarenin sebebiyet verdiğini kabul etmediklerini, dava dilekçesinde davalı idare yüklenicisi tarafından zarar verildiği iddiasının yersiz olduğunu, zararı veren çalışmayı yapan firmanın müvekkili idarenin müteahhiti olmadığını, ayrıca, müteahhit firmanın müvekkili idareye ait olduğu var sayılsa bile zararı kabul etmemekle birlikte müvekkili idare ile yüklenici firma arasında bağımlılık ilişkisi bulunmadığından müvekkili idarenin hasardan sorumlu tutulamayacağını, müvekkili idarenin BK. 66. maddesi anlamında bir denetim ve gözetim yetkisinden bahsedilemeyeceğini, idarelerinin bir kamu kuruluşu oldığunu, inşaat işleri ile uğraşmadığı için bu işi ihale yönetmeliğine uygun olarak gerekli yeterlilik belgelerini ibraz ederek ihaleyi alan fırmaya verdiğini, bu işi yapacak kişilerin müvekkili idarenin gözetim ve denetiminde olmadığını, idarelerinin sadece işin teknik şartlara uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyebildiğini, bunun dışında bir denetim ve gözetimin söz konusu olmadığını, yüklenici firma ile müvekkili idare arasındaki sözleşmenin “Yapım İşleri Genel Şartnamesi”nin ilgili maddeleri gereği işyeri ve çevresinde yeterli güvenlik önlemlerinin alınmaması sebabi ile meydana gelebilecek kazalardan, bu kazaların sebep olacağı can ve mal kaybından ve üçüncü kişilere verilecek her türlü zararlardan yüklenicinin doğrudan sorumlu tutulduğunu, esas yönünden, dava konusu hasarın meydana gelmesinde davacının karşılıklı kusur durumunun da araştırılması gerektiğini, davacıya ait altyapı tesislerinin, projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediği araştırılmasını, gerekirse projelerinin de getirtilerek yerinde kazı yapılmak suretiyle incelenmesi gerektiğini, ancak bu husus açıklığa kavuştuktan sonra hakkaniyete uygun bir sonuca varılabileceğini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin müvekkili idarenin yanı sıra davacı kurum da dahil olmak üzere altyapı tesisleri olan tüm kurumlara göndermiş olduğu 30/09/1998 tarihli yazısında, alt yapı hizmetleri yönergesine tüm alt yapı hizmeti veren tüm kurumların uyması gerektiğini ve tesis üstüne tesis yapılamayacağını belirttiğini, davacının, icra inkar tazminatı talebinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, meydana gelen hasarın sebebi ve gerçek hasar miktarının öncelikle mahkeme tarafından tespitinin gerektiğini, bu nedenle borç likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddinin gerektiğini beyanla davanın, usul ve esastan reddini, yargılama masrafının ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … Taah. ve Tic. A.Ş. ve …San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan dava ve yapılan tüm taleplerin haksız olduğunu, davanın hem usulen hemde esasen reddinin gerektiğini, alacağın likit ve icra takibine itirazlarının haksız olmadığından icra ve inakr tazminatına hükmedilemeyeceğini, müvekkili şirkete karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, dolayısıyla davacının, alacak iddialarını müvekkili şirkete yöneltemeyeceğini, müvekkili şirketin davacıyı zarara uğratan bir eylemi ve işlemi bulunmadığını, davacının davasını hem kusur hem de zarar yönünden ispatla mükellef olduğunu, ancak dosyada yer alan belge ve bilgilerin bu hususları ispatlayacak yeterlilikte olmadığını, bu zamana kadar davacıdan müvekkili şirketlere oluşan zararla ilgili sözlü ya da yazılı bir talepte bulunulmadığını, bu hasar ile ilgili olarak gerek müvekkili şirket yönetiminden gerekse de şantiye sahasından yapılan araştırmalarda iddia konusu hasardan haberdar olan birine rastlanılmadığını, davacı şirketin dava dışı bir şirket eliyle hasarın giderildiğini ifade ettiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacınının, hasarın ederinden çok daha fazla bir bedelle tazmin yoluna gittiğini, kamu ve tekel gücüne dayanarak müvekkili şirketlerin zararını arttırdığını, bu eylem ve işleminde kötüniyetli olduğunu, talep edilen miktarın, fahiş tutarda olduğunu, davacının öncelikle bir zarar gördüğünü ardından ise zararın giderimi için yapılan masrafı ispat etmesi gerektiğini, davacının delilleri hasar keşif formu, işletme zarar tablosu, günlük şantiye defteri gibi delillerin tamamının tek taraflı ve her zaman düzenlenebilen belgeler olması hasebiyle delil olma vasfında olmadığını ve bu delilleri kabul etmediklerini, davaya konu kazı alanındaki işin, “2017-2018 yılı …. Bölge Abone İşleri Daire Başkanlığı İçmesuyu ve Atıksu Yapım, Bakım ve Onarım İşi (2)” olduğunu, … nezdinde çalışmaların halen devam ettiğini, davaya konu hasar tarihinin 23.12.2018 olduğunu, bu dönemde … İnşaat tarafından çalışmaların sürdüğünü, hasar tutanağı ve faturasında, dağıtılamayan enerji bedeli, etüd koordinasyon bedeli, KDV gibi bedeller yansıtıldığını, ancak müvekkili şirketlere bu hususta bir faturanın iletilmediğini beyanla öncelikle husumet yokluğundan müvekkili şirket yönünden davanın reddini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın esastan reddini, davanın … Altyapı İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. , … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş’ye ihbarını, yargılama ve vekalet ücretlinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … Taah. ve Tic. A.Ş. ve …San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından davanın … Altyapı İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. , … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş’ye ihbarı talep edilmiş, ihbarı talep olunan şirketlere ihbar dilekçesi tebliğ edilmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; dava dilekçesinde belirtilen hasar tespit tutanakları, hasar keşif tutanakları, sözleşmeler, ödeme emri ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak Elektrik Elektronik Mühendisi …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 22/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya kapsamında sunulan hasar tespit tutanağı, maddi hasar bedeli hesap cetveli kayıtlarına istinaden, 18.10.2018 tarihinde … ilçesi, … Mh. … Sk. No:77 önü adresinde davalı … / Müteahhidi tarafından yapılan alt yapı çalışmaları esnasında davacıya ait yer altı kablo hattının kopartılarak hasara uğratılması ile ilgili olarak, dosya kapsamında sunulan hasar tespit tutanağı ve yazışmalar kapsamında hasarın varlığının sabit olduğu, davacı …’a ait alt yapı tesislerinin standartlar çerçevesinde tesis edildiğinin anlaşıldığı, davalı tarafça bu durumun aksini ispat eden bir tespit bulunmadığı, tutanak kayıtlarına da herhangi bir şerh düşülmediği, işçilik – montaj – araç – personel giderlerinin davacı kurumca talep edilemeyeceği, dosya kapsamında sunulan hasar tespit tutanağı ve yazışmalar kapsamında hasarın varlığının sabit olduğu, davacı …’a ait alt yapı tesislerinin standartlar çerçevesinde tesis edildiğinin anlaşıldığı, davalı tarafça bu durumun aksini ispat eden bir tespit bulunmadığı, tutanak kayıtlarına da herhangi bir şerh düşülmediği, açıklanan nedenlerle davacı şirkete müterafik kusur bakımından yeterli delil bulunmadığı kanaatine varıldığı, … bünyesinde çalışan Arıza Onarım Bakım görevlilerince arızanın giderildiğinin anlaşıldığı, dosya kapsamında yer alan … sistem İşletme Müdürlüğünce davalıya gönderilen 11/01/2019 tarihli yazı içeriğinde hasarın ekiplerince tamir edildiğinin açıkça belirtildiği, arızayı gideren AOB tarafından davacı …’a kesilmiş herhangi bir fatura bulunmadığı, sunulan 01.02.2018 tarihli hizmet alım sözleşmesi tarafı şirket tarafından dava konusu hasar ile ilgili olarak kullanılan malzeme ve yapılan işçilik bedelini gösterir davacı …’a kesilmiş herhangi bir fatura veya iş emri vb. belge örneğine rastlanılmadığını, Sözleşmenin 10. maddesinde; “Yüklenici her ayın sonunda şirketin belirlediği kriterlerde yapılan işi bildirerek şirketin onayını almasından sonra fatura düzenleyecek ve ödeme ertesi ay içerisinde yapılacaktır.” şeklinde hüküm olduğu, dosya kapsamında yer alan hasar tespit tutanak formu, iş görev emri ve hasar süreci bilgilendirme formunda 01.02.2018 tarihli hizmet alım sözleşmesi tarafı şirketin yetkili imzasına da rastlanılmadığı, açıklanan nedenlerle davacı … tarafından arızanın kendi elemanları dışında özel adam tutularak onarımının yapıldığı hususunun belgelendirilemediği kanaatine varıldığı, hasar adresindeki çalışma davalı …’nin yüklenici tarafından yapılmış olsa dahi gerek idarenin gerekse idare tarafından görevlendirilen yapı denetim görevlilerinin yüklenici şirket üzerinde denetim gözetim yetkisi olacağı kaanatine varıldığı, açıklanan nedenlerle takibin toplam 270,55-TL (KDV dahil malzeme kablo ek muf bedeli) + 10,01-TL (takip tarihine kadar işlemiş faiz) = 280,56-TL üzerinden davalı … ve diğer davalı yükleniciler … Taah. ve Tic. A.Ş. ve …San. ve Tic. A.Ş. adına devam edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiile dayalı tazminat istemi kapsamında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; … A.Ş. tarafından borçlular … Genel Müdürlüğü, …Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, … Taahhüt ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine 2.176,37-TL hasar bedeli ve 79,42-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.255,79-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, borçluların itirazı üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu 49/1. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davalı …’nin ve diğer davalı firmaların meydana gelen zarar sebebiyle 3. şahıslara karşı asıl işveren sıfatıyla sorumlu tutulması gerektiği esas olup mahkememizce de yeterli izahatı içerir, denetlenebilir ve hükme esas alınabilir nitelikteki teknik bilirkişi raporu ile davacıya ait alt yapı tesislerinin standartlar çerçevesinde tesis edildiği, hasara uğrayan yer altı kablosunun ancak bir iş makinesi ile kopartılabileceği, hasara çalışma yapan operatörün tedbirsizliği ve dikkatsizliği nedeniyle sebebiyet verdiği davalı şirketçe çalışma yapılan atık su hat derinliğinin davacının yer altı kablo güzergahından daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Hasara uğrayan kablonun onarımı davacı çalışanlarınca ilave kablo ve ek malzemesi kullanılarak giderilmiştir. Davacı tarafça davalılardan hasara uğrayan kablolar için malzeme, işçilik, araç, personel, dağıtılamayan enerji bedeli, eşik kesinti süre aşım bedeli, etüd koordinasyon bedeli talep edilmekle birlikte; Yerleşik Yargıtay içtihatları ile de belirtildiği üzere zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilecektir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı isçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerden olduğu, hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup çalıştırma veya harcama yapma söz konusu ise ve özel olarak işçi tutup çalıştırıldığının ve harcama yapıldığının kanıtlanması halinde işçilik bedelinin ödenebileceği belirtilmektedir. Davacı tarafından arızanın kendi elemanları dışında özel adam tutularak onarımının yapıldığına ilişkin dosyaya sunulmuş bir belge bulunmadığı nazara alınarak; davacı kendi çalışanları tarafından yapılan işçilik, montaj, araç ve personel giderlerini, yine davacı tarafından uzman, mühendis, müdür, Bölge Müdürü personeli davacı bünyesinde görevli personel olduğundan, dışardan personel hizmeti alınmadığından Etüd Koordinasyon Bedel Talebini davalıdan talep edemeyecektir.
Davacı her ne kadar dağıtılamayan enerji bedeli talep edilmiş ise de, otomatik olarak üretilmeyen ancak kullanıldığı anda üretilen elektriğin satılamadığından bahisle dağıtılamayan/satılamayan enerji bedeli talebinin olamayacağı değerlendirilmiş, Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği kapsamında davacı şirketin orta gerilimde bildirimsiz kesintilerde 24 saate kadar alçak gerilimde bildirimsiz kesintilerde 48 saate kadar abonelerine tazminat ödememe hakkı bulunduğundan ve dava konusu arızanın bu süreler aşılmayacak şekilde elektrik kesintisine (2 saat) sebep olduğu anlaşıldığından, üstelik davacı tarafından herhangi bir abonesine ait kesinti kaynaklı tazminat ödendiğine ilişkin belge de sunulmadığından davacının eşik kesinti süre aşım bedeli de talep edemeyeceği buna yönelik talebinin de reddine karar verilmiştir. Öte yandan bilirkişi raporu ile kopartılan kablo ek mufu teknik anlamda kullanılması zorunlu olan malzemelerden olduğu ve davacının malzeme bedeli olan 270,55-TL malzeme bedeli ödediği ve bu bedelin kadri maruf değer olduğundan talep edilebileceği anlaşılmaktadır. Belirtilen bu sebeplerle davalılar tarafından yapılan çalışmalar esnasında davacıya ait yer altı kablo ve tesisat hattının hasara uğradığı dosya kapsamına göre sabit olup, haksız fiil hükümleri çerçevesinde davacının davalılara yönelik taleplerinden teknik anlamda mutlaka kullanılması gereken kablo malzeme bedelini talep edebileceği, diğer taleplerinin ise yukarıda açıklanan sebepler nedeniyle davalılardan istenemeyeceği anlaşılmış olduğundan; davacının toplam 2.255,79-TL üzerinden icra takibi yapmış olduğu dikkate alınarak, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalıların …. İcra Müdürlüğü’nü … Esas Sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazların kısmen iptaline, takibin 270,55-TL asıl alacak, 10,01-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 280,56-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, ayıca alacak likit ve belirlenebilir olmadığından şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalıların …. İcra Müd.’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış oldukları itirazların kısmen iptali ile, takibin 270,55-TL asıl alacak, 10,01-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 280,56-TL üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden alacak tahsil edilinceye kadar yıllık %9,00 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
(2)Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
(4)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
(5)Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru harcı, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 400,00-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.254,40-TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 156,01-TL yargılama masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
(6)Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(7)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 280,56-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(8)Davalılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 1.975,23-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılara verilmesine,
(9)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 164,07-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1.155,92-TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir kaydına,
(10)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı okunup, usulüne uygun anlatıldı. 30/09/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.