Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/779 E. 2022/226 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/779
KARAR NO :2022/226

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/09/2019
KARAR TARİHİ:04/04/2022

İstanbul 33.İş Mahkemesinin 2019/846 esas, 2020/172 karar sayılı 16/09/2020 tarihli görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilen ve Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesinin Rekabet Yasağı başlıklı 9.maddesine göre; “Personel hem iş sözleşmesinin devamı sürecinde, hem de iş sözleşmesinin, personelin istifası ya da iş akdinin işveren tarafından geçerli bir sebebe dayanarak feshi hali ile sona erdirilmesini takiben 12 (oniki) ay süre ile … Restoran İşletmelerinin faaliyet gösterdiği illerde ve “Hızlı Servis Restoranları” pazarında faaliyet gösteren firmalarda, hangi ünvan ve görevle olursa olsun çalışamaz. Bu hükme aykırı hareket halinde herhangi bir başka koşul aranmaksızın personel işverene, bu işyerinde çalıştığı sürede aldığı son brüt ücretin 12 (oniki) katı tutarında tazminat ödeyeceğini, şirketin zararının bahse konu cezai şart miktarını aşması halinde ise personel fazlasını tazmin etmekle yükümlü olacağını beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü ile aynı sektörde hizmet veren işyerlerinde 12 ay süre ile çalışmayacağının hüküm altına alındığını, ancak davalının emeklilik sebebi ile işten ayrılır ayrılmaz Hızlı Servis Restoranları pazarında hizmet veren … bünyesinde çalışmaya başladığını, davalının davacı şirkette pozisyonu itibarı ile vakıf olduğu gizli bilgilerin ve gizli know-how’ın … … şirket politikası doğrultusunda davacı şirket aleyhine sonuçlar doğuracak şekilde yararlanılıp kullanılacağının aşikar olduğunu, davalının davacı şirketteki görevi yerine getirirken ve daha öncesinde restoran müdürlüğü yaptığı sırada kedi bölgesi içinde … operasyonlarını yürütmüş olup dolayısı ile bu hususta şirketin … ile ilişkileri hakkında gizli bilgilere vakıf olduğunu, bu hususun ileride de kullanılabileceğini ve bu haliyle sözleşmeyi ihlal ettiğini, davalının yapmış olduğu ihlal sebebiyle davacı şirkette almış olduğu son brüt ücretinin 12 katı tutarında cezai şart ödeme yükümlülüğü doğmuş olup, ilgili tutarın ödenmesi için ….Noterliğinin 18/06/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile 141.251,88 TL tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ileri sürülen haksız rekabet yasağına aykırılık iddiasının İş Mahkemesinde değil Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, öncelikle görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacının ve davalının daha önce çalışmaya başladığı firmanın sundukları hizmetlerin farklı olduğunu, rekabet yasağı ile işçinin çalışma hakkının elinden alınamayacağını, rekabet yasağı sözleşmesinin işçinin ekonomik geleceğinin hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye atılmaması şartıyla geçerli olduğunu, oysa davacının rekabet yasağını oldukça geniş yorumlayıp çalışma özgürlüğüne ölçüsüz sınırlamalar getirdiğini, rekabet yasağı anlaşmalarının öğrenilmiş yegane mesleğin kullanılmasını dolayısı ile işçinin iktisadi istikbalini engelleyecek şekilde düzenlenemeyeceklerini, davalının iş sırları ve know how bilgileri dolayısı ile karşı tarafı zarara uğratabilecek olmasının somutlaştırılması gerektiğini, bu iddianın ispatlanamadığını, bu nedenlerle öncelikle davanın görev nedeniyle usulden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, rekabet yasağı ihlalinden kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir.
… … Genel Müdürlüğünden davalının mevduat hesap hareketleri, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden davacının faaliyet alanını gösterir ticaret sicil kaydı, Şişli SGK’dan davalının SGK kayıtları, ilgili vergi dairelerinden davacı şirketin ve … …A.Ş.nin 2019 yılı sonrası bilançoları getirtilmiştir.
Talimat kanalı ile dinlenen davalı tanıklarından …, “Ben 2012 ile 2016 yılları arasında … … Ltd. Şti’de bölge danışmanı olarak görev yapıyordum. Davacı … de yine aynı şirkette farklı bölgede bölge danışmanı olarak görev yapıyordu. Ben işten ayrıldıktan sonra kendisi yaklaşık 2 buçuk yıl kadar çalışmaya devam etti. Sözleşme uyarınca hafta sonları izinli olmamıza rağmen hafta sonları en yoğun dönem olması nedeniyle hafta sonları da 10-12 saat kadar çalışıyorduk. Hafta içi de 1 gün izin kullanıyorduk. Haftalık ortalama 60 saat kadar çalışıyorduk. Ben iş yerine 1996 yılında girdim. Az önce belirtmiş olduğum 2012-2016 yılları bölge sorumlusu olarak görev yaptığım döneme ilişkindir. Davacı da farklı pozisyonlarda davacı şirket bünyesinde çalıştı. Ancak bölge sorumlusu olarak 2012 yılında çalışmaya başladı. Davacının işe giriş tarihini net olarak bilmiyorum. Çalışma programını kendimiz düzenliyorduk. Ama bu programda çalışma saatine ilişkin herhangi bir kıstas bulunmamaktaydı. Davacı bir dönem …’da bir dönem de İstanbul’da restoran bölge danışmanı olarak çalıştı. Yaklaşık 10 ile 15 arası restorana bakıyoruz. Hizmet sektörü olduğumuz için restoranın en yoğun olduğu dönemler resmi tatillerdir. Bu dönemlerde çalışıyorduk. Resmi tatillerde çalışmamız karşılığında herhangi bir ücret ödenmiyordu. Davacıya da aynı şekilde ödenmiyordu. Zira düzenlenen sözleşmede maktu ücret alındığını kabul ettiğimiz sayılacağımız düzenlenmişti. Davacı da benim gibi bölge sorumlusu olduğu için ayda en az 1 defa sorumlu olduğu bölgelere gitmek zorundaydı. Davacının … ve İstanbul bölge sorumlusu olduğu dönemde nerelere gittiğini hatırlamıyorum. Davalı taraf az önce belirttiğim gibi fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayramı maktu olarak belirlenen ücrete dahil olduğunu belirterek bana herhangi bir ücret ödemedi. Bildiğim kadarıyla davalı şirket davacıya da herhangi bir ücret ödemedi. Bölge danışmanı olarak atandığım tarih olan 2016 yılında brüt ücretin 6.000,00.-TL idi. Ayrıldığımda 8.500,00.-TL civarıydı. Davacı da benimle aynı pozisyonda çalıştığı için belirttiğim dönemlerde muhtemelen onun da ücreti aynıdır. Davacı ile aynı bölgede çalışmadık . Ancak aynı operasyon müdürüne bağlı olarak çalıştığımız için davacının da çalışma şartlarının benimki gibi olduğunu düşünüyorum. Davalı aleyhine açmış olduğum herhangi bir davam bulunmamaktadır.”, tanık …; “Ben bir şirkette yönetici olarak çalışıyorum. Taraflardan …’ı tanırım. … … Restaurantlarını Ltd. Şti’de (…) danışman olarak çalışıyordu. İşten kendi isteğiyle ayrıldı, başka bir işte çalışmaya başladı. Bir marketin operasyon müdürü olarak işe başladı. Yeni yaptığı iş, inşaat ve depo kiralama işleri ile ilgilidir. … markasının market kolu olan … şirketinde çalışmaktadır. … Restaurant’tan ayrılırken işçilik alacaklarını tam olarak alıp almadığını bilmiyorum, davacı … …’da … semtinde … mağazasının bulunduğu …’s ve … Bulvarında bulunan Mc Donalnd’s’ta restaurant müdürü ve danışman olarak çalışıyordu, günde yaklaşık 10 saat çalışıyordu, danışman olduğu dönemde başka restaurantlara da bakıyordu. Bayram tatili ve diğer tatillerde restaurant müşterisi arttğı için fazla mesai yapıyordu. Danışmanlık yaptığı dönemde başka şehirlerdeki restaurantlarda denetim için şehirler arası yoluculuklar yapıyordu.”, tanık …; “Ben … markasının … kolunda satış depo müdürü olarak çalışıyorum. …’la …’ta beraber çalıştkı. O danışmanlık yapıyor ve restaurant müdürülğü yapıyordu, ben de …’daki şubede lokanta 2. Müdürüydüm. … bey …’daki işinden kendi isteğiyle ayrılıp … şirketinde operasyon müdürü olarak çalışmaya başladı. 2 şirket faaliyet alanları itibariyle birbirinden tamamen farklıdır. … sadece online süpermarket hizmeti vermektedir, daha çok depo ve sevkiyat işleri ile ilgilidir. … Restauratta çalışırken … beyin mesaileri uzun sürüyordu. Günde 9 10 saat çalışıyordu. Önce restaurant müdürü oldu sonra danışmanılğı terfi etti. Danışman olduktan sonra şehir dışı seyahatleri de başladı. Bayram tatillerinde ve hafta sonlarında da çalışıyorduk, yıllık izinleri tam olarak kullanıp kullanmadığını bilmiyorum, danışmanlık döneminde 7- 8 restauranta bakıyordu” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Dosya mali müşavir, sektör bilirkişisi ve haksız rekabet uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 20/01/2022 tarihli raporda; davacı şirket ile dava dışı … …A.Ş.nin aynı sektöre mensup olmadıkları,
taraflar arasındaki rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünün, TBK.m.445/1 hükmünde yer alan “yer, zaman ve işlerin türü bakımından” uygun sınırlamalar içeren geçerli bir sözleşme olmadığı, 01.03.2013 t. Sözleşmenin, TBK.m.444/2 hükmünde öngörülen “müşteri çevresi veya üretim sırları ile ilgili elde idilen bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması” şartını da taşımadığı, dolayısıyla dava konusu cezai şart tazminatının ödenmesinin gerekmediği, Rekabet yasağı ile ilgili olarak davacı şirketin davalı çalışanı ile arasında münakit 01.01.2013 t. Belirsiz Süreli iş Sözleşmesinin (9). maddesine istinaden davalıdan 141.251,88 TL tutarında ceza-i şartın tazminini talep edebilmesi için gerekli akdi
ve kanuni şartların oluşmadığı belirtilmiştir.
TBK 444 maddesi uyarınca, fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle fesih edilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Yani, rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması aranmaktadır.
TBK 445. maddesi uyarınca rekabet yasağının, işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve konu bakımından hakkaniyete uygun olmayan sınırlamalar içermesi halinde rekabet yasağı hükmünün geçerli olmayacağı ve süresinin özel koşulları ve durumlar dışında 2 yılı aşamayacağı, TBK 445/2 maddesinde ise hakimin aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlendiği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle kapsam ve süre bakımından sınırlandırabileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda taraflar arasındaki rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin TBK.445/1 madde hükümlerinde yer alan yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun sınırlamalar içermediğinden geçerli bir sözleşme olmadığı, davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı … A.Ş.fast food restoran işletmecisi olmayıp aynı zamanda davacının fast food ürünlerinin de dağıtımını yaptığı, bu yönüyle de yapılan sözleşmenin TMK.442/2 maddesi hükmünde öngörülen müşteri çevresi veya üretim sırları ile ilgili elde edilen bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması şartını taşımadığı, davacı şirket ile davalının çalışmaya başladığı şirketin aynı sektörde faaliyet göstermedikleri, … A.Ş.nin hızlı servis restoran işletmeciliği yapmadığı, bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitlerle gizli bilgi, şirket sırlarının ifşası yoluyla davacı firmayı zarara uğratmaya ilişkin koşullar ile TBK mevzuatı nazarında haksız rekabete sebep olacak bir durumun tespit edilemediğinin bildirildiği, firmaların rekabet hali içinde olduklarına yönelik bir tespitin yapılmadığı, davacının kasıtlı şekilde zarara uğratılmak istendiğine yönelik yine toplanan deliller nazarında somut bir bulguya rastlanmadığı, davalı asilin, davacı firmada çalışırken yaptığı işe bağlı olarak öğrendiği bilgileri rakip bir işletmede kullanarak eski işverenine önemli ölçüde bir zarar verme ihtimalinin bulunduğuna ilişkin bir kanaate erişilmediği, neticeten davaya konu cezai şart tazminatı koşullarının oluşmadığı değerlendirilmekle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 2.412,23 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.331,53 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, AAÜT 13-4 uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 58,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 680,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
5-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 04/04/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza