Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/751 E. 2022/686 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/751 Esas
KARAR NO:2022/686

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:23/12/2020
KARAR TARİHİ:10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … A.Ş. ile davalı arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca davalıya kredi kullandırıldığını, adı geçen davalının geri ödemelerini zamanında yapmaması üzerine müvekkili banka tarafından Genel Kredi Sözleşmesi’nin ilgili maddeleri uyarınca borçluya kullandırılan kredi hesabı kat edildiğini, bu hususun, … 1. Noterliği’nin 04.02.2019 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçluya bildirilerek kat tarihi olan 04.02.2019 tarihi itibarı ile nakdi kredilerden doğan borcun ödenmesinin, aksi takdirde aleyhine yasal takibe geçileceğinin ihtar edildiğini, borçlu tarafça ihtara rağmen ödeme yapılmayınca …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takip işlemi yapıldığını, davalının, takibe borca ve tüm ferilere itiraz ettiğini ve borçlunun işbu itirazı neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı borçluya kredilerin, akdedilen Genel Kredi Sözleşmeleri çerçevesinde kullandırıldığını, banka kayıtları ile işbu kredi kullandırımının sabit olduğunu, hesap kat ihtarnamesinde ve takip talebinde kredi için uygulanan yıllık faiz oranının belirtildiğini, faiz hesabı ile diğer tüm ferilerin sözleşmeye ve ihtarnameye uygun hesaplanarak gerek ihtarnamede gerekse ödeme emrinde açıkça gösterildiğini, müvekkilinin sözleşmenin kendisine yüklemiş olduğu bütün yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalının yüklendiği edimi yerine getirmemesi sebebiyle maddi olarak zarara uğradığını beyanla davanın kabulünü, davalının haksız ve kötü niyetli olarak yaptığı itirazının iptalini ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin devamını, alacağı semeresiz bırakmak maksadı ile yapılan haksız itiraza istinaden kötü niyetli davalı-borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Genel Kredi Sözleşmesi, … 1. Noterliği’nin 04.02.2019 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi, ticari defter ve kayıtlar Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bilirkişi …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 01/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı bankanın …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası kapsamında 18.03.2019 takip tarihi itibariyle toplam 58.812,41-TL tutarında alacağı olduğu, bu miktar üzerinden davalının borca ve eklentilerine itirazının iptaline karar verilebileceği, 18.03.2019 takip tarihinden itibaren; taraflar arasında akdedilen Tüketici Kredisi Sözleşmesi ile yasal sınırlamalar dahilinde serbestçe belirlendiği şekilde … no.lu kredi hesabından doğan asıl alacak 38.492,68-TL’ye yıllık 22,62 oranında temerrüt faizi işletilebileceği, taraflar arasında akdedilen Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi tahtında ve T.C. Merkez Bankası tarafından ilgili dönem için 3 aylık dönemler halinde belirlenen yasal faiz oranları gözetilmek suretiyle … no.lu kredi hesabından doğan asıl alacak 2.216,47-TL’ye ve … no.lu kredi kartı hesabından doğan asıl alacak 12.068,62-TL’ye yıllık %33,00 oranında temerrüt faizi işletilebileceği, 18.03.2019 takip tarihi ile 23.12.2020 dava tarihi arasındaki dönem içerisinde, dava tarihini müteakiben 09.02.2022 inceleme tarihine kadar geçen zaman sürecinde davacı Banka takip hesaplarına yansımış herhangi bir tahsilat kaydı bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; … ANONİM ŞİRKETİ tarafından borçlu …’a 52.777,77-TL Genel Kredi Sözleşmesi Alacağı, 1.796,95-TL takip öncesi faiz, 123,90-TL ihtiyati haciz masrafı, 606,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 123,64-TL diğer masraf, 139,90-TL diğer masraf alacağı, 3.244,25-TL takip öncesi işlemiş sözleşme faizi olmak üzere toplam 58.812,41-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından mahkememize sunulan sözleşme ve ilgili belgeler incelendiğinde; davalı ile banka arasında bankacılık işlemleri sözleşmesi ve tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığı, bankanın davalıya kredi borcunun ödenmesi için ihtar gönderdiği, taraflar arasında tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığı sabit olduğu sözleşme kapsamında davalının kullandığı bireysel kredi borcunun ödenmemesinden kaynaklı olarak davacı banka tarafından hesabın kat edilerek uyuşmazlık konusu icra takibinin başlatıldığı anlaşılmaktadır. Davalı tacir olmadığı gibi taraflar arasında ticari kredi ve buna bağlı ticari kredi kartı sözleşmesi de imzalanmadığından, davanın dayanağı tüketici kredi sözleşmesi olduğundan 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici mahkemeleri görev alanına girdiği, dolayısıyla yargılamanın Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde icra edilmesini gerektiren bir durum olmadığı gibi görev hususu kamu düzeninden ve dava şartı olduğundan taraflarca ileri sürülmese bile resen takdir edileceğinden uyuşmazlığı çözmekte Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görev hususunun 6100 Sayılı HMK 114/1-c hükmü kapsamında “dava şartı” niteliğinde olması nedeniyle HMK 115/2, fıkrası uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
(2)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20. Maddesi uyarınca bu görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edildiğinde dava dosyasının görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
(3)Dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
(4)HMK m. 331/2 hükmü gözetilerek; dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderleri hususunda görevli İstanbul Tüketici Mahkemesince karar verilmesine; aksi durumda talep üzerine dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/11/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.