Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/744
KARAR NO:2023/682
DAVA:Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ:27/05/2020
KARAR TARİHİ 25/10/2023
İstanbul 8.ATM 2020/249 esas sayılı dosyasının Mahkememiz … esas sayılı dosyası ile 16/06/2020 tarihinde birleştirilmesine karar verilmiş ve işbu dosyadan tefriki ile mahkememiz yukarıda yazılı esas sırasına kayıt edilmiş olmakla davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı şirketin %50 payına sahip ortağı olup diğer pay sahibi ve diğer davalı …’in ise şirketin %50 hissedarı ve aynı zamanda şirketin yetkili müdürü olduğunu, davacının uzun bir süredir şirket faaliyetleri ile ilgili olarak hiçbir bilgi alamadığını, taraflar arasında İstanbul 10.ATM … esas sayılı dosyası nezdinde ortaklıktan çıkarma ve tasfiye, … esas sayılı birleşen dosyada ise şirket yöneticinin sorumluluğu nedeniyle tazminat ve kar payı verilmesi davalarının bulunduğunu, derdest dava dosyalarında alınan bilirkişi raporları ile tespit edildiği üzere davalı şirketin 2014 yılından itibaren genel kurul toplantılarının davalı müdür … tarafından yapılmadığını ve bu konuda taraflarına herhangi bir haberde verilmediğini, şirket müdürünün TTK’nun 625.maddesinde belirtilen görevlerini yerine getirmediğini ve hem davalı şirket aleyhine hem de davacı aleyhine bahse konu görevlerini kötüye kullandığını, davalı şirket müdürünün 6 hesap ödemi boyunca genel kurul toplantısı yapmadığı gibi bir toplantı tutanağı, toplantıya çağrı, bilanço ve belgelerin incelemeye açılması işlemlerinden hiçbirini de ikame etmediğini, davacıyı şirkette devre dışı bırakmak için davalı şirkete kızları ve yeğenini alarak şirketi adeta aile şirketine çevirdiğini, davacıya karşı şeffaf davranmadığı gibi eşit işlem ilkesini de ihlal ettiğini, 6 yıl boyuna davacı tarafından defalarca talep edilmesine rağmen davacıya hiçbir şekilde hesap verilmediğini, bu kapsamda da şirket müdürünün TTK’nun 630.maddesinde belirtilen şirket yönetimi için gerekli yeteneği kaybettiğini ve azledilmesi için haklı sebebin vaki olduğunu net bir şekilde ortaya koyduğunu, davalı şirketin davalı şirket müdürü tarafından gösterilen kötü yönetim nedeniyle mütemadiyen zarara uğratılması, davalı şirketin geçmişe dönük 6 hesap dönemine ait genel kurulları başta olmak üzere idari iş ve işlemlerinin davalı şirket müdürü tarafından ikame edilmemesi, davalı şirket müdürünün bizzat kendi ikrarı ile de sabit olduğu üzere davacıya ait imzayı taklit etmek veya taklit ettirmek suretiyle dolandırıcılık ve belgede sahtecilik suçlarını işlemesi ile davalı şirket ortaklarının İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinde yer alan dosyalar kapsamında ortaklığı sona erdirme iradelerine sahip olmaları karşısında, 6102 sayılı TTK’nın 630. maddesi uyarınca davalı şirket müdürü …’in davalı şirketin müdürlüğünden azline karar verilmesini, akabinde şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi, davalı şirketin iflasına sebep olunmaması ile şirketin ve ortaklarının hak ve menfaatlerinin korunması adına genel kurul toplantısı yapılarak yeni bir müdür seçilinceye kadar geçerli olmak üzere davalı şirkete bağımsız bir yönetici kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında aynı iddialar ve aynı taleplerle açılmış başka davalar olduğunu, taraflar arasında ortaklıktan çıkarma davasının devam ettiğini, kaldı ki; pandemi sürecine denk gelen Olağan Genel Kurul’ un mevcut şartlar altında yapılmasının hem mantıksız hem de sağlıksız olacağının, ancak bu süreç geçtikten sonra Olağan Genel Kurul yapılacağının, davacıya gönderilen … 15. Noterliğinin 08 mayıs 2020 tarih ve 5373 yevmiye nolu cevabi ihtarname ile bildirildiğini, bununla birlikte, davacının keşide etmiş olduğu ihtarnamesinde bahsettiği “toplantı konularının” tamamının dava konusu olduğunu, ortaklar arasında bu konularda anlaşma sağlanamadığı için davaların açıldığını, davaların son aşamada olduğunun da yine keşide edilen cevabi ihtarnamede açıkça belirtildiğini, davacının işbu davayı açmakta hukuki menfaati olmadığını, davacının işbu davada ileri sürdüğü taleplerin tamamının defalarca diğer mahkemelerce reddedildiğini, taraflar arasında 10.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davalarda, dosyaya sunulmuş olan nihai heyet raporlarında, davacının işbu dava ile ileri sürdüğü tüm iddialarının yalanlandığını, İstanbul 10.ATM … esas sayılı dosyasında davacının 6 defa kayyum talebinde bulunduğunu, tüm taleplerinin reddedildiğini, istinaftan da onanarak geldiğini, dosyadaki heyet raporunda açıkça şirketin sermaye kaybına uğramadığı, borca batık olmadığı, fesih ve tasfiye şartlarının oluşmadığı ve şirketi devam etmesi gerektiğinin belirtildiğini, şirket müdürünün azlini veyahut şirkete kayyum atanmasını gerektirecek hiçbir gerekçe bulunmadığını, iddiaların aksine şirketin son 5 yıllık bilançolarına bakıldığında şirketin kar ettiği hiçbir zaman zarar etmediğinin görüldüğünü, davacının işbu dava ile talep ettiği TTK 630 gereğince …’in yetkilerinin kısıtlanmasına ilişkin talebi hakkında ….ATM tarafından… esas, 2019/1051 karar sayılı kesinleşmiş red kararı olduğunu, kesin hüküm itirazlarının kabulü ile işbu davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının olağan genel kurul toplantısı yapılması için izin verilmesi ve kayyum atanması için ….ATM’de de dava açtığını, açılmış olan davalar ve davacının oluşturduğu genel kurul gündemi göz önüne alındığında davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacı iddialarının asılsız olduğunu, TTK’da müdürün azlinin şartları belli olup olayda ise bu şartlardan hiçbirisinin gerçekleşmediğini, bu nedenlerle davanın öncelikle kesin hüküm sebebiyle dava şartı yokluğundan, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, İstanbul C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının UYAP kayıtları, ….ATM… esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, ….ATM … esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, kurumlar vergisi beyannameleri, genel kurul toplantı tutanakları ve ekleri, mali müşavir, işletme uzmanı, nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 14/03/2022 tarihli rapor, aynı bilirkişi heyetinden alınan 23/01/2023 tarihli ek rapor, oto alım-satım değerleme uzmanı bilirkişiden alınan 24/06/2022 tarihli rapor, taraf delilleri dosya içerisine alınmıştır.
Davacı vekilinin talebi üzerine Mahkememiz 18/03/2021 tarihli ara kararı ile davalı şirkete ait tüm taşınmazlar ve taşınır araçlar üzerine 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından HMK 389.madesi uyarınca ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin taraflar arasında imzalanan 04/05/2023 tarihli protokol hükümlerinin yerine getirilebilmesi için şirkete ait taşınır ve taşınmazlar üzerine konulan tedbirlerin kaldırılmasını talep etmelerine üzerine mahkememizce verilen tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili 20/06/2023 tarihli dilekçesi ile, davacı ile davalı … arasında akdedilen 04/05/2023 tarihli protokol doğrultusunda işbu dosyadan feragat ettiklerini, aynı protokolün 7 ve 9 numaralı maddeleri kapsamında tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı … vekili 22/06/2023 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında akdedilen 04/05/2023 tarihli protokol doğrultusunda davacının davasından feragat ettiğini, anılı protokol gereği tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı… Ltd. Şti.vekili 25/10/2023 tarihli dilekçesi ile, davacı tarafın feragat beyanı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiştir.
Dava, davacının hissedarı olduğu davalı… Ltd. Şti’nin yetkilisi olan …’in davalı şirketi zarara uğrattığından bahisle azli ile davalı şirkete genel kurul toplantısı yapılarak yeni bir müdür seçilinceye kadar kayyım atanması talebinden ibarettir.
Feragat, HMK 307. ve 311. maddesi hükümleri gereği davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Feragat mahkemenin muvafakatine bağlı olmayan, davayı sona erdiren ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran tek taraflı bir taraf işlemidir. Davacı tarafın feragat bildiriminin HMK’nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Talep doğrultusunda yapılan yargılama masraflarının tarafların üzerinde bırakılmasına,
4-Talep gibi taraf vekilleri adına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK.’nın yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa ödenmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
25/10/2023
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır