Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/688 E. 2023/603 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/688
KARAR NO:2023/603

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/12/2020

BİRLEŞEN ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … SAYILI DOSYASI

DAVA :TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:08/04/2021
KARAR TARİHİ:25/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin yetkilisi …’ın taraflar arasında imzalanan 05/03/2020 tarihli “Hakediş Belirleme Sözleşmesi” kapsamında, davalıya ait … Hastanesi’nde davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği 18/06/2020 tarihine dek “Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı” olarak çalıştığını, davacının fatura karşılığı davalı tarafa sağlık hizmeti sunduğunu, ne var ki davacı çalışmaya devam ederken, fatura edilen hizmet bedellerinden taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı olarak ve sebepsiz yere kesintiler yapıldığını, birtakım hizmet bedellerinin geç yatırıldığını, bazı hizmet bedellerinin ise hiç yatırılmadığını, davacının kestiği faturaların onaylanmadığını, borçlunun fatura bedellerini ödemeyerek temerrüde düşmesi üzerine hukuka uygun olarak …. Noterliği’nin 18/06/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedilerek alacaklarını talep ettiklerini, buna cevaben gönderilen …. Noterliği’nin 23/06/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede bir “hekim sözleşmesi”nden bahsedilerek bu sözleşmeye göre davacının fesih yönünde irade beyanında bulunamayacağının iddia edildiğini, sözleşmeye aykırı fesih yapıldığından bahisle davalı taraf nezdinde bir takım zararların doğduğunun ileri sürüldüğünü, taraflar arasında imzalanan tek sözleşmenin 05/03/2020 tarihli hakediş belirleme sözleşmesi olduğunu, hekim sözleşmesi adı altında davacının imza attığı başkaca bir sözleşme bulunmadığını, hakediş sözleşmesinde de feshe dair herhangi bir hüküm getirilmemiş olduğundan, hukuk kurallarına aykırı olmaksızın yapılan feshin kabulü gerektiğini, zira gerek hukuken gerek taraflar arasında imzalanan sözleşme bakımından feshin önünde herhangi bir engel bulunmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ödenmeyen hizmet bedellerinden doğan 10.000 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca davanın kanunen tayin edilen hak düşürücü süreler geçirildikten sonra açıldığını, davacının iddiasına göre alacağı düzenlediği faturalara dayanmakta olup miktarının belli olduğunu, davanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığını, davacı şirketin aktif husumet ehliyeti ve davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan …’ın davalı şirkette taraflar arasında akdedilen 05/03/2019 tarihli Hekim Sözleşmesi kapsamında kadrolu Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı olarak 4/b statüsünde çalıştığını, Dr….’ın davalı şirket adına tüm faturalarını tek ortağı ve yetkilisi olduğu davacı şirket üzerinden düzenlediğini, söz konusu sözleşmeyi bizzat …’ın şahsı adına imzaladığını, sözleşmede davacı şirket yetkilisi olarak hareket ettiği ya da şirket yetkilisi sıfatıyla sözleşme imzaladığı gibi bir ifade de bulunmadığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığından davacının aktif husumet ehliyet olmadığını, davalı şirket ile Dr…. arasındaki anlaşmaya göre hekimin çalışmasına karşılık aylık hakediş mutabakatı yapıldığı, bu mutabakata göre hekimin fatura düzenlediğini ve şirket tarafından fatura miktarının ödendiğini, 2020 yılı Mart ayı hakedişi dahil yapılan ödemelerin tamamının bu kapsamda tarafların görüşmeleri neticesinde karşılıklı mutabakat ile yapıldığını, onaylanmayan ve ödenmeyen faturaların 18/06/2020 tarihli 19.800 TL miktarlı, 18/06/2020 tarihli 20.032,25 TL miktarlı, 18/06/2020 tarihli 15.300 TL miktarlı faturalar olduğunu, söz konusu faturaların 18/06/2020 tarihinde davalı şirkete gönderildiğini, ancak söz konusu faturaların davalı şirket ile Dr. … arasındaki anlaşmaya aykırı olarak mutabakat yapılmadan … tarafından tek taraflı olarak düzenlendiğinin tespit edildiğini ve … 40.Noterliğinin 19/06/2020 tarih ve 11623 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile iade edildiğini, faturalar kabul edilmeyip süresi içinde iade edilmekle davalı şirketin temerrüde düşmediğini, Dr….’ın davalı şirket sahipliğindeki … Hastanesinde 05/03/2019 tarihinde Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olarak başladığı çalışmasına devam etmekte iken 18/06/2020 tarihi itibarı görevine gelmediğinin bildirildiğini, bu nedenle … 40.Noterliğinin 22/06/2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile görevine geri dönmesinin ihtar edildiğini, daha sonra … tarafından keşide edilen ….Noterliğinin 18/06/2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile …’ın sözleşmeyi feshettiğinin öğrenildiğini, fesih nedenlerinin hukuki hiçbir geçerliliği olmayıp feshin usulsüz olduğunu, şirket akdinin aniden eylemli olarak feshedilmesinin davalı şirketi hem hastalarına karşı hem de resmi kurumlara karşı zor durumda bıraktığını, iş düzeninin aksamasına neden olduğunu, davalı şirkette hasta kaybına, itibar kaybına, maddi ve manevi zarara neden olduğunu, bu nedenlerle davanın usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın davalı şirket ile imzaladığı 05.03.2019 tarihli Hekim Sözleşmesi kapsamında Ortopedi ve Travmatoloji hekimi olarak davalı şirkette göreve başladığını, Bu kapsamda davacı şirket ile davalı Şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan Dr. … arasındaki Sözleşmesel ilişkinin 5510 sayılı Kanun’a 6645 Sayılı Kanun ile eklenmiş olan 10. maddesi gereğince 4/b statüsünde kurulduğunu, ancak yine söz konusu yasal düzenleme gereğince Dr. …’ın davacı şirket adına tüm faturalarını tek ortağı ve yetkilisi olduğu … Limited Şirketi üzerinden düzenlediğini, Dr. …’ın davacı şirket sahipliğindeki … Hastanesi’nde 05.03.2019 tarihinde Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olarak başladığı görevine devam etmekte iken, 18.06.2020 tarihi itibari ile görevine gelmediğinin bildirildiğini, bu nedenle …. Noterliği’nin 22.06.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek hekime görevine geri dönmesinin ihtar edildiğini, daha sonra Dr. … tarafından keşide edilen …. Noterliği’nin 18.06.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin 20.06.2020 tarihinde davacı şirkete tebliği ile Dr. …’ın sözleşmeyi feshettiğinin öğrenildiğini, …. Noterliği’nin 18.06.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı olarak hizmet bedellerinin geç yatırılması, gerekçesiz ve habersiz hizmet bedelinden kesinti yapılması, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığı halde fazla mesai ücretinin verilmemesi fesih nedeni olarak gösterilmiş olmakla fesih nedenlerinin hiçbir geçerliliği olmamakla feshin usulsüz olduğunu, Dr. …’in işçi statüsünde olmayıq 4b statüsünde hakediş usulü çalışmakta olduğunu, fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti gibi alacakları bulunmadığını, bulunsa dahi hekimin İş Kanunu hükümlerinden yararlanması ve sözleşmeyi feshedebilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede ödeme tarihi düzenlenmemiş olmakla belirli bir ödeme tarihi bulunmadığından hizmet bedelinin geç ödendiği iddiasının tamamen afaki olduğunu, davacı şirket ile Dr. … arasındaki anlaşmaya göre hekimin çalışmasına karşılık aylık hakediş mutabakatı yapıldığını, bu mutabakata göre hekimin fatura düzenlediğini ve şirket tarafından fatura miktarının ödendiğini, 2020 yılı Mart ayı hakedişi dahil yapılan ödemelerin tamamının bu kapsamda tarafların görüşmeleri neticesinde karşılıklı mutabakat ile yapıldığını, dolayısıyla anılan zamana kadar olan hakedişinden habersiz kesinti yapılabilmesinin mümkün olmadığını, Davalı … tarafından, taraflar arasında münakit sözleşme hükümlerine, dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olarak, Hizmet Akdinin aniden eylemli olarak feshedilmesinin iş görme, sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılmasının davacı şirketi gerek hastalara karşı gerekse resmi kurumlara karşı zor durumda bıraktığını, ve iş düzeninin aksamasına neden olduğunu, davacı şirketin hasta kaybına, itibar kaybına uğradığını, maddi ve manevi zarar gördüğünü, Dr. …’ın bildirimsiz feshi ve ihtara rağmen görevine başlamaması nedeniyle tedavi uygulanamayan ve geri çevrilen hastalara ilişkin farklı tarihlerde 34 adet tutanak tutulduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00-TL maddi tazminatın, davacı şirketin uğradığı itibar kaybı nedeniyle 30.000,00-TL manevi tazminatın haksız ve kötüniyetli fesih tarihi olan 18.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin yetkilisi …’ın davacı ile davalı şirket arasında imzalanan 05/03/2020 tarihli “Hakediş Belirleme Sözleşmesi ” kapsamında, davacıya ait … Hastanesi’nde davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği 18/06/2020 tarihine dek “Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı” olarak çalıştığını, Çalışılan süre boyunca, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na, 6645 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile eklenen ek madde 10 uyarınca hukuka uygun olarak, 4/b statüsünde, hizmet alımı ve gelir paylaşımı esasına dayalı sözleşme uyarınca çalıştığını, davalının fatura karşılığı davacı tarafa sağlık hizmeti sunduğunu, ne var ki davalı çalışmaya devam ederken, fatura edilen hizmet bedellerinden taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı olarak ve sebepsiz yere kesintiler yapıldığını, birtakım hizmet bedellerinin geç yatırıldığını, bazı hizmet bedellerinin ise hiç yatırılmadığını, davalının kestiği faturaların onaylanmadığını, davalının dava konusu edilmeyen çalışma döneminde faturalarını düzenli olarak kestiğini, karşı tarafça fatura kesildikten sonra gerekli onayların yapıldığını, akabinde ödemeler yapıldığını, lakin davalı tarafından sözleşmeye uygun bir şekilde hizmet verilmiş olmasına karşın 2020 yılı nisan, mayıs ve haziran aylarına ilişkin karşı tarafça davalıya fatura kestirilmediğini, pandemi dönemi bahane edilerek ve bu aylara yönelik toplu olarak fatura kesmeye zorlandığını, bu nedenle vergisel yükümlülüklerini yerine getirirken zorlandığını, onaylanmayan bu faturalar nedeniyle sözleşmenin devamının davalı yönünden imkansız hale geldiğini ve sözleşmenin feshedildiğini, davalı şirket … … Hizm. Ltd. Şti. İle davacı arasında imzalanan “Hakediş Belirleme Sözleşmesi”nin 4’üncü maddesine göre kesilen faturalar karşılığı aylık sabit bedel ödemesi yapılacağının açık olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, … İlçe … Müdürlüğünden getirtilen 05/03/2019 tarihli hekim sözleşmesi aslı, 05/03/2020 tarihli Hakediş Belirleme Sözleşmesi, ….Noterliğinin 18/06/2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarname, … 40.Noterliğinin 23/06/2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi, ticaret sicil kayıtları, … 40.Noterliğinin 19/06/2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi, … 40.Noterliğinin 22/06/2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi, SGK kayıtları, … hastanesinden Dr….’a ait belgeler, faturalar dosya içerisine alınmıştır.
Dosyaya sunulmuş olan Hekim Sözleşmesindeki imzalarla ilgili olarak davacı asilin isticvabına karar verilmiş, davacı asil …; ” hastanelerde prim ödemeleri masraflı olduğundan SGK’lı olarak doktor çalıştırılmamakta onun yerine şahıs şirketleri ya da serbest meslek erbapları üzerinden fatura kesilmek yoluyla ücret ödenmektedir ancak İl Sağlık Müdürlükleri doktoru bildikleri için doktor ile imzalanan hekim sözleşmesini istemektedir, o sözleşme üzerinde ödemeye ilişkin herhangi bir bilginin yer almadığı matbu bir sözleşmedir, bizde bu nedenle yetkilisi olduğumuz … Ltd. Şti. İle … arasında Hak ediş belirleme sözleşmesini imzaladık ayrıca İl / İlçe Sağlık Müdürlüğüne sunulmak üzerede hekim sözleşmesini imzaladık. Pandemi sebebi ile hastane sözleşmede belirlenen ücretten daha düşük ücret ödedi, tam zamanlı olarak çalışmama rağmen ve itiraz etmeme rağmen kesintiler tarafıma ödenmedi ayrıca süregelen geç ödeme problemleri de vardı, örneğin Haziran’da dahi alamadığımız Ocak Hak ediş ücreti bulunmakta idi, 17 Haziran itibariyle ayrıldığımı davalı şirkete bildirdim, ödemeler çalıştıktan sonra şirket faturası kesiliyordu ancak ödeme alınamıyordu bunun yanında biz vergiye tabi olduğumuz için vergilerini düzenli olarak ödüyorduk, örneğin Ocak faturasını Şubat’ın 7’sine kadar kesmek zorundaydık, Şubat ayının sonlarında da vergi ödemesi çıkıyordu, 30’unda da davalı tarafın ödeme yapması gerekmekteyken ödeme yapmıyordu .” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dinlenen davalı tanıklarından …, “ben … … Sağlık şirketinde Finans Muhasebe sorumlusu olarak çalışmaya devam ediyorum. … beyin cerrahi doktorumuz idi, taraflar arasında yapılan sözleşmelere ilişkin bilgim yoktur. Çalışma saatleri 09:00 ile akşam 18:00 saatleri arasında idi, hafta sonu saat 14:00’e kadar çalışıyordu. Bizim şirketimizde Doktor Hak Ediş Birimi tarafından hazırlanan hak ediş rakamlarına istinaden biz ödeme yapmaktayız. Dr. …’a da bu şekilde ödeme yapılmaktaydı. Doktor Hak Ediş Birimi doktordan almış olduğu fatura karşılığında ücreti belirleyerek bize ödeme hususunda talimat veriyordu. Sözleşmelerin feshine ilişkin de bilgim yoktur. Ödemeler Hak Ediş Biriminin düzenlemesine göre yapıldığından ve çık sayıda doktor olduğundan ödeme tarihlerini net olarak bilemiyorum. Davalı vekilinin talebine istinaden soruldu: bütün doktor ve firmalar ile önceden mutabakat yapılarak Hak Ediş Birimi tarafından ödemeler düzenlenmektedir. Mutabakat sürecinde doktordan kesinti yapılması halinde bu konuşulur taraflarca bildirilir ancak kabul edilir edilmez o yönetim ve ilgili doktor arasındaki geçen süreçtir “; tanık … ” Ben … firmasında hakediş grup müdürü olarak çalışmaya devam ediyorum. …’ı fiilen tanımamakla birlikte ortopedi doktoru olarak çalıştığını biliyorum. Bütün hekimlerle giderler düşüldükten sonra hakediş hesaplanmaktadır. Çıkan hakediş sonrasında karşılıklı mutabakat yapılmak suretiyle ödemeleri finans’a bildirmekle mükellefiz. …’da 4B statüsünde çalışıyordu. İlgiliyle yapılan sözleşmede de giderler düşüldükten sonra %25 oranında hakediş ödemesi hesaplaması hususunda sözleşme yapılmıştır. İlk 1 yıl sabit ücretle, sonrasında hakediş ödenmesi suretiyle çalışma yapılmaktadır. Çalışma sürelerini tam olarak hatırlamıyorum. Taraflar arasında mutabakat yapılarak ödeme yapılmaktadır. Dava aşamasına kadar davacıyla herhangi bir uyumsuzluk yaşanmamıştır. Mutabakat yapılarak ilerlendiği için doktorun haberi olmadan kesinti yapılması mümkün değildir. Davacı şirket tarafından tarihlerini hatırlamadığın son birkaç tane fatura kesilip göndermişti. Biz onları mutabakat yapmadığımız için kabul etmedik.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
….Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı talimatı ile dinlenen davacı tanığı …, “Ben halen … … Hastanesinde Kadın Doğum Uzmanı olarak çalışmaktayım. Davacı … ‘ı … Hastaneler Grubunda … Hastanesinde 2019 Ekim- 2021 Şubat ayları arasında beraber çalıştığımız için tanırım. … ortopedi uzmanı idi. Davacının hastanede 4/A mı yoksa 4/B statüde mi çalıştığını bilemem ben de çalıştığım hastanede hekimlik sözleşmesi imzalayarak çalışıyorum. Ancak davacının sözleşmesini görmedim. Ancak … Hastaneler Grubu bana bir şirket kurmam gerektiğini ve bu şirket üzerinden hastaneye fatura kesilerek karşılığında ödeme yapılacağı söylendi. Bir muhasebecimiz vardı. Benim muhasebecimin adı … idi. Şirketin kurulması ve faturalandırma işlemleri ile muhasebecim ilgilendi. Bildiğim kadarıyla o tarihte çalışan doktorların bir çoğu bu şekilde çalışıyordu. Davacı … ‘in de bu şekilde çalıştığını hatırlıyorum. Çalıştığımız tarihlerde … hastanesinde davacı dışında başka bir ortopedi uzmanı yoktu. O dönemde pandemi aktif olduğu için benim ödemelerimden pandemi kesintisi adı altında kesintiler yapılmıştır. Örneğin aylık 5.000-7.000 TL civarı kesinti yapılmıştı. Davacının ödemelerinden de kesintiler yapıldığını biliyorum. Ancak net olarak miktarlarını bilemem. Yurt çapındaki birçok büyük hastane doktorlara şirket kurdurarak faturalandırma yoluyla çalışmaktadır. Ben bu sistemden hoşlanmadığım için Mersin’e gelip maaşlı çalışmaya başladım. Bilgim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya, mali müşavir, sağlık hizmetleri uzmanı hastane müdürü/hesap uzmanı ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 20/11/2022 tarihli raporda;
asıl davada davacı tarafa ait 2020 yılı yasal defter
ticari münasebet kayıtlarına göre davacının davalıdan 2019 yılından 2020 yılına devir eden 66.000 TL alacağının
olduğu, 2020 yılında davalıya faturalarla 136.132,25 TL tutarında satış yaptığı
bunların karşılığında 129.044,66 TL Banka havaleleri ile tahsilat yaptığı (Tahsilatların-Ödemelerin karışık
yapıldığı ve tarafların buna itiraz etmediği) böylece davacı tarafın incelenen 2020 yılı yasal defter ticari
münasebet kayıtlarına göre asıl davada davacının davalıdan (66.000 TL + 136.132,25 TL ) – (129.044,66 TL) =
73.087,59 TL bakiye alacağının kaldığının tespit edildiği,

her ne kadar Hastane Otomasyon Sistemine göre 1 yıllık sabit bedel sözleşmesi biten ; Mart 2020 yılı
hakkedişine göre 15.221,52 TL dava konusu doktorun hakkedişi hesaplanmış olmasına rağmen ,dava konusu
hekim tarafından KDV dahil 27.000,00 TL Sağlık Hizmet Bedeli dava konusu Hastaneye fatura tanzimi yapıldığı ve bu faturaların her iki tarafça ticari defterlere kaydedildiğ, (Dava konusu Hastane tarafından mezkur faturanın
iade edilmeyip sehven kayıtlarına işlendiği) ve BA,BS ve KDV Beyannamelerinde Vergi Dairelerine
bildirim yapıldığı, Mart 2020 dönemi hesaplanan hakkedişe göre 11.778,48 TL fazladan dava konusu doktora
ödeme yapıldığı, birleşen davada davacı tarafa ait 2020 yılı yasal
defter ticari münasebet kayıtlarına göre birleşen davada 2019 yılından 2020 yılına devir eden 88.500 TL davalıya
borcunun olduğu 2020 yılında davalıdan yukarıdaki tabloda belirtilen faturalarda 81.000 TL alış yaptığı bunların
karşılığında birleşen davada davalıya banka havaleleri ile 151.544,66 TL ödeme yaptığı böylece birleşen davada davacı tarafın incelenen 2020 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre birleşen davada davacının davalıya ( 88.500 TL + 81.000 TL) – (151.544,66 TL) = 17.955,34 TL birleşen davada davacı … Sağlık ve Eğitim Hizm AŞ’nin (… Hastanesi) davalı Doktor …’a 17.955,34 TL bakiye borcunun kaldığının tespit edildiği,(Bu hesap mutabakatında taraflar arasında herhangi bir ihtilafın-nizanın olmadığı), toplamda 55.132,25 TL Hizmet Satış Faturasının Hastanece iade edildiği, Hastane Otomasyon Sistemi üzerinden alınan KDV dahil hakkediş raporlamasına göre; Nisan 2020 için 8.290,99 TL-Mayıs 2020 için sigorta poliçesi ve noter masrafı olan 1.435,38 TL düşüldükten sonra 10.238,77 TL –Haziran 2020 için ise 10.613,91 TL hekim alacağı hesaplandığı, mevcut haliyle (Nisan, Mayıs ,Haziran 2020 dönemleri KDV dahil) 29.143,66+ 17.955,34 (Devreden Cari Alacak)= 47.099,00 TL doktor hakkediş bakiye alacağı hesaplandığı, Birleşen Dava Yönüyle ; 2020 yılında sözleşmesi karşılıklı fesih yapılmadığından yenilenen protokol hükümlerine; bildirimli fesih hükmüne aykırı davranmasından mütevellit dava konusu hekimin , taraflar arasında uzlaşma sağlanmadan dava konusu hastaneyi terk etmesinin asıl davada davalı, birleşen davada davacı olan … … Hastanesinin tedavi edilemeyen Hastalardan dolayı gerek hastalara karşı gerekse Resmi Kurumlara karşı zor durumda bırakıldığı, iş düzeninin aksamasına neden olduğu, dava konusu Hastanenin hasta kaybına, ticari itibar kaybına uğramış olabileceği, kanaati hasıl olmuş olup; dava konusu hekim tarafından tanzim edilen KDV dahil aylık 27.000 TL lik faturaları ( Nisan ,Mayıs ,Haziran 2020 Dönemleri Hariç ) dava konusu Hastane tarafından dosyaya ibraz edilerek; nezdinde oluşan zararın birleşen davayönüyle tazminini istemiş olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek taraf itirazlarını irdeler şekilde ve davacı tarafından hakkediş bedellerine ilişkin kesilen faturaların taraflar arasındaki sözleşme kapsamında tarih ve tutarlarının da gösterilerek süresinde ödenip ödenmediği açıklanmak suretiyle yine taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve ücret ödemelerinin zamanında ödenip ödenmediği faturalarla karşılaştırılmak suretiyle açıklanmasının, ayrıca alternatifli olarak tarafların zarar iddiasına ilişkin hesaplamların da yapılarak takdir mahkemeye bırakılarak ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 12/04/2023 tarihli ek raporda; dosyada taraflar arasında imzalanmış olup cari hale gelen 05.03.2019 tarihli Hekim ve Hakkediş Sözleşmelerinde ; tanzim edilen fatura doktor hakkedişleri için taraflarca belirlenmiş herhangi bir hakkediş ödeme vadesi/günü bulunmadığı, tahsilatların-ödemelerin karışık yapıldığı ve tarafların buna itiraz etmediği, çalışanların ücret ödemelerinin 4857 Sayılı İş Kanunu ile göre korunma altına alındığı, işverenlerin, çalışanların maaşlarını her 30 günde bir ödemek zorunda oldukları, maaş ödeme sıklığının en fazla 1 ay, en az 1 hafta şeklinde iş sözleşmesinde belirlendiği gibi uygulanacağı, TTK m.1530/5 uyarınca ödeme süresi, faturanın veya eş değer ödeme talebinin veya mal veya hizmetin
alındığı veya mal veya hizmetin gözden geçirme ve kabul usulünün tamamlandığı tarihten itibaren en fazla altmış gün olarak kararlaştırılabileceği, mal ve hizmet tedarikinde para borcunun ödenmesine ilişkin olarak, sözleşmede ödeme günü veya süresi
kararlaştırılmamış ise, TTK m. 1530/4 uyarınca borçlu fatura veya eşdeğer ödeme talebini almasından otuz gün sonra temerrüde düşer denmekte olup takdirin mahkemeye ait olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede, sözleşmeye aykırı hareket edilmesi halinde uygulanabilecek herhangi bir cezai şart bulunmadığı, Birleşen dava dosyasında davacı olan dava konusu Hastane tarafından Birleşen Dava Yönüyle ; 2020 yılında sözleşmesi karşılıklı fesih yapılmadığından yenilenen protokol hükümlerine; bildirimli fesih hükmüne aykırı davranmasından mütevellit dava konusu hekimin , taraflar arasında uzlaşma sağlanmadan dava konusu Hastaneyi terk etmesinin asıl davada davalı, birleşen davada davacı olan … … Hastanesinin, kök raporda ayrıntıları verilen ve tedavi edilemeyen Hastalardan dolayı gerek hastalara karşı ,gerekse Resmi Kurumlara karşı zor durumda bırakıldığı, iş düzeninin aksamasına neden olduğu, dava konusu Hastanenin hasta kaybına, ticari itibar kaybına uğramış olabileceği, kanaati hasıl olmuş olup; yine Kök raporda da belirtildiği üzere; taraflar arasında uzlaşma sağlanmadan dava konusu Hastaneden ayrılan dava konusu Hekim tarafından tanzim edilen KDV dahil aylık 27.000 TL lik faturalar ( Nisan ,Mayıs ,Haziran 2020 Dönemleri Faturalar İade edildiği için hariç ) dava konusu Hastane tarafından dosyaya ibraz edilerek; kendi nezdinde oluşan zararın birleşen dava yönüyle tazminini istemiş olduğu , ancak dosyada mübrez bilgi ve belgelerden oluşan zararın ne miktarda olduğu hususunda heyetçe
hesaplama imkanı olmadığı;
Kök Raporda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere tarafların ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olduğu, dava konusu Hekimin Sistemine kayıtlı GİB faturalarını dava konusu Hastaneye gönderdiği, kesilen faturaların alıcısına tanzim tarihlerinden itibaren kesin olarak tebliğ edildikleri ve bu faturalara itirazın Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen harici yöntemlerle (noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile) itiraz edilebilmesinin mümkün olduğu, davalı tarafın Türk Ticaret Kanununun 21’inci maddesinde belirtilen 8 (sekiz) günlük itiraz süresine içerisinde faturalara itiraz ettiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge olmadığından faturaların ve içeriklerinin taraflarca kabul edilmiş olduğu sonucunun doğduğu, taraflar arasında ihtilafın bulunduğu kök raporda ayrıntılı olarak ifade edilen dava konusu hekimce tanzim edilen ancak dava konusu Hastane tarafından iade edilen … Satış Faturası 19.800 TL ,… Satış Faturası 20.032,25 TL, … Satış Faturası 15.300 TL olduğu,
tarafların hesaplama ve tespitler ve değerlendirmeler konusundaki Kök Rapora yapmış oldukları itiraz konularında yeni bir bilgi ve belge sunmadıkları, davalı/davacı yanın itiraz beyanlarının genel ve soyut beyanlar olduğu, bu nedenle kök rapordaki hesaplama konusunda yapılmış değerlendirmelerin değiştirilmesini gerekli kılan bir durumun söz konusu olmadığı belirtilmiştir. Davacı vekili 17/07/2023 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava dilekçesi ile talep ettikleri10.000 TL cari hesap alacağını bilirkişi raporu doğrultusunda 63.087,59 TL ıslah ederek 73.087,59 TL’ye artırdıklarını beyan emiş, harcını yatırmıştır.
Asıl Dava; taraflar arasında düzenlenen 05/03/2019 tarihli hakediş belirleme sözleşmesinin davacı tarafça haklı sebeple fesih edildiği sözleşme uyarınca ödenmesi gereken hizmet bedellerinin ödenmediği iddiasına dayalı alacak davası, birleşen dava ise sözleşmenin haksız feshi nedeniyle şirketin maddi ve manevi zarara uğradığı iddiasına dayalı tazminat davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ; her ne kadar davalı tarafça zaman aşımı itirazında bulunulmuş ise de, alacağın taraflar arasında tanzim edilen sözleşmeye dayanması ve TBK 146/1 uyarınca 10 yıllık zaman aşımına tabii olması ve TBK 154/2 uyarınca dava ile söz konusu zaman aşımı süresinin kesilmesinden dolayı davanın zaman aşımlarına uğramadığından dolayı davalı tarafın zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Asıl davanın davacısı … Ltd.Şti.yetkilisi … ve davalı şirket arasında 05/03/2019 tarihli Hakediş Belirleme Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin konusunun Dr….’ın davalı tarafından işletilmekte olan … … Hastanesinde 5510 Sayılı Kanuna 6645 Sayılı Kanun ile eklenmiş olan EK 10.maddesi uyarınca 4/b statüsünde Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olarak hizmet karşılığı iş ortaklığı/gelir paylaşımı esasına dayalı çalıştığı sürece ödenecek olan aylık hakkediş miktarının hesaplanma esaslarının belirlenmesi olduğu, sözleşmenin 8.maddesinde işe başlama tarihinin 05/03/2019 olup sözleşmenin bir yıl süreli olduğu, sözleşme süresinin bitimine bir ay kala taraflar birbirlerine yazılı olarak haber etmediği taktirde anlaşmanın devam edeceğinin kararlaştırıldığı, yine Özel … Hastanesi ile Dr…. arasında 05/03/2019 tarihli Hekim Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin konusunun adı geçen doktorun hastanenin kadrolu Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olarak hizmet karşılığı gelir paylaşımına dayalı çalışma esasları ve şartlarının belirlenmesi amacıyla düzenlendiği, sözleşmenin 9.maddesi ile Dr….’ın Serbest Meslek Mensubu olarak, ilgili mevzuat gereği hastanede 4/B’li olarak çalışacağı, hastane tarafından SGK(4/a) girişinin yapılmayacağını ve adına SGK primi ödenmeyeceğini bildiği, ücretinin hakediş usulü ödeneceği, bu konularda hastaneden bir talebi olmadığını kabul ve beyan ettiği düzenlenmiştir.
Dr….’ın ….Noterliğinin 18/06/2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile karşılıklı yapılan sözleşmeye aykırı olarak hizmet bedellerinin geç yatırıldığı, bedellerden kesinti yapıldığı, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı halde fazla mesai ücretini almadığı v.s.nedenlerle sözleşmeyi feshettiği ve KDV dahil toplam 86.588,25 TL alacağın ödenmesini talep ettiği, davacının taraflar arasında düzenlenen 05/03/2019 tarihli hakediş belirleme sözleşmesinin haklı sebeple fesih edildiği sözleşme uyarınca ödenmesi gereken hizmet bedellerinin ödenmediği iddiasına dayalı olarak alacak talep ettiği, birleşen dosya davacısı … … A.Ş.’nin ise sözleşmenin haksız feshi nedeniyle şirketin maddi ve manevi zarara uğradığı iddiasına dayalı tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.
Her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda davacının davalıdan 17.955,34 TL devreden cari alacağının kaldığı, tarafların bu miktarda mutabık oldukları, raporda ödenmeyen hakediş alacakları olarak Nisan 2020- 8.290,99 TL, Mayıs 2020-10.238,17 TL, Haziran 2020-10.613,91 TL olmak üzere toplam 29.143,66 TL hak ediş alacağı bulunduğunun hesaplandığı, Mart 2020 hakedişinin 15.221,52 TL olarak kararlaştırılmasına rağmen sehven 27.000 TL’lik fatura tanzim edildiği, Mart 2020 dönemi hesaplanan hakedişe göre 11.778,48 TL fazladan Dr….’a ödeme yapıdığı, bu tutarın mahsubu ile 29.143,66 TL-11.778,48 TL=17.365,18 TL bakiye ödenmesi gereken hakediş alacağı bulunduğu, devreden cari hesap alacağı 17.955,34 TL ile birlikte toplam 35.320,52 TL alacağın bulunduğu anlaşılmıştır.
Genel olarak kişiler, özel hukuk alanında diğer kişilerle olan ilişkilerini hukuk düzeni içinde kalmak şartıyla diledikleri gibi düzenler, diledikleri konuda, diledikleri kişiler ile sözleşme yapabilirler. Bu husus, Borçlar Kanunu’nda öngörülen sözleşme özgürlüğü ilkesinin bir sonucudur ve Anayasa’nın 48.maddesi ile de teminat altına alınmıştır. Sözleşme özgürlüğü, sözleşmeyi yapma, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini düzenleme ya da değiştirme, sözleşmenin tabi olacağı şekli belirleme ve nihayet sözleşme ile bağlı kalmama, yani sözleşmeyi sona erdirme özgürlüğünü de içerir. Var olan bir sözleşmeyi sona erdirmenin yollarından birisi de, sözleşmenin feshidir. Dolayısıyla sözleşme özgürlüğü, sözleşmenin tek taraflı tasfiyesine yönelik olarak sona erdirilmesini amaçlayan fesih hakkını da içermektedir. Görüldüğü üzere, kural olarak kişinin sözleşmenin feshi yoluna gitme konusunda irade özerkliği sonucu takdir hakkı bulunmakla birlikte, feshin haksız olması halinde karşı tarafın bundan doğan zararlarından sorumluluğunun da bulunacağı tabiidir.
Sürekli bir sözleşme ilişkisini geleceğe etkili olarak sona erdiren sebeplerden biri olan fesih, bozucu yenilik doğuran bir haktır, hüküm ve sonuçlarını muhatabın hakimiyet alanına ulaştığı anda doğurur. Hak sahibinin tek taraflı, varması gerekli bir irade beyanı ile kullanılır, şarta tabi tutulamaz. Kullanıldıktan sonra geri alınamaz. Fesih olağan ve olağanüstü fesih olmak üzere ikiye ayrılır. Olağan fesihte sözleşmeye dayalı ilişki, fesih beyanı muhataba ulaştıktan belirli bir süre geçtikten sonra ortadan kalkar. Bu nedenle olağan feshe süreli fesihte denilmektedir. Olağanüstü fesihte ise, sürekli sözleşme ilişkisi fesih beyanının muhataba ulaşmasıyla derhal sona erer. Olağanüstü feshe süresiz fesih adı da verilmektedir. Bu tür fesihte sürekli sözleşme ilişkisi haklı sebeplerden dolayı derhal sona ermektedir. Sözleşmede herhangi bir sebep gösterilmeksizin fesih hakkının bulunduğuna dair bir hüküm olması halinde dahi, sözleşmenin feshi için haklı bir sebebin bulunması ve sözleşme ile davalıya tanınan bu hakkın da yasaya ve iyiniyet kurallarına uygun bir şekilde kullanılması gerektiğinden yapılan fesih bildirimi ve kullanılan fesih hakkının yasa ve iyiniyet kurallarına göre haklı sebeplere dayalı bir kullanım niteliğinde bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. (Emsal için bkz.Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2016/… E 2017/… K)
TBK’nın 112.maddesine göre; borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse, borçlu kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 125.maddesi kapsamında ise; karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde bir tarafın temerrüde düşmesi halinde, diğer taraf sözleşmeden dönebileceği gibi borcun ifa edilmemesinden kaynaklanan zararın giderilmesini isteyebilir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet (olumlu) zarar olabileceği gibi, menfi (olumsuz) zarar da olabilir. Sözleşmeyi her iki tarafın imzalaması ve sözleşme maddelerinden sorumlu oldukları dikkate alınarak davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshetmiş olduğu kanaatine varılmıştır. Hekim Sözleşmesinin 8.maddesinde, işe başlama tarihinin 05/03/2019 olduğu, sözleşme süresi bir yıl olup, sözleşmenin bitimine bir ay kala haberdar edilmediği taktirde anlaşma devam eder hükmünü içermekte olup sözleşmenin taraflar arasında devam ettiği, davacının ücret alacakları ödenmediğinden bahisle sözleşmeyi ….Noterliğinin 18/06/2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile haklı nedenle feshettiği, her ne kadar birleşen dosya kapsamında davalı-birleşen dosya davacısı tarafça sözleşmenin Dr…. tarafından haksız olarak feshedilmesi nedeniyle iş görme, sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılmasının şirketi gerek hastalara karşı gerekse resmi kurumlara karşı zor durumda bıraktığı, iş düzeninin aksamasına neden olduğu, tedavi uygulanamayan ve geri çevrilen hastalara ilişkin olarak farklı tarihlerde 34 adet tutanak tutulduğu belirtilerek, şirketin hasta ve itibar kaybına uğradığından bahisle maddi ve manevi tazminat talep edilmiş ise de, bu tarihten sonra davalı tarafça tutulan tutanaklara itibar edilemeyeceği değerlendirilmekle asıl davanın kısmen kabulü ile 35.320,52 TL alacağın temerrüt tarihi 23/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın ise reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
A-) Asıl Dava Yönünden ;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
35.320,52-TL alacağın temerrüt tarihi 23.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
B-)….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … SAYILI BİRLEŞEN DOSYASI YÖNÜNDEN;
Davanın REDDİNE,
1-Asıl dava yönünden;
a)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.412,74 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.250,78 TL (170,78-TL peşin harç + 1.080,00-TL ıslah harcı olmak üzere) harcın mahsubu ile bakiye 1.161,96 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.250,78 TL (170,78-TL peşin harç + 1.080,00-TL ıslah harcı olmak üzere) harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
c)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
d)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
e)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 637,90 TL’sinin davalıdan, 682,10 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir kaydına,
2-Birleşen dava yönünden;
a)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 514,04 TL harçtan mahsubu ile 244,19 TL’nin kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
b)Davalılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen maddi tazminat yönünden miktar itibariyle AAÜT uyarınca 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılara verilmesine,
c)Davalılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen manevi tazminat yönünden miktar itibariyle AAÜT uyarınca 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılara verilmesine,
d)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir kaydına,
3-Davacı-birleşen dosya davalısı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 4.150,00 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.420,52 TL yargılama masrafının davalı-birleşen dosya davacısından tahsili ile davacı-birleşen dosya davalısı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı-birleşen dosya davalısı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı-birleşen doya davacısı tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 263,30 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul ve reddi oranında yapılan hesaplama neticesine 96,36 TL’sinin davacı-birleşen dosya davalısından tahsili ile davalı-birleşen dosya davacısına ödenmesine, bakiye kısmın davalı-birleşen dosya davacısı üzerinde bırakılmasına,
5-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 25/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır