Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/649 E. 2021/78 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/649 Esas
KARAR NO:2021/78

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/02/2016
KARAR TARİHİ:03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davalılardan Av….’nin davacılardan … ile … arasında görülmekte olan boşanma davası sebebiyle tanıştıklarını ve Av….’nin davacılara avukatlık hizmeti vereceğini belirttiğini, bu görüşmeler sırasında davalı …’nin yapılacak olan masrafların teminatı olarak davacılardan senet talep ettiğini, davacıların hepsi boş senedi imzalayıp Av….’ye 02/05/2013 tarihinde teminat olarak verdiklerini, tüm dava, harç ve masrafları davalar sonuçlandığından yaklaşık 350.000TL civarında harç ve masrafın … tarafından iade alındığını ve kendisinde kaldığını, dolayısıyla davacıların davalılardan …’den alacağı bulunduğunu, davacıların Av….’ye masraf borcu bulunmadığını,ayrıca vekalet ücretini de ödediklerini, davacıların Av….’ye yapmış olduğu avukatlık görevi gereği kendisine 09/03/2013 tarihinde vekaletname verdiklerini, ancak davalı …’nin çalışma şartlarında anlaşmalarına rağmen takibe konu boş senedi davacılara iade etmediğini ve takibe konu boş senedin Av…. uhdesinde kaldığını, davacılar tarafından boş senedi iade etmesi konusunda talepte bulunduklarını, ancak davalı …’nin söz konusu boş senedi iade etmediğini, boş senedin Av…. tarafından doldurularak veya doldurtularak haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine konu edildiğini, davalı …’nin boş senedi doldurarak veya doldurtarak kendi adı gözükmeyecek şekilde yardımcı eleman olarak çalıştırdığı ve davacılara şoförü olarak tanıttığı diğer davalı …’ye senedi ciro edip ve yine sözde bir vekil atayıp bürosunda da çalışan Av…. kanalıyla ihtiyati haciz ve icra aşamalarını takip ettirdiklerini, senedin kambiyo vasfında olmadığını, senetteki yazıların, vade tarihi, keşide tarihi, adresler, yetkili mahkeme, nakden ibaresi, isim soy isim ve diğer yazıların kesinlikle davacılara ait olmadığını, senette tahrifat yapıldığını, davalıların kötü niyetli olduğunu beyanla, davacılar aleyhine ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı icra takibine konu edilen 02/05/2013 tanzim 06/05/2016 vade tarihli 300.000TLlik bono nedeniyle davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitini, davalıların %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davalının iyi niyetli üçüncü şahıs olup, davacının haksız iddialarının dinlenilmemesi gerektiğini, davacıların dava dilekçesinde ileri sürmüş oldukları iddiaların hiçbir dayanağı olmadığını, davacı yanın vekalet ücretlerinin ödendiği iddiasına bilgiler almış olduklarını, buna göre davacılar adına hareket etmiş bulunan davacı vekili Av….’ün, Av….’nin davacı vekili olarak takip etmiş olduğu ve bu davaların davacılaır temsil ettiği davalarda karşı tarafın vekili olarak davaları takep ettiğini, bu bilgiyi davacıların asil niyetlerinin ne olduğunun tespiti amacıyla dile getirdiklerini, davacıların dilekçelerindeki beyanlarının doğru olmadığını, yani tüm işlerin en iyi şekilde Av…. tarafından yapılmış olduğunu ve avukatlarını ibra ettiklerini hiçbir hak ve alacaklarının olmadığını açıkça beyan eden ihtarnameler verdiklerini, takip konusu senedin boş ve bedelsiz olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, davacıların iyi niyetli 3.kişi olarak davalıya yöneltilmesi mümkün olmayan ve gerçekle ilgisi olmayan beyanlarla borçtan kurtulmaya çalıştığını, davacıların imza inkarında bulunmadıkları bir bonoda borcun olmadığını ancak senetle ispat etmek zorunda olduklarını, davacının işbu davayı açmakta kötü niyetli olduğunu beyanla, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, davacıların kötü niyetli olması karşısında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı … vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacıların, kendileri tarafından imzalanarak verilmiş bulunan senede karşı borçlu olmadıklarını ileri sürmenin yanında bu dava ile ilgisi bulunmayan vekalet ücretleri konusunda yalan beyanlarda bulunarak kendilerini haklı çıkarmaya çalıştıklarını, senede karşı ileri sürülen iddiaların senetle ispat zorunluluğu olduğunu, senede bağlanmış olan her çeşit alacak için ileri sürülen karşı savunmanın tanık ile ispat olunamayacağını, senede bağlanmış bir sözleşmenin taraflarının, o sözleşmenin geçersiz olduğuna ilişkin savunmalarını da ancak senetle ispat edebileceğini, davacıların kendisine müraccat ederek tüm davaların takibi konusunda görüşmek istediklerini, masraflar konusunda anlaşıldığını ve peşin olarak 300.000TL ödenmesine karar verildiğini, ancak likit olarak veremediklerinden bu miktar için senet alındığını ve bundan sonra yazılı sözleşme yapıldığını ve vekalet alındığını, yani ücret için peşin alınmasını şart koştuğu bedele karşılık senet verildiğini, işbu peşin para yerine alınan senedin peşin olarak ödenmesi gereken miktarın karşılığı olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların mahkemeyi yanıltmak amacında olduğunu, davacılara borçlu bulunmadığını beyanla, haksız ve kötü niyetli davanın reddini, davacıların %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin … esas … karar sayılı 29/11/2017 tarihli kararı ile; davacının davasının davalı … yönünden subut bulmadığından reddine, davalı … yönünden dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, davaya bakmakla görevli mahkemelerin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edildiği, İstanbul BAM 46.Hukuk Dairesinin 2020/54 esas 2020/65 karar sayılı 29/09/2020 tarihli ilamı ile;
“Mahkemece her ne kadar davalının senedin ihdas nedenini değiştirdiği ve bu durumda temel ilişkinin tartışılması gerektiği, yanların tacir olmadığı ve taraflar arasındaki davanın genel mahkemede görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de; Mahkemenin davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olması halinde; tarafların savunması ve bono nedeninin ihdas edilmesi mahkemenin görevini etkilemeyecektir. Ayrıca davalıların biri hakkında daha özel görevli bir mahkeme var ise; diğer davalı hakkındaki davanın bu davalıya tabaen aynı mahkemede görülmesi gerektiğinden İlk derece mahkemesi davalı … yönünden de görevlidir. Davalı … yönünden de esasa girilip yargılama yapılmış, bilirkişi raporu da alınmış olmakla; tarafların iddia -savunma ve ispat yükü çerçevesinde delillerinin tartışılıp bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi isabetli olmamış, hükmün 353-1-a-6 gereğince ortadan kaldırılması gerekmiştir. Davacı yanın sair istinaf sebepleri ile davalı …’nin istinaf talebi açısından; hükmün ortadan kaldırılması gerekçesi de nazara alınarak istinaf kanun yolunun niteliği nazara alındığında ve her ne kadar davaların istiklali prensibi söz konusu ise de; hükmün bütünlüğü ve kararın infazında terettüde sebebiyet verme ihtimalinin ortadan kaldırılması açısından şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair oybirliğiyle aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.” gerekçesiyle mahkememizce verilen kaldırılmasına dair karar verilerek mahkememize gönderilmiş ve dosya mahkememizin 2020/649 esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, taraf vekilleri dosya içindeki beyanlarını tekrar etmişlerdir.
Dava; bonoya yönelik menfi tespit ve ödemenin yapılması halinde istirdat istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalıların beyanları, dosyaya sunulan deliller, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacılar tarafından imzalanan kambiyo evrakı niteliğindeki senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitine yöneliktir. Davacılar ile davalı … arasında herhangi bir hukuki ilişki mevcut değildir. Davacılar senedin tanzim edenleri yani borçluları, … ise son hamilidir. TTKnun 687.maddesi uyarınca poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biri ile kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri başvurana hamile karşı ileri süremez. Meğer ki hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Davacı tarafça davalı …’nin senedi iktisap ettiği anda kötü niyetli olduğu ispatlanamamıştır. Bu nedenle davacı tarafından bu davalı hakkında açılan davanın reddi gerekmiştir.
Davalı … yönünden ise, senet bedelinin nakden ahzolunduğu düzenlenmiş olup, davalı … tarafından verilen cevap dilekçesinde ise söz konusu senedin davalı …’nin davacılara vermiş olduğu avukatlık hizmeti sebebiyle ve bu avukatlık hizmeti uyarınca oluşan vekalet ücretinin tahsili amacıyla verildiği iddia edilmiş olup, senet ihdas nedeni talil edilmiştir. Dolayısıyla söz konusu senedin ihdas nedeninin talil edilmiş olması sebebiyle, davada ispat külfeti yer değiştirdiği gibi, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin boyutu ve davalının da davacılardan vekalet ücreti alacağının doğup doğmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Yani başka bir anlatımla taraflar arasındaki temel ilişkiye ve bu temel ilişki sebebiyle davacıların davalıya borçlu olup olmadığının tespiti gerekmiştir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre, davacı ile davalılar arasında 09/05/2013 tarihli Avukatlık Ücret Sözleşmesinin 4.Bölüm 2.maddesi gereği 2.400.000TL vekalet ücreti +KDV ve 27/10/2014 tarihli görüşme tutanağı ve ibraname protokolü ile 700.000TL vekalet ücretinin imzalandığı, davalı …’nin dosya kapsamında yer alan sözleşme ve protokoller çerçevesinde 3.658.000TL alacaklı olduğu, mahkemesince iadesine karar verilen harçlar toplamının 199.404,46TL ve İcra Dairelerinde davalı …’ye imzası karşılığında yapılan ödemeler toplamının ise 228.723,73TL olduğu, dolayısıyla davalı …’ye toplamda 428.128,19TL ödendiği, Av….’nin 3.229.871,81TL alacaklı olduğu, davalı …’ye yapılan bu ödemelerin ise davalı tarafından davacı alacaklı asillere iade edip etmediği, etmiş ise ne kadarının iade edildiğine dair taraflarca dosyaya herhangi bir belge sunulmadığı, buna göre bilirkişi heyetince yapılan hesaplamaya göre …’nin kalan alacağının 3.229.871,81TL olarak hesaplandığı, dolayısıyla davalının davacılardan halen davaya konu senet miktarından daha fazla miktarda alacaklı olduğu tespit edildiğinden, bu davalı yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca İİK.74/2 maddesi uyarınca alacaklının alacağını geç almış olmasından dolayı davacılar aleyhine asıl alacak ve senet bedeli olan 300.00,00TL’nin %20’si oranında olmak üzere 60.000,00TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacıların davalarının her iki davalı yönünden ayrı ayrı REDLERİNE,
2-Davacılar aleyhine İİK 72/4 maddesi uyarınca asıl alacak ve senet bedeli olan 300.00,00TL’nin %20’si oranında olmak üzere 60.000,00TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 5.123,25TLnin mahsubu ile fazla alınan 5.063,95TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 29.450,00TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yapılan 100,00TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan 241,70TL yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/02/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı