Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/627 E. 2021/864 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/627
KARAR NO:2021/864

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/11/2020
KARAR TARİHİ:08/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ….İcra Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasıyla davacılar aleyhine karşılıksız çek keşide etmek suçuna dayanılarak dava açıldığını, davanın dayanağının … Bankası A.Ş…. … şubesine ait 30/08/2019 keşide tarihli … çek numaralı 7.000 Euro bedelli çek olduğunu, çeke ilişkin davacıların herhangi bir bilgisi bulunmadığını, çekteki imzaların sahte olduğunu, imzaya itiraz ettiklerini, davacıların davalıya ne herhangi bir borcu ne de teslim edilmiş malı bulunduğunu, aralarında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, davalının yetkili hamil olmadığını, çekte kayıtsız şartsız bir ödeme vaadi bulunmadığını, davacı şirket yetkililerinden …’ın … Cezaevinde olduğunu, diğer yetkili …’dan ise haber alınamadığını, işin aciliyetine binaen davacı şirket adına kayyum atanmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle davanın kabulü ile davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı şirket adına kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkilileri … ve … tarafından keşide edilen davaya konu çekin 02/09/2019 tarihinde davalı tarafından yasal süresinde ilgili bankaya ibraz edildiğini, hesapta karşılığının bulunmaması nedeniyle karşılıksız olduğuna dair çekin arkasına şerh edildiğini, davacı şirket yetkilileri tarafından karşılıksız çek keşide edilerek 5941 Sayılı Kanunun 5.maddesinin değişik 6728 Sayılı Kanunun 63.maddesi ihlal edildiğinden cezalandırılmaları için şikayette bulunulduğunu, ….İcra Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan davada yargılamanın devam ettiğini, davalının işbu dava kapsamında imzaya itiraz etme hakkı bulunmasına rağmen mahkemiz nezdinde dava ikame etmesinde hukuki bir yararının bulunmadığını, bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı … …’ın davaya konu çekte cirosu bulunmadığından huzurdaki davayı açma ehliyeti de bulunmadığını, davanın … yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davanın çekin ciro silsilesindeki herkese karşı açılması gerektiğini, yanlızca davalıya karşı açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı şirket yetkilisi …’ın tutuklu olmasının vesayet gerektiren bir durum olmadığını, şirketi temsile münferiden yetkili olduğundan cezaevinde bulunsa dahi tek başına vekaletname verebilme hakkına sahip olduğunu, davacı şirkete kayyum atanabilmesinin de hukuken mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit davasıdır.
Adli sicil müdürlüğünden davacı …’ın adli sicil ve arşiv kaydı getirtilmiştir.
Davacı vekili tensip ara kararları uyarınca sunduğu 24/11/2020 tarihli dilekçesinde; davanın konusu 7.000 Euro olup TL karşılığının 65.940 TL olduğunu, bu meblağ üzerinden dava açılırken peşin yatırılan harcın mahsubu ile eksik harcın hesaplanarak yatırıldığını, davacı şirketin organlarını gayri faal olup atıl durumda olduğunu, şirket adına müştereken vekalet verebilecek olan …’ın halen cezaevinde tutuklu olduğunu, diğer şirket ortağına ise ulaşılamadığını, yönetim kurulunun toplanamadığını, davacı şirket adına vekalet sunma imkanlarının bugün itibarı ile bulunmadığını belirtmiştir.
….İcra Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden getirtilmiştir.
Ticaret Sicil Müdürlüğünden davacı şirketin 2019 yılı ve müteakip temsile yetkili şahıslarını gösterir ticaret sicil kayıtları getirtilmiştir.
… Bankası A.Ş.Genel Müdürlüğü’nün 21/04/2021 tarihli cevabi yazısı ile, çek hesabının … … Şubelerinde davacı şirkete ait olup, davaya konu çekin … Bankası tarafından 02/09/2019 tarihinde takas merkezlerine ibraz edildiği ve karşılıksız işlemi gördüğü, çeki tahsil için başvuran gerçek kişi ve tüzel kişinin kim olduğunun ilgili bankadan talep edilmesi gerektiği belirtilerek çek fotokopisi yazı ekinde gönderilmiştir.
… bankasının 20/07/2021 tarihli cevabi yazısı ile davaya konu çekin … tarafından ibraz edilmiş olduğu belirtilerek kimlik bilgisi raporu yazı ekinde gönderilmiştir.
Mahkememiz 19/04/2021 tarihli ön inceleme duruşması ara kararı ile davacı vekiline davacı şirketi temsilen vekaletnamesini sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, verilen süre içinde vekaletnamenin sunulmaması halinde şirket hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından davanın usulden reddine karar verileceği ihtaratını içerir e-tebligat gönderilmiştir.
6545 Sayılı Kanunun 3.maddesi uyarınca şirkete kayyum atanmasına ilişkin talep yönünden dosya tefrik edilerek ayrı bir esasa kayıt edilmiş ve heyete tevdii edilmiştir.
Davalı vekili tarafından ön inceleme duruşması ara kararı uyarına çek aslı ibraz edilmiş, mahkememiz kasasına alınmıştır.
Davacı vekili, 08/11/201 tarihli celsede alınan beyanında; davacı şirket adına müvekkile ulaşılamadığından vekaletnameyi sunamadıklarını, önceki beyanlarını tekrarla delillerin celbi ile imza incelemesi yaptırılmasını talep etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Mahkememize açılan dava dilekçesinin ekinde dava açan ve davacı …San.Tic.Ltd.Şti.vekili olduğunu belirten Av….’ın şirketi temsilen herhangi bir vekaletnamesinin bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle mahkememizce Av….’a 17/11/2020 tarihli tensip ara kararı ile davacı şirketi temsile yetkili olduğunu gösterir vekaletnamesini sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili 24/11/2020 tarihli dilekçesi ile şirket organları atıl durumda olduğu ve şirket adına vekalet verebilecek … ise cezavinde tutuklu olduğundan vekaleti sunma imkanlarının olmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce getirtilen ticaret sicil kayıtlarına göre diğer davacı …’ın 2024 yılına kadar şirketi münferiden temsile yetkili olduğu, bu itibarla cezaevinde tutuklu olsa dahi tek başına vekaletname verme hakkına sahip olduğu anlaşılmakla davacı vekiline 19/04/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında aynı hususta yeniden 2 haftalık kesin süre verilerek, vekaletnamenin süresi içinde sunulmaması halinde şirket hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından davanın usulden reddine karar verileceği ihtaratını içerir e-tebligat tebliğ edilmiştir. Ancak verilen kesin süreye rağmen dosyamıza herhangi bir vekaletname sunulmamış, davacı vekili 08/11/2021 tarihli celsede, müvekkile ulaşılamadığından vekaletnameyi sunamadıklarını beyan etmiştir. Buna göre HMK’nun 76. Maddeye göre Avukat açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekaletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini dava dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır. HMK 77. Maddesinde ise vekaletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukatın dava açamayacağı ve yargılama ile ilgili hiçbir işlem yapamayacağı düzenlenmiştir. Yine HMK’nın 114/1-f maddesinde vekil aracılığıyla takip edilen davalarda vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnemesinin bulunması dava şartı olarak açıkça sayılmıştır. Dava şartlarından birinin eksik olması halinde HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince giderilmesi mümkün dava şartları yönünden eksikliğin tamamlanması için mahkeme davacıya kesin süre verecek ve bu süre içerisinde dava şartı noksanlığı giderilmemiş ise dava, dava şartı yokluğundan usulden reddedilecektir. Bu yasal düzenlemeler ışığında dosyamız değerlendirildiğinde dava açan avukatın davacı şirketi temsilen vekaletnamesinin olmadığı belirlenmiş, vekaletini sunması için kendisine verilen kesin sürelere rağmen dava şartı noksanlığı giderilmemiştir. Bu kapsamda HMK’nun 115. Maddesi gereğince vekaletname dava şartı yokluğu nedeniyle davacı …San.Tic.Ltd.Şti.hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından davanın USULDEN REDDİNE karar verilmesi gerekmiştir.
Öte yandan, dava konusu edilen çekin keşidecisi …San.Tic.Ltd.Şti.dir. Dava, keşideci şirket ve şirketin ortağı ve yetkilisi adına davaya konu çekteki imzanın sahte olduğu, çeke ilişkin davacıların herhangi bir bilgisi olmadığı, davalı ile aralarında herhangi bir ticari ilişki olmayıp herhangi bir borçları bulunmadığı iddiasıyla açılmıştır. Dosya kapsamı uyarınca dava konusu … Bankası A.Ş…. … şubesine ait 30/08/2019 keşide tarihli … çek numaralı 7.000 Euro bedelli çekin keşidecisinin …San. Tic.Ltd.Şti., lehdarının ise … Dış Tic.A.Ş. olduğu, davacı …’ın ise çekte keşideci, aval veren sıfatıyla imzasının bulunmadığı, ciro silsilesinde adının yer almadığı, çek keşidecisi şirket adına usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı, davacının şirket ortağı olmasının da davanın tüzel kişiliği haiz keşideci firma adına açılması gerektiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı anlaşılmakla davacı …’ın iş bu davayı açmakta husumet ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığından işbu davacı yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı … San.Tic.Ltd.Şti.hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-)Davacı … yönünden davacının davasının AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
3-) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 1.120,78 TL’den mahsubu ile bakiye 1.061,48 TL’nin kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacı … San.Tic.Ltd.Şti.’nden alınarak davalıya ödenmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacı …’ dan alınarak davalıya ödenmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-)Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.08/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza