Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/590 E. 2021/673 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/590
KARAR NO :2021/673

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/02/2017
KARAR TARİHİ:20/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketten muhtelif ve toplamda 73.268,55 TL fatura alacakları nedeniyle …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 03/08/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının alacak miktarının 232.059,11 TL’lik kısmını 08/08/2016 tarihinde alacaklı şirket hesabına ödediğinden bahisle bu miktar kısma ve ferilerine itiraz ettiğini, diğer borç kısmını ise icra dosyasına ödediğini, davalı tarafından borcun 232.059,11 TL’lik kısmı davacıya ödenmekle birlikte bu ödemenin takip tarihinden hatta ödeme emri tebliğ edilmek istenip takipten de haberdar olunduktan sonra yapıldığını, icra takip masrafları ve vekalet ücreti ile ödeme tarihine kadar işlemiş faizin ödenmediğini, bu nedenlerle öncelikle itirazın dava konusu edilen ödeme tarihine kadar ki işlemiş faizi, icra takip masrafları ve vekalet ücretine yönelik kısmının iptaline karar verilmesini, ayrıca %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin herhangi bir sözleşmeye dayanmadığı gibi planlanan veyahut kayıt altına alınan herhangi bir vade tarihi de bulunmadığını, tesis edilen ticari ilişkinin tamamı ile cari hesap ilişkisi olduğunu, davalı şirketin icra takibinden haberi olmaksızın 08/08/2016 tarihinde davacının hesabına 232.059,11 TL ödeme gerçekleştirdiğini, 18/08/2016 tarihinde tebellüğ edilen ödeme emrine ise yapmış olduğu işbu ödeme neticesinde kısmi itirazda bulunduğunu, bakiye 41.209,44 TL üzerinden kapak hesabı yapılmasını talep ettiğini ve yapılan kapak hesabı sonucunda ortaya çıkan rakamı ise süresi içerisinde icra müdürlüğü hesabına ödediğini, tarafların alınan hizmetlerin bedelinin ara ödemeler ile gerçekleştirilmesi hususunda açık bir şekilde anlaştıklarını, ödeme emri veya icra emrinin tebliğinden önce yapılan ödemelerden tahsil harcı alınmayacağını, taraflar arasında tesis edilen ticari ilişki kapsamında davalı şirketin temerrüde düşmediğini, aleyhine girişilen icra takibine kendisi sebep olmayan davalı şirketin icra takibi kapsamında oluşan faiz, harç, masraf ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olacağını, bu nedenlerle davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava İİK.’nın 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 14/11/2017 tarihli kararı ile, davanın reddine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
BAM 12. Hukuk Dairesinin 2020/1177 Esas, 2020/1028 Karar sayılı, 15/10/2020 tarihli ilamı ile; ” Davalı tarafça faturalarda vade bulunmadığı kabul edildiğinden takip tarihi itibariyle alacağın muaccel olduğunun kabulü gerekir. Takip tarihinden sonra kısmi ödeme yapan borçlu alacak muaccel ise ,icra vekalet ücreti ,ödeme tarihine göre gerekiyorsa icra tahsil harcı,ödeme tarihine kadar işleyen faiz vs,ferilerden sorumludur.Alacak aslı ödenerek borcun sona erdiği kabul edilemez.Mahkemece,yapılan bilirkişi incelemesinde varlığı ihtilafsız hususlar belirlenmiş,TBK 100 maddesi gereğince bir hesaplama yapılmamıştır. Kısmi ödeme tutarı 232.059,11-TL lik kısmının ferileri ödenmediği sabit olup,kısmi ödeme tarihinde hesaplanan toplam borç tutarından davalı tarafça yapılan ödeme düşülerek kalan miktarın da daima asıl alacak bakiyesi (ferilerin mahsubu nedeniyle sona ermesi halinde ) olacağı gözönünde bulundurulmalıdır. Anlatılanlara göre kalan miktar hesaplanarak bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilerek Mahkememizin 14/11/2017 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Yeniden yapılan yargılama ile dosya yeniden BAM kararı uyarınca davalı tarafından takipten sonra kısmi ödeme yapıldığı nazara alınarak ödeme tarihi itibarı ile BK 100 maddesi uyarınca öncelikle faiz ve ferilerinden düşüm yapılmak suretiyle bakiye kalacak olur ise asıl alacaktan düşülmek suretiyle dava tarihi itibarı ile alacak miktarının tespiti için bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen 10/05/2021 tarihli raporda; davalı tarafından icra dairesine ödemesi yapılan dosyadan kalan bakiyenin hesaplamaların Mahkememizce uygun görülmesi durumunda 18.394,44 TL olarak hesap edilebileceği, dava dilekçesinde itirazın iptaline yönelik davacının harca esas değer olarak 14.905 TL’ye yer verdiği belirtilmiştir.
Davacı vekili 11/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 14.905,00 TL olan dava değerini 3.489,44 TL artırarak 18.394,44 TL ‘ye yükseltmiş, ıslah harcını ikmal etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, BAM kararı, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; BAM kararı doğrultusunda yaptırılan bilirkişi incelemesi ile, davaya konu ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında 03/08/2016 tarihinde 273.268,55 TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, davalının 08/08/2016 tarihinde 232.059,11 TL banka kanalı ile davacıya ödeme yaptığı, geriye kalan 41.209,44 TL üzerinden takibe devam edilmesinin talep edildiği, bunun üzerine toplam 48.939,22-TL dosya hesabının icra dairesi tarafından 03.11.2016 tarihinde çıkarıldığı, dava dilekçesinde kalan borç kısmının icra dosyasına ödendiği belirtilmekle takip konusu asıl alacakla ilgili bir talebin bulunmadığı anlaşılmış olup, bilirkişi raporunda dava tarihi itibarı ile BK 100 maddesi uyarınca kısmi ödemenin ferileri dikkate alınarak yapılan hesaplamalar neticesinde davacı alacağı 18.394,44 TL olarak tespit edilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporu doğrultusunda 11/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı 3.489,44 TL artırarak 18.394,44 TL’ye yükseltmiştir.
Bilindiği üzere, itirazın iptali davaları itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerekir. Bu süre hak düşürücü süredir.(Emsal için bkz Yargıtay 19 HD’nin 2014/9093 E 2014/14291 K sayılı kararı). Somut olayda dava, 14.905 TL üzerinden açılmış olup bu miktarın dışında kalan kısım yönünden ıslah tarihi itibarı ile 1 yıllık süre (dava tarihi de gözetildiğinde) dolmuş olduğundan buna göre itirazın 14.905 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, davacının ıslah edilen 3.489,44-TL için hak düşürücü süre yönünden davasının reddine, alacağın belirlenebilir olması nedeniyle İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca hükmedilen asıl alacak miktarının %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 14.905-TL asıl alacak üzerinden İPTALİ ile, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, asıl alacak tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 9,00 oranında ve TCMB tarafından belirlenen değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, davacının ıslah edilen 3.489,44-TL için hak düşürücü süre yönünden davasının REDDİNE,
2-İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca takipteki itiraza konu olan ve hükmedilecek alacak bedeli olan 14.905-TL’nin %20’si oranında olmak üzere 2.981,00-TL aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.018,16 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL + ıslah harcı 59,59 TL olmak üzere toplam 90,99 TL’nin mahsubu ile bakiye 927,17 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 126,99 TL harç, bozmadan önce yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 150,00 TL müzekkere, posta, tebligat masrafları + bozmadan sonra yapılan 38,00 TL tebligat ücretinden oluşan toplam 914,99 TL yargılama masrafının kısmen kabul ve red oranına göre hesaplanan 741,41 TL’sinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 3.489,44 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır