Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/59 Esas
KARAR NO:2022/770
DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/04/2018
KARAR TARİHİ:30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, halka açık … AŞ’nin 2014 ve 2015 yılı hesap ve işlemlerinin davacı kurula iletilen şikayet dilekçeleri çerçevesinde 6362 sayılı SPK’nın ve ilgili mevzuat çerçevesinde incelenmesi neticesinde davacı kurulun uzmanları tarafından hazırlanan 07/07/2017 tarih ve XX-15/25-1, XXI-13/34-1 sayılı denetleme raporunda, diğer hususların yanı sıra, işbu davanın konusu olan şirket il … … Paz San ve Tic Ltd ŞTi, … … Ürünleri San ve Tic Ltd Şti, … İnş San ve Tic Ltd Şti, … Gıda İnş San ve Tic Ltd Şti, … … Tekstil ve İnş San Tic Ltd Şti ve … Tekstil Tur İnş San ve Tic Ltd Şti arasındaki işlemlere ilişkin bir kısım hususların tespit edildiğini, … AŞ’nin imza sirküleri üzerinde yapılan incelemede, 17/06/2013-08/03/2017 tarihleri arasında … ve …’ın şirket kaşesi altında atacakları münferit imzalarıyla her biri ayrı ayrı olmak üzere şirketi sınırsız bir şekilde idare, temsil ve ilzama yetkili olduğunu, 08/03/2017 tarihinde tescil edilen 19/12/2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile …’ın şirketi tek başına temsil yetkisinin kaldırıldığını, denetleme raporu tarihi itibariyle şirketin … tarafından şirket kaşesi altına atacağı münferit imzayla veya … ve … tarafından şirket kaşesi altına atılacak imzayla idare, temsil ve ilzam edildiğinin tespit edildiğini, davacı kurulun denetleme raporunda yer verilen bilgilerden anlaşılacağı üzere, şirketin turizm sektöründe yürüttüğü faaliyetlerden kar elde etmesine rağmen, tekstil sektöründe yürütülen faaliyetlerinden elde edilen zararın daha yüksek olması nedeniyle 2013,2014 ve 2015 yıllarında esas faaliyetlerinden zarar ettiğini, şirketin 2013,2014 ve 2015 yılı hesap dönemlerindeki finansal durumuna bakıldığında, şirketin finansal sıkıntı içinde olduğunu, her hesap döneminde zarar edilmesi nedeniyle şirketin sermaye kaybı yaşadığını, net işletme sermayesi açığı verdiğini, finansal borç ve yükümlülükleri yerine getirmekte zorlandığını, şirket yöneticilerinin açıklamalarına göre ihtiyaç duyulan işletme sermayesinin temini için … gayrimenkullerinin rayiç değerlerinin altında fiyatlara satıldığının anlaşıldığını, finansman sağlanan şirketlerden … …, … …’ın finansman sağlanan dönemlerde dolaylı olarak … …’in kontrolünde olduğunu, bu şirketlerin yönetim bakımından dolaylı olarak … … ile ilişkili olduklarını, karşılıksız kaynak aktarımı yapıldığını gizlemek için şirketlerle noter huzurunda düzenlenmiş birbirine benzer adi sözleşmelerin akdedildiğini, finansal kriz içinde olunmasına, kredi anapara ve faiz borçlarının dahi ödenememesine, net işletme sermayesi açığı verilmesine, şirketlerden olan alacakların tahsil kabiliyetlerinin zayıf olduğunu, cari hesapta söz konusu şirketlerden olan alacak tutarı kadar şirketin zarara uğratıldığını, … … tarafından anılan şirketlerden olan mevcut alacaklarının tahsil edilememesine rağmen, ilgili şirketlere karşılığında hiçbir menfaat temin edilmeksizin finansman sağlanmaya devam edilmesi ve bu şirketlerden olan alacakların tahsil ve takibine yönelik gerekli hukuki işlemlerin yapılmamasının SPK’nun 21 ve 110.maddesinde düzenlenen örtülü kazanç kapsamına girdiğini beyanla, davalılar tarafından örtülü kazanç aktarımı yoluyla mal varlığı azaltıldığı tespit edilen halka açık … … ve bağlı ortaklık iştiraklerine, faiz hariç toplam 62.827.373,40TL tutarındaki iadenin davalılarca verilen süre içinde yapılmaması nedeniyle, SPK uyarınca örtülü olarak aktarılan 62.827.373,40TL ile kanuni faizinin, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 100.000,00 TL’sinin … ve Kervansaraya bağlı ortaklık ve iştiraklerine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı SPK’nın anılan şirketlerden olan alacakların tahsili adına …’a kurul karar bildirimini gönderdiğini, …’ın da bu doğrultuda hukuki takibe ve tahsilata giriştiğini, şirketin, SPK’nın uyarı mahiyetindeki kurul kararına uyarak anılan şirketlere davalar açtığını, SPK’nın genel kurul kararı doğrultusunda şirket alacaklarını tahsil etmek gayesiyle davaların kazanılması adına hukuki mücadelede bulunmakta olduğunu, davacı SPK’nın davalı …’ın yetkili olduğu ….. Dokuma tarafından açılan ve takip edilen davaların hiç yokmuşçasına dava dilekçesinde gerekli tatbikatın yapılamadığından bahsettiğini, tekstil sektöründe yaşanan ekonomik daralma üzerine davalı …’ın kötü gidişata durdurmak adına çözüm arayışına girdiğini, davalının kamu ihaleleri aracılığıyla … … ile tanıştığını ve beraberce kamu ihalelerine girilmeye başlandığını, ancak …, … … ve …’ın … liderliğindeki suç örgütü tarafından dolandırıldığını, davalının … tarafından büyük bir dolandırıcılığın içine çekildiğini, davalı …’ın, … …’ın ceza alması ve şirketin zararının önüne geçmek adına tüm hukuki yollara başvurduğunu, öte yandan davalının kişisel mal varlıkları incelendiğinde bu dönem içerisinde herhangi bir mal varlığı artışı göstermediğini, bilakis şirketin içinde bulunduğu ekonomik dar boğazı aşması için mal varlıklarından şirket lehine tasarrufta bulunmaları sonucunda azalma meydana geldiğini beyanla, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
… 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… esas 2018/… karar sayılı 04/07/2018 tarihli birleştirme kararı ile davanın Mahkememizin 2018/… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, mahkememizin 2018/… esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada verilen 22/01/2020 tarihli kararı ile mahkememiz dosyası ile birleşen … 12. ATM 2018/… Esas sayılı dosyası yönünden davanın tefrik edilerek dava Mahkememizin 2020/59 esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, denetleme raporu, Kurul Karar Organının 30/12/2014 tarih 36/1305 sayılı kararı, … …’e gönderilen bildirim yazısı, ihale evrakı, sözleşmeler, ön protokol, borç üstlenme sözleşmesi, yeminli mali müşavir raporu, vergi denetim raporu, bilirkişi raporları, ticaret sicil kayıtları, gazete haberleri, banka bilgileri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Esas ve Karar Bürosunun …/… CBS sor nolu dosyası, … 2.Ağır Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası sureti, Sermaye Piyasası Kayıtları celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Mali Müşavir Prof Dr …, Borsa, Menkul Değerler Uzmanı … ve Hukuk Öğretim Üyesi Dr … tarafından tanzim olunan 02/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu işlemlerde adı geçen …, … şirketlerinin dolaylı olarak … …’in kontrolünde olan şirketler olmaları nedeniyle … …’in ilişkili tarafı niteliğinde olduğunu, … AŞ ile adı geçen şirketler arasında gerçekleştirilen işlemler neticesinde, faiz hariç 31.12.2015 tarihi itibariyle … Tekstil ‘den olan 19.037.944,69TL, … … olan 24.823.461,52TL, … Tekstil’den olan 11.957.818,19TL, … Turizm’den olan 5.077.550,00TL, … … olan 1.440.500TL ve 28/01/2016 tarihi itibariyle … Tekstil’den olan 490.100TL alacak tutarı kadar (toplam 62.827.373,00TL) …, şirket yönetim kurulu başkanı … ve şirkette 09/05/2013-28/08/2015 döneminde yönetim kurulu başkan yardımcılığı yapmış olan … tarafından zarara uğratılmış olduğunu ve birlikte zarara sebep olduklarından müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini, şirket ve bağlı ortaklıklarının varlıkları, şirketin diğer yönetim kurulu üyesi olan … ile ilişkili dış şirketlere herhangi bir mal ve hizmet alınmadan değişik yöntemler ile aktırılmış, aktarımları legal gibi göstermek üzere içeriğinde tutar yazılmayan, noter onayından geçirilmemiş sözleşme ve ön protokol düzenlenmiş olduğunu, dışarıya aktarılan bu tutarların şirkete ne tutar ne mal ne de hizmet olarak geri döndüğünü, tüm dosya muhteviyatı değerlendirildiğinde 31/12/2015 tarihi itibariyle faiz hariç 62.827.373TL olan zararın mevcut olduğunu ve bu zararların tahsilini geciktirmek ve örtülü sermaye aktarımı fiilini perdelemek amacıyla girişimlerde bulunulduğunun tespit edildiğini, dava konusu olay tarihi itibariyle halka açık anonim ortaklık statüsündeki … … şirketinin yöneticisi ve şirketin fiilen sevk ve idaresini yürüten kişiler konumunda olduğu anlaşılan davalılar … ve …’ın HAAO statüsündeki şirketin zarar görmesine sebep olduklarını, HAAO statüsündeki …’e verdikleri bu zararın faiz hariç 31/12/2015 tarihi itibariyle 62.827.373TL olarak hesaplanmasının mümkün olduğunu, şirketten ilişkili taraflarına aktarılmış olan 62.827.373,40TL’den davalıların müştereken sorumlu olmaları gerektiğini, ilişkili taraf işlemlerinin yapıldığı tarihler bakımından şirketin davalıların yönetiminde bulunduğu ve şirket mali uzmanlar tarafından karşılığında herhangi bir menfaat elde etmeksizin finansman sağlanmasına devam edilmesi, ticari teamüllere aykırı olarak karşılığında herhangi bir mal, hizmete satın alınmadan, menfaat temin edilmeden finansman sağlanması vb.muhtemelen ilişkili taraf olmayan üçüncü kişilere karşı göstermeyeceklerinden bu şekilde şirketin ekonomik çöküşüne sebebiyet verecek ölçüde yüksek montanlı işlemlerin emsallere ve piyasa şartlarına uygunluğundan söz edilmesi mümkün olmadığını, bu suretle izahı mümkün olmayan ve fakat somut olayda gerçekleştirilen bir dizi işlemlerin kanunda ifade edildiği şekliyle emsallerine uygunluk, piyasa teamülleri, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine aykırılık teşkil edeceğinden örtülü kazanç aktarımının varlığı açısından diğer unsurların da somut olayda söz konusu olduğu takdirinin mahkemeye ait olmakla, davanın esası bakımından örtülü kazanç aktarımı meydana gelmiş bulunduğunu, ilişkili taraflar arasında gerçekleşen sayılan işlemler bakımından SPK madde 21.deki koşulların sağlandığı kazancı aktarılan halka açık ortaklıklar, kollektif yatırım kuruluşları ile bunların iştirak ve bağlı ortaklıkları tarafından kabul edilerek iade talep ediliyorsa, hayatın olağan akışına göre çoğu kez hukuki takibe gerek olmaksızın SPK tarafından verilen süre içinde iadenin de gerçekleşmiş olmasının bekleneceğini, işlemlerin ilişkili taraf işlemi olduğu halde iade için hukuki takibe girişilme ihtiyacı duyulması, bu takiplerin başlatılma tarihleri göz önünde bulundurulduğunda aradan geçen uzun süreye rağmen iadenin gerçekleşmiş olduğuna ilişkin dosyaya belge sunulmamış olması karşısında, takdiri mahkemeye ait olmak üzere, salt hukuki takip başlatılmış olmasının SPK madde 94’de yer alan SPKnın iade davası açmasına engel teşkil etmediği sonuçlarına ulaşıldığı belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiş, itirazlar doğrultusunda tanzim olunan 08/08/2022 tarihli ek raporda; davacının iddia ettiği zararları oluşturan fiillerin her iki davalı tarafından birlikte gerçekleştirilmiş olduğunu, davalı …’ın sorumlu olmadığını iddia etmesinin, davalı …’ın ise şirket adına senet düzenlenip …’na verilmesi ve muhasebeye kaydedilmesi, senet karşılığı alınan paraların şirkete yatırılmamış olması gerçekleşmesi karşısında yapılan savunmaların olayları açıklamaktan uzak olduğunu, yine davalı …’ın SPK talebi üzerine hukuki takibata başlamış olmasının, yine dosyaya iadenin gerçekleştiğine ilişkin belge sunulamamış olması, sonradan diğer davalı …’a karşı suç duyurusu yapmış olması karşısında tüm bu işlemlerin hukuki süreci sürüncemede bırakmak, olayları perdelemek amacıyla yapılan işlemler olup olmadığı hususunun mahkemenin takdirine ait olduğunu, kök raporda şirketin toplam 62.827.373,00TL zarara uğratıldığının tespit edildiğini, davalıların zararın gerçekleştiği ve zarar miktarı konusunda herhangi bir itirazları bulunmadığını, kök rapora karşı görüş ve kanaatleri revize gerektiren mahiyet bulunmadığını, kök raporun sonuç bölümünde ifade edilen görüşlerini tekrar ettiklerini belirtmişlerdir.
Dava, davalılar tarafından örtülü kazanç aktarımı yoluyla mal varlığı azaltıldığı belirtilen halka açık … AŞ’nin uğradığı zararın anılan şirkete ve şirketin bağlı ortaklık ve iştiraklerine iadesi talebine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, toplanan deliller, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, halka açık … AŞ’nin 2014 ve 2015 yılı hesap ve işlemlerinin davacı kurula iletilen şikayet dilekçeleri çerçevesinde 6362 sayılı SPK’nın ve ilgili mevzuat çerçevesinde incelenmesi neticesinde davacı kurulun uzmanları tarafından hazırlanan 07/07/2017 tarih ve … sayılı denetleme raporunda, diğer hususların yanı sıra, işbu davanın konusu olan şirket ile … Tekstil Paz San ve Tic Ltd ŞTi, … Tekstil Ürünleri San ve Tic Ltd Şti, … İnş San ve Tic Ltd Şti, … Gıda İnş San ve Tic Ltd Şti, … … Tekstil ve İnş San Tic Ltd Şti ve … Tekstil Tur İnş San ve Tic Ltd Şti arasındaki işlemlere ilişkin bir kısım hususların tespit edildiği ve anılan şirketlerden mevcut alacakların tahsil edilememesine rağmen, şirketlere karşılığında hiçbir menfaat temin edilmeksizin finansman sağlanmaya devam edilerek hukuki işlemlerin yapılmaması sonucunda toplam 62.827.373,40TL zarara uğratıldığı belirtilerek, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 100.000TLsinin … ve …’a bağlı ortaklık ve iştiraklere iadesi noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
… AŞ’nin … San ve Tic AŞ ünvan ile kurulduğunu, şirket yönetim kurulunun 04/08/2010 tarihli 271 sayılı toplantısında … Yatırım … AŞ, 25/05/2012 tarih 337 sayılı toplantısında ise … … AŞ olarak değiştirildiği, şirket yönetim kurulunun 12/11/2012 tarih ve 350 sayılı toplantısında ortaklık devralma yoluyla … İnş San ve Tic AŞ (… …) ile birleşilmesine karar verildiği, şirketin ağırlıklı olarak tekstil ve turizm sektöründe faaliyet gösterdiği, şirkette görevi devam eden yönetim kurulu üyelerinin …, …, …, …, … olduğu, 17/06/2013-08/03/2017 tarihleri arasında … ve …’ın şirket kaşesi altında atacakları münferit imzalarıyla her biri ayrı ayrı olmak üzere şirketi sınırsız bir şekilde idare, temsil ve ilzama yetkili olduğu, 08/03/2017 tarihinde tescil edilen 19/12/2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile …’ın şirketi tek başına temsil yetkisinin kaldırıldığı, denetleme raporu tarihi itibariyle şirketin … tarafından şirket kaşesi altına atacağı münferit imzayla veya … ve … tarafından şirket kaşesi altına atılacak müşterek imzayla idare, temsil ve ilzam edildiği, yine şirketin ortaklık yapısı incelendiğinde, 31/12/2015 tarihi itibariyle şirketin %67,15’İ …’e, %7,46’sı … AŞ’ye, %25,24’ü ise halka açık kısım olduğu, 2013 ile 2015 arasında halka açık kısmın %15,10’dan %25,24’e yükseldiği, şirketin sermayesinin %7,46’sı …’e ait bulunduğundan, …’ın kız kardeşi olan …’in şirket sermayesindeki toplam ortaklık payının %72,15 düzeyinde olduğu, şirket yönetim kurulunun Onursal Başkanı …, Yönetim Kurulu Başkanı … ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı’nın … (28/08/2015 tarihine kadar) olduğu, … ve babası …’ın ve diğer yönetim kurulu üyelerinden …, …, …, SPK Denetim Raporu tarihinde halen görevlerine devam ettiği, SPK Denetleme Dairesi Uzmanları tarafından düzenlenen 07/07/2017 tarihli denetleme raporunda tespit edilmiş olduğu üzere, ihtilaf konusu olayların gerçekleştiği dönemde davalılar … ve …’ın … AŞ’nin yöneticileri olduğu, …’ın 28/08/2015 tarihinde görevinden ayrıldığı, …’ın ise denetlere rapor tarihi itibariyle görevde olduğu görülmüştür.
Sermaye Piyasası Kanunu’nun 21.maddesinde: ” (1) Halka açık ortaklıklar ve kolektif yatırım kuruluşları ile bunların iştirak ve bağlı ortaklıklarının; yönetim, denetim veya sermaye bakımından doğrudan veya dolaylı olarak ilişkide bulundukları gerçek veya tüzel kişiler ile emsallerine uygunluk, piyasa teamülleri, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine aykırı olarak farklı fiyat, ücret, bedel veya şartlar içeren anlaşmalar veya ticari uygulamalar yapmak veya işlem hacmi üretmek gibi işlemlerde bulunmak suretiyle kârlarını veya malvarlıklarını azaltarak veya kârlarının veya malvarlıklarının artmasını engelleyerek kazanç aktarımında bulunmaları yasaktır. (2) Halka açık ortaklıklar ve kolektif yatırım kuruluşları ile bunların iştirak ve bağlı ortaklıklarının, esas sözleşmeleri veya iç tüzükleri çerçevesinde basiretli ve dürüst bir tacir olarak veya piyasa teamülleri uyarınca kârlarını ya da malvarlıklarını korumak veya artırmak için yapmaları beklenen faaliyetleri yapmamaları yoluyla ilişkili oldukları gerçek veya tüzel kişilerin kârlarının ya da malvarlıklarının artmasını sağlamaları da örtülü kazanç aktarımı sayılır. (3) Halka açık ortaklıklar ve kolektif yatırım kuruluşları, ilişkili taraf işlemlerinin emsallerine, piyasa teamüllerine, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine uygun şartlarda gerçekleştirilmiş olduğunu belgelemek ve bu durumu tevsik edici bilgi ve belgeleri en az sekiz yıl süre ile saklamak zorundadırlar. Birinci fıkrada belirtilen ilkelere aykırılığın tespitinde izlenmesi gereken usul ve esaslar Kurul tarafından belirlenir. (4) Kazanç aktarımının Kurulca tespiti hâlinde halka açık ortaklıklar, kolektif yatırım kuruluşları ile bunların iştirak ve bağlı ortaklıkları, Kurulca belirlenecek süre içinde kendilerine kazanç aktarımı yapılan taraflardan, aktarılan tutarın kanuni faizi ile birlikte mal varlığı veya kârı azaltılan ortaklığa veya kolektif yatırım kuruluşuna iadesini talep eder. Kendilerine kazanç aktarımı yapılan taraflar Kurulca belirlenecek süre içinde aktarılan tutarı kanuni faizi ile birlikte iade etmek zorundadır. Örtülü kazanç aktarımı yasağının ihlali ile ilgili 94 üncü ve 110 uncu maddeler ile ilgili mevzuatta öngörülen hukuki, cezai ve idari yaptırımlar saklıdır.” denilmektedir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporunda göre; … Şti’nin dolaylı olarak … …’in kontrolünde olan şirketler olması nedeniyle … …’in ilişkili tarafı niteliğinde olduğu, konuya ilişkin yapılan SPK inceleme raporunda, söz konusu şirketlere piyasa teamüllerine, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine aykırı olarak karşılığında herhangi bir menfaat temin edilmeden finansman sağlandığı, söz konusu şirketlerden alacakların tahsili için gerekli çaba gösterilmeyerek şirketin zarara uğratıldığının tespit edildiği, SPK denetim raporunda, şirketin 2013,2014 ve 2015 yılı bağımsız denetim raporlarında yer alan şirketin Kısa Vadeli Diğer Alacaklarının hangi şirket/şahıslardan olduğuna ilişkin detaylı bilgilere yer verildiği, bağımsız denetim raporları uyarınca kısa vadeli alacakların şirket/şahıs bazında detayının bilirkişi kurulu tarafından tespit edildiği ve SPK raporunda alacaklara ilişkin şirket ve bağlı şirket muhasebe kayıtları ve konu ile ilgili temin edilen diğer belgeler kapsamında yapılan ve denetlere raporunun 2.5.1 ile 2.5.10 numaralı bölümlerinde yer verilen incelemeler neticesinde yapılan tespitler, yine SPK denetleme raporunun 44.sayfasındaki 17 nolu tabloda belirtildiği; buna göre … … AŞ’nin 31/12/2013 tarihinde …’den olan alacakları genel toplamının 46.783.969TL, 31/12/2014 tarihinde …, …’dan olan alacakları genel toplamının 51.550.4366TL, 31/12/2015 tarihinde …, …’dan olan alacakları genel toplamının 100.270.157,00TL olduğu, …’dan olan alacakların oluşmasının en önemli sebebinin, karşılığında herhangi bir mal, hizmet satın alınmadan, menfaat temin edilmeden, ilgili şahıslara/şirketlere çek keşide/ciro edilerek ve/veya bankalardan para göndererek finansman sağlanmasından kaynaklandığı, finansman sağlanan şirketlerin finansman sağlanan dönemlerde dolaylı olarak … …’in kontrolünde olduğu, bu şirketlerin yönetim bakımından da dolaylı olarak … … ile ilişkili oldukları, karşılıksız kaynak aktarımı yapıldığı gizlemek için şirketlere noter huzurunda düzenlenmemiş birbirine benzer adi sözleşmelerin akdedildiği, sözleşme akdedilen tarafların şirketle gerçekleştirdiği geçmiş tarihli işlemlerde üzerlerine düşen edimlerine yerine getirmediği dikkate alındığında, sözleşmelerde belirtilen projelerin başarıyla tamamlanması ihtimalinin çok düşük olmasına rağmen … … tarafından bu şirketlere kaynak aktarılmaya devam edildiği, aktarılan tutarların nerelerde kullanıldığı ve projelerin tamamlanıp tamamlanmayacağı hususuna ilişkin basiretli bir tacirden beklenen takip işlemlerinin şirket yönetimi tarafından yerine getirilmediği, bazı şirketlerin cari hesap bakiyeleri ile mutabık olmadığı, dolayısıyla cari hesapta söz konusu şirketlerden olan alacak tutarı kadar şirketi zarara uğrattıkları, … … AŞ ve bağlı ortaklıklarının varlıkları, şirketin diğer yönetim kurul üyesi olan … ile ilişkili dış şirketlere herhangi bir mal ve hizmet alınmadan değişik yöntemler ile aktarıldığı, aktarımların içeriğinde tutar yazılmayan, noter onayından geçirilmemiş sözleşme ve ön protokol düzenlenerek yapıldığı, dışarıya aktarılan bu tutarların şirkete ne tutar ne mal ne de hizmet olarak geri döndüğü, 31/12/2015 tarihi itibariyle faiz hariç 62.827.373TL olan zararın mevcut olduğu, adı geçen işlemlerin şirketin yönetim kurulu başkanı … ve şirkette 09/05/2013-28/08/2015 tarihleri arasında yönetim kurulu başkan yardımcılığı yapmış olan … döneminde meydana geldiği ve davalıların zarara sebep olduklarından müteselsilen sorumlu olmaları gerektiği kanaatine varılmıştır.
SPKnun 94.1maddesine göre, Örtülü kazanç aktarımının tespiti ve iadenin talep edilmesi için kazancı aktarılan tarafa gerekli sürenin verilmesinin yanı sıra Kurulun, mal varlığında veya karında azalma meydana gelen ortaklıklardan denetim sonuçlarının pay sahiplerine duyurulmasını isteyebilecek ve tayin edilen süre içinde aktarılan kaynağın iadesi gerçekleşmezse yine belirlediği tutarın iadesi için dava açabilecektir. İşlemler ilişkili taraf işlemi olduğu halde iade için hukuki takibe girişilme ihtiyacı duyulması, bu takiplerin başlatılma tarihleri göz önünde bulundurulduğunda aradan geçen uzun süreye rağmen iadenin gerçekleşmiş olduğuna ilişkin dosyaya belge sunulmadığı görülmüştür. SPKnun 21/4.maddesine göre kazanç aktarılan taraflardan aktarılan tutarın iadesini isteyebileceği, 92/1 maddesi uyarınca ise ilgililerden ayrılıkların giderilmesi için tedbir alınmasının ve ön görülen işlemlerin yapılmasının isteneceği düzenlenmiştir. İlgililer ile kastedilen, mal varlığının azalmasına yol açan işlemlerin taraflarıdır. … … AŞ ile ilişkili taraflar arasında gerçekleşen işlemler bakımından … …’in zarara uğratıldığı ve SPK madde 21.deki koşulların sağlandığı kanaatine varılmakla, davacının davasının kabulü ile 100.000TLnin tahsilde tekerrür olmamak şartıyla davalılardan müteselsilen tahsili ile dava dışı … … AŞ’ne ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının KABULÜ ile, 100.000,00 TL’nin tahsilde mükerrer olmamak şartıyla davalılardan müteselsilen tahsili ile dava dışı … … A.Ş’ye ödenmesine,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 16.000,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 6.831,00TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta masrafı olmak üzere toplam 24.266,00TLnin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 30/11/2022
Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI